Forum

En Son İzlediğiniz ...
 

[Sabit] En Son İzlediğiniz Film

2,486 Gönderi
176 Üyeler
0 Reactions
404.1 K Görüntüleme
(@gorkem)
Gönderi: 0
 

Sonunda "Bisikleti Hırsızları"nı izleyebildim. Alabildiğine yalın, alabildiğine gerçek bir film ve izlediğim en sade başyapıt gerçekten. Anlatıldığı, övüldüğü kadar varmış. 9/10

Çevremizdeki "önem"leri, önemli görünmeyi başaran önemsizler yüzünden fark edemiyoruz....
https://twitter.com/gorkemoge" onclick="window.open(this.href);return false;

 
Gönderildi : 28/06/2009 4:18 am
(@gorkem)
Gönderi: 0
 

Şu efsanevi "C'est arrivé près de chez vous"u izledim. Öyle abartılacak kadarda ilgi çekici ve iyi bir film değil bence. Kurmaca belgesel fikrini seviyorum ben ama filmin izleyici ile kurduğu ilişki yine biraz abartılı ve fazla cüretkar. Ayrıca gayet gereksiz çok sayıda sekans (çekim değil, çekim olsa sorun olmayacak) mevcut. Film, belgesel havasında oluşu ile hikaye kurgusu kavramını hiçe sayıyor gibi. Kötü bir film değil tabi, izlemeyecnelere tavsiye ederim ama görmek için fazla istekli olacak bir durumda yok bence. 6/10

Çevremizdeki "önem"leri, önemli görünmeyi başaran önemsizler yüzünden fark edemiyoruz....
https://twitter.com/gorkemoge" onclick="window.open(this.href);return false;

 
Gönderildi : 28/06/2009 5:42 pm
(@ercane)
Gönderi: 0
 

The Dinner Game 6/10
Dar bir mekan ve zamanda geçmesine rağmen akıcı ve eğlenceli bir film.

A Guide to Recognizing Your Saints 7/10
Kendime yakın bir film, oyunculuklar çok güzel..Hikayenin gerçek olmasından dolayı yapılan kurgu yer yer filmden kopardı ama görülmeli.

Its a Free World 5/10
Sağda solda üzerine o kadar yazılıp çizilmiş, hatta bir sınavda bizim hoca sormuştu.. Daha yeni izledim. Filmi bitirdiysem başroldeki ablanın hatrınadır. Ben bir derinlik alamadım.. Ya da sanki daha iyilerini görmüştüm..

http://www.vidivodo.com/192464/sen-gelme-ulan-ayi " onclick="window.open(this.href);return false; bu sahne bu filmin tümünden daha etkileyici..

He baş karakterin kendini yavaş yavaş kaybetmesi de.. Ehh yani..

Amores Perros 9/10
Bu filmi bilmiyorum kaçıncı izleyişim, her izleyişte daha çok beğeniyorum.Söyleyecek söz bulamıyorum, ayrıca kamera kullanmayı deli gibi seviyorsam yegane nedeni bu filmin görüntü yönetmeni Rodrigo Prieto.

 
Gönderildi : 29/06/2009 3:36 am
 Düd
(@dud)
Gönderi: 0
 

A Guide to Recognizing Your Saints 7/10
Kendime yakın bir film, oyunculuklar çok güzel..Hikayenin gerçek olmasından dolayı yapılan kurgu yer yer filmiden koptum ama görülmeli.

Bu senenin en "anlamı olmayan cümlesi" ödülünü verdimm kalınlaştırdığım yere.. Bu ne demek hiçbir şey anlamadım.

Çok severim filmi ama o ayrı.

Bildiğim kadarının, anlatabildiğim kadarı.. Eylem Planı.
Ömrünüzde duymadığınız bir sporla ilgili Türkiye'de ve dünyada neler yaşanıyor diye meraktan çatlıyorsanız Laff Ultimate'a beklerim.

 
Gönderildi : 29/06/2009 3:42 am
(@ercane)
Gönderi: 0
 

Cümlenin kıçını başını ayrı editleyince böyle oluyür. 😀

 
Gönderildi : 29/06/2009 4:17 am
(@admin)
Gönderi: 0
Admin
 

Pink Panther 2 7,5/10

Zaten Steve Martin'e hayranım. Üstüne birde kafam güzel izleyince süper bi gece geçirdim. Başton sona bir dakika bile espri sıkıştırılmamış sahne yok. Çok eğlendim. Klasik eski türde bir komedi anlayışı ama gerçekten çok eğlendim.Gerçi böyle izleyip sonra eşe dosta akrabaya gel gel bak şu sahne çok komik diye açınca o akşamki ambiansın etkisi olmuyor. Yine de ailecek bile oturup keyifle izleyeceğiniz bir film.

Bu da başka bir steve martin performansı; " onclick="window.open(this.href);return false;
Engelli taklidi yaptığını bilen Michael Caine'in canına okuması. 🙂

Bunu zaten bilmeyen yoktur. I would like a dımbığgııı
" onclick="window.open(this.href);return false;

 
Gönderildi : 29/06/2009 12:44 pm
(@admin)
Gönderi: 0
Admin
 

Osmanlı Cumhuriyeti 2/10

Tüm beklentilerimi çok samimi söylüyorum dibe çekerek izledim. Gördüğüm iki güzel şey vardı iki puanı onlara bölüştürdüm. 1'i Ata Demirer, diğer 1'i Uğur İçbak aldı.

Gani Müjde çıtayı çok düşürmüş. Ben bu kadar espriyi satamayan, beceremeyen film görmedim. Film komedi başlıyor drama dönüşüyor bağımsızlık filmi olarak bitiyor. Herşey bir arada olmaz, olursa böyle olur. Dizi tadında olmuş. Müsamere gibi olmuş. Olanlar bunlar yani. Olmayanların listesi çok uzun.

 
Gönderildi : 01/07/2009 1:32 pm
(@hegel)
Gönderi: 0
 

Offret (1986) – Andrei Tarkovsky

Tarkovski’nin son filmi. Yaralı bir sürüngen gibi ağır hareket eden kamera. Sanki zamana, insanlara, olaylara tanıklık ediyor. Uğursuz bir tanıklık hali. Anlaşılmazlığın, umursamazlığın, kötülüğün, körlüğün, durağanlığın sessizce zıtlarına dönüşmesi üzerine, ağır bir bakış. Uyku, hastalık, sayıklama halinde olmak gibi.

Filmin ortalarında adam şunu anlatır:

“Yıllar önce evlenmeden önce sık sık annemi ziyaret ederdim. Memlekete giderdim. O zamanlar annem hala hayattaydı. Evi küçücük bir kulübeydi.
Bir bahçenin ortasındaydı. Küçük bir bahçeydi. Bakımsızdı. Otlar diz boyuydu. Yıllarca ihmal edilmiş bir bahçe. Ve sanırım hiç kimse oraya uğramamıştı bile. Annem ağır hastaydı. Evden çıktığı pek görülmemişti.
Yine de o harap bahçenin ortasında kendine özgü bir güzellik vardı.
Şimdi ne olduğunu anlıyorum. Havanın güzel olduğu günlerde çoğu zaman pencerenin kenarına oturur bahçeyi seyrederdi. Pencerenin yanında özel bir koltuğu vardı. Bir keresinde ortalığı düzeltmeye karar verdim.
Yani bahçeyi düzeltmeye. Çimenleri kesip otları yakacaktım. Ağaçları budayacaktım. Aslında bütün bahçeyi kendi zevkime göre, kendi ellerimle yeniden düzenlemek istedim. Annemin hoşuna gitsin diye istedim. Tam iki hafta boyunca elimde bahçe makası ve tırpanla toprağı kazdım, kestim, otları ayıkladım ve başka otlar ektim. Burnumu topraktan kaldırmadan çalışıp durdum. İşi en kısa zamanda bitirmek için tüm gücümle çalıştım.
Annemin durumu daha da kötüleşti. Yataktan kalkamaz oldu. Bense onun, pencerenin kenarına oturmasını ve bahçenin yeni halini görmesini istiyordum. Kısacası işimi bitirip her şeyi hazırladıktan sonra üstümü başımı yıkadım. Temiz çamaşır, ceket giydim. Boynuma kravat bile taktım. Sonra koltuğa oturup aynı onun yaptığı gibi bahçeyi seyrettim. Ben, orada öylece oturmuş pencereden dışarı bakıyordum. Manzaranın tadını çıkarmaya hazırlanmıştım. Neyse, pencereden dışarı baktığımda gördüğüm şey, başka bir şeydi. Her yerde şiddetin izleri vardı! O doğallık neredeydi? Karşımdaki manzara iğrençti. O güzellik nereye gitmişti?”

Aslında kendinden bahsetmektedir. Bilmenin içindeki boşluğu büyütmekten başka bir işe yaramadığını söylemek istemektedir. Doğal olanı bozmaktan. Bunu aşağıdaki sözlerinden anlarız:

“Yine de içerlediğim bir şey var. Kendimi hayata hazırlamıştım. Daha yüksek bir hayata. Kendi irademle yaptım bunu. Sonunda bütün bunlar bana ayak bağı oldu. Felsefe, din tarihi, estetik okudum.”

Aşağıdaki linkte, filmle ilgili Necip Tosun'un güzel bir yazısı var.

http://tosunnecip.blogcu.com/tarkovski-sinemasi-ve-kurban_3093636.html " onclick="window.open(this.href);return false;

Kalem Oynatan İle Ayı Oynatanın Buluştuğu Yer

http://kalemoynatanileayoynatannbulutuuyer.blogspot.com.tr

 
Gönderildi : 02/07/2009 7:56 pm
(@baco)
Gönderi: 0
 

Farm House

Scarlet ve Chad adında genç bir çift çocukları Gonny'in ölümünden sonra hem yaşadıkları acıdan biraz olsun uzaklaşmak hem de yeni bir başlangıç yapmak için yaşadıkları şehirden ayrılıp Seattle'da yaşamak için yola çıkarlar. Chad'in bir an için uyuya kalınca kaza yaparlar. Yardım çağırmak için bir çiftlik evine giderler. Buradaki insanlar kendilerine çok misafirperver davranırlar. Fakat bu iyiliğin ardında saklı olan sürprizlerle dolu acı gerçeği sonradan öğreneceklerdir.

http://www.imdb.com/title/tt0996934/ " onclick="window.open(this.href);return false;

Çok klasik gibi görünen bir senaryo, aslında hiç klasik değil. Filmi 2. kez izleyişim ve bu kez farklı bir film izledim. Gerçekten taşları çok iyi oturtmuşlar yerlerine. Çoğu şeyi bu izleyişimde farkettim ve sürekli "vay" deyip durdum. Oldukça klasik gibi duran bir konuyu hem grift hem de aslında özenle dokuyarak hazırlamışlar. Bir korku/gerilim delisi olarak 8/10 veriyorum.

- baço

 
Gönderildi : 03/07/2009 7:57 am
(@payitaht)
Gönderi: 0
 

Güneşi Gördüm - Mahsun Kırmızıgül

Az daha sevecektim filmi. Bazı durumları yakalamış Mahsun ama şu klip kesmesi tekniğinden kurtulmalı. Film en az 20 kere siyaha düşüyor. Öyle mi yazdılar yoksa sahneleri mi bağlayamadılar anlayamadım. Her sahne birbirinden bağımsız gibi olmuş ve bütünde sorun teşkil ediyor. Az daha dikkat ederlerse iyi şeyler yapacaklar gibime geldi.

Meleğin Düşüşü ve Süt - Semih Kaplanoğlu

İki filmini de izledikten sonra Semih Kaplanoğlu'nun sinemasını artık merak etmemekteyim. Yumurta da öyleydi; öyle işte, kendi halinde. Eksik olan bir şeyler var ama ne...

Kara Köpekler Havlarken - Mehmet Bahadır Er & Maryna Gorbach

İyi bir ilk filmdi ama çok fazla etkilenmediğimi de söyleyeyim. Sadece 26 yaşında birinin cesur girişimini heyecanla izledim. Bundan sonraki işlerini de takip edeceğim Mehmet Bahadır Er'in.

 
Gönderildi : 04/07/2009 9:48 pm
(@payitaht)
Gönderi: 0
 

İki Çizgi - Selim Evci

Bu da bir ilk film. Büyük bir umutla izledim ama maalesef olmamış. Demek ki neymiş; bir filmi sevmemiz için minimal olması yetmiyormuş hatta minimalist film çekeceğim deyip hiçbir şey anlatılamayabiliniyormuş. Bugün bunu öğrendim. Sonra NBC yi savununca minimalist holigan ilan ediliyoruz 🙂 İki Çizgi olmamış, Süt ham, Sonbahar evlere şenlik... NBC babamın oğlu değil ya, bir şey var ki savunuyoruz adamın sinemasını. NBC ile Zeki var. Bir de Dagur Kari var, adamım 🙂 Öyle işte, gece gece konuşuyorum kendi kendime 🙂 Neyse; Selim Evci'nin bir sonraki filmini merak etmiyorum. O ışığı vermedi bana, ne yazık. Halbuki Jim Jarmusch'un son filmini izlemek için can atıyorum...

 
Gönderildi : 05/07/2009 5:22 am
(@kezzap)
Gönderi: 0
Admin
Başlığı açan
 

İki Çizgi - Selim Evci

Bu da bir ilk film. Büyük bir umutla izledim ama maalesef olmamış. Demek ki neymiş; bir filmi sevmemiz için minimal olması yetmiyormuş hatta minimalist film çekeceğim deyip hiçbir şey anlatılamayabiliniyormuş. Bugün bunu öğrendim. Sonra NBC yi savununca minimalist holigan ilan ediliyoruz 🙂 İki Çizgi olmamış, Süt ham, Sonbahar evlere şenlik... NBC babamın oğlu değil ya, bir şey var ki savunuyoruz adamın sinemasını. NBC ile Zeki var. Bir de Dagur Kari var, adamım 🙂 Öyle işte, gece gece konuşuyorum kendi kendime 🙂 Neyse; Selim Evci'nin bir sonraki filmini merak etmiyorum. O ışığı vermedi bana, ne yazık. Halbuki Jim Jarmusch'un son filmini izlemek için can atıyorum...
Süt'ü beğenmedin tamam da, Sonbahar'a evlere şenlik dersen sana Karadeniz'den getirilmiş taze taze yaş odunla dalarlar. 🙂
Yani senin beğenmemen garip Sonbahar'ı.

 
Gönderildi : 05/07/2009 1:50 pm
(@payitaht)
Gönderi: 0
 

Süt'ü beğenmedin tamam da, Sonbahar'a evlere şenlik dersen sana Karadeniz'den getirilmiş taze taze yaş odunla dalarlar. 🙂
Yani senin beğenmemen garip Sonbahar'ı.
Geçenlerde bir mecliste söyledim, dalacaklardı az daha. O film sadece iyi bir ilk film, fazlası değil. Sinemadan çıktığımda kendime oldukça yalnız hissetmiştim; acaba sinemamızdan çok süper film adı altında hep böyle filmler mi çıkacak diye. Benim sinema anlayışımıa hiçbir şey katmadı o film. Filmdeki netlik sorununu yüzünden evlere şenlik yazmıştım. O ayrı bir konu.

 
Gönderildi : 05/07/2009 3:34 pm
(@kezzap)
Gönderi: 0
Admin
Başlığı açan
 

Süt'ü beğenmedin tamam da, Sonbahar'a evlere şenlik dersen sana Karadeniz'den getirilmiş taze taze yaş odunla dalarlar. 🙂
Yani senin beğenmemen garip Sonbahar'ı.
Geçenlerde bir mecliste söyledim, dalacaklardı az daha. O film sadece iyi bir ilk film, fazlası değil. Sinemadan çıktığımda kendime oldukça yalnız hissetmiştim; acaba sinemamızdan çok süper film adı altında hep böyle filmler mi çıkacak diye. Benim sinema anlayışımıa hiçbir şey katmadı o film. Filmdeki netlik sorununu yüzünden evlere şenlik yazmıştım. O ayrı bir konu.

Netlik sorunu değil o. Sis. 🙂

 
Gönderildi : 05/07/2009 3:38 pm
(@payitaht)
Gönderi: 0
 

Süt'ü beğenmedin tamam da, Sonbahar'a evlere şenlik dersen sana Karadeniz'den getirilmiş taze taze yaş odunla dalarlar. 🙂
Yani senin beğenmemen garip Sonbahar'ı.
Geçenlerde bir mecliste söyledim, dalacaklardı az daha. O film sadece iyi bir ilk film, fazlası değil. Sinemadan çıktığımda kendime oldukça yalnız hissetmiştim; acaba sinemamızdan çok süper film adı altında hep böyle filmler mi çıkacak diye. Benim sinema anlayışımıa hiçbir şey katmadı o film. Filmdeki netlik sorununu yüzünden evlere şenlik yazmıştım. O ayrı bir konu.

Netlik sorunu değil o. Sis. 🙂

Bakkalın içinde de mi sis var? Filme tekrardan bak. Film komple flu. Bazı yakınlarda düzeliyor, sonra bazı genellerde de düzeliyor. Peşinden tekrar gidiyor netlik. İlk başta sinemadaki kopyadan sanmıştım ama diğer arkadaşlarımla konuştuğumuzda bizimki de öyle dediler. Sonra filmi indirip baktık. Öyle işte.

 
Gönderildi : 05/07/2009 3:42 pm
Sayfa 44 / 166
Paylaş: