bu film hakkındaki görüşleriniz nelerdir merak ediyorum
Ilk 3 gün 550 kişi Tarafından izlenilmiş
Filmin yönetmeni 400 bin tl harcadı bu filme
filmi izlemedim ama fragmandan yola çıkarak neye 400 bin tl harcadığını merak ettim. teal orange renk paleti kullanarak holivudvari bir hava yakalanmaya çalışılmış. pahalı sahnesi vardır desem fragmana koyarlardı. monologdan fragman yapmışlar. oyuncuya harcamıştır desem para harcayacak oyuncu da yok. figürasyona 400 bin tl harcaması için de ordu falan kullanmaları gerekirdi. kopya sayısı da 30 sanırım. ben bir yıldır falan görüyordum bu filmi ama görünecek yerlerde dolaştığım için görüyordum pr için de para harcadıklarını sanmıyorum. dolayısıyla sürpriz değil 500 kişi ama 400 bin tl neye harcanmış gerçekten merak ettim.
filmi izlemedim ama fragmandan yola çıkarak neye 400 bin tl harcadığını merak ettim. teal orange renk paleti kullanarak holivudvari bir hava yakalanmaya çalışılmış. pahalı sahnesi vardır desem fragmana koyarlardı. monologdan fragman yapmışlar. oyuncuya harcamıştır desem para harcayacak oyuncu da yok. figürasyona 400 bin tl harcaması için de ordu falan kullanmaları gerekirdi. kopya sayısı da 30 sanırım. ben bir yıldır falan görüyordum bu filmi ama görünecek yerlerde dolaştığım için görüyordum pr için de para harcadıklarını sanmıyorum. dolayısıyla sürpriz değil 500 kişi ama 400 bin tl neye harcanmış gerçekten merak ettim.
Hocam yorumlarınız için tesekkürler
Üniversite hocalarımız yönetmeni iyi tanıyor zaten Selçuk'ta okuyor dondurmuş galiba
Onlar 400 bin tl harcadığını söylediler bilgi kaynağı Güvenilir yani 🙂 orda sıkıntı yok
mark 3 kullandı filmde
Geçen yıl bir sahne için bütün rts öğrencilerini dolmuşa bindirip sete götürdüler bizi
Filmdeki bir miting sahnesinde figüran olduk
Sırf o sahne ve figüran yemekleri için 5 bin harcamıştır diye düşünüyorum
Filmde ünlü oyuncu olmayınca film de maalesef tutulmuyor pek
Gerçekten çok Üzücü filme 3 gün 500 kişinin gitmesi
400 bin tl çok makul hatta ucuza çıkarmışlar helal olsun denilebilecek bir rakam. Daha önce söylendi mi bilmiyorum ama matt demon'un bir filmine benziyor gibi. İzlemeden konuşmak yanlış olur tabi
Benim merak ettiğim neden 30 lokasyon 400 bin tl 30 lokasyon hiç mantıklı degilki zaten filmi sadece 550 kişi izlemis.
bunun dörtte birine hatta 8'de birine çekilen çok harika filmler görüyorum. bazı filmlerin neyine bu kadar para harcandığını anlayamıyorum bir türlü. eğer 400 bin verip 500 kişinin izleyeceğini öngöremiyorlarsa o 400 bini nasıl kazanmışlar onu da merak ediyorum.
bunun dörtte birine hatta 8'de birine çekilen çok harika filmler görüyorum. bazı filmlerin neyine bu kadar para harcandığını anlayamıyorum bir türlü. eğer 400 bin verip 500 kişinin izleyeceğini öngöremiyorlarsa o 400 bini nasıl kazanmışlar onu da merak ediyorum.
Bekara karı boşamak kolay 🙂
Bütçe gerçekçi görünüyor. Filmin az izlenmesi mevzusu başka, o tecrübesizlik, kısmen de iş bilmezlik. Rekabetin çetin olduğu takvimde az salonda girilirse böyle olur. O para battı gibi bir durum da olmayabilir ayrıca. Pay TV'lere ya da diğer TV kanallarına satış, festival ödülleri vs. gibi olasılıklar da var. Bir de bu paranın 8'de birine çekilip bundan daha iyi olan filmleri merak ettim.
Filmi 400 bine bitirmişse yönetmen arkadaş bu sektörün vazgeçilmez ismi olur. Peyderpey sinema adına ne kadar hayali varsa onu da gerçekleştirir.
