Forum

Hasbelkader

22 Gönderi
11 Üyeler
0 Reactions
4,414 Görüntüleme
(@homeros)
Gönderi: 0
 

Görüntüye en son dahil olan arkadaşın oyunculuğu cidden çok doğal olmuş, bir tek o yüzden filmin onun oynadığı kısımları 2-3 defa başa sarıp izledim, gülerek. Onun dışında yani ciddi bir yorum yapmaya gerek yok, izlerken eğlendim, güldüm açıkçası. Filmin bu yönde hedefine ulaştığını düşünüyorum.

 
Gönderildi : 20/04/2011 2:22 am
(@hegel)
Gönderi: 1157
 

Etkileyici bir girişi var. Market sekansı sağlam. Açılar, kesmeler yerinde. Oyunculuk iyi. Elinizde daha etkileyici bir senaryo olsaydı keşke.

Kalem Oynatan İle Ayı Oynatanın Buluştuğu Yer

http://kalemoynatanileayoynatannbulutuuyer.blogspot.com.tr

 
Gönderildi : 22/04/2011 12:05 pm
(@kezzap)
Gönderi: 0
Admin
 

Ya aslında senaryo iyi olabilmenin sınırından benim "amaç eksikliği" dediğim şey yüzünden dönüyor.
Çok eğlenceli, ilgi çekici, hikayeler senaryolar var bunun gibi. İyi yazılmış, iyi oynanmış.
Fakat o hikaye ilginç olmanın da ötesinde İngilizce'de "so what?", Türkçe'de "yani?" gibi bir sonuca ulaştığında bütün her şey bitiveriyor.

Bu hikayenin bir mesajı olması gerektiği anlamına gelmiyor.

Bu filmi merkeze alırsak, bu filmin cümlesi nedir? "Her an her şey olabilir" gibi bir şey benim anladığım kadarıyla.
Bence güzel. Kaotik bir dünya sunuyor.
Rastegelelik (contingency) üzerine ilginç bir deneme.
Fakat bu cümlenin altı ne derece çiziliyor, film bizi bu soru üzerine ne kadar düşündürüyor?
Yani bu senaryo ufak oynamalarla müthiş bir hale gelebilecek bir senaryo.
O zaman ufak hatalarına rağmen iyi bir film diyecektik, görsel hataları biraz daha tolare edebilecektik.

Hatta ben forum yarışmamızda bu filmi acaba dedim en iyi senaryoya da mı yazsam, ama bu sebeple yazmadım.

Ama umut vaadettiği kesin; devam arkadaşlar.

 
Gönderildi : 22/04/2011 1:53 pm
(@kabasakal)
Gönderi: 0
Başlığı açan
 

Filmin senaryo olarak çok yeterli olmaması benim de kabul ettiğim bir durum. Bunun sebebi de ilk senaryom olması biraz da...(her ne kadar sığınılmaması gerekse de) Olgunlaştırmak için yazılmasının üstünden 6 ay gibi bir zaman geçse de, o zaman zarfında ancak karakterlerin konuşmalarını düzene sokabildik.

"Daha etkileyici bir son"
Aslında amaç eve giren şüpheli bir kızı bi şekilde seyirciye unutturmaktı. Bunun içinde Hakkı ile Devrim'in diyaloglarını uzatıp, ilgiyi onların üzerine çekmek için çok çalıştık. Ancak şu andaki diyaloglarının seviyesinde süreyi arttıramadık. Senaryonun bana göre eksiği budur. İzleyenlere filmin sonunu sorgulatması, kızı tam anlamıyla unutmamaları sonucunda, filmin sonunda "noluyor lan" yerine "yani?" durumuna getirmesi de bu yüzdendir.

Mesajının olmaması durumu ise amaç eksikliği olarak kabul ediliyor. Ama her filmin de bir mesajı olmasın arkadaş:) Mesela ben tmmchn'in tavla kitabı filminden, çoğu filmden almadığım keyfi almıştım. Ama şu başlıkta kimse de sormuyo ki o balık niye var afişte.

-Market sekansı için değişik görüşler var. Ne diyeceğimi bilemedim.

- Son olarak da filmin iyi yanları, kötüleri az da olsa götürüyor sanırım. İki tane planda deli gibi focus kaçmış. Bildiğin rezillik 🙂

 
Gönderildi : 22/04/2011 11:25 pm
(@kezzap)
Gönderi: 0
Admin
 

Filmin senaryo olarak çok yeterli olmaması benim de kabul ettiğim bir durum. Bunun sebebi de ilk senaryom olması biraz da...(her ne kadar sığınılmaması gerekse de) Olgunlaştırmak için yazılmasının üstünden 6 ay gibi bir zaman geçse de, o zaman zarfında ancak karakterlerin konuşmalarını düzene sokabildik.

"Daha etkileyici bir son"
Aslında amaç eve giren şüpheli bir kızı bi şekilde seyirciye unutturmaktı. Bunun içinde Hakkı ile Devrim'in diyaloglarını uzatıp, ilgiyi onların üzerine çekmek için çok çalıştık. Ancak şu andaki diyaloglarının seviyesinde süreyi arttıramadık. Senaryonun bana göre eksiği budur. İzleyenlere filmin sonunu sorgulatması, kızı tam anlamıyla unutmamaları sonucunda, filmin sonunda "noluyor lan" yerine "yani?" durumuna getirmesi de bu yüzdendir.

Mesajının olmaması durumu ise amaç eksikliği olarak kabul ediliyor. Ama her filmin de bir mesajı olmasın arkadaş:) Mesela ben tmmchn'in tavla kitabı filminden, çoğu filmden almadığım keyfi almıştım. Ama şu başlıkta kimse de sormuyo ki o balık niye var afişte.

-Market sekansı için değişik görüşler var. Ne diyeceğimi bilemedim.

- Son olarak da filmin iyi yanları, kötüleri az da olsa götürüyor sanırım. İki tane planda deli gibi focus kaçmış. Bildiğin rezillik 🙂
Öncelikle şunu söyleyeyim:

Yaptıklarım filmi değerli bulduğum için bir sonraki projelerde ne gibi katkılar sunabiliriz biçiminde eleştiriler yanlış anlama.

Abi ortaya koca koca yazmışım:

Bu hikayenin bir mesajı olması gerektiği anlamına gelmiyor.

Amaç=mesaj değil.
Filmin merkezine koyduğu ve yapısını ona göre şekillendirdiği temel etken.
Bu yeri gelir "eğlendirmek istedik abi" gibi bir amaç da olabilir. O amacın manasını tartışmaya açmak ayrı bir konu.

Şimdi sen amacını yazmışsın kızın varlığını unutturmak diye, ama bu işte neredeyse mümkün olmayan bir şey, çünkü olabildiğince ilginç bir olay filmin göbeğinde, istersen 70 dakika konuşsunlar ben içeride kız var diye düşünürüm yani. Oradaki herhangi biri değil ki bu. Tanımadıkları biri.

O halde ne yapılabilirdi...
Film merkeze bunu almayabilirdi. 🙂

Düşünüyorum...

1) Kız olabildiğince az etki bırakarak içeri girmeliydi. Misal tuvaletinizi kullanabilir miyim? Çocuğun cevabını beklemeden, "sağolun teşekkürler" Zaten olabildiğince tepkisiz biri olduğundan kız da güzel olduğundan kabul edilebilir bir şey.

2) Diğer eleman eve girdiğinde, dikkati dağıtacak bir şey, kızın eve girmesinden daha büyük bir olay.

Başka öneriler de olabilir ama demek istediğim, amaç içerideki kızın varlığını unutturmaksa o zaman unsurlar bunun çerçevesinde yerleştirilmeli, merkez bu olmalı.
Hani deriz ya çok kullanılır, "senaryo sarkıyor" diye. O bu demek işte. Bir merkeze çeken güç olmazsa diğer yapılar esner, sarkar.

O nedenle mesajdan çok, amaç, merkez önemli...
Bu bir senaryo yazarını da film çekeni de ilk etapta zorlayacak, fakat daha sonra düşünmesini kolaylaştıracak ve filmini zenginleştirecek bir şey.

Rear Window filmi neden tek mekanda geçmesine rağmen elli mekanda geçen herhangi bir filmden daha akıcı ve iyidir?
Film boyunca merkez çok kuvvetliydi. Karşı binadaki adam cinayeti işledi mi işlemedi mi?
O kadar basit bir merkez, o kadar müthiş bir fikirle desteklenmiştir ki.
Nasıl sinema izleyicisi ekranın karşısında hareketsiz bir şekilde bir pencereye bakıyorsa, ben filme öyle bir karakter koyacağım ki izleyici gibi "hareket edemeden bir pencereye bakacak". Özellikle Hitchcock örneği veriyorum ki böyle bir senaryoya Hitchcock tipi dokunuşlar lazım demeye çalışıyorum. Başarılı bir film yazmanın yolu, bu filmin amacı ne ve ben bu amacı nasıl destekliyorum sorularında yatıyor bence. Sen de bunu biliyormuşsun, keşfetmişsin, ama geri kalan yapıyı bu merkeze göre kuramamışsın.

 
Gönderildi : 23/04/2011 12:07 am
(@kabasakal)
Gönderi: 0
Başlığı açan
 

1. seçenekte kızın karakterini veremezdik. Sonuçta o da önemli bir etken. İkinci dediğin ise baya kafama yattı. Yapabilseydik, filmi daha da yukarılara taşırdı. Sorun öyle bir olay bulamamız.
Aşağı yukarı aynı şeyi düşünüyoruz aslında...Yazdıkların epey faydalı oldu benim için. Filme bu kadar önem verip, zaman ayırdığın için gerçekten teşekkürler.

 
Gönderildi : 23/04/2011 1:01 am
(@hegel)
Gönderi: 1157
 

Ben de işçiliği, yönetim şeklini beğendiğim için senaryonun bunlar yanında sönük kaldığını söylemiştim. Aslında senaryo normal, diğer kalan her şey daha yukarıda. Yani kötü bir yönetim, oyunculuk vs. olsaydı o zaman da senaryo bütün bunlara baskın çıkıp daha iyi görünecekti. İlk film için çok iyi. Kız konusu evet, kendini unutturuyor bir bakıma. Merkezdeyken, öykünün temelini oluşturması beklenirken anlam kayması yaşatman, şaşırtman güzel bir tercih. Bunu üçe dörde çıkarıp zincirleme bir etkiyle seyirciyi iyice afallatmak da mümkündü. Mesela kızın içerde uzun kaldığını fark etmelerini önleyecek ikinci bir olay, yeni birinin kapıyı çalması ya da bir telefon, televizyonda şok edici bir haber gibi. Sonraki filmlerinde artık.

Kalem Oynatan İle Ayı Oynatanın Buluştuğu Yer

http://kalemoynatanileayoynatannbulutuuyer.blogspot.com.tr

 
Gönderildi : 23/04/2011 4:19 pm
Sayfa 2 / 2
Paylaş: