Lars von Trier abimizdir, severiz. Dogville ve Manderlay ile başlattığı ve hevesle beklediğim Washington ile bitireceği Amerika üçlemesini zevkle izledim/izleyeceğim. Dogville'i ilk izlediğimde, sinemada ilk yarı bittiğinde, "Herhalde ikinci yarıda düzelir(!)" dediğimi hâlâ hatırlıyorum. Çok güzel şaşırtmıştı. Manderlay, bu nedenle özgünlüğü zedelenen bir film oldu ama Trier'in bireye yaklaşımını hep sevdim. Tuhaf bir ahlâkçılığı var. Sorun aslında bu değil, bunu yansıtış biçimini seviyorum. Yani, Barda filmindeki kadercilik ya da bilinemezcilik ya da düzleme/indirgeme fikrini nasıl sevmeyip, Serdar Akar'ın bunu anlatışını sevdiysem, Manderlay ve Dogville'de de aynı şeyleri hissettim. Neden 3 puan düşürdüm peki? Sanırım sebep, bu sefer Grace karakterinin fazla silik çizilmesiydi. Bu filmi destekleyici bir karikatür anlatmam gerekirse:

Bir adam, sadece bir ağacın ve kendisinin sığabileceği küçük bir adada çömelmiş oturmaktadır. Deniz uçsuz bucaksız, ada mini minnacıktır; adam bile zor sığıyor düşünün. Adamın kafasındaki düşünce balonu: "Acaba bana en uygun yönetim biçimi hangisi?"

İlk yarı bitmesi?
Film arasız devam ediyor.

İlk yarı bitmesi?
Film arasız devam ediyor.
Film arasından bahsediyorum. Zaten komik olan tarafı da bu 🙂 Tiyatro diye düşünmek...

Ben yine anlamadım ama, film arasından bahsederken antraktan mı bahsediyorsun?

Ben yine anlamadım ama, film arasından bahsederken antraktan mı bahsediyorsun?
Evet 10 dakika aradan bahsediyorum. Atmosferden o kadar rahatsız olmuştum ki, sanki film bir tiyatro gibiymiş de, aradan sonra yine bildiğimiz sinemaya dönüşecek diye düşünmüştüm. Yani sanki filmi çekerken de Trier ara koymuş gibi. Gerçi sonra çok sevdim ama işte, ilk izlediğimde böyle bir yabancılaşma yaşatmıştı.

İşte ben onu anlamadım, filmde ara yoktu:)Film tek perde izleniyor antrak yapılmamıştı.

İşte ben onu anlamadım, filmde ara yoktu:)Film tek perde izleniyor antrak yapılmamıştı.
Ben festivalde izlemedim ki. Alelâde bir sinemada izledim, orada da ara verilmişti.

Ben de Kadıköy'de bi sinema d izlemiştim yani öyle bir sinema.Benim bildiğim filmin formatı tek gösterim olması sanırım o salonda biraz çakallık yapmışlar.

Ben de Kadıköy'de bi sinema d izlemiştim yani öyle bir sinema.Benim bildiğim filmin formatı tek gösterim olması sanırım o salonda biraz çakallık yapmışlar.
Türkiye'de ara vermeden film oynatan salon kalmadı ki. Kadıköy'de bodrum katta bir sinema mıydı? Arkadaşım öyle bir yerden bahsetmişti.

Ben ondan bahsetmiyorum ki:)Filmin formatından bahsediyorum.Film kesintisiz olarak izleniyor diye biliyorum.

Ben ondan bahsetmiyorum ki:)Filmin formatından bahsediyorum.Film kesintisiz olarak izleniyor diye biliyorum.
Ya biz niye anlaşamadık 🙂
Format derken ne demek istediğini anlamadım. Filmin kesintisiz olarak izlenmesi, makaralarla ilgili teknik bir mesele ise, hele, hiç bilgim yok. Ben, yanlış hatırlamıyorsam, Alkazar'da izlemiştim filmi ve ara verilmiş idi. Bundan gayrısı beni vallaha da billaha da aşıyor, her an Kezzap gelip kırmızı yazıyla beni dürtecekmiş gibi geliyor, korkuyorum 😉

:)Yok makaralarla bi sorun olmaz değiştirilir.Filmin formatı dediğim yani film nasıl tiyatro gibi geçiyor konsept belirlemişler sanıyorum film ara vermeden devam ediyor 10dklık araya çıkmıyorsun filmi bi oturuşta izliyorsun.

3 gündür hiç film izleyemedim... 🙁

Hani kötü olduğunu biliyordum da arkadaşlarımın arasından sıyrılıp başka filme gidemedim. her neyse meşhur recep ivdek izlendi efendim, sonuç beklediğim gibi kötü kötü çok kötü..

1/10

Shi Gan 7/10