from dusk till dawn'da da elini masaya çiviliyorlardı. sonra o katip arzuhalim tipiyle elemanları kurşuna dizip flmin içine etti. akabinde hatun boğazına dişlerine geçirip temize havale etti. layığını buldu 🙂
Quentin Tarantino hakkında iyi diyen olur kötü diyen olur bilemem ancak emin olduğum birşey var adam büyük bir zeka benim favori yönetmenim diyebilirim "ucuz roman" filmine bayılırım aksiyon filmlerinede bayılırım yeni çektiği filmide merakla bekliyorum açıkcası
Gerçek sinema filminin, sanat filmi olduğuna inanmayın artık
Favori filmleri, http://www.miramax.com/subscript/tarant ... rite-films
Tarantino şekil olarak boş, biçimsel ve eğlencelik film çekiyor gibi gözükmesine rağmen hemen hemen bütün filmlerinde ortak temalar ve derin anlatım var. Rezervuar köpekleri eski, paul newman, robert redford, charles bronson, clint eastwood gibi adamların oynadığı kafadar filmlerin parodisidir mesela. Bütün filmlerinde ataerkil imgeyle dalga geçer, kurgunun ve savaş hatıralarının içini boşaltır (bruce wills'in savaş hatırası saati). Ayrıca adamın bilidğin erkek cinsel organıyla ilgili sıkıntıları var. Bir çok filminde bildiğin silahlarla falan patlatıyor:) Zaten diğer post-modern yönetmenler gibi (scorsese, david lynch) filmlerinin içeriğini güncel temalarla, abuk aksiyon sahneleriyle gizlemeye çalışır. Tarantino'nun filmlerinin sanat filmi olmadığını zannetmenin bildiğin insanın kendisini politik olduğu halde apolitik olarak iddaa etmesinden farkı yok.
Sanat filmi diye birşey yoktur. İyi çekilmiş iyi görselleştirilmiş ve izleyene göre düzenlenmiş film vardır.
Kimse Tarantino'yu sevmek zorunda değil lakin sinemayla ilgilenen bir kişi saygı duymalı bence. Çünkü senaryoları kendi kategorisine göre iyi ve "kült" olabilmiş. Üstelik bu kadar aksiyon ve şiddet parodisine rağmen. Kadraj ve kamera hareketleriyle kendi imzasını birbirinden farklı hikayelerle göstermiş bir yönetmen. Şahsen ben kendisine saygı duyuyorum ve bu saygıyı haketmesi için Pulp Fiction yeterli. Gerisi teferruat kanımca.
Kimse Tarantino'yu sevmek zorunda değil lakin sinemayla ilgilenen bir kişi saygı duymalı bence. Çünkü senaryoları kendi kategorisine göre iyi ve "kült" olabilmiş. Üstelik bu kadar aksiyon ve şiddet parodisine rağmen. Kadraj ve kamera hareketleriyle kendi imzasını birbirinden farklı hikayelerle göstermiş bir yönetmen. Şahsen ben kendisine saygı duyuyorum ve bu saygıyı haketmesi için Pulp Fiction yeterli. Gerisi teferruat kanımca.
kimsenin yüzüne bakmadığı b filmlerindeki,uzak doğu aksiyon filmlerindeki bazı sahneleri çalın,taklit edin ya da bire bir kopyalayın (adına her ne deniyorsa artık) sonra da bütün bu şeyleri bir araya getirip onlardan çok ilginç yeni bir şey yaratın...
tarantinoyu yerden yere vuranların en çok dayandığı zemin bu ve ben bu zemine bir övgü mü yergi mi diye bakmalıyım henüz karar verebilmiş değilim
francis bacon,figüratif expresyonist ressam,reprodüksiyonlarıyla ünlü,resimleri fotoğrafları almış ve oynamış üzerlerinde ve bu yaptıkları bu hırsızı,taklitçiyi,kopyacıyı yüzyılın en büyük sanatçısı yapmış kimilerine göre.çalışmaları üzerine en baba eleştirmenler tarafından yapılan okumaların haddi hesabı yok,tablolarının fiyatı 100 küsür milyonlar falan...
tarantinonun derinliğine gelince 🙂
tarantino senaryolarını yazarken dehşet eğlendiğini söyleyen bi adam ki izlerken de insanlar eğlensinler isterim diyo,ama bu onun filmlerini izlerken sadece eğlenilen,hoş zaman harcanan bi şey mi yapar,tabi bu nerede durduğunuza nereden baktığınıza bağlı olarak değişir,şeyleri nasıl görüp okuduğunuza bağlı olarak da tabi ki...tarkovsky de hiç imgelem yapmadığını söyler stalker'da,biz de ona hadi ordan sana mı gördüklerimize mi inanacağız deriz
pulp fiction'da L.A'nın patronu marsellus'a bir bodrumda tecavüz edilmesini izletir bize tarantino mesela.o sahnede çok eğlendim mi eğlendim ama dehşet şaşırarak, tarantinonun beş dakika içinde dünyanın nasıl da değişebileceğini göstermesi üzerinden daha çok,avcı iken,baş kesen iken av olmayı bu kadar uç noktada ve çırılçıplak anlatıyor olması üzerinden...kimin yumruğu daha büyükse,sopa,silah güç kimin edlindeyse baba odur arkadaşlar ve baba kendi çöplüğünde istediğine,istediği biçmde geçirir.kaddafinin tokatlandığı sahneler geldi aklıma şimdi "evlatlarım yapmayın,ayıptır günahtır ben sizin babanızım" dediği...
