Forum

En Son İzlediğiniz ...
 

[Sabit] En Son İzlediğiniz Film

2,486 Gönderi
176 Üyeler
0 Reactions
404.4 K Görüntüleme
(@umudumungemisi)
Gönderi: 43
 

Devrim Arabaları

7.5/10

http://www.emreberkun.com

 
Gönderildi : 06/11/2008 4:58 pm
(@payitaht)
Gönderi: 0
 

Casino - Martin Scorsese

Filmin Good Fellas ile aynı tınıları var ama artık bunu da izleyince Scorsese nin benim has adamım olduğunu kesin olarak anladım. Ne güzel anlatıyor konuyu. Bu adam ne çekse ilgilyle izlenir valla.

 
Gönderildi : 11/11/2008 3:40 am
(@payitaht)
Gönderi: 0
 

Filler ve Çimen - Derviş Zaim

Ülkenin en yetkin sinemacısı olarak gördüğüm(geçen gün yolda gördüğüm) Derviş Zaim in 2. filmi. Film Susurluk ile ortaya çıkan ve Kurtlar Vadisi ile doruğa çıkan olayların üzerine gitmiş. Absürd isim seçimleri ile ve garip(zorlama) kurgusu-akışı ile dikkat çekiyor ama bütün konuları birbirine katıp herşeyi bir arada anlatmaya çalışması bir hımmmm dedirtiyor. Yine de ben keyifle izledim. Bu adam ilgiyi hak ediyor. Omuz vermek lazım..

 
Gönderildi : 11/11/2008 8:37 pm
(@hegel)
Gönderi: 0
 

Çok film izliyorsun bu aralar, geçmiş olsun.. Harbiden Derviş Zaim için ben de benzer düşünceler taşıyorum. 'Cenneti Beklerken'de imkanları nasıl limitlerde kullanabildiğini ustaca sergilemişti.

'Filler Ve Çimen'de komserin hayatından endişe edip, panik bir halde sağı solu arayıp kayıt bırakmaya çalışması pek bir enteresandı.

Kalem Oynatan İle Ayı Oynatanın Buluştuğu Yer

http://kalemoynatanileayoynatannbulutuuyer.blogspot.com.tr

 
Gönderildi : 12/11/2008 12:06 am
(@payitaht)
Gönderi: 0
 

Çok film izliyorsun bu aralar, geçmiş olsun.. Harbiden Derviş Zaim için ben de benzer düşünceler taşıyorum. 'Cenneti Beklerken'de imkanları nasıl limitlerde kullanabildiğini ustaca sergilemişti.

'Filler Ve Çimen'de komserin hayatından endişe edip, panik bir halde sağı solu arayıp kayıt bırakmaya çalışması pek bir enteresandı.

Evet o komiser sahnesi çok etkiledi beni. İlk başta anlayamadım ama anlayınca pek bir koydu. Nasıl da çaresiz? İyi bir buluş ama film çok şey anlattığı için kaynıyor bir çok şey.

Cenneti Beklerken'den sonra hayran oldum ben de. Güzel bir fikirden yola çıkmış. Nokta'da da devam ediyormuş seriye. Görmek lazım onu da.

 
Gönderildi : 12/11/2008 1:00 am
(@kezzap)
Gönderi: 0
Admin
Başlığı açan
 

Derviş Zaim'in en sevdiğim filmi Tabutta Rövaşeta! Sağlam yeraltı filmlerinden. Bitişi de çok iyiydi. "Tombul sosis. Seni yerim sosis." 🙂

Cenneti Beklerken'i izleyemedim yahu.
Çok övülen bir film.

Filler ve Çimen'i sinemada izlemiştim. Çok küçüktüm. Ama hoş bir his bırakmıştı film bende ama filmi anlayacak kadar da yetişkin değildim. Sanem Çelik'in oyunun iyi olduğunu hatırlıyorum.

 
Gönderildi : 12/11/2008 1:06 am
(@kezzap)
Gönderi: 0
Admin
Başlığı açan
 

Scorcese'yi de seviyoruz ailecek.
Irkçılığı ile ilgili söylenenlere ne diyorsunuz?

 
Gönderildi : 12/11/2008 1:09 am
 Hepa
(@hepa)
Gönderi: 0
 

Alien III
7/10

*our AC-130 in the air

 
Gönderildi : 12/11/2008 1:12 am
(@payitaht)
Gönderi: 0
 

Scorcese'yi de seviyoruz ailecek.
Irkçılığı ile ilgili söylenenlere ne diyorsunuz?

Scorsese kesinlikle ırkçı. Özellikle Taxi Driver da hep zencilerin kötü işler çevirmesi - pezevenk hariç- Hatta ekşide onun da bi zenci tarafından oynanacağını ama dikkat çeker diye yapmadığını okumuştum. Ne kadar doğru bilmem. Ve bir de bu adam kesinlikle kadınları sevmiyor. Irkçılığından daha şiddetli bir kadın düşmanlığı var. Bütün filmlerinde gördüm o duyguyu. Hepsinde. Mean Streets ten The Departed a kadar.

 
Gönderildi : 12/11/2008 1:21 am
(@admin)
Gönderi: 0
Admin
 

o ırçılıktan değil, amerika'da hala pis işleri zencilerin çevirmesinden kaynaklı. Bak adam fazlasını bile oynatmaya çekinmiş.

 
Gönderildi : 12/11/2008 12:22 pm
(@hegel)
Gönderi: 0
 

70'lerde dünya böyle bir şeydi. Sanayileşmenin rayına oturup, üretimin kalitesinin artmasıyla tüketimin de tavan yaptığı bir dönem. Özellikle Amerika insanı refah düzeyinin yükselmesiyle, özgürlüğü de bir tutmuş ve akacak yeni mecralar bulmuştu. Bu da sanata yansımıştı haliyle. Bu sancılı dönüşüm, Scorsese, Coppola, Lucas, Spilberg gibi genç sinemacılar için altın fırsatlar doğurmuş olmalıydı.

Kalem Oynatan İle Ayı Oynatanın Buluştuğu Yer

http://kalemoynatanileayoynatannbulutuuyer.blogspot.com.tr

 
Gönderildi : 12/11/2008 1:22 pm
(@payitaht)
Gönderi: 0
 

Buda as sharm foru rikht - Utanç - Hana Makhmalbaf

Yönetmeni(bayan) filmi çektiğinde 18 yaşındaymış. Ben izlerken acayip rahatsız oldum ama filmde rahatsız olduğum şeyleri düşündüğümde hepsinin birer sembol olduğunu farkettim. Kaba çizilmiş ince bir çizgi..

 
Gönderildi : 14/11/2008 2:21 am
(@hegel)
Gönderi: 0
 

Bir kez daha : Andrei Rublev (1966) Yön: Andrei TARKOVSKY (205 dakika)

http://www.imdb.com/title/tt0060107/

Gecenlerde yitirdigimiz tum zamanlarin en buyuk yonetmenlerinden ve Tarkovsky'nin de cok etkilendigi Ingmar Bergman, bir soylesisinde suna benzer seyler soyluyor. "Benim sinemada icine girip etrafi gozlemek, icinde dolasmak, koltuklarinda oturmak istedigim bir salon var. Bu salona hic giremedim. Sadece anahtar deliginden bakabildim ona. Birgun Tarkovsky'nin filmlerinden birini izledim. Bir de ne goreyim: Tarkovsky, bu salona girmis, icinde rahat rahat dolasiyor... Tarkovsky sinemanin gelmis gecmis en buyuk yonetmenidir."

Andrei Rublev, 15.yy'da yasamis bir Rus sanatci. Rublev, bugun bile gorenlerin hayranlikla izlemekten kendilerini alamadiklari hiristiyan dininin kutsallari uzerine odaklanan ikonlariyla ve freskolariyla Rus kiliselerini donatmis bir ressam-sanatci, bir ikonograf. Rublev sadece bir sanatci degil, ayni zamanda inancli bir hiristiyan ve hegumen (saniyorum turkcede ekumen deniyor, ki burada Ortodoks kilisesinde belli bir kiliseyi yoneten yada onun basinda olan kisi anlaminda).

http://www.cinefan.net/?p=film_ayrinti&id=72

Yunan Theophanes - Neden beni övmeyi bıraktın? Devam et.

Peder Kirill - Yapamıyorum. Doğru kelimeleri bulamıyorum. Kostechnevsky şunu söylerken haklıydı: ''Ancak doğru anlayışla özü kavrayabilirsin.'' Oysa Andrei (Rublev)...ve yüzüne de söyleyeceğim, kardeşim gibidir. Yeteneklidir, doğru, ince boyar. İnce ince. Ama tüm yaptıklarında eksik olan bir şey var. Korku yok, iman yok. Ruhunun derinliklerinden gelen iman yok. Sadelik yok. Epiphanius'un 'Saint Sergeius'in Hayatı'nda dediği gibi: ''gösterişsiz sadelik.'' Daha iyi söylenemezdi.

(ANDREI RUBLEV'den)

Bu filmde gerçekten müthiş bir gerçeklik hissi var. Sanki Tarkovski’nin kamerası yaşlı bir bilgenin gözleri gibi, yüzünü, bedenini oynatıp etrafını seyretmesi gibi hareket ediyor. Sanki bizler de o bilgenin arkasına dizilmiş, omzunun ardından olup biteni büyük bir sakinlikle seyrediyoruz. Orada olmamız o kadar belirgin ve etkin ki, yanı başımızda biri devrilip ölmüşçesine etkileniyoruz. NBC, Demirkubuz ve özellikle Semih Kaplanoğlu’nun –en sevdiği filmmiş bu- bu filmden etkilendikleri çok açık. Bir taraftan onların da izini sürmüş, sinemalarındaki çözümleyemediğimiz gizleri çözmüş oluyoruz. Anlaşılmazlıkları, tahammül edilemezlikleri biraz daha köreliyor. Rublev’in çileli yaşamı, azla yetinmesi, sanki bir taraftan da minimalist sinemanın, gerilla taktikleriyle film çekmenin amentüsünü kuruyor. Bu siyah-beyaz destan, sinema denen sanatı bir tavuskuşu kanadı gibi açıp diğer sanat dallarına da bağlayarak, tümleşik bir kurguyla önümüze seriyor. Savaşçılar, kaçışan köylüler, kilise, at kişnemeleri o kadar gerçek ki, tarihe tanıklık eder gibi oluyoruz. Yağmurdan sığındıkları bir meyhanede, bir soytarının hüzünlü eğlenceliği karşısında insan olarak ne hissetmeniz gerektiğine karar veremiyorsunuz. Tarkovski bütün kodları çözüyor, dağıtıyor sonra yeniden, kendi dünyasının izleğini takip ederek topluyor, önümüze koyuyor.

Kalem Oynatan İle Ayı Oynatanın Buluştuğu Yer

http://kalemoynatanileayoynatannbulutuuyer.blogspot.com.tr

 
Gönderildi : 15/11/2008 4:58 pm
(@payitaht)
Gönderi: 0
 

Vozvrashcheniye(The Return)

9/10

Az önce izledim. Harika bir film. Görselliği ile konuyu öyle bir harmanlamış ki sonunda insanın yüzünde garip bir hüzün bırakıyor. Enteresan.. Çok sevdim.

 
Gönderildi : 15/11/2008 10:07 pm
(@kaydirakliyilan)
Gönderi: 0
 

Vozvrashcheniye(The Return)

9/10

Az önce izledim. Harika bir film. Görselliği ile konuyu öyle bir harmanlamış ki sonunda insanın yüzünde garip bir hüzün bırakıyor. Enteresan.. Çok sevdim.

Gerçektende muhteşem bir film. Banada Erçin önermişti. İzlemeyen varsa mutlaka izlesin derim.

http://www.vimeo.com/firarland
http://www.flickr.com/photos/firarland/

 
Gönderildi : 15/11/2008 11:18 pm
Sayfa 18 / 166
Paylaş: