Pazar - Bir Ticaret Masalı
9/10
Baya sürükleyici.
*our AC-130 in the air
The Great Dictator'ü izledim. Bayağı zamandır arşivimde duruyordu ama yemin ediyorum arkadaşlar, Chaplin'i sesli izlemeye, Chaplin'den replik duymaya cesaretim yoktu. Downey Jr'ın dediği gibi, ŞArlo'nun tüm tılsımı gidecekti.
Ve benim için gerçekten öyle oldu. KEşke bu filmi izlemeseydim diyemem ama replikli Chaplin istemiyorum ben. Şu anda da, accayip bir, bunun üzerine de birşeyler yazma isteğindeyim.
Büyük Diktatör'ü diğer Chaplin başyapıtları kadar (Altına Hücum, Modern Zamanlar, Şehir Işıkları, Yumurcak gibi) başarılı bulmadım açıkçası. Ama bu film, bir sanatçı olarak Charles Chaplin'e olan hayranlığımı en fazla arttıran film oldu. Hatta filmi, Downey Jr.'ın Chaplin'inden hemen sonra seyrettim. (Hatta o filmin gazıyla diyebilirim) Bu film komedi değil. Dram da değil. Aksiyon da değil. Çünkü hiçbiri açısından tatmin edici değil. Saf politik taşlama bu. Kime yeter ki? Ama aynı zamanda da saf bir "sanatçı hassasiyeti, sanatçı tepkisi" filmi. Charlie Chaplin'in, dünyada olan bitenlere tepkisi, bu kadar. Savaş, barış, silah, ayırımcılık, politika, demokrasi, devlerler, milletler. vs gibi konular üzerine fikirlerini özetleme ve biraz da hoyratça dile getirmesinin filmi.
Bir sinema ve Chaplin filmi için 7,5/10. Ancak her Chaplin sever, her politik taşlama sever mutlaka ama mutlaka görmeli.
Çevremizdeki "önem"leri, önemli görünmeyi başaran önemsizler yüzünden fark edemiyoruz....
https://twitter.com/gorkemoge" onclick="window.open(this.href);return false;
İki Dil Bir Bavul-7.5 / 10
Belgesel ile kurgusal bir film arası. Görsel dili de buna uygun. Olan durumu olağanca çıplaklığıyla gösteriyor. Yönetmen sadece göstererek, manipüle etmeyerek, bir anlamda taraf oluyor. (Çünkü o bölgeyi manipüle etmeden göstermek biraz zor. Bkz: Güneşi Gördüm, ve büyük olasılıkla vizyondaki Nefes filmi -hala izlemediğim için ilzeyici yorumlarından nasıl bir film olduğunu çıkarıyorum) Bu tabloya bakınca filmin önerisinin "ana dilde eğitim isteği" olduğunu çıkarabiliriz, çok kuvvetli olmasa da referanslar var filmde, ama aynı tabloya bakıp "geri kalmış doğu" izlenimi alanlar da oldu salonda.
Bu anlamda filmin bir önerme eksiği olduğunu söyleyebiliriz.
Konu biraz daha çeşitlendirilip, biraz daha tek düzelikten çıkartılmış olsaydı çok daha iyi bir film olurmuş.
Bu haliyle filmin yarım saat içinde dillendirdiği bir sorunu bir buçuk saat kadar izliyoruz.
Up'ı izledim, pixar ın ellerine sağlık tertemiz iş çıkarmış, bol bol güldüm. Masters of horror Cigarette Burns izledim, carpenter dan babam çıksa yerim, bundan dolayı onu da beğendim.
Geçen haftalarda 1944 yapımı Hitchcock filmi Lİfeboat'ı izlemiştim.İkinci dünya savaşı sırasında alman denizaltı tarafından batırılan bir gemiden kurtulan bir kaç insanın filikada geçen mücadeleleri anlatılıyor.Fimin tamamı aynı mekanda denizin ortasındaki bir sandalda geçiyor.Oldukça sürükleyici ve hiç sıkılmadan izletmeyi başarıyor.Sanki sandal ve içindekiler dünyanın küçük bir modeli gibiydi.
Son olarak yine Hitchcock 1945 yapımı Spellbound'u izledim.O yıllarda oldukça moda olan ancak günümüzde geçerliğini yirmiş teorilerle dolu psikanaliz üzerine yapılmış bir film.Yine o yıllardaki filmlere özgü 0,3 snde aşık olma klişesi mevcut.Hitchcock filmlerinin bir özelliği olan normal hayatı içinde giderken birden kendini problemin tam ortasında bulan ve peşine polisi takan baş oyuncumuz İngrid Bergman bu kez.İçindeki tüm psikiyatrik argumanlara rağmen düşük temposuyla umduğum gerilimi ve keyfi alamadığım bir film oldu.
Dial M for Murder tavsiye ederim. Adı pek geçmez Hitchcock klasikleri arasında ama benim en sevdiğim filmidir. Bir de 3 boyutlu çekilmiş bir filmdir o nedenle böyle nesneler falan görünür bazen kocaman oyuncuların önünde, masa ışıkları sandalyeler falan, aldanmamak gerek :).
Bildiğim kadarının, anlatabildiğim kadarı.. Eylem Planı.
Ömrünüzde duymadığınız bir sporla ilgili Türkiye'de ve dünyada neler yaşanıyor diye meraktan çatlıyorsanız Laff Ultimate'a beklerim.
Lifeboat'u duymamıştım bak. İzlemek gerek.
Dial M.For Murder'i on yıl kadar önce TV de izlemiştim.Flash TV de çok geç bir saate yayınlanmıştı.Başrolde Üstat Hitchcock'un favori sarışını Grace Kelly vardı.Beğenerek izlediğim bir Hitchcock gerilimi idi.Hatta Başrolunde Gwyneth Paltrow'un oynadığı benzer konulu bir film de izlemiştim("A Perfect Murder" ...Michael Douglas ile birlikte).
"Dial M.For Murder" sıralamamda tekrar izleyeceğim Hitchcock filmleri arasında yer alıyor.
Yıllar önce izlemiştim ama çok az hatırlıyordum, tekrar izledim.
Bazıları Sıcak Sever/Billy Wilder. Gayet sevimli, komik, eğlenceli bir film.
Ama sayısız benzeri gibi, anıldığı kadar, imdb en iyi 250'de 78. olacak kadar da değil.
Ve ya kadınlar artık daha güzeller ya da daha güzel görünmeyi becerebiliyorlar.
Marilyn Monroe'nun, zamanının en güzel kadını olmasına getirilebilecek tek açıklama bu sanırım.
Çevremizdeki "önem"leri, önemli görünmeyi başaran önemsizler yüzünden fark edemiyoruz....
https://twitter.com/gorkemoge" onclick="window.open(this.href);return false;
Wong Kar Wai'den 2046'yı izledim.
Aşk Zamanı ve Chungking Express'ten sonra bu film "Kar Wai'nin aşk filmleri üçlemesi"nin son halkası oldu bana göre. "Hikayenin bahane olduğu, aşk ve ikili ilişkiler üzerine yaşananların, duyguların, hislerin eşsiz görsel temsilleri" filmleri üçü de. Ve 2046, tekrar izlemek lazım belki ama öyle sanıyorum ki diğer ikisinden daha iyi bir film.
Olamaz böyle bir renk, kadraj ve doku kullanımı. Genelde uzakdoğudan gelen filmlerin oyunculukları zayıf gelir bana (mesela japon korkularının çoğunda bu durum var) ama Kar Wai filmlerinde yok böyle birşey. Gerçi uzakdoğunun en baba oyuncularıyla çalışıyor herif ama oyuncularına gayet hakim bir adam olduğu kesin.
Bol bol hikayeden kopup gidiyorsunuz, "Ne oluyordu lan bu odada? Bu kadın da kimdi?" falan oluyorsunuz. "Haydaa, bunun anlamı neydi ki şimdi?" ya da "Bu sekansa ne gerek varmış lan?"lardan geçilmiyor film. Senaryonun kompozisyonu, hikayenin, karakterlerin gelişimi üzerine en küçük bir bütünlüğe, bir dramatik yapıya rastlamak olanaksız. Diğer iki filmde de vardı bu durum ama 2046'da çok daha fazla. Diğer filmlerin hikayeleri, az da olsa önemliydi belki ama buradaki hikaye(ler) hepten önemini yitirmiş durumdalar. Ortada bir hikaye var ama Kar Wai'nin bu hikayeyi anlatmaya niyeti yok vallahi.
Ama, ama zaten Kar Wai'nin istediği bu, bu durum özellikle yapılan, hesaplanmış birşey. Çok başka, çok farklı, belki sıkıcı ama o oranda da ilginç, çok cesur, bambaşka bir film 2046. Ben çok başarılı buldum ve keyifle izledim. 8/10.
Çevremizdeki "önem"leri, önemli görünmeyi başaran önemsizler yüzünden fark edemiyoruz....
https://twitter.com/gorkemoge" onclick="window.open(this.href);return false;
Türkiye'de böyle bir film yapsan adamı döverler heralde 🙂
Merak ettirdin doğrusu, izlemeye çalışıcam teşekkürler.
- baço
Türkiye'de böyle bir film yapsan adamı döverler heralde 🙂
Merak ettirdin doğrusu, izlemeye çalışıcam teşekkürler.
Rica ederim, haklısın, hem de yaş odunla döverler. (Bu yaş odun kimin en sevdiği dayak cihazıydı? KEzzAP'ın mı?)
Uyarıyorum ve aynen yineliyorum: "yaşananların, duyguların, hislerin eşsiz görsel temsilleri" Başka birşey (dramatik yapıya dair herhangi birşey) arayacak olursan, uyku sorunun varsa izle. 🙂
Kar Wai için söylenen birşeyi daha ekleyeyim: "Caz'ın sinemasal temsilcisi"
(Konuyla ilgili olarak Caz, ya belirli kalıplara uyma eğiliminden en muaf, belirli kalıpları da gönlünce, serbestçe kullanan müzik türü olarak anılır bazen)
Çevremizdeki "önem"leri, önemli görünmeyi başaran önemsizler yüzünden fark edemiyoruz....
https://twitter.com/gorkemoge" onclick="window.open(this.href);return false;
Survive Style 5+
Bugün izledim, muhteşem bir filmdi bana göre, birsürü farklı kişinin hikayesini görüyoruz film boyunca, fantastikten fantastiğe koşuyor , özellikle belirtmek gerek vinni jones ve ichi the killer da Kakihara yı oynayan eleman var ve beni gerçekten fazlasıyla doyurdu, hiç not vermemiştim ama şimdi veriyorum.
9/10
Türkiye'de böyle bir film yapsan adamı döverler heralde 🙂
Merak ettirdin doğrusu, izlemeye çalışıcam teşekkürler.
Rica ederim, haklısın, hem de yaş odunla döverler. (Bu yaş odun kimin en sevdiği dayak cihazıydı? KEzzAP'ın mı?)
Uyarıyorum ve aynen yineliyorum: "yaşananların, duyguların, hislerin eşsiz görsel temsilleri" Başka birşey (dramatik yapıya dair herhangi birşey) arayacak olursan, uyku sorunun varsa izle. 🙂
Kar Wai için söylenen birşeyi daha ekleyeyim: "Caz'ın sinemasal temsilcisi"
(Konuyla ilgili olarak Caz, ya belirli kalıplara uyma eğiliminden en muaf, belirli kalıpları da gönlünce, serbestçe kullanan müzik türü olarak anılır bazen)
Evet benim. 🙂
Bu arada film cidden güzeldir.
Chunging'i daha çok sevsem de, bunu da başarılı buluyorum bir hayli.
Moon
9/10
http://www.imdb.com/title/tt1182345/ " onclick="window.open(this.href);return false;
Gerçekten çok harika bir bilim kurgu. Bilim kurguların en büyük problemi olan "mantıksız yerleri gözardı etmek" zorunda bırakmadı beni, çünkü çok net, çok doğal ve minimal bir film. Oyunculuk harika. Detaylar nefis. Hikaye güzel. Herkese öneriyorum...
- baço