Forum

En Son İzlediğiniz ...
 

[Sabit] En Son İzlediğiniz Film

2,486 Gönderi
176 Üyeler
0 Reactions
404.1 K Görüntüleme
(@gorkem)
Gönderi: 0
 

Tanrıkent'i izledim sonunda. Gayet enfes bir film. Ancak bir başyapıt değil gözümde. Çünkü:

Sürprizbozan
Filmin belgesel havası ile kurmaca havası arasında bir dengesizlik var. Baş karakter Rocket'in dışsesi, (samimi konuşmaları, argosu, rahat tonu falan) bizi onunla ve aslında filmle özdeşleşmeye, olanları paylaşmamızı sağlamaya çalışırcasına bir tonda. Hatta biraz dövüş kulübünün anlatıcısı gibi hikayeyi istediği anda kesiyor, başka yerlere götürüyor, gönlünce anlatıyor. Bu güzel hatta enfes. Ama filmin görselliği karakterlerle ve olaylarla yakınlaşmamızı biraz engeller özellikte. Fazla hızlı, fazla karmaşık, fazla yorucu. Bu görsel tarzı en çok sevenlerdenimdir aslında, şikayetçi olduğum salt görselliğin bu hali değil. Ama bu hikaye ve yaşananlara eksiksiz ortak olmamızı sağlayan hikaye için en azından bazı anlarda daha sakin, daha karakter odaklı bir kamera kullanımının olması daha doğru olurdu gibi geliyor bana. Yani hikaye ve anlatım izleyiciyi çekmek isterken kamera kullanımı ve kurgu itmek istermiş gibi.

Bunun da kendince bir nedeni var belki. Örneğin Katil Doğanların görselliği neden fazla yorucu ve karmaşık ise burada da aynı duurm var. Şiddeti açıkça veriyorsanız sakin bir görsellikle karelemek pek dürüst bir yaklaşım sayılmaz. Temel sebebp bu ama Tanrıkente şiddet dışı sekanslar da biraz yorucu.

Rocket'in ilk cinsel deneyimini o kadınla yaşaması çok mantıksız.

Nakavt Ned'in Carrot'a katılmasından sonraki 15-20 dakika filmin tematik ritmini düşürüyor. Asılnda tamamen karakter odaklı sosyal bir inceleme olan Tanrıkent'in bu kısmında odak iki çetenin yarışına dönüşüyor ve bu filmi yaralıyor.

Diyebilirim ki genel olarak gerek görselliğiyle, gerek enfes hikayesi ve incelikli senaryosu ile, gerek düşündürücü altyapısı ve unutulmaz bazı anları ile çok çok iyi bir film Tanrıkent. (Not vermek için tekrar izlemem lazım. Şimdilik 8,5/10. diyorum. 0,5 aşağı yukarı oynayabilir)

Çevremizdeki "önem"leri, önemli görünmeyi başaran önemsizler yüzünden fark edemiyoruz....
https://twitter.com/gorkemoge" onclick="window.open(this.href);return false;

 
Gönderildi : 05/08/2009 1:18 am
(@gorkem)
Gönderi: 0
 

Knowing. Ne yazık ki küçük çaplı bir hayalkırıklığı. Ne Proyas ne Cage bu filmin adamları. 5/10

Çevremizdeki "önem"leri, önemli görünmeyi başaran önemsizler yüzünden fark edemiyoruz....
https://twitter.com/gorkemoge" onclick="window.open(this.href);return false;

 
Gönderildi : 07/08/2009 2:29 pm
(@karatasa)
Gönderi: 0
 

Knowing. Ne yazık ki küçük çaplı bir hayalkırıklığı. Ne Proyas ne Cage bu filmin adamları. 5/10
Artık Nicolas Cage'in filmlerini izlemesem daha iyi hissediyorum. Kariyeri ciddi bir şekilde gerilemekte zira yer aldığı son 10 yapım imdb'de ve benim kriterlerime göre pek iyi durumda değil, puanlaması da 7'nin üstüne çıkan bir Grindhouse var ( O filmin kadrosunda da ne işi var belli değil ) kısacası Cage eski Cage değil.

 
Gönderildi : 07/08/2009 3:12 pm
(@shalala58)
Gönderi: 0
 

il mare - siwoare - 2000

gun-ay-yıL

 
Gönderildi : 09/08/2009 5:41 pm
 Düd
(@dud)
Gönderi: 0
 

il mare - siwoare - 2000
Kimse, kimsenin en son izlediği filmi merak etmiyor. O film hakkında yapacağı yorumları merak ediyor herkes. O nedenle sadece ne izlediğimizi değil, izlediğimiz şeyle ilgili neler düşündüğümüzü, bize neleri hissettirdiğini, neden sevdiğimizi/sevmediğimizi de paylaşırsak bir işe yarar.

Yorumları yaparken de yukarıda zepra'nın yaptığı gibi yapmamakta fayda var. Örneğin birkaç mesaj önceki zepra'nın "tam benlik!" yorumu. Biz tam senliğin ne olduğunu nasıl bilelim ki? İkinci açıklamasını zorla yaptırdım ve yaptığı yorumu beğenince hemen ertesi gün izledim filmi ve bayıldım. Bu başlığın amacını güzel özetliyor bence. O nedenle azıcık bilgi rica edeceğiz.

Bildiğim kadarının, anlatabildiğim kadarı.. Eylem Planı.
Ömrünüzde duymadığınız bir sporla ilgili Türkiye'de ve dünyada neler yaşanıyor diye meraktan çatlıyorsanız Laff Ultimate'a beklerim.

 
Gönderildi : 09/08/2009 5:56 pm
(@kezzap)
Gönderi: 0
Admin
Başlığı açan
 

Perfume: The Story of a Murderer 8 / 10

Ahmet (akaratas) filmin kitabıyla ilgili açtığım başlıkta, "Film neredeyse imkansızı başararak bize koku duygusunu yaşatıyor. Bazen kokunun kaynağı oluyoruz, bazen etrafa yayılmış hali bazen de kokuyu algılayan kişi oluyoruz. Filmde sinematografi çok üst seviyede kullanılmış. Kamera kullanımı ve kurgu kokunun hiç düşünmeyeceğimiz , düşünemediğimiz hallerini bize aksettirebilmiş." demiş.

Çok doğru demiş. Kelimesi kelimesine katılıyorum.

Harika bir görüntü ve sanat yönetimi, başarılı oyunculuklarla keyif aldığım bir film oldu.

Puanı daha yüksek olabilirdi, fakat senaryo'da kitapla karşılaştırdığımızda çok ciddi bir eksik var:

Sürprizbozan
Grenouille'in bir bilim adamı tarafından denek olarak kullanılması olayı. Kitabı okuyanlar bilecektir.

Bu olayın olmaması, hikayenin çok önemli bir anlam katmanını zedelemiş. Keşke o da olabilseydi.

Ama genel Tom Tykwer'in izleyerek beğendiğim
bu ikinci filmi (diğeri Lola Rennt -Koş Lola Koş-) kendisini yakından takip etmem gerektiği fikrini bana verdi.

Düzeltme: http://www.imdb.com/media/rm507287552/tt0396171 " onclick="window.open(this.href);return false;

Rachel Hurd-Wood ne güzel bir hatundur.

 
Gönderildi : 10/08/2009 9:57 pm
(@kezzap)
Gönderi: 0
Admin
Başlığı açan
 

http://www.imdb.com/title/tt0473444/ " onclick="window.open(this.href);return false;

Curse of the Golden Flower 5 / 10

Hero'nun yönetmenin olduğu için mi bilmiyorum, film bende müthiş bir hayal kırıklığı yarattı.
Özellikle görsel olarak.
Hero'daki "harika"nın karşısında bu neredeyse acemice görsel efektlere sahip filmle karşılaşınca çok şaşırdım.
Hikaye de öyle çok müthiş sağlam bir hikaye değil, ortalama diyebilirim.

Biraz bazı beğendiğim sahnelerin hatrına, artık alıştığımız uzakdoğu filmlerindeki başarılı kostüm ve dekor düzenlemesine, biraz da filmin sonuna toplamda 5 puan veriyorum.

 
Gönderildi : 12/08/2009 12:03 am
(@gorkem)
Gönderi: 0
 

Valla arkadaşlar, bunu yazdığım için umarım küfür yemem ama söylemem lazım, karnım şişecek yoksa.
Tropik Fırtına'yı izledim.
Ve bence gayet iyiydi. Gülmekten çatladığım anlar oldu. Filmin mizah tarzını ve yaptığı göndermeleri çok sevdim. Robert Downey Jr. gerçekten başlı başına bir izleme sebebi bu film için. Scary Movie'lerin hakimiyetindeki taşlama/gönderme komedileri Tropik Fırtınayla gerçek bir soluk aldı gibi geliyor bana. Çünkü "piyasada ne var? Şu.... Hadi onunla testis geçelim" BU filminki bu kadar basit değil kesinlikle. Ki Ben Stiller'dan pek has etmem ama bu filmle takdir ettiğim isimler arasına girdi. Hollywood'u çok iyi tanıyor, yönetmenliği fena değil, oyunculuğu da -şaşırtıcı- fena değil ama yazarlığı gerçekten iyi.

Enfes kadro (Tom Cruise'u filmin ortasına kadar tanıyamadım, hatta "ulan, herif güzel oynuyor, kim bu yahu?" bile dedim yemin ediyorum) bomba espiriler (Hangisini söyleyeyim ki? Filmin girişindeki fragmanlar bile yetiyor) ve bayağı da bir aksiyon falan.

Yani, bilemiyorum bana mı iyi geldi ama öyle basit bir komedi olmadığı kesin. 7/10

Çevremizdeki "önem"leri, önemli görünmeyi başaran önemsizler yüzünden fark edemiyoruz....
https://twitter.com/gorkemoge" onclick="window.open(this.href);return false;

 
Gönderildi : 14/08/2009 12:33 pm
(@kezzap)
Gönderi: 0
Admin
Başlığı açan
 

Fikrimin İnce Gülü (Sarı Mercedes) 8.5 / 10 - Tunç Okan

Tunç Okan'ın Otobüs filmindeki keskin ifadeleri terk ettiği, yerine daha gerçekçi ifadeleri kullandığı mükemmel bir film.
İlyas Salman'ın oyunculuğu çok başarılı. Karakterden aynı anda nefret ettirip, bir yandan da kendisine sempatiyle bakmasını sağlayan çok dengeli bir oyunculuk sergilemiş.

29. Altın Portakal'da en iyi ikinci film, en iyi yönetmen ve en iyi kurgu ödülünü de aldığını hatırlatalım, herkese de tavsiye edelim.

 
Gönderildi : 14/08/2009 3:17 pm
 Düd
(@dud)
Gönderi: 0
 

Asıl benim küfür yemem lazım çünkü hani komedi yok dediğinde bu filmi yazmayı unutmuşum :). Geldiği gün sinemada izledim ve bana göre son 10 yılın en iyi komedilerinden. Çok iyi bir film kesinlikle.. Hele Downey'in "dvd commentarysini yapmadan karakterden çıkmıyorum" dediği sahnede koltukdan düşecektim. Çok fazla sayıda muhteşem one liner var filmde.. Ama Tom Cruise'u tanımamış olmana inanmıyorum.. Cidden inanmıyorum, lafın gelişi demedim. Hayatının en iyi performansını verdi adam.
https://www.youtube.com/watch?v=

Muhteşem ya, Ari'ni yarmış hali..

Bildiğim kadarının, anlatabildiğim kadarı.. Eylem Planı.
Ömrünüzde duymadığınız bir sporla ilgili Türkiye'de ve dünyada neler yaşanıyor diye meraktan çatlıyorsanız Laff Ultimate'a beklerim.

 
Gönderildi : 14/08/2009 3:29 pm
(@admin)
Gönderi: 0
Admin
 

O filmi 3 kişi izledik ve ben baştan bildiğim için tanıdımda yanımdaki iki kişi film bitene kadar tanımadı Tom Cruise'u. Hepimizin ortak görüşü adamın ilk kez oynadığıydı. O filmde her biri ayrı ayrı coşmuş downey komedi oyunculuğunun da ne kadar iyi olduğunu göstermiş Stiller'da boş bi adam olmadığını ıspatlamış.

 
Gönderildi : 14/08/2009 3:59 pm
(@karatasa)
Gönderi: 0
 

Peki dostlar bu Tom Cruise söylemi spoiler sayılmıyor mu 😀

 
Gönderildi : 14/08/2009 4:02 pm
(@gorkem)
Gönderi: 0
 

Peki dostlar bu Tom Cruise söylemi spoiler sayılmıyor mu 😀

Emin ol, adının geçmesi, onu fark etmene yetmeyecek. 🙂

Çevremizdeki "önem"leri, önemli görünmeyi başaran önemsizler yüzünden fark edemiyoruz....
https://twitter.com/gorkemoge" onclick="window.open(this.href);return false;

 
Gönderildi : 14/08/2009 4:42 pm
(@sanitarium)
Gönderi: 0
 

Public Enemies (Halk Düşmenları) 5/10
seyrettiğim en sıkıcı gangster filmleri listesinin başına yerleştiririm.
karanlık bir atmosfer çizmek isterken tümden sıkıcı bir şey çıkmış ortaya.J.Depp'e de yazık etmişler.
sinematografi adına da çok ahım şahım şeyler bulamadım.
içide gangster hikayesi olan filmi izlemek istiyorm diyenlerin son seçeneği olsun.
1970'lerde çekilen, o zamanın aksiyon anlayışına göre çekilen, Jean Paul Belmondo ve Alain Delon'un oynadığı gangster filmleri çok daha akıcı.
"eh işte" veya "olmasa da olur" bir film benim için.

ogni suono diventa realta...

 
Gönderildi : 15/08/2009 6:37 pm
(@gorkem)
Gönderi: 0
 

Public Enemies (Halk Düşmenları) 5/10
seyrettiğim en sıkıcı gangster filmleri listesinin başına yerleştiririm.
karanlık bir atmosfer çizmek isterken tümden sıkıcı bir şey çıkmış ortaya.J.Depp'e de yazık etmişler.
sinematografi adına da çok ahım şahım şeyler bulamadım.
içide gangster hikayesi olan filmi izlemek istiyorm diyenlerin son seçeneği olsun.
1970'lerde çekilen, o zamanın aksiyon anlayışına göre çekilen, Jean Paul Belmondo ve Alain Delon'un oynadığı gangster filmleri çok daha akıcı.
"eh işte" veya "olmasa da olur" bir film benim için.

Eyvah yaa. 🙁 Michael Mann'e bayılırım. Bu film gerçekten bana da kötü gelirse çok üzüleceğim Mustafa Abi. Yıktın beni. 🙂

Çevremizdeki "önem"leri, önemli görünmeyi başaran önemsizler yüzünden fark edemiyoruz....
https://twitter.com/gorkemoge" onclick="window.open(this.href);return false;

 
Gönderildi : 15/08/2009 7:03 pm
Sayfa 53 / 166
Paylaş: