Çoğunluk....
4/10
Çevremizdeki "önem"leri, önemli görünmeyi başaran önemsizler yüzünden fark edemiyoruz....
https://twitter.com/gorkemoge" onclick="window.open(this.href);return false;
The Rite
Konu tam bir Hollywood filmi ama filmin havası kesinlikle Hollywood'un vasatlarından. Sonra ne bilim bir yerde hikayeye de güvenmiyorsunuz her ne kadar yaşanmış bir olaydan esinlenilmiştir dese de. Belki de buna neden olan, yönetmenin beceriksizliğidir. Final ise tam anlamıyla vasat olmuş. Gereksiz sahneler ve zorlamayla sokulmuş sekanslarla dolu bir film...
- Şunu bir dene...
- Nedir bu?
- Tüm dualarının karşılığı diyebilirim.
Gia (1998)
Limitless
Senaryoda yığınla boşluk barındıran, vasat, tatmin edemeyen ve çelişkili bir son...
- Şunu bir dene...
- Nedir bu?
- Tüm dualarının karşılığı diyebilirim.
Gia (1998)
The Mechanic
Karaktere yüklenmiş klişeler, filmi yerle bir etmiş. Klasikliği ve vasatlığı aynı sofrada tamamlayıcı mal olarak kullanmak tat vermeyen bir yöntem. Jason Statham yakaladığı çizgiye yakışmayan bir film olmuş.
- Şunu bir dene...
- Nedir bu?
- Tüm dualarının karşılığı diyebilirim.
Gia (1998)
Transformer
7,5/10
Salt aksiyon, 2.5 saaatlik baş döndürücü, göz ağrıtıcı şölen
*our AC-130 in the air
The Nanny Diaries
8.5/10
Evinizde can sıkıntısında zamanınızı boşa harcatmayacak, pek güzel bir film.
Discrict 9
6/10
Orjinal bir fikir ancak anlatım çok yavan, izleyiciye etkisi pek olmayan bir film.
Çoğunluk....
4/10
Sebep?
Böyle bir filmin nesini sevmedin?
Evlat öyle deme,mizah çok ama çok ciddi bir iştir!
Münir Özkul
Filmde var olan sürüklenme, sıkıcılık, annenin açıkça belirttiği "duygusuzluk", ruhsuzluk meseleleri üzerine hiçbir tespit, yorum, çıkarsama yok. Neden böyle? Nasıl böyle olmuş? Kim kimden ne istiyor? Sorun mu var ortada? Ortadaki sorun ne? Çocuk neden ağlıyor? Kızla neden ayrıldı?
Bu ve benzer pozisyonda birçok film var. "Entelektüel fluluk" denebilecek, entelektüel arka plana sahip yönetmenlerin bolca kullandığı, filmde anlatılanları hiçbir zemine, nedene oturmayıp (ya da bunu açıkça belirtmeyip) "herşey olabilir" ya da "düşünün bulun" ya da "bulamıyorsanız düşünmüyorsunuz" hatta "bulamıyorsanız salaksınız" ve "yuh, nasıl göremiyorsun? Git de Recep İvedik izle" gibi bir mesaja denk gelen bu yaklaşıma tamamen karşıyım. Michael Haneke'nin 7. Kıta'sı, Reha erdem'in Hayat Var'ı gibi örnekler var bu alanda. Çoğunluk da benim gözümde ne anlattığı belli olmayan, anlatacak birşeyi varsa da bunu özetleyemeyen, özetlemeyi beceremeyen ve aslında ötesinde en kötüsü, belirli bir meseleye ve odağa odaklanmayarak olduğundan daha zengin ya da "dolu" görünmeye çalışan, ya "sakar" (beceremiyor) ya da "trip" (önemsiz olduğu halde önemli görünmeye çalışıyor) bir film. Yine 7. Kıta ve Hayat Var gibi.
Çevremizdeki "önem"leri, önemli görünmeyi başaran önemsizler yüzünden fark edemiyoruz....
https://twitter.com/gorkemoge" onclick="window.open(this.href);return false;
Filmin bütününde Görkem'in söylediği sıkıntılar, yönetmenin anlatım tercihlerinde var.
Ama bana kalırsa baba ile çocuk arasındaki ilişki ve bunun doğurduğu sonuçlar çok iyi yansıtılmış durumda.
Bu konuda Görkem'e katılamayacağım. Hayat Var kadar kapalı bir film olduğunu düşünmüyorum Çoğunluk'un.
Ama kısmen de filmin kendisinde Görkem'in bahsettiği "entelektüel ketumluk" var.
Benim puanım 7.5 falan olur herhalde.
Hayri Pıtır Geberik Yadigarlar bölüm 2
Allah bildiği gibi yapsın, ne diyim? Bu kadar keyif vericilik potansiyeli içeren bir film ve seri anca böyle harcanır.
Ben diyim 3/10, siz diyin 4/10. Hadi ilk bölümün sevimliliği, 3. Bölümün Alfonsu Couron'u hatırına "efsane(!)nin sonu" (Soytarılıktan kurtulmamızı sağlayan final) olduğu için torpil geçip 5/10 diyelim ve Hayri Pıtır defterini kapatalım artık.
Ve bir not eklemeden geçemeyeceğim, film IMDB top 250'ye 90'dan girmiş.
Ne diyelim arkadaş? Yuh!
Keşke ve keşke Rowling Terry Gilliam'ı ikna edebilseymiş ama olmyacak duaya amin demiş. Yazık....
Çevremizdeki "önem"leri, önemli görünmeyi başaran önemsizler yüzünden fark edemiyoruz....
https://twitter.com/gorkemoge" onclick="window.open(this.href);return false;
Hayri Pıtır Geberik Yadigarlar bölüm 2
Allah bildiği gibi yapsın, ne diyim? Bu kadar keyif vericilik potansiyeli içeren bir film ve seri anca böyle harcanır.
Ben diyim 3/10, siz diyin 4/10. Hadi ilk bölümün sevimliliği, 3. Bölümün Alfonsu Couron'u hatırına "efsane(!)nin sonu" (Soytarılıktan kurtulmamızı sağlayan final) olduğu için torpil geçip 5/10 diyelim ve Hayri Pıtır defterini kapatalım artık.
Ve bir not eklemeden geçemeyeceğim, film IMDB top 250'ye 90'dan girmiş.
Ne diyelim arkadaş? Yuh!
Keşke ve keşke Rowling Terry Gilliam'ı ikna edebilseymiş ama olmyacak duaya amin demiş. Yazık....
Ben 7 derim. Serideki sevdiğim ender filmlerden oldu. 3'ü de Cuaron için geçen gün tekrar izledim. O da güzeldi. Finali sevdim ama ben, belki kitapların hayranı olduğumdandır.
Bildiğim kadarının, anlatabildiğim kadarı.. Eylem Planı.
Ömrünüzde duymadığınız bir sporla ilgili Türkiye'de ve dünyada neler yaşanıyor diye meraktan çatlıyorsanız Laff Ultimate'a beklerim.
the remains of the day.
çok acıtan ama iyi ki de acıtan bir film. keşke ben yazsaymışım.
To Kill A Mockingbird 9/10
adelet duygusunu kabartan son derece olgun bir film
Bringing Out The Dead
8/10
Nicholas Cage'ın oyunculuğunu çok beğenirim. Dün gece TNT adlı eskinin nefis, şimdinin berbat magazin kanalında izledim. Filmin atmosferi şahane, oyunculuklar, diyaloglar harika. IMDB'de aldığı 6/10'u hak etmeyen en az 8/10'luk bir orana sahip olması gerektiğini düşündüğüm nefis bir Martin Scorsese filmi.