Shutter Island/Scorsese. 5/10

Scorsese bu hikayeyi çekmeyi isteyecek bir sinemacıysa ona verecek daha iyi bir hikayem vardı benim. Buradaki birçok üye gibi.... Ama herif enfes yönetmen vesselam....

Magnolia - Paul Thomas Anderson 9 / 10

Uzunca bir aradan sonra tekrar izledim. Unutmuşum.
Farkedilecek şeylerden biri de filmdeki hikaeyeler arasındaki bağlantıların sadece kurgusal olarak değil, bir anlam bütünlüğü üzerinden de birbirleriyle bağlandığı. Çocukluk ve yetişkinlik filmin temel meselesi gibi.

Sonunu bir yandan çok beğeniyorum, bir yandan da belki daha farklı olabilirdi diye de düşünüyorum. Tam karar veremiyorum sonuyla iligli olarak.

Neyse, çoğu kişi izlemiştir zaten. Kurgusuyla ve senaryosuyla müthiş bir film.
Sanırım en iyilerimin arasına rahatlıkla sokarım bu filmi.

En James Bond Thunderball'ı izledim...

Sean Connery'nin oynadığı 007'lerin içinde bence en iyi film 2. kes izlemiş oldum...

The Box (Richard Kelly)

Nasıl üzüldüm anlatamam. Çok feci kötü bir film. 25-26 yaşlarında Donnie Darko'yu yapan adam, nasıl olur böyle film yapar. Southland Tales'da pek iyi film değildi, ama bu kabul edilemez derecede kötü. Nolcak bu Richard Kelly'nin hali?

The Box (Richard Kelly)

Nasıl üzüldüm anlatamam. Çok feci kötü bir film. 25-26 yaşlarında Donnie Darko'yu yapan adam, nasıl olur böyle film yapar. Southland Tales'da pek iyi film değildi, ama bu kabul edilemez derecede kötü. Nolcak bu Richard Kelly'nin hali?
Off. Bu filmden çok şey bekliyordum ben yaa.... Can, tüm hayallerimi yıktın. 🙁 🙂

Görkem sen yine izle. Ben de can gibi bişi anlamayan ve film boyunca yüklenen anlamlar bana mı hafif geliyor acaba diyte suçu kendimde aradım ama hastası çok.

Bu arada en son izlediğim film shutter island 5/10

Filmi izlerken son 20 dakikaya kadar Görkem'e laflar hazırladım. Allahım dedim atmosfer süper. Hikaye süper gidiyor. Yönetim kusursuz. Oyunculuk kusursuz. Gelgelelim son 20 dakikada bize verilen final ilk 20 dakikada aklımıza mutlaka gelen hehe tabiki öyle olamaz scorsese lan bu. 20 yıldır kısa filmcilerin bile sıkıldığı bi son'a bağlamazki deyip rahat rahat izlerkeeeen. DAN! sinir harbi içinde kapadım filmi. Bu final ile biizm uğur atılgan'ın ilk filminin filmi arasında hiç fark yok 🙂 bu uğur için sevindirici de... Scorsese için?

Linç edilmek pahasına:

Hayat Var: 5/10..

Geberdim sıkıntıdan, içim gitt.. Kız da olmasa çekilmezdi..

Sapık. 😛

Linç edilmek pahasına:

Hayat Var: 5/10..

Geberdim sıkıntıdan, içim gitt.. Kız da olmasa çekilmezdi..

Reyis naptın. Taş gibi film la.

Vavien (Taylan Biraderler)

Şahane şahane. Hiç duraksamadan en beğendiğim beş Türk filmi arasına alırım. Gerçi az önce bitti film, taze etkisiyle mi böyle düşünüyorum biledim şimdi. Neyse, sinemada izlemediğime bin pişman oldum. Taylan Biraderler'e de (Adamlar harika yönetmenmiş cidden), Engin Günaydın'a da (Böylesine bir senaryo yazacak kadar dolu olduğunu tahmin edemezdim hiç) helal olsun.

Özel Binnur Kaya notu: Dudağım uçukladı gece gece. 'Samara' halt etmiş.

Vavien (Taylan Biraderler)

Şahane şahane. Hiç duraksamadan en beğendiğim beş Türk filmi arasına alırım. Gerçi az önce bitti film, taze etkisiyle mi böyle düşünüyorum biledim şimdi. Neyse, sinemada izlemediğime bin pişman oldum. Taylan Biraderler'e de (Adamlar harika yönetmenmiş cidden), Engin Günaydın'a da (Böylesine bir senaryo yazacak kadar dolu olduğunu tahmin edemezdim hiç) helal olsun.

Özel Binnur Kaya notu: Dudağım uçukladı gece gece. 'Samara' halt etmiş.
Yok yok abartmıyorsun.
Kesinlikle mükemmel bir film bence de.

Bir kere daha izleyin, fikirleriniz değişebilir. Beni bayağı değişti en azından 2. izleyişte.

Hani, kimi film, tuhaf bir hüzün uyandırır ya bitince insanın içinde, işte o filmler çok iyi oluyor bana göre. Vavien de, o filmlerden bence.

Green Zone/Greengrass.... Bu adam artık hepten tarzını oturtmuş bomba bir yönetmen. Kendimce "acımasız görsellik" olarak isimlendirdiğim, hayatımda izlediğim en "konforsuz" görselliğe sahip film herhalde Green Zone. Filmin çeyreğinde, kadrajda neler var anlamakta güçlük çekiyorsunuz neredeyse yani. Olanı biteni izlemek ciddi çaba ve miyopsuz hipermetropsuz kesinlikle astigmatsız göz gerektiriyor. Hem kadrajın fazla hareketli oluşu, hem bir acayip renk ve parlaklık tercihleri, hem açılar ve ölçekler.... Feci derecede yorucu ama tüm bu hengame, gerçekten enfes amaçlar için kullanılıyor. Oyuncular enfes oynuyorlar (Brendan Gleeson'ı, Braveheart'tan beri iyi rolde gördüğümü hatırlamıyorum, hoşuma gitti burada) ama kamera onları önemsemiyor gibi davranıyor ve bu enfes birşey. Fİlmle ilgili 2 not önemli:
1- Politik tarafı, tavrı bana çok çok güçlü geldi. Brian Helgeland yazarsa zaten "iyi yazar".

2- Hurt Locker.... Ne alaka diyeceksiniz, söyleyeyim: Hurt Locker'ın, iyi bir film olmayışının nedenleri, bu filmde olup da o filmde olmayanlar. Bu filmin, HUrt Locker'dan hiçbir eksiği yok, fazlası var. Fazlalıkları da Hurt'ün içermesi gerekenler zaten. BU filmi Bigelow yönetmiş olsaydı (aslında ilginç biçimde Bigelow ve Greengrass'ın, en azından bu iki örnekteki görsel tercihleri çok yakın. Garip olan şu: Bigelow daha usta bir yönetmen sayılır. Buradan çıkan sonuçları siz düşünün artık) işte o zaman "tamamen hak ederek aldı" derdim. Ki Bigelow'un yönetmeniği kötü değildir.

Özetle: 8/10. Görmeye çalışınız. Ama dinlenmiş gözlerle. 🙂

Yahu almışsın 2001le Spaceballs'u karşılaştırmışsın. Aferin, ne diyeyim. 2 filmin birbiriyle ne alakası var ya.. Her ABDli gördüğünüzü aynı şey anlatıyor mu sanıyorsunuz sayın Görkem? Biri psikolojik gerilim, öbürü politik aksiyon. Helal olsun yani.