En basit ve ilk akla gelen cevabı "para" sanırım.

Para tam karşılamıyor gibi... ya da büyük bir çoğunluğu için tam cevap değil gibi...

Durumları çok iyi olan oyuncularımız var...

Bu onların işi. Oynayarak hayatlarını kazanıyorlar. Tek geçim kaynakları bu. (paradan bahsetmiyorum öncelikle) Bu bir meslek. Ve siz eğer bir muhasebecisiyseniz de yapmayı reddettiğiniz işler olabilir. Ya da yapmanız gereken her ne ise onu!

İzleyici açısından basit bir durum var... Bir oyuncunun çok iyi bir filmini izlersiniz (ya da bir kaç üst üste gelen iyi yapımlarda görürüsünüz) ve oyuncu sizin için çok kıymetli olur... Aynen bizim forumdaki üyeler gibi çok beğendiniz oyuncu listelerine katarsınız... Fakat beğendiniz oyuncu ya da adayı inanılmaz kötü ve saçma yapımlarda sırf komiklik olsun diye yazanın ve yönetmenin komikliği aptallık ve saflık sanan adi işlerde görürsünüz... Artık bu gibi yapımların zamanının geçtiğini, günü yakalamayan bu yapımlarla izleyiciye hiçbir şey katmayan işlerde her bölümün aynı olduğunu, sırf 1 dklık tanıtım bölümlerini izleyerek kavrayabileceğiniz sinir yapımlar...

İşte o zaman demek ki oyuncunun seyirci diye bir kaygısı yok... İzleyicinin çoğunluğu da artık onu çok beğenmiyordur zaten... Bunların büyük bir kısmının da parasal durumlarının iyi olduğunu kabul edersek; e peki neden seçmiyorsun andavallı dememiz gerekiyor...

İlk yazdığımdan beri aklıma gelen.... Piyasada varlığını her ne şekilde olursa olsun göstermek... aksi halde unutulma korkusu...

Bir kez daha ayakta alkışlıyorum; Şener ŞEN'i ...Kabadayı ile hayalkırıklığı yapsa da, arada olur böyle kazalar niyetine tam gaz proje seçiciliğine devam... Gelecekte herkesin özlemle anacağı bir oyuncuyla aynı dönemi yaşamak (.....)

Öncelikle Şener Şen kabadayı'da kötü değildi. Kabadayı filmi de kötü değildi.

Oyuncunun proje seçimi içinse söylebileceğim birkaç şey var...
Oyuncular, halkın nabzını tuttuyorlar elbette. Ama sinemada değil! Tiyatroda.
Bu yüzden oyuncu izleyiciyi düşünmez mi diyemeyiz. Oyunculuk yalnızca sinemadan ibaret değil.

Sinemada ise oyuncu, oyunculuğunu konuşturmak zorunda olduğu tek mecranın sinema olduğunu bilir. Yapımlara dikkat edin. Her formatın (reklam filmi, sinema filmi ve dizi film) kendine has bir tadı ve tavrı olur. Nasıl dizi filmlerde oynayan oyuncular ortalamanın üstünde bir standartla oynayıp, yalnızca günü geçirmek için oynuyorlarsa, sinema filmlerinde ise kendilerini olabildiğine iyi motive edip, en iyi oyunculuklarını vermeye çalışırlar. Ama bunu sinemada izleyiciye sarılmak için değil, böyle gelmiş böyle gider diye yaptıklarını düşünüyorum. Bir gelenek gibi düşünün.

Oyuncu parasını alıp, verdiği emeğin karşılandığını düşündüğü an o proje onun için mazi olmuştur.
Asıl iş yönetmen ve yapımcıda. Onlar düşünürler izleyici kimi ister diye. O yüzden birçok iyi oyuncu yalnızca tiyatroda çalışırken, yapımcıların kötü ama perdeye yakıştığını düşündükleri oyuncular bol para kazanabiliyor.

Kötü olan bu sistemin heryerde uygulanıyor fakat türkiye'de malesef oturtulamamış olması.
Çünkü Türkiye'de hiç oyunculuğu olmayan birilerini bir sinema filmi için oyunculuğa soyabilecek bir icra kişisi ya da olanak yok.
Bu yüzden Kaka gözüyle baktığımız Hollywood sineması çok çok iyi durumda. Görsel manada istedikleri her dokunuşu yapabilmelerinin yanında Dünyevi şeylere olan bakışları da gayet profesyonel. Oyuncuları bir oyun hamuru gibi kullanabiliyorlar.
Dilediklerini başa çıkarabiliyorlar.

Oyuncuların proje seçmesi ve seçmemesiyle alakalı durumu ise Kezzap gayet net birşekilde açıklamış.
Para! Oyuncular, tiyatrodan para bulamazken elbette makarna reklamında oynayacak kadar düşebilirler. Çünkü para tiyatroda değil, tv de. Sinemada da malesef yok. Ha mesela Recep İvedik gibi bir yapımda oynarsın, çok iyi abiii süper haber, paranı alırsın oradan dersin ama bi bakarsın Şahan Gökbakar olmadıktan sonra Yapım şirketi senin oyunculuk parana bile el koymaya çalışmış. Bununla ilgili bir haber vardı.

Çok derin konu çok.. Canım sıkıldı sabah sabah öğlen sabah...

Bilmiyorum benim bildiğim kabadayılar mı çok farklı, yoksa bu filmdeki Şener ŞEN dışındaki kabadayılar mı kabadayı... Her neyse bu filmi bu başlıkta tartışmaya gerek görmüyorum...

Sadece devlet tiyatro oyuncularının parasal durumu ile yazıyorum şimdi... Sivas DT'den Cebrail isimli (soyismini) hatırlayamadım, Kayseri'deki bir tiyatro festivali için gelmişti, hazır gelmişken de bizim topluluğumuza uğramıştı biraz muhabbet biraz çalışma şeklinde bir gün geçirmiştik. Muhabbet kısmında "Aldığım para bana gayet yetiyor. Tiyatrocuların aç olarak gösterilmesi sakıncalı bir durum. Çoğu tiaytrocuya da aldıkları devlet maaşı yetiyor." demişti... Burdan şöyle bir şey çıkartmak gerekir, Sivas gibi şehirlerde DT oyuncu maaşları gayet uygun ama İstanbul gibi şehirlerde tabi ki yetersiz... Parasal ihtiyaç durumuna bu bakış açısıyla da yaklaşılabilir...

Oyuncular, halkın nabzını tuttuyorlar elbette. Ama sinemada değil! Tiyatroda.
Bu yüzden oyuncu izleyiciyi düşünmez mi diyemeyiz. Oyunculuk yalnızca sinemadan ibaret deği

Hımmm şeklinde başlamak etkiyi kuvvetlendirir... DT oyunları geçmişte nasıldı bilmiyorum ama bizim gözlemlediğimiz, oyuncularının bildiğin masabaşı memuru gibi davranmaları... Oyuna katkı sağlamıyorlar, sadece replik söyleyip gidiyorlar... Hatta çok iyi biliyoruz ki text okumalarında bilerek çok kötü performans sergileyip, oyuna çıkmak istemiyorlar, nasılsa paramız yatıyor düşüncesiyle hareket edip seyirciye yığınla haksızlık yapıyorlar...

Dizilerde yukardaki bahsettmiştim, seyirciye hep aynı tarz şeylerin sunulması... Bunu oyuncuda gayet iyi biliyor ve ben sadece kendi amaçlarıma göre bu projede yer alırım şeklinde yaklaşıyor... Burada oyuncunun seyirciye bir şey vermesi kaygısını geremiyorum...

Türk oyuncular neden proje seçmez... Tabii bilemeyiz asıl sebeplerini. Genel olarak para söylenir. Ben pek katılmıyorum. Bu camia da herkes birbirini tanıdığı için, neredeyse hatır gönül işi bile kötü projelerde oynayan oyuncular var.

