Raging Bull 3/5 - Martin Scorcese

Nihayet izledim, karakterleri dışında üzerimde pek iz bırakmadı film. Çok daha fazlasını bekliyordum filmin dünya sinemasındaki konumunu göz önüne alınca.

On üzerinden versem de 7 veririm sanırım en fazla.
Aynı fikirdeyim, bu filmin sinema tarihine damga vurmuş bir iş olduğunu iddia edenleri anlayamıyorum gerçekten.

Fighter 6/10.

Milyon Dolarlık Bebek

Newton Kardeşler

Önce av mevsimi ni izle, sonra ejderha dövmeli kiz i. Sonra yapabilirsen bi daha av mevsimi ni. Sonra bida öbürünû... Ister istemez her geri kaldigimiz meselenin sebebi ibrahim müteferrika nin geç dünyaya gelmesinden dolayi diye mi düşün... Izleyince duvardaki fotolara bakinca cinayet cózmenin inandiriciligi olmadigini, bir criminal film icin polis veya ekibine gerek olmadigini, arastirmanin özel hayatlara etkisini isteyince nasil inandirici verildigini, karakterlerin özelliklerinin dozajini, senaryoya yeterince calisirsan ne kadar karisik bi hikaye olursa olsun hicbir acik kalmadigini ve bunlari güzelce uygulamis filmlere sadece özenerek ıyi film yapilmadigini anla... Diye icimden tekrarladi durdum kendime. Bestseller uyarlamasi dandik holivut filmi sandigim isveç filmi cok keyifli bi gece yasatti bana...

Public Enemies - Michael Mann

6 / 10

Söz konusu Michael Mann olunca klasik bir gangster filminden öte bir şeyler bekliyorsunuz ama görselliği dışında ne yazık ki yok.
Üzücü.

Michael Mann'ın dahah iyi işlerle geri dönüş yapmasını bekleyeceğiz artıkın.

Bugün Aslında Dündü (Groundhog Day - 1993) - 7 / 10

Usta - 2009 - 8.5 / 10

Hakkı yenmiş bu filmin. PR Çalışması, tanıtımı reklamı falan da fena yapılmamıştı aslında, öyle hatırlıyorum ama gişesi kötü, yazık olmuş o emeğe.

Ölümcül Deney 2 (Resident Evil Apocalypse) - 7.5 / 10

Serinin en iyisi bu bence.

Büyük Lebowski 7.5 / 10

Açmadı beni çok fazla. Taklitlerini daha önce izdeğimdendir büyük ihtimalle.

Şantaj (Stone - 2010) 4 / 10

Çok boş bir film. O kadar boş ki karakterler kafalarına göre bir yola giriyor, öylece izliyorsunuz.

Şeytan Karışmış (Accidents Happen - 2009) 8.5 / 10

Atlıkarınca - İlksen Başarır
Criticker Puanım: 85

Uzun süredir ilk defa bir filmde ağladım.
Son 20 dakikasındaki saçmasapan kurgu olmasaydı film çok daha etkileyici olurdu.

Fargo

Coen Kardeşler'den gene alt metinleri dopdolu olan karakter filmlerinden biri daha.

Hikayeden bağımsız karakterlerin, önemliymiş gibi sunulması olayı var. Bu durum sinemada pek fazla karşımıza çıkan bir durum değil. Herhalde buradaki asıl amaç hayatın sıradanlığını (ya da sıradan hayatları) olabildiğince ön planda tutmaya çalışmak olmalı. Buna ek olarak Polis şefi Marge ve kocasının ilişkisi de eklenebilir. Polis şefi Marge ve kocasının ilişkisi de "vay be Amerika'da bu tür hayatlar da varmış dedirtiyor.

Polis şefi Marge karakteri de çok iyi çalışılmış bir karakter olmuş. özellikle bu yönde ayrıca kutlamak lazım.

Müziğe gelince; evet müzik çok iyi. Hatta o kadar iyi ki filmin biraz üstünde duruyor. Hele hele açılış sahnesinde müziğin girip, ritimlerin kuvvetlenmesi seyirciyi öyle bir etkiliyor ki beklentileri artırıyor. Lakin tam da bu anda hafif sisli ve bembeyaz olan bir yolda, bir arabayı çeken başka bir araba gözüküyor. Bu açılış sahnesiyle alakalı olarak, hikayenin özüne bağlı kalarak daha başka bir seyirlik yöntem uygulanabilirdi.

Mad Max 6/10. Ayrıca Sci-Fi olarak geçiyor IMDB'de, neresi Sci-Fi onu anlamadım. Post-Apokaliptik film vs. tamam ona bir şey demiyorum da yani Post-Apokaliptik bir hikaye illa Sci-Fi olmak zorunda değil ki dini bir şey de olabilir fantastik de. Anlamadım gitti. Bir de Seminer dersimde Bilim-Kurgu üzerine araştırma-tez hazırlıyorum da şu ana kadar öğrendim hiçbir şeye uymuyor...

The Green Hornet 5/10. Ama özellikle bir sahne var 10/10 direk. Yani belki daha önce yapılan bir şeydir bilmiyorum ama böyle de değildir herhalde. Bu ekrandaki görüntünün durmadan bölündüğü sahne lakin yani anlatmakla olmaz, filmi bir tek bu sahne için bile izleyebilirsiniz.

Mad Max 6/10. Ayrıca Sci-Fi olarak geçiyor IMDB'de, neresi Sci-Fi onu anlamadım. Post-Apokaliptik film vs. tamam ona bir şey demiyorum da yani Post-Apokaliptik bir hikaye illa Sci-Fi olmak zorunda değil ki dini bir şey de olabilir fantastik de. Anlamadım gitti. Bir de Seminer dersimde Bilim-Kurgu üzerine araştırma-tez hazırlıyorum da şu ana kadar öğrendim hiçbir şeye uymuyor...

Post-Apo dediğimiz alttür bilimkurgu türü içerisinde gayet net çizgilere sahip bir alttürdür. Mekan, zaman, karakterler.... herşey gayet sci-fi'dir.

Post-Apo'nın çıkış noktası evet Sci-Fi'dır ama her Post-Apo öykü Sci-Fi olmak zorunda değildir. İlk Post-Apo öyküleri 2. Dünya Savaşı sonrası oluşan Nazi Almanya korkusuyla ilgili çıkıyor ve genel olarak "Distopia" olarak anılıyor. Ama bilim-kurgunun bilimkurgu olabilmesi için çok açık ve net bir nokta vardır bilimsel açıklama veya en azından bilimsel nokta. Mesela bunun en güzel ayırımını The Man From Earth'te ve The Prestige'de görürüz. The Man From Earth'te hikaye ve karakter bilimsellikten tamamen uzak ve daha çok fantastiktir lakin filmin bilimsel dili ve çatışması bu hikayeyi bir sci-fi haline getirir, öte yandan The Prestige'de ise "The Novum" Tesla'nın bobinidir lakin bu detay filmin ana unsuru olmamakla birlikte önemsiz yan unsurudur ve açıklanmasına gerek yoktur Bu yüzden The Man From Earth Sci-Fi iken The Prestige fantastiktir. Mesela Clockwork Orange bu filme benzer bir tasarım içerisindedir genel yapı itibariyle. Post-Apo bir hikaye değildir ama bir gelecek kurgusudur lakin bu da bir sci-fi olmaya yetmez, Clockwork Orange'ı Sci-Fi yapan;

Lakin bu filmde buna benzer bir araç vb. bir şey de göremedim ben. Yine araştırmalarım sırasında gözüme çarpan çok net bir nokta var "The Novum". Latince "yeni şey" anlamına geliyormuş. Ve bir ürünün bilim-kurgu sayılabilmesi için gereken yegane olgulardan biri diye bahsediliyor incelediğim tüm kaynaklarda. İlk başta mantıksız gelmişti özellikle de The Man From Earth'ü düşününce ama düşündükçe şu sonuca vardım The Man From Earth'tün yeni şeyi de aslında ana karakterdir. Dediğim gibi aslında fantastik olan bir karakter, yan karakterler ve diyaloglar ile birlikte bilim-kurgu unsuru haline gelir ve filmin "The Novum"u haline gelir, tıpkı Süper-Kahraman hikayelerinde olduğu gibi. Ama Mad Max'te bundan bahsedemeyiz. Dünya "The Novum" haline gelmiştir demek de biraz zorlama olur gibi geliyor bana. Çünkü dediğim gibi bilimsel bir neden, bir nokta gerekli. Evet film bize Post-Apo bir evren sunuyor ama nedenini sunmadığından bunun fantastik mi? Dini-mitolojik mi? Yoksa bilim-kurgusal bir Post-Apo öykü olduğunu bilemeyiz. Keza aslında Nuh Tufanı da bir Post-Apo öyküsüdür lakin bilimsellikle uzaktan yakından alakası yoktur ve tamamen mitolojiktir.

Bu sohbetten yeni bir başlığa gideriz biz. Düd'te gelip o başlığı dağıtır, alayımıza basar tokadı. Oh, siz sağ ben selamet. 😀

1 milyon dolar bütçe, 193 milyon hasılat.

blue valentine.

kötü mü iyi mi bilemedim. arada kaldım.

1 milyon dolar bütçe, 193 milyon hasılat.

blue valentine.

kötü mü iyi mi bilemedim. arada kaldım.

Öhh abi ne 193 milyon doları ben de diyecektim herifi kesin WB, Universal, Paramount vb. paylaşmaya çalışırken kolunu bacağını koparmışlardır diye. 9.7 milyon dolar hasılatmış...

http://www.boxoffice.com/statistics/movies/blue-valentine-2010-2?q=blue%20valentine " onclick="window.open(this.href);return false;
http://www.imdb.com/title/tt1120985/ " onclick="window.open(this.href);return false;

500 Days of Summer
7/10

İzlediğim, ilişkiler üzerine filmlerin en iyilerinden....
Zaten ff tayfasının tavsiyesiyle izlemiştim.... 🙂 Şaşırmadım....