abi deli olucam n,uye hayatının filmi anlamıyorum bir post apokaliptik manyagının niye hayatının filmi oluyo bu clerk bile on basar buna deli etme beni gayet makul bir puan fıratınki.

Özgür sana küstüm. Bi daha konuşma benlen..

Bir de senaryo yazarı olacaksın, Lebowski için 7 iyi diyorsun. Bir incele bakalım, karakter, hikâye ve kurgu açısından o filmi. Ama gülmek için izleme irdelemek için izle. Hep hakkı yenmiştir Lebowski'min..

bekide bi ara bowlingten kusucak gibi olmuştum o döneme denk geldi diye:D

Lebleboswki 9.9 dur abi:)

2 days in paris -- 7,5/10 çok eğlendim

yaşamın kıyısında 7/10

Senaryo çok iyidi yine seyir keyfi güzeldi bir kaç ustaca haraket de gördük Fatih Akın'dan.

Ama koca Tuncel Kurtiz'in bir laz şivesini becerememesi Nurgül yeşilçay'ın üstüne oturmayan asabi delikanlı tavırları. Solculuk üzerine özensizce yazılmış monologlar diyaloglar. (özellikle hapishanede kadının nurgül'e örgütün geleceği sana bağlı gibi skindirik bir cümle kurması) puan kıran hadiseler.

*spoiler* tabut olayına koptum ustaca haraketlerden biri dedğim buydu*

2046
Bir Wong Kar Wai filmi...

Aşk olgusunu ve onun zamanlama ile ilişkisini yine kendi has bir üslupla anlatmış Wai! Chungink Express'ten farklı bir çizgide değil, bu anlamda biraz tekrar gibi. Ama yine beğendim ben filmi. Anlatım çok kendine has ve şiirsel.

7.5 / 10

Sweet Sixteen (Ken Loach)

Ustadan yine harika bir film. Her şeyden önce çok iyi bir senaryosu var. Senaryo, Loach'un o mevzuyu dramatize etmeyen gerçekçi ve sert anlatımına Britanya'nın soğuk atmosferi de yedirilince daha bir çarpıcı oluyor. Her Loach filmi gibi harika bir sona sahip. Sanırım kendimi yakın hissettiğim bir yönetmen daha buldum. İzlediğim üçüncü filmi bu, yine beni yerden yere çarptı.

Toplumsal içerikli filmler (her film toplumsal içeriklidir gerçi ama toplumsal söylemi biraz daha ön planda olan filmlerden bahsediyorum) yapmayı çok seven bir sinemamız var. Ama taraf olmayı taraf tutmakla aynı algılayan, yani kendi tarafını dramatik söylemlerle belli etmeye çalışan bir sinema tarzı var söz konusu bu olunca Türkiye'de. Ken Loach belki de en taraflı yönetmenlerden biridir. Ama onun taraflığı, futbol taraftarlığı gibi değil, olayı bütünüyle algılamayı reddetmeyen bir taraftır. En basitinden, toğlumsal bağımsızlık mevzusuyla ilgili gördüğüm en iyi film diyebileceğim The Wind that Shakes the Barley, taraf olan ama taraf tutmayan bu anlamda da toplumsal gerçekliği çok iyi algılayabilen bir filmidir bence Ken Loach'ın.

9 / 10

güzel demişsin Fıratım (iskender ağzı) bu adamlar acılardan beslenir. kendi kullandığı arabayla kaza yaptığında oğlunu kaybetmesinin ve kendini suçlu hissetmesinin de payı var filmlerinde.. genç çocuklar vardır filmlerinde: afili delikanlı, kerkenes vs.. ama bu acıyı, kör gözüm parmağına değil de damıtarak vermek lazım.. as büke..

Rashomon - Akira Kurosawa

9 / 10

Her şeyden önce, bence felsefe öğrencilerine ders olarak okutulmalı bu film.

Cesaret, güç, erkeklik, kadınlık, iktidar, suç, adalet gibi kavramların anlamları "gerçek nedir?" sorusunun içine o kadar iyi yedirilmiş ki. Yapmayı düşündüğüm sinemayı direkt etkileyecek filmlerden biri.

Funny Games U.S.

8 / 10

En sevdiğim filmlerden birinin yeniden çevrimi biliyorsunuz. Kaçınılmaz olarak diğer filmle karşılaştırıyoruz. Filmin İngilizce olması ve de Amerika'da geçmesi filmin amacına daha hizmet eden bir şey. Bu anlamda olumlu buluyorum. Oyunculuklar kötü değil. Ama ilk filmdeki Paul'ün yerini tutamıyor ne yazık ki Micheal Pitt. Kötü olduğundan değil Arno Firsch'in harika olmasından. Onun dışında Naomi Watts da pek sırıtmamış, fakat Susanne Lothar daha iyiydi. Bu film de ise Peter rolündeki eleman ile Tim Roth ilk Funny Games'e göre daha akılda kalıcı olmuşlar. Bence her iki film de izlenmeli.

"Hulk"

Amerika aksiyon filmlerde hala bir numara.
Gayet güzel bir filmdi.Çok fazla beklenti ile gitmemeli ama çizgi roman kırması bir film için gayet hoş bir çalışma olmuş..

Paris,Texas

İzlememiş olan kuzenime izletmek için bir daha izledim. Cidden harika bir film. Resmen gözümden yaş getiriyor bazı sahneleri. Son sahnelerde Travis ile Jane arasında geçen dialoglar böyle çivilenmeme neden oldu yine.
Bir de otobanda iki kırmızı arabanın farklı yönlere sapma sahnesi var ki benim benden aldı.
Harika bir yol filmi.

9 / 10

"Hulk"

Amerika aksiyon filmlerde hala bir numara.
Gayet güzel bir filmdi.Çok fazla beklenti ile gitmemeli ama çizgi roman kırması bir film için gayet hoş bir çalışma olmuş..

Hulk 2003 yapımı olan Ang Lee versiyonun adı, şu anda vizyonda olan The Incredible Hulk. Hangi versiyon için bu yorumun?

Çünkü Ang Lee versiyonu benim izlediğim en iyi çizgiroman uyarlamalarından birtanesiydi, montajı ile bile çene düşürüyordu ama çok hakkı yendi ne yazık ki..

İnanılmaz dev ya da iri kıyım artık ne derseniz.
Son dönem çizgiroman filmlerinin çoğu gayet iyi zaten.
Conan / Red Sonya'dan sonra uzun bir dönem pekte iyi işler çıkaramayan hollywood,yükselme dönemine The Crow'la girdi.
Arada sırada Spawn gibi kötü filmler yapsa bile çıtasını ulaşılamaz yerlere çıkardı.
Eminim The Dark Knight'la da devam ettiricek.
Ki Ironman'dan söz etmeye bile gerek yok.Süper bir iş çıkarmışlar.
Tabi Hulk'ın son filminde (son film) verilen mesaj ışığında süper kahramanlardan oluşan (Hulk-Spiderman-Iron man) takımın filmini izlemekte gayet ilginç olacak.

Marvel artık kendi uyarlamalarını stüdyolara vermeyip kendi çekiyor, bu nedenle tüm karakterleri birbirlerinin filmlerinde görebileceğiz. Örneğin Iron-Man'in jenerik sonrası sahnesinde bunu gördük, bunun üzerine Iron Man de başka bir kahramanda görünüyor vs vs..