* Her setup için ekip ve oyuncu ulaşım masrafları (Araç, yakıt ve taksi fişleri) x mekan sayısı
* Mekan kiraları, izinleri, mekan seçimleri için ön prodüksiyon masrafları x mekan sayısı
* Ekiplerin ücretleri (Kaç haftada çekildiyse)
* Oyuncuların ödemeleri (tanınmış olmaması bedavaya oynatmak için yeterli değil, ücretsiz oynayacak kadar iyi bir senaryo ile karşılarına çıkmak gerek)
* Ekipman kiraları (Ekipman sadece kullanılan kameradan ibaret değil, tüm ışık, ses, grip vs vs...)
* Catering hizmeti (Gün ve öğün sayısı ile değişken) Minimum bir ekiple oyuncuların da toplamı dahil 50 kişi olsalar minimum üç öğün yemek çarpı çekim günü sayısı ohhhooo.
* Oyuncuların kostümleri, kostüm yedekleri, depolanmaları (Tamamı sponsor olamıyor kimler kimler denedi de olmadı gözümle gördüm)
* Sanat yönetmenin satın aldığı aksesuarlar, mekanlarda yapılan değişiklikler için harcanan işçilik ve malzeme ücreti
* Bu işlemleri yürüten şirketin kendi çalılşanlarının maaş ve marsafları. Bu şirket bu film için kurulduysa onun ap ayrı masrafları.
Hatta sete gelen oyuncuların araçlarının otopark masraflarına kadar kallavi bir liste var prodüksiyonla uğraşan arkadaşlardan liste temin edilebilir bunlara minimumda bir rakam yazsanız bile 400 ün üstüne çıktığını göreceksiniz. Ve bu sadece prodüksiyon masrafları. Bunun post prodüksiyonu da malum.
Offline kurgusu, online işlemleri, color, FX, Ses mix, mastering hatta sırf dolby için ödenen lisans bedeli
(bunu herkes evinde yapmıyor tabii ki bu aşamalarda çalışan insanların ücretleri ve kurgu seti kira bedelleri stüdyo masrafları, post sürecinde harcanan yiyecek içecek HDD, USB, Kurye vs vs gibi küçük gözüken ama topladığında dudak uçuklatan masraflar)
Bitti mi? Hiç olur mu güzel abim. Yeni başlıyoruz. Daha bunun kopya masrafları var her sinema salonunun talep ettiği DPX gösterim bedeli var. Kopya sayın çarpı 650 euro diye kalmış aklımda. Bunu da 30 ile çarpalım sırf bu 65-70 bin TL civarı zaten. Dolby lisansı ile bu kalem 100 bini geçmek üzere.
Bunun ön prodüksiyonu, küçük de olsa PR ı, afişi, ohhhooo.
Hadi bunları da geçtim sadece SMM kesen çalışanların ödenen stopajları (Yüzde 20 diye biliyorum. İnsanlara ödediğin ücretlerin beşte biri kadar ödediğin vergi)
Yani kısaca meslektaşım neredeyse imkansızı başarmış. Gözünü seveyim bari buradan eleştirmeye kalkma adamı. Filmi seversin sevmezsin, zaten sana hitap etmiyorsa gitmezsin izlemezsin. Birilerini niye itham altında bırakmaya kalkarsın ki?
Kafasındaki filmi niye çekti seyirci sayısını ön görseydi denilmesi baya baya moral bozucu.
Diyelim 500 kişiyi ön göremedi bu ticari kısmında, filmin satışı seyircinin beklentileri faslında hakim olmayan insanların yönetmenlik yapmaması anlamına mı geliyor? Bu zaten ülkede tek tip sinemaya izin var gerisi çıksın gitsin demek değil mi? Kim neye dayanarak söyleyebilir ki bunu?
B şıkkı daha ilginç. Diyelim 500 kişiyi ön gördü. Ve 500 kişi için 400 bin lira para harcayıp onca insanı ikna edip büyük bir emek verip film çekmiş insana yahu sen o 400 bini nasıl kazandın diye sormak bence nezaket sınırlarının ötesinde. Adam beğenmediğin 500 kişi için 400 bin lira harcayacak kadar önemsiyor seyircisini. Sinemasını seven insanlar için kaç para harcadığıyla ilgilenmek yerine nasıl daha iyisini yaparımın derdindeyse eğer, büyük bir haksızlık değil mi yaptığın?