ingluirous basterds ın giriş sahnesi de dehşet eğlencelidir,güçlü ile güçsüzün,hükümdar ile tebanın,hakim olan ile çaresizin karşı karşıya gelişini,duruşları bakışları salınışları üzerinden incelemek açısından.ve siz o sahnelemede ki diyaloglar dehşettir,albay landa karşısında zavallı lapaditenin parmağının aşağıya doğru kayıp garibim shosannanın saklandığı yeri göstermesinden başka bi seçeneğinin olmadığını çok eğlenerek izlersiniz.
aynı filmde tarantinonun birinci onbaşı (hitler) üzerinden veremedğini ikinci onbaşı (zoller) üzerinden verdiğini düşünürüm ben,duruşu bakışı salınışı,karizması,sahip olmaya dönük keskin tutkusu motivasyonu...ve zollerin öldürüldüğü sahnede şöyle dedirtir shosannaya tarantino tepkileri üzerinden,yazık oldu seni sevebilirdim ama keşke bizim karşımızda değil de yanımızda olmuş olsaydın..
neyse! sonuç olarak tarantino benim nazarımda 10 numara bir hikayeci,sinemacıdır.oyuncu yönetimi de dehşettir aynı zamanda.
sevmem, saygı da duymam.
Fikir, en büyük sermayedir.
Çalıyor ama çalışıyor.
Çalmakla, çalmamak arasındaki o ince çizgide.
Şimdi o videoda birçok zorlama "benzetme" var, birçok zorlama olmayan da.
Ama gelin görün ki o zorlama olmayanlar da Tarantino'nun sinemayla kurduğu ilişkiyi bilenler için çalma kategorisinde değerlendirilebilecek şeyler değil.
Bunlar çok net biçimde esas kaynaklarına göndermeler.
Zaten şu anda adamın yaptığı şey, kendisinin de gizlemediği gibi izlediği eski çoğu b-tipi filmi alıp yeniden yorumlamak. Bunu gizlemiyor. Bu yeniden yorumlamaların içinde yine eski b-tipi filmlerden bildiği sahneleri yediriyor.
Bu noktada da kendine özgü bir "re-make" yapıyor ve "kendine özgü" olduğu noktada da övgüyü hakkediyor.
Ama istisnalar var. Örneğin reservuar köpekleri bunun dışında tutulabilir belki de.
İnternetin bu kadar yaygın bir bilgi akışını yönlendirmediği yıllarda yaptığı bu film, gerçekten yutturulmaya çalışılmış bir "zoka" olabilir.
Fakat bir şekilde kill bill'den bu yana, django, inglorious basterds ve hatta o tırt filmi, neydi o, heh death proof da dahil olmak üzere, yeniden çevrim filmler.
Yeniden çevrimin kendisi sorunsallaştırılabilir ama tarantino bunu o kadar kendine özgü bir tarzda yapıyor ki orjinalinden daha iyi filmler çıkartabildiğini düşünüyorum.
Belli bir kültüre, belli bir dile hitap eden filmler bunlar. Yani Tarkovski'nin bir dili varsa, burada da bir dil var.
Bu dilin çok "avam" bir kültür olması eğer kafanızda avam vs. elit diye bir ikilik yoksa, esasında birbirlerine yakın değerlendirilebilecek şeyler.
Tarantino tam bir popüler, ve de sonradan popülerleşmiş alt-kültür diliyle konuşan bir adam.
Konuşmaktan bahsederken gerçek konuşmaktan bahsediyorum. Ben kendimden bildiğim üzere sürekli "eski türk filmleri ya da bazı popüler Amerikan filmleri" diliyle konuşurum bazen. Sürekli şu filmde şöyle, şu filmde böyle gibi. Tarantino'nun dilinde de benzer bir şey var adam filmde anlatmak istediği şeyin referansını yine başka bir filmden referansla buluyor, çünkü adamın günlük dili ona dönmüş durumda. Bu noktada da çalmıyor aslında. Çok aleni yapıyor. Ama gerçekten çaldığı bir dönem olabilir. Ama son dönemlerini böyle değerlendirmiyorum.
Tarantino'nun yeniden çevrimlerine farklı bir boyut kattığı aşikar. Son paragrafın son cümlelerinden anladığım kadarıyla Kezzap, Tarantino safkan bir sinemacı, hayatta bulamadığını sinemada buluyor ki kabul edilebilir bir şey. Zaten Tarantino'nun hiçbir filmi Gus van Sant'ın Psycho'su kadar karaktersiz bir yeniden çevrim olmadı, bu da kabul. Ama üçüncü jenerasyonda B filmlerine yapılacak yeni bakışlar, yeni filmler Tarantino'yu bayağı bir muğlakta bırakabilir. Tarantino yeni olmanın ve popüler kültürde yer edinebilmenin faydasını gereğinden fazla gördü. Saygı duyarım yönetmenliğine, etkileyici tarafları da çoktur, abartılmış tarafları da çoktur.