Oyunculukta Ses

Mimikleriniz, davranışlarınız sese bağlı olarak kendiliğinden oluşabilir. Aslında ses bunlardan önce gelir.. Önce ses duyulur ve algılanır, sonra mimik görülür. Bu sebepledir ki mimik ve davranış büyük oranla sese bağlı kendini gösterir....

Eğer sesi oturtamazsanız, oyunculukta zorlanmalar yaşayabilirsiniz. Karakter oluşumunda aklınızdaki ile ortaya çıkan arasında büyük farklılıklar olabilir. Akabinde gelebilecek vurgu ve tonlama hataları sizi karakterden iyice uzaklaştırır.

Sesinizi güçlü kullanabilirseniz, oyunculukta daha hızlı ilerleyebilirsiniz.

Çok güzel bir başlık açmıssınız. Gerçekten oyuncuda ses çok önemli. Bu düşüncenize çok katılıyorum.

Fakat sesin oyunculuğun önüne geçmesi veya mimikler ses bağlı olarak gerçekleşir vs.. vs.. bunlara pek katılamayacağım... Hiç repliği olmadan 1 saat sahnede kalıp oyunculuk döktüren insanlarda var. Keza filmlerde de görüyoruz. Ses önemli fakat oyunculuğun önüne geçmemeli. Tabi oyuncu sesten etkilenip karakterini çıkarabilir. Ama sessiz oyunlar [ ki en önemli oyunculuktur bence ( "es"leri oynamak da denir ) daha önemlidir. Ses amaç değil araç olmalı bence. Benim sesle ilgili düşüncelerim sesin tonundan ziyade, cümleleri doğru tonlama ve vurgudur. Dedikleriniz ses kullanımıysa katılıyorum. Fakat tonundan bahsediyorsunuz gibi geldi. Ör: Rutkay Aziz... yani 🙂

Çok önemli bir konudur. Tekrar teşekkür ederim. Fikirlerinizi paylaşırsanız çok sevinirim...

Saygılar..

Doğrudur hiç replik olmadan da saatlerce sahne üzerinde performans sağlanabilir. Bahsim tamamen bunun dışındadır. Repliksiz oyunculuğu dışa alarak bir açıklama yapmıştım.

Oyunculuk olmazsa olmazdır; ama gelişim ve en iyisi için ses bu ilerleyişin en önemli etkenidir. Yukarıda da ayrıca belirtmiştim "Sesinizi güçlü kullanabilirseniz, oyunculukta daha hızlı ilerleyebilirsiniz. "

Tonlama ve vurgu için yazımın en sonunda ufak bir not eklemiştim, tüm bu anlatılanlara dahildir diye. Zaten tonlama ve vurgu olmadan oyunculuk harbiden şeeyy olmuş oluyor. 🙂

Çok doğru bir şey yazmışınız "Ses amaç değil araç olmalı bence." Oyuncunun yeteneği olabilir ve geliştirmesi için sesini bir araç olarak kullanıp, muhteşem bir görsellik sunabilir. Bunu yazımda doğrudan dile getirmedim, aklıma da böyle bir cümle kurmak gelmedi ama içerikten böyle bir şey çıkarılıyor (ya da ben çıkarıyorum 😉 ). Yazmış olduğunuz bu cümle anlam bütünlüğünü büyük ölçüde sağlayıp, tamamlıyor aslında. Teşekkürler.

Evet sesin tonundan bahsediyorum. Ve kişinin ses gelişim yaşına bağlı olarak evvelce çalışılıp yerine oturtulması gerekliliği var. Bu yaş (erkeklerde 23-24), kadar ses rengini bir oyuncu oturtmalı. Ama gelgelelim ki bu yaşı evvelce kaçıran oyuncular da var. Kendi sesi güçlü bir ses değilse, oyunculuğunun ilerlemesinde zorluklar yaşayacağı düşüncesindeyim. İlerleme olur ama sancılı olur.

