Bu filme kötü diyebilirsiniz ama yapana hırsız demek abartıdan da öte olur. Adam filmini yapmış, sinemaya giden izlemiş. Gidenler iyi anlatmışlar ki sonradan da bir sürü insan gitmiş, film iş yapmış. Kimseyi filme zorla da götürmemişler ve film batabilirmiş de demek ki. E hal böyle iken hırsızlık olmaz bu, ticaret olur. Kötü bir malı iyi pazarlarlar ve satabilirler. Kanmayacaksın, kanıyorsan eğer benim paramı çaldınız ulen diyemezsin ki adama. Senin filmin sinemada yayınlanınca da aynı şeyler başına gelecek. İlla ki beğenmeyenler, çok kötü film diyenler çıkacak. Paralarını mı çalmış oluyorsun şimdi, hayır. Kendi rızasıyla gelmiş beğenmemiş, o kadar. Ha adam kötü sinemacı ve film çekiyor ise yapacak bir şey yok, kimseyi kısıtlayamazsın ki. Elinden kamerasını mı alalım. Ya da filmler belgeyle, ehliyetle mi çekilsin. O zaman nerede kalacak bağımsız sinema, çözümü yok.
"Daha öncede filmler çektim, kimse izlemedi, Büyü'yü çektim iki milyon izlendi"
Bu cümleyi referans alıp tartışıyoruz. O yüzden konuyu "ahlak" açısından irdeliyoruz.
Payi kaygısında haklı, sickman açıklamasında. Ama dude haklı değil bence. "Kasıt iyi yönetilmekse 100 tane de sayabilirsin tabii, ama hem düzgün bir film olup hem de en azından 1 milyon sayısına ulaşan filmler 10u ya anca bulur, ya da çok az geçer" cümlesi doğru değil.
Çevremizdeki "önem"leri, önemli görünmeyi başaran önemsizler yüzünden fark edemiyoruz....
https://twitter.com/gorkemoge" onclick="window.open(this.href);return false;
Tamam işte ben de onu diyorum. Adam burada basit bir çözümleme yapmış olamaz mı yani. Cümlenin içinde bir memnuniyet ya da üzüntü belirten unsur yok, düz bir çözümleme cümlesi. Hatta madem çok memnun kaldı bu ticaretten 2-3-4 diye devam filmi çekebilirdi de. Başka bir yerden mi bakıyorum, yoksa şeytanın avukatlığını mı yapıyorum anlamadım billa :).
Bende anlamadım. 🙂
Çevremizdeki "önem"leri, önemli görünmeyi başaran önemsizler yüzünden fark edemiyoruz....
https://twitter.com/gorkemoge" onclick="window.open(this.href);return false;
Dün gece de tartıştık payi, ben zaten adamı savunmuyorum, sadece bunun psikolojik soruna bağlanması çok saçma, onu diyorum. Sickman'in de dediği gibi bu ticarettir ve hiçkimseyi (yasal yollardan) para kazandığı için suçlayamazsınız. Bu hayat görüşünüze/görüşümüze ne kadar karşı olursa olsun, kimse Recep İvedik'ı 4,5 milyon kişi izledi diye Toga'n'ı suçlayamaz. Halk bunu istedi ben de verdim dedi diye "psikolojik sorunlu" ilan edemez. Topluma göre sorunlu olan bizleriz aslında, bilirsiniz, normallik çoğunluğun olduğu şeydir.
Benim dediğimle politikacıların yaptığını aynı kefeye koymak için "ağza laf sokma", "kasten yanlış anlama", "laga luga yapma", "lafı dolandırma", "ajitasyon yapma" vs. gibi kavramları irdelememiz gerekir.
Yoksa ben seninle aynı fikirdeyim, bunu zaten biliyorsun, sadece seçtiğin sözcükler yanlış.
Bildiğim kadarının, anlatabildiğim kadarı.. Eylem Planı.
Ömrünüzde duymadığınız bir sporla ilgili Türkiye'de ve dünyada neler yaşanıyor diye meraktan çatlıyorsanız Laff Ultimate'a beklerim.
MADEO 7.6/10
2009 Mavi Ejder Film Ödüllerinde 3 Dalda (en iyi film, en iyi yardımcı erkek oyuncu, en iyi ışık) ödüllerini alan sağlam bir film Madeo (Ana). Bir annenin oğlunun suçsuzluğunu ispatlama çabasının altında yatan hikaye ile örülmüş iyi bir dram.
Ayrıca böyle güzel bir açılış sahnesini uzun zamandır görmemiştim. Tek kelime ile mükemmel.
Ratatuy'u izledim. Yine pixar yapacağını yapmış. Sevimli, eğlenceli, şirin, animasyon kalitesi yüksek, dozunda mesajlarla süslenmiş iyi bir film. Ama hemen her pixar ve Hollywood animasyonu gibi dramatik yapıya fazlaca bağlı, cesaretten eser taşımayan, bir anlamda sonu başından belli, hikayeyi izleyiciyi mutlu etmeye bağlamak için gerekli yemleri baştan atan "garantici" bir film. İyi, ama o kadar. İzle, eğlen, bir kenara at ve bir daha uğrama. Galiba amaç da bu zaten. 6,5/10
Çevremizdeki "önem"leri, önemli görünmeyi başaran önemsizler yüzünden fark edemiyoruz....
https://twitter.com/gorkemoge" onclick="window.open(this.href);return false;
The Lovely Bones
8/10
Peter Jackson çok güzel bir atmosfer yaratmış. Gerçi bence What Dreams May Come'daki kadar etkileyici değildi, ama yine de çok hoştu. Filmin mesajı (kendimce aldığım) da çok güzeldi. İzlemeye kesinlikle değer... Ölünce ne olacağız acaba... Gel de merak etme...
http://www.lovelybones.com/ " onclick="window.open(this.href);return false;
http://www.imdb.com/title/tt0380510/ " onclick="window.open(this.href);return false;
- baço
İki Dil Bir Bavul
Ben filmlere bir rakam atfetme olayını beceremiyorum. Öyle çok hassasiyetli bir terazim yok sanırım. Karar veremedim bu filmle kaç vereyim.:)
Film hakkında hiçbir şey bilmeden izlemek gerçekten olağan üstü bir deneyim. Ha isminden bir şeyler seziyorsun ama ben hep kaçmıştım bu filmin içeriğinden. Bu yüzden de benim adıma keyifli bir zaman dilimiydi.
Belgeselcilikle ilgili öyle çok net bilgilerim yok ama bir şeyi bütün objektifliğinle ortaya koyarsın ve gidersin. İşte bu kadar. Bir de bu ffilm bunu yaparken kurmaca olmaya da çalışmış. Güzel olmuş, samimi olmuş.. Türk sinemasının çeşitliliği açısından çok değerli olduğu düşünüyorum.
Lovely Bones'u bir daha izledim... Puanımı yükseltiyorum 9/10
Çok harika bir film. Ruhumun ancak The Fountain'ın dokunabildiği yerine dokunabilen bir film...
- baço
Şu an da Kabadayı filmini izliyorum. İzlemek isteyipte bir türlü izleyemediğim bir filmdi. İyi ki sinemaya gidip paramı ziyan etmemişim. Vallahi televizyondan mıdır nedendir bilmiyorum ama, abartı olacak belki izlediğim en kötü son dönem Türk filmlerinden biri. Bu kadar kötü mü başlar bir film. Bu kadar kötü bir olay çatışması. Bomboş. Hiçbir yerinde heyecan yok. Dialoglar çok kötü. Filmdeki herkes oyuncu olmasına rağmen en usta oyuncuların ağzında bile hayat bulmamış konuşmalar. Devamlılık hataları kurgu saçmalamalarından bahsetmek bile gereksiz. Rasim Öztekin'in gay rolünde olmasının filme ne gibi bir katkısı var hiç anlamadım. Şu anda hala devam ediyor fakat ben bu yazıyı yazıyorum. Kulağım orada sadece. Aslında hikaye güzel. En azından fikir güzel. Ama nerede Eşkıya nerede Gönül yarası. Belki senaryo da iyidir. Ama yönetmenlik gerçekten kötü. Çok kötü....
şimdi daha çok seviyorum seni hayat, hadi...
Rasim Öztekin'in gay rolünde olmasının filme ne gibi bir katkısı var hiç anlamadım.
Lovely Bones'u bir daha izledim... Puanımı yükseltiyorum 9/10
Çok harika bir film. Ruhumun ancak The Fountain'ın dokunabildiği yerine dokunabilen bir film...
Sağlam referans. 🙂
Demek the Fountain'i çok sevenler varmış. 🙂
Çevremizdeki "önem"leri, önemli görünmeyi başaran önemsizler yüzünden fark edemiyoruz....
https://twitter.com/gorkemoge" onclick="window.open(this.href);return false;
Hop Fountain'e laf yok.