Notorious/1946

Hitchcock'un bilinen ve sevilen işlerine göre daha zayıf filmlerinden. 6/10

Ayı/Jean Jacques Annoud 7,5/10

Exam,

tek bir oda, 8 masa, 8 kalem, 8 kağıt, 8 aday, bir güvenlik görevlisi, sonuna kadar kendini izleten güzel bir film, tavsiyemdir.

http://www.imdb.com/title/tt1258197/ " onclick="window.open(this.href);return false;

Edge of Darkness

Mel Gibson'ı bayağı zamandır (İşaretlerden beri sanırım. 2002) adam gibi bir rolde izlememiş olmamızın verdiği gazla bu filmi izledim. Mel Gibson'a doydum ama film hiçkimseyi doyuracak gibi değil. Kötü değil ama klişelerle bezeli ve hiçbir açıdan hiçbir farklılık içermeyen bir film. 5/10

Edge of Darkness

Mel Gibson'ı bayağı zamandır (İşaretlerden beri sanırım. 2002) adam gibi bir rolde izlememiş olmamızın verdiği gazla bu filmi izledim. Mel Gibson'a doydum ama film hiçkimseyi doyuracak gibi değil. Kötü değil ama klişelerle bezeli ve hiçbir açıdan hiçbir farklılık içermeyen bir film. 5/10

Ben bi de sinema da izledim arkadaş. Mel gibson'dur dedik girdik ettik çakmalardan seçmeler izledik çıktık. Hele o final neydi öyle yeaaa.

Edge of Darkness

Mel Gibson'ı bayağı zamandır (İşaretlerden beri sanırım. 2002) adam gibi bir rolde izlememiş olmamızın verdiği gazla bu filmi izledim. Mel Gibson'a doydum ama film hiçkimseyi doyuracak gibi değil. Kötü değil ama klişelerle bezeli ve hiçbir açıdan hiçbir farklılık içermeyen bir film. 5/10

Ben bi de sinema da izledim arkadaş. Mel gibson'dur dedik girdik ettik çakmalardan seçmeler izledik çıktık. Hele o final neydi öyle yeaaa.
Annem Mel Gibson'ı seviyor diye sinemada izlemiştik biz de. Kendisi uyumuştu yanımda. Ben sevdim ama açıkcası. Bir de yönetmenin Casino Royale'dan sonra nasıl bir performans sergileyeceğini merake diyordum. Açıkcası filmin fragmandan daha az aksiyon içermesi (nasıl başardılar bilmiyorum) beni şaşırtmıştı ama sevmiştim filmi. Muhteşem değildi ama güzeldi. Son fenaydı ama evet, katılmamak mümkün değil.

Ben de onu dedim. Martin Campbell fena bir yönetmen sayılmaz. Gişe adamıdır ama yine de işçiliği fena değildir. Fİlm de kötü denemez bence ama fena halde klişe yani. Filmde yeni olan, hadi onu geçtim, aynısının tıpkısı elli kez yapılmamış olan tek birşey yok yaa. Sadece işçiliği iyi bir film, o kadar.

Le notti di Cabiria (1957) 8/10

Uzun zamandır izlemeyi ertelediğim bir filmdi. Hiç beklentim olmadan, sadece zaman doldurmak için izledim; ama çok güzel bir filmle karşılaştım. Affet beni Fellini 🙂

"Sonbahar", Nuri Bilge görüntü yönetmeniyse, Feza Çaldıran ne acaba ?

"Sonbahar", Nuri Bilge görüntü yönetmeniyse, Feza Çaldıran ne acaba ?

Bu olumlu bir eleştiri mi olumsuz mu anlayamadım?

"Sonbahar", Nuri Bilge görüntü yönetmeniyse, Feza Çaldıran ne acaba ?

Bu olumlu bir eleştiri mi olumsuz mu anlayamadım?

Nuri Bilge için olumsuz, Feza için olumlu.

"Sonbahar", Nuri Bilge görüntü yönetmeniyse, Feza Çaldıran ne acaba ?

Nuri Bilge görüntü yönetmeni değil ki zaten? Çelişkiyi ben de anlayamadım. Nuri'nin görüntülerini Gökhan Tiryaki yapıyor. Gökhan ile Feza kıyası olması gerekmiyor mu? Ha olay kadraj yapmak ise o vakit Nuri ile Özcan kıyaslanmalı zati...

Çöplüğe bir tane Nuri Bilge filmi koymaya yemezken, "görüntüler filmi kurtarmaz" final için "ajitasyon" olarak tanımlayıp "ıssız adam cılara haksızlık olur" diyorsun ve ardından bu filmi baş köşeye yerleştirmek ha? O zaman sen prestije saygı duyuyorsun, eleştirilemez metalara inanıyorsun(tam tersini iddia etsen de), cannes da smokin görünce yüreğin pır pır ediyor, diş geçirebildiğine diş geçiriyorsun, daha fazlasını götün yemiyor demek, nerede anarkoluğun ? Sonbahar'ın finali Türkiye sinemasında görmediğimiz göremediğimiz bir final ve eminim içlerinden biri hayatlarında bir kez öyle bir final çekebilmiş olsa sinemayı bırakır oto tamirciliğine başlar, okuyosun sen bunları çok iyi biliyorum. Nuri Bilge fanatizminede hastayım , "minimalizm, minimalizm " diye kafamızı siktiler, bi o anladı memlekette minimalizmi sanki, küçük emrah hikayesini "minimal" anlattı kimse bişe demedi alkış tuttular, neymiş "sonbahar" da diyaloglar çok çiğmiş, sen hiç F tipinden çıkan adam gördün mü ki karakterin diyalogları hakkında böyle ustaca yorum yapıyorsun, altınada ölüm orucunda ölenlere saygımızdan sıçıp sıvamadık yazmışsın bak sen şu işe, daha çok Nuri Bilge gerek size, 200 metre tepeden bakmak lazım dimi, ulaşılamaz olmak lazım yani, egolara saygı, sanata tukaka, aferin hacı aynen böyle devam. Bu yazı forumdakilere değil, alınmayın üstünüze. İmdb den aldığım bir ss i de ekliyorum, bir daha film çekmesin kimse diye.

"Sonbahar", Nuri Bilge görüntü yönetmeniyse, Feza Çaldıran ne acaba ?

Nuri Bilge görüntü yönetmeni değil ki zaten? Çelişkiyi ben de anlayamadım. Nuri'nin görüntülerini Gökhan Tiryaki yapıyor. Gökhan ile Feza kıyası olması gerekmiyor mu? Ha olay kadraj yapmak ise o vakit Nuri ile Özcan kıyaslanmalı zati...

Benim gözümde sadece bir görüntü yönetmeni, daha fazlasıyla kıyaslamaya dilim varmadı çünkü. Eğer illa öyle bir kıyas yapacaksak ta Nuri bilgegiller deyip çıkarım konunun içinden, içine saz arkadaşlarını da doldururuz tertemiz anlaşılmış olur mevzu, ayrıca sen dedin diye yine baktım bilgilerimi tazeleyim dedim, 6 filmin 4 ünde kendi yapmış görüntü yönetmenliğini, en nihayetinde diğerlerinde de son sözü söyleyen kişi yine nuri bilge değil mi ? aslında konunun özü, bundan önceki mesajda zaten.

Sonbahar filmiyle ilgili ben de benzer şeyler düşünüyorum. Bu forumda da belirtmiştim filmi ne kadar başarılı bulduğumu.
Türkiye sineması'nın en iyi filmlerinden benim gözümde.
Filme politik değil deniyor, ama "politik film" illa ki Ken Loach gibi yapılmaz. (Her ne kadar Ken Loach bu konuda çok başarılı olsa da)
Bireysel olan da politiktir. Bu filmde yönetmen bize "ben ölüm oruçlarının ve hayata dönüş operasyonun anlatımını yapmayacağım, bunu zaten bilen biliyor" diyor.
Onun yerine 90ların politik kuşağının inançlarını ve bu inancı sorgulamasını izliyoruz.
Ne için mücadele ettim, ne için öleceğim, hayat devam etmeye değer mi gibi sorgulamalar görüyoruz.
Ve aslında sadece katı politik, gözleri kör bir zihin olarak algıladığımız radikal solun, hayattan kopmak isteyecek kadar davasına inanan bir bilincin
aslında hayatla ne denli içiçe olabileceği anlatan bir film gibi de geliyor bana.