Mesela Töre Oyununda, babanın "Ey oğul" repliğini bir Cengiz Küçükayvaza söyletmek var; bir de Tevfik Cemal İnceoğlu'na söyletmek var. 🙂

hahahaha 🙂 evet çok haklısınız. Bir de Savaş Dinçel'den dinlemek lazımdı.. Allah rahmet eylesin. Gerçekten ses konusunda müthiş bir aktördür.

Temrinler ve diyafram çalışmalarıyla ses gerçekten kendi Tonunu buluyor. Fakat şöylede bir söylenti vardır muhakkak duymuşsunuzdur. Alkol+Sigara = Müthiş ses tonu 🙂 bu doğrumu bilmem ama sesi çok tok olan çoğu oyuncu bunu söyler. 🙂 İlginç gelmişti bana. Tabii asla denemeyiniz.

Ben de koca bir hahaha ile başlayım...

Al Pacino'ya göre de iyi bir oyuncu olmak için;

Aşk, acı ve şarap gereklidir. Ben bu üçlüye inanıyorum.

Senin muhteşem ikiline gelince de, doğruluğunu hayran olduğunuz oyuncular üzerinde görebilirsiniz demek, geceye gündoğması gibi etki yapar; aman dikkat.. 🙂

:):) Aşk, acı, şarap.... Gerçekten iyiymiş... Peki şu konu hakkında fikirleriniz nedir.?

Bazen hiç beklemediğimiz insanlardan, hiç beklemediğimiz ses çıkar. Nasıl anlatayım, adam deyim yerindeyse İzbandot gibi bir adamdır ama ses tonu bir bayan kadar incedir ya da tam tersi... bunu sahnede görmek oldukça ilginçtir.

İzbandotluk tamamen fiziksel bir gelişimdir. İzbandotların, kalın ve geniş bir fiziki yapıya sahip olmaları, onların bu ölçülere orantılı olarak ses çıkaracakları anlamını taşımamalıdır.

Ses tamamen farklı ve tuhaf bir olgu, oluşumlarında en büyük faktör ses tellerinin uzunluğu olsa gerek. Sonrasında diş yapısı, nefes alma oranı, dudak yapısı ses tellerinin kalınlı vb gibi etkenler gelir heralde. ( Çok bilmiş gibi oldum, kendimi bir an tv'de herşeyden bahseden ama o herşeyi çok az bilen insanlar geldi.. 🙂 )

Heralde bunlardır bilmiyorum aklıma ilk gelen bunlar oldu.

Ha aklım adaha ilginç bir şey geldi, ben yaşanılan coğrafi bölgelerin sesi etkilediği düşünürüm. Örneğin doğudaki insanlarımızın çoğunun gür bir sesi vardır ve istedikleri zaman bunu inceltebiliyorlar. Akrabalarımda da böyle etkileyici sese sahip olanalr var; konuştukça konuşmasını istiyorsunuz. Harika bir etkileyiciliği var.

Ek olarak bir tanıdığım var erkek, tanımasanız ve kendisini görmeden dinleseniz kadın konuşuyor sanırsınız. Çok sık taklidini yapıyorum kendisinin, gülesim geldi bak şimdi.. 🙂

🙂

Bölgelere ses farklılıklarının olduğu çok doğrudur. Doğuda yenen acı baharatın bile bunda etkisi büyüktür. Daha derin bir araştırma okumuştum. Genel oturma şekli, alaturka tuvaletin kullanımı, sıcak hava, bol kıyafetler vs.. vs.. çok kapsamlı bir araştırmaydı ve hepsinin ses üzerindeki etkisi araştırılıyordu. Bulursam mutlaka koyarım...

Çok iyi olur.... 😉

alkol-sigara ne yapmalıyım başlasam mı hemen? 😀

Oyunculukta ses çok çok önemlidir ama oyunculuğun önüne çok fazla geçmemelidir.Oyunculuğun en önemli noktası "tutarlı,ölçülü ve doğal olmaktır" bu yüzden oyuncunun sesini tutarlı ve doğal kullanması gerekir.İki farklı örnek verirsem daha iyi anlatabilirim herhalde derdimi 1.Mert Fırat (tutarlı ve doğal olarak kullanan) 2.Rutkay Aziz(Abartılı ve gerçek dışı olan)