Uzattım bitiriyorum, kısaca sırf o sayılı insanlardan biri olmak için ben filmi izlicem arkadaşlarımla. Belli mi olur arkadaş yarın gişeleri altüst eden bir film yapar ilk filmini izleyen 500-600 kişiden biri de benim, çorbada tuzum var derim. Havamı atarım. Çamur atmaktan eminim daha iyidir.
Evlat öyle deme,mizah çok ama çok ciddi bir iştir!
Münir Özkul
bunun dörtte birine hatta 8'de birine çekilen çok harika filmler görüyorum. bazı filmlerin neyine bu kadar para harcandığını anlayamıyorum bir türlü. eğer 400 bin verip 500 kişinin izleyeceğini öngöremiyorlarsa o 400 bini nasıl kazanmışlar onu da merak ediyorum.
Hocam yönetmenin asıl işi efekt yapma
Çok Sayıda dizi ve filmin efektlerini yaptı
Bunlardan biri de kurtlar vadisi
Tanıtım reklam filmleri de çekiyor
Şirketi'nin ismi metrajfilm
Yeni bir filminin çekimleri de halen Sürüyor
Yönetmenliği Tartışmalı olabilir
Ama efekt konusunda Türkiye'nin önde gelenlerinden
Üstadlar gelmiş, hoş gelmiş.
Buradan şu sonuca mı varıyoruz, Türkiye'de bir filmin maliyeti çok net en az 500.000 TL civarındadır. (Biliyorum ki bazı dizilerin bölüm maliyetleri 1-2 milyonu buluyor. Hatta Filinta için çok uçuk rakamlardan bahsediliyordu, ne kadar doğru bilemem.)
Peki çekilen bağımsız filmler falan.
Sinema ekranında gösterilecek bir filmin minimum maliyetini soralım hadi kabaca o zaman. Bilgilenelim.
Üstadlar gelmiş, hoş gelmiş.
Buradan şu sonuca mı varıyoruz, Türkiye'de bir filmin maliyeti çok net en az 500.000 TL civarındadır. (Biliyorum ki bazı dizilerin bölüm maliyetleri 1-2 milyonu buluyor. Hatta Filinta için çok uçuk rakamlardan bahsediliyordu, ne kadar doğru bilemem.)
Peki çekilen bağımsız filmler falan.
Sinema ekranında gösterilecek bir filmin minimum maliyetini soralım hadi kabaca o zaman. Bilgilenelim.
Çekim aşaması maaliyetleri çok az olabilir
Kendimden örnek vereyim 🙂
Bir ay sonra çekeceğim uzun metraj tek mekânlı filmin maliyetini hesapladım
5 gün çekim
Oyuncuları okuldan ayarlarım beleşe ,iyi oyuncular var
Kamera ışık ses gibi temel Ekipmanlarım var zaten
Sette 7 kişi olacak bunların yeme içme ulaşım masrafları 300 tl
Odanın kız odasına benzemesi için ve senaryo Gereği bazı malzemeler alacam bunlar da 300 tl gibi bir masraf olacak
Yani 600 tl gibi bir masrafım olacak
Hesap kitap işim biraz kötüdür hadi 1000 tl olsun 🙂
Yani demem odur ki çekim aşaması masrafları senaryoya göre değişir
Önemli masraflar çekim sonrası masrafları tanıtım Master kopya diğer kopyalar
Şu da var tabi ben kendi senaryomu ünlü bir yönetmene satsam belki o yönetmen benim bin Tlye çekeceğimi 1 milyon Tlye çekebilir ünlü oyuncular getirir Şahane bir set kurar felan
Tabiki filmin kalitesi harcanan parayla orantılı değildir
Başka Açıdan bakmak gerekirse
Türkiye şartlarında bir filme çekim öncesi ve sonrası aşaması dahil olmak üzere 500bin-1 milyon tl harcanıyor
Filmi 400 bine bitirmişse yönetmen arkadaş bu sektörün vazgeçilmez ismi olur. Peyderpey sinema adına ne kadar hayali varsa onu da gerçekleştirir.
* Her setup için ekip ve oyuncu ulaşım masrafları (Araç, yakıt ve taksi fişleri) x mekan sayısı
* Mekan kiraları, izinleri, mekan seçimleri için ön prodüksiyon masrafları x mekan sayısı
* Ekiplerin ücretleri (Kaç haftada çekildiyse)
* Oyuncuların ödemeleri (tanınmış olmaması bedavaya oynatmak için yeterli değil, ücretsiz oynayacak kadar iyi bir senaryo ile karşılarına çıkmak gerek)
* Ekipman kiraları (Ekipman sadece kullanılan kameradan ibaret değil, tüm ışık, ses, grip vs vs...)
* Catering hizmeti (Gün ve öğün sayısı ile değişken) Minimum bir ekiple oyuncuların da toplamı dahil 50 kişi olsalar minimum üç öğün yemek çarpı çekim günü sayısı ohhhooo.
* Oyuncuların kostümleri, kostüm yedekleri, depolanmaları (Tamamı sponsor olamıyor kimler kimler denedi de olmadı gözümle gördüm)
* Sanat yönetmenin satın aldığı aksesuarlar, mekanlarda yapılan değişiklikler için harcanan işçilik ve malzeme ücreti
* Bu işlemleri yürüten şirketin kendi çalılşanlarının maaş ve marsafları. Bu şirket bu film için kurulduysa onun ap ayrı masrafları.
Hatta sete gelen oyuncuların araçlarının otopark masraflarına kadar kallavi bir liste var prodüksiyonla uğraşan arkadaşlardan liste temin edilebilir bunlara minimumda bir rakam yazsanız bile 400 ün üstüne çıktığını göreceksiniz. Ve bu sadece prodüksiyon masrafları. Bunun post prodüksiyonu da malum.
Offline kurgusu, online işlemleri, color, FX, Ses mix, mastering hatta sırf dolby için ödenen lisans bedeli
(bunu herkes evinde yapmıyor tabii ki bu aşamalarda çalışan insanların ücretleri ve kurgu seti kira bedelleri stüdyo masrafları, post sürecinde harcanan yiyecek içecek HDD, USB, Kurye vs vs gibi küçük gözüken ama topladığında dudak uçuklatan masraflar)
Bitti mi? Hiç olur mu güzel abim. Yeni başlıyoruz. Daha bunun kopya masrafları var her sinema salonunun talep ettiği DPX gösterim bedeli var. Kopya sayın çarpı 650 euro diye kalmış aklımda. Bunu da 30 ile çarpalım sırf bu 65-70 bin TL civarı zaten. Dolby lisansı ile bu kalem 100 bini geçmek üzere.
Bunun ön prodüksiyonu, küçük de olsa PR ı, afişi, ohhhooo.
Hadi bunları da geçtim sadece SMM kesen çalışanların ödenen stopajları (Yüzde 20 diye biliyorum. İnsanlara ödediğin ücretlerin beşte biri kadar ödediğin vergi)
Yani kısaca meslektaşım neredeyse imkansızı başarmış. Gözünü seveyim bari buradan eleştirmeye kalkma adamı. Filmi seversin sevmezsin, zaten sana hitap etmiyorsa gitmezsin izlemezsin. Birilerini niye itham altında bırakmaya kalkarsın ki?
Kafasındaki filmi niye çekti seyirci sayısını ön görseydi denilmesi baya baya moral bozucu.
Diyelim 500 kişiyi ön göremedi bu ticari kısmında, filmin satışı seyircinin beklentileri faslında hakim olmayan insanların yönetmenlik yapmaması anlamına mı geliyor? Bu zaten ülkede tek tip sinemaya izin var gerisi çıksın gitsin demek değil mi? Kim neye dayanarak söyleyebilir ki bunu?
B şıkkı daha ilginç. Diyelim 500 kişiyi ön gördü. Ve 500 kişi için 400 bin lira para harcayıp onca insanı ikna edip büyük bir emek verip film çekmiş insana yahu sen o 400 bini nasıl kazandın diye sormak bence nezaket sınırlarının ötesinde. Adam beğenmediğin 500 kişi için 400 bin lira harcayacak kadar önemsiyor seyircisini. Sinemasını seven insanlar için kaç para harcadığıyla ilgilenmek yerine nasıl daha iyisini yaparımın derdindeyse eğer, büyük bir haksızlık değil mi yaptığın?
Uzattım bitiriyorum, kısaca sırf o sayılı insanlardan biri olmak için ben filmi izlicem arkadaşlarımla. Belli mi olur arkadaş yarın gişeleri altüst eden bir film yapar ilk filmini izleyen 500-600 kişiden biri de benim, çorbada tuzum var derim. Havamı atarım. Çamur atmaktan eminim daha iyidir.
Abi sen çalgı cengiyi 30 bin tl ye cekmedin mi cektin.
Filmi 400 bine bitirmişse yönetmen arkadaş bu sektörün vazgeçilmez ismi olur. Peyderpey sinema adına ne kadar hayali varsa onu da gerçekleştirir.
* Her setup için ekip ve oyuncu ulaşım masrafları (Araç, yakıt ve taksi fişleri) x mekan sayısı
* Mekan kiraları, izinleri, mekan seçimleri için ön prodüksiyon masrafları x mekan sayısı
* Ekiplerin ücretleri (Kaç haftada çekildiyse)
* Oyuncuların ödemeleri (tanınmış olmaması bedavaya oynatmak için yeterli değil, ücretsiz oynayacak kadar iyi bir senaryo ile karşılarına çıkmak gerek)
* Ekipman kiraları (Ekipman sadece kullanılan kameradan ibaret değil, tüm ışık, ses, grip vs vs...)
* Catering hizmeti (Gün ve öğün sayısı ile değişken) Minimum bir ekiple oyuncuların da toplamı dahil 50 kişi olsalar minimum üç öğün yemek çarpı çekim günü sayısı ohhhooo.
* Oyuncuların kostümleri, kostüm yedekleri, depolanmaları (Tamamı sponsor olamıyor kimler kimler denedi de olmadı gözümle gördüm)
* Sanat yönetmenin satın aldığı aksesuarlar, mekanlarda yapılan değişiklikler için harcanan işçilik ve malzeme ücreti
* Bu işlemleri yürüten şirketin kendi çalılşanlarının maaş ve marsafları. Bu şirket bu film için kurulduysa onun ap ayrı masrafları.
Hatta sete gelen oyuncuların araçlarının otopark masraflarına kadar kallavi bir liste var prodüksiyonla uğraşan arkadaşlardan liste temin edilebilir bunlara minimumda bir rakam yazsanız bile 400 ün üstüne çıktığını göreceksiniz. Ve bu sadece prodüksiyon masrafları. Bunun post prodüksiyonu da malum.
Offline kurgusu, online işlemleri, color, FX, Ses mix, mastering hatta sırf dolby için ödenen lisans bedeli
(bunu herkes evinde yapmıyor tabii ki bu aşamalarda çalışan insanların ücretleri ve kurgu seti kira bedelleri stüdyo masrafları, post sürecinde harcanan yiyecek içecek HDD, USB, Kurye vs vs gibi küçük gözüken ama topladığında dudak uçuklatan masraflar)
Bitti mi? Hiç olur mu güzel abim. Yeni başlıyoruz. Daha bunun kopya masrafları var her sinema salonunun talep ettiği DPX gösterim bedeli var. Kopya sayın çarpı 650 euro diye kalmış aklımda. Bunu da 30 ile çarpalım sırf bu 65-70 bin TL civarı zaten. Dolby lisansı ile bu kalem 100 bini geçmek üzere.
Bunun ön prodüksiyonu, küçük de olsa PR ı, afişi, ohhhooo.
Hadi bunları da geçtim sadece SMM kesen çalışanların ödenen stopajları (Yüzde 20 diye biliyorum. İnsanlara ödediğin ücretlerin beşte biri kadar ödediğin vergi)
Yani kısaca meslektaşım neredeyse imkansızı başarmış. Gözünü seveyim bari buradan eleştirmeye kalkma adamı. Filmi seversin sevmezsin, zaten sana hitap etmiyorsa gitmezsin izlemezsin. Birilerini niye itham altında bırakmaya kalkarsın ki?
Kafasındaki filmi niye çekti seyirci sayısını ön görseydi denilmesi baya baya moral bozucu.
Diyelim 500 kişiyi ön göremedi bu ticari kısmında, filmin satışı seyircinin beklentileri faslında hakim olmayan insanların yönetmenlik yapmaması anlamına mı geliyor? Bu zaten ülkede tek tip sinemaya izin var gerisi çıksın gitsin demek değil mi? Kim neye dayanarak söyleyebilir ki bunu?
B şıkkı daha ilginç. Diyelim 500 kişiyi ön gördü. Ve 500 kişi için 400 bin lira para harcayıp onca insanı ikna edip büyük bir emek verip film çekmiş insana yahu sen o 400 bini nasıl kazandın diye sormak bence nezaket sınırlarının ötesinde. Adam beğenmediğin 500 kişi için 400 bin lira harcayacak kadar önemsiyor seyircisini. Sinemasını seven insanlar için kaç para harcadığıyla ilgilenmek yerine nasıl daha iyisini yaparımın derdindeyse eğer, büyük bir haksızlık değil mi yaptığın?
Uzattım bitiriyorum, kısaca sırf o sayılı insanlardan biri olmak için ben filmi izlicem arkadaşlarımla. Belli mi olur arkadaş yarın gişeleri altüst eden bir film yapar ilk filmini izleyen 500-600 kişiden biri de benim, çorbada tuzum var derim. Havamı atarım. Çamur atmaktan eminim daha iyidir.
Şimdi öncelikle kimseye çamur attığımı, nezaket sınırlarını aştığımı düşünmüyorum. Benim aksime sizin ithamda bulunuyor olmanız da ilginç. Verilen liste çok güzel, hiç vizyona filmim girmedi fakat filmlerin süreçlerine tanık oldum. Umarım benim görmediğim setlerin hepsinde her kalem bahsedildiği gibi işliyordur.
Eğer yine bahsedildiği gibi insanlar hayallerindeki filmi çekmek uğruna 400 bin lira harcayayım, 500 kişi gelse de olur diyorlarsa ne ala. Ben türkiye sineması diye başka ülke sinemalarını takip ediyorum herhalde deyip susarım. Ayrıca keşke o tek tip sinemadan kurtulabilsek, bunu ben de çok isterim, bayağı ve bayat komedilerin haricinde sanatsal nitelik taşıyan filmler de çekilebilse keşke. Genelde o filmler 500 izlendiği ve ben de o çorbalara tuz serptiğim için o adamların filmi bahsedilen rakamlara göre çok daha ucuza maledebiliyor olmaları nedeniyle yaptım zaten yorumumu. Ayrıca nerede kafasındaki filmi neden çekmiş demişim adama bulamadım.
Filmi sinemalar.com'da üst slider'da görünce merak ettim ve seanslara baktım ama Ankara'da hiç bir yerde vizyona girmemiş, türü ve konusu itibariyle en azından gidip izlemek için insanda merak uyandırıyor ki, hele ülkemizde sürekli komedi ve aşk türleri dışında çok seyrek bu türde filmlerin çıkması gitmek için bile bir sebeptir bana göre ama ne yazık ki gidemiyorum.
Filmi izlemeden filmin maliyeti konusunda konuşmak ne kadar doğru olur bilmem ama fragmana bakınca ve söylenen 400 bin lirayı baz alınca -bence- bu harcanan miktar fazla gibi geldi ama dediğim gibi filmin tamamını izlemeden ne söylesek yalan olur.
Diğer yandan, film sadece 17 ilde gösterime girmiş ki böyle yapılarak da sanki gelecek olan hasılat da az tutulmaya çalışılmış gibi geldi bana... Nevşehir, Niğde gibi yerlerde mevcut ama Ankara ve İzmir'de gösterime girmemiş gördüğüm kadarıyla... Yanlış anlaşılmasın, Nevşehir yahut Niğde'yi küçümsediğim yok ama ne bileyim Ankara varken, İzmir varken neden böyle bir şey yapmışlar anlamış değilim.
Fark etmek zordur. Sorun, gittiğiniz yollarda değil, gitmeyi tercih ettiğiniz yönlerdedir.
Merhabalar. Tartışmalara benim de katılmam mantıklı olabilir sanki 🙂 Ben batan filmin yönetmeni Orkun Eser... 🙂
Arkadaşlar öncelikle şöyle başlayayım filmin total maliyeti 600 000 civarı. Fazla mı? Fazla... Acemilik... Şimdi çeksem bu rakam yarıya düşer fakat bu rakam salt prodüksiyon ve post prodüksiyon maliyeti değil. Sonrası ve öncesi de var. Yukarıda detaylıca aydemirse özetlemiş bunlar gerçekten de giden masraflar. Senarist atılan sahnelerle birlikte yaklaşık 56 mekanda geçiyor. Bunun yanında (acemilik) birde sessiz çektik filmi. Bunun dublaj, atmosfer, foley, fx, mix, master, final mix falan filan derken girdiği masraflarda ciddi rakamlar tutuyor. Çekimler 1 yıl 8 ay falan sürdü (Param bitti) farklı zamanlarda farklı setuplar halinde çektik. Kurgu, renk, efekt, ses, dağıtım, dsp, pr, baskılı işler, organizasyon giderler, arada çalınan paralar, sık sık yenilen kazıklar 🙂 falan derken masraflar epey artıyor. Filmi çektikten sonra farkettim ki film çekmenin bir espirisi yok. Asıl marifet ve giderler sonrasında. İşte burası da asıl mevzunun başladığı yer. Malum il 3 günde 550 kişi mevzusu.... Burada devreye dağıtımcı giriyor, akabinde sinemaların talebi, hava durumu falan derken faktör çok. Biz başta filmi gişe beklentisiz bitirdik. Giden para gitsin dedim tv vs gelirleri kısa vadede olmasa da kendini kurtarır zaten. fakat ardından filme biraz ilgi olunca reklamları arttırdık, kopya sayımızda 80 ve üzeri olacak gibiydi! fakat son 3 gün kala elime gelen listeyi incelediğimde filmin vizyona girdiği bölgelerin çoğunda insan yaşamadığını farkettim 🙂 yani gerçek manada... Tatil yöreleri falan var bu dönemde nüfus epey düşmüştür oralarda. Zaten biz 30 dsp 50 bluray bastık fakat 3 dsp 27 bluray girdik (Şahane) o dakika batmıştı film zaten fakat elden birşey gelmiyordu. Üşenmedim sinemalardan birinin önünde oturum çay içtim vizyondayken film. bir buçuk saat sonunda sinemaya toplam 3 kişi girdi zaten 🙂 Filmin çekildiği şehir Konya izlenen o rakamlarda oradan bi orada düzgün sinemada var zaten gerisi Allah a emanet 🙂 Velhasıl kelam film vizyonda battı arkadaşlar fakat vizyon sonrası filmin satılabileceği çeşitli mecralar var ve bu mecralardaki satışlar sözleşme bittikçe yenilenebiliyor. Uzun bir süre filmden para kazanmaya devam edebiliyorsunuz.
Filmin izlenmesinde ülkemizde etkili olan faktörler bellidir. Komedi, korku yada aşk filmi değilse iş yapmaz. Bu tarzlardaysa işin içinde gişe karşılığı olan oyuncular yoksa yine iş yapmaz, bu oyuncular varsa fakat arkanızda büyük dağıtımcıların desteği yoksa iş yapmaz, dağıtımcın büyükte olsa sinemalar filmi talep etmezse ( ki burada işler bir garip) film yine iş yapmaz, köyde kasabada 1000 salonda bile girseniz film iş yapmaz. Filmin iş yapmasını istemezlerse o film iş yap-maz! daha doğrusu yapamaz. İstisnalar elbette var ama az. Şimdi bizim filme bakınca. Aşk korku yada komedi değil, osurup küfür eden adamlar çıpkak kadınlar inler cinler falan yok. Gişe karşılığı olan isimler de yok ( oyuncularımız gerçekten çok değerli sanatçılar o ayrı konu) büyük dağıtımcı desteği de yok, köyde kasabadayız, filmin hiç ulaşmadığı salonlar da var (ne hikmetse artık!) E tarzıda farklı, pek denenmiş bir tür değil riskli. Birde cinemaxumumlarda tepeden inme hiç yokuz. Birde çok çok nadir rastlanan bir durum olarak dağıtımcımızın aynı hafta vizyona giren 2 filmi var ve birisinin hakları kendilerinde... ( Hay Allah öyle denkgeldi demek ki). Yani senarist gişede batmak için gerekli bütün şartları ve fazlasını fazlasıyla yerine getiriyordu ve başarılı bir şekilde gişede battı. Emeği geçenlere sonsuz saygılar 🙂 Film iyidir kötüdür bu tartışılır bir konu bence güzel kimse yoğurdum ekşi demez 🙂 Sizde merak ediyorsanız gidin izleyin diyecem de bulamazsınız heralde 🙂 izleyecek adamların bulamadığı bir filme kaç kişi gidebilir yahu. Fazla uzattım sanırım fakat bir filmin gişede batması filmin battığı anlamına gelmiyor bir şekilde para kazanıyor. Film çekmeyi planlayan arkadaşlara da tavsiyem şu önce film bittikten sonrasının planını yapın ve dağıtımcınızı çok iyi seçin. Allah muhafaza batırırlar adamı 🙂
Saygılar efendim 🙂