Dediğim gibi bir çok sebep olabilir. Oyuncu karakteri çok beğenmiştir, hep hayalinde böyle bir rol oynamak istemiştir fakat yönetmen iyi değildir, başka oyuncular iyi değildir, bambaşkabir hayalle girip yanlış işler çıkmıştır ortaya.. vs..vs.. Neden? çünkü Türkiye'de yüzde yüzlük bir performans ile başlanır işlere en son yüzde otuzbeş gibi bir rakanlara iner... Neden? Senaristler müthiş senaryo yazar, iş gelir yapımcıya, Yapımcı derki bir dakika.. bu filmin iş yapması ve benim para kazanmam için şu isimler oynicak.. haydaaaa.. tamam eyvalla... çekim başlar, yönetmen faaliyete geçer. Ben bu sahneyi çekmeyeceğim...! oda güzel... Oyuncu faktörü devreye girer, bu sahneyi atsak şöyle olsa olurmu.. olurmu? olur Türkiye burası. Noldu peki sonra? proje nerden nereye geldi... Oyuncu hep oynamak ister.. mesleği budur çünkü. Çok oyuncu biliyoruz beş kuruş para almadan sinema dizi vs de oynayan. Sebep, oynamak istemesi... O yüzden bir yazımda söyledim, Kısa film için profesyonel oyunculara gidin, deneyin şansınızı diye. Doğru proje olduğuna samimi geldiğinie inandırırsanız para vs.. almadan gelirler...

Bu arada Asla ve Asla katılmıyorum Tiyatroda para yok diyen zihniyete? Kime göre neye göre yok? Yapmayın lütfen.... ! Doğru işi yap bakalım neler oluyor... DT farklı. Memur zihniyeti işlediği için. Yeni KAN lara taze yeteneklere izin verilmedikleri için takılırlar öyle...

nerede bu projenin bolluğu diyerek başlamak istiyorum :))
senede bir kaç iyi proje çıkıyor ama binlerce oyuncu var hangileri oynayacak o iyi projelerde?
açıkta kalan adamlar oturup bekleyecek mi?
oyunculuk yapmazsa oyuncu paslanır, illa ki oynamalı,
nasıl ki biz tiyatro da bize verilen rolü beğenmemezlik yapamıyoruz paşa paşa çalışıp çıkıp oynuyoruz, bu şekilde de bakabiliriz bir anlamda,
ben grubun bakış açısını sevmemeye başladım, çıkan oyunlardan da hoşnut değildim şehrin en iyi grubuylaydım gidecek başka bir grup da yok yani anlayacağınız ne yaptım kendi grubumu kurdum,
çarem yok çünki, çaresizlik beni kendi işimi yapmaya yönlendirdi, uzakta kalmak istemiyorum, kendi seçtiğim oyunları kendi istediğim yerlerde kendi oyuncularımla çıkarıyorum.
bu lükse de herkes sahip değil, hele ki sinemada,
oyuncunun yer aldığı projeye genel bir bakıştansa bireysel perfermansına bakacağız o halde,
bende açıkcası uzak kalmak istemem, tabi ki parasız kalmak da,
bir de seçme hakkı verilmiş oyuncular vardır elbet, herkes kendi projesinde olsun ister ama o en iyisini seçer, seçilen olmaz
onlarda sayıca ne kadar az olduğu malum =))

nerede bu projenin bolluğu diyerek başlamak istiyorum :))
senede bir kaç iyi proje çıkıyor ama binlerce oyuncu var hangileri oynayacak o iyi projelerde?
açıkta kalan adamlar oturup bekleyecek mi?
oyunculuk yapmazsa oyuncu paslanır, illa ki oynamalı,
nasıl ki biz tiyatro da bize verilen rolü beğenmemezlik yapamıyoruz paşa paşa çalışıp çıkıp oynuyoruz, bu şekilde de bakabiliriz bir anlamda,

lglg ciğim...
projelerin bolluğuna bir sezona kaç diziyle başlandığı gözönüne alınırsa çok iyi bir cevap almış oluruz.

Oyunculuk yapmazsa oyuncu paslanır. Bu başlığın içeriği için çok yanlış olmuş. Oyuncu kamera önünde mi oyunculuğunu geliştiriyor. Vay be çok ilginç. Bir oyuncunun paslanması asla kameraya bağlı değildir. Gitsin evinde oynasın, çalışsın ki ki zaten mesleğinde sürekli gelişmek isteyen oyuncu bunu her zaman yapar. Yoksa senin bu dediğinde kamera önü oyuncunun mesaisiymiş gibi olur bir memur kılıfında. Bizim oyuncularımızında bahsettiği gibi Hollywood'daki meslektaşları sürekli yeteneğini geliştirme çabası içindeler; proje olsun ya da olmasın.

Tiyatroda bahsettiğin mevzu çok başka bir olay. Sen orada bir kuruma bağlısın ve kurumun atadığı yönetmenin ne derse onu yapmakla mükellefsin. Bu başlıkta tamamıyla sinema ve Tv oyunculuğundan bahsediyorum. Bunların o dizide veya sinemada oynama mecburiyeti olmadığı için bu yazmış olduğun kapsam dışında kalıyor.

ha bi de itinayla benim açtığım başlıkları güncelliyon, çok keyifleniyom...

oyuncunun evde yaptığı çalışmalar kendini paslandırmaz ama uzun süre sahneden, sinema oyunculuğu ya da dizi oyunculuğu her neyse yani ki oyunculuktan uzak kalmak insanda zamanla sahne korkusuna yol açar,
acaba yapabilir miyim ki dedirttir,
haksız mıyım? biz de zaman zaman konuşuyoruz o kadar uzak kaldık yapabilir miyiz mi ki acaba demiyor muyuz?
bir de gitisn evinde oynasın demişin ya çok güldüm, bu çok karşılaştığımız bir şey değil mi evinde insan kendi kendine yaptığı çalışmalarda yanlışa düşebiliyor, evde yaptığımda oluyordu yahuu sahneye çıkınca kitlendim diyorlar ya a evde o kadar da çalıştım ama sahneye çıkınca aynı perfermansı gösteremiyorum diyorlar, yani evet oyunculuğunu geliştirmesi ve idame ettirebilmesi için sahne de kamera da şart.

senin açtığın konular benimde alakalı olduğum konular olduğu için daha çok yazıyorum 😀

lglg ciğim konu tamamıyla amacından sapıyor gibi...

Sahne için dediklerin doğru ben sahneye ve tiyatroya girmiyorum; sadece bahsim tv ve sinema için. Sen tamamıyla tiyatro oyunculuğunu baz alarak düşünüyorsun. Ben bunun dışındaki işler için yazıyorum. Saçma sapan dönen işler için. Oyuncuların en boktan işlere neden girdiğini çözmek için. Tiyatro ayrı birşey...

Pas meselesi sinema ve tv için o kadar da mühim birşey değil. Sadece Tv ve sinema işini yapan oyuncular var. Onlar nasıl çalışıyorlarsa öyle çalışsınlar. Kamera karşısında olana kadar deneme imkanın var. Metodsal veriye daha uygun.

peki HHK sen nasıl diyorsan öyle olsun 🙂
çekiliyorum,,,

Öncelikle daha önceden açtığın konuya cevap yazan arkadaşlara katılıyorum ne kadar yüzeysel ve 'amatörce' yorumlar olsada malesef gerçekler bu. Çoğu dizi ve film setinde Türkiye'de bildiğimiz en 'kral' oyuncular dahi yönetmenlerle yüz yüze dahi gelmeyebiliyorlar daha ileri gideyim birbilerine gıcık olurlar. Tabiki istisnalar mevcut olabilir lakin ben çok az rastladım. Ülke genelinde,genellikle oyuncular 'garanti' projeler seçerler,garanti projelerden kastım önceden başka başka platformlarda denenmiş bu tutulmuş projelerdir,garanti olmayan,riskli projeleri ise genellikle genç ve 'yeni mezun' insanlar çekmeye çalışıyor burdaki olayın tamamen maddi kaygı olduğunu düşünüyorum.
Buda forumdaki ilk mesajım olsun fikirlerinizi paylaşırsanız sevinirim,sevgilerle.

Bir çok nedeni olabilir...
Birincisi unutulmamak magazinlerde görüyoruz gündem olmak için birbirlerinimi dövmüyolar yapmadıkları yok .
İkincisi parasızlık olabilir Ufuk Özkan misal kendisini çok severim emret komutanımdan beri hayranlık var ama oynadığı filmlere bakınca pak panter haydaaaaa....taksidinmi vardıda...
Üçüncüsü hatır ki hatır her yerde geçer
Bu kadar 🙂
Üçüncüyü ben yapmadığım sürece tasrif etmiyoruz..:)