Forum

Çalgı Çengi İkimiz
 

Çalgı Çengi İkimiz

12 Gönderi
9 Üyeler
0 Reactions
3,314 Görüntüleme
(@ayberk-olgay)
Gönderi: 0
Başlığı açan
 

Aradan uzun yıllar geçti ve her şey değişti. Nihayet beklediğimiz gün geldi ve Türk komedi sinemasının en umut vaad eden filminin devamı vizyona girdi.

İlk filme bayılmış, sinemada 2 kez izlemiştim. Yetmedi tabi indirip evde de defalarca izledim çeşitli sahnelerini. Yeni film de vizyona girdiği gün (erken gösterimden dolayı çarşamba akşamı) koşa koşa gidip izledim.

Öncelikle belirteyim ben İşler Güçler'in ilk bölümlerini de bayılarak takip etmiştim fakat Düğün Dernek'ler ve Kardeş Payı hiç ilgimi çekmemişti. Mizah anlayışı olarak Selçuk'tan uzaklaşmaya başladığımı hissetmiştim. Fakat bu filmi kendi yapım şirketiyle çekmesinden dolayı ilk kez gönlüne göre bir iş yapacağını ve beni tekrar yakalacağını umuyordum. Fragmanı izlediğimde bu umudum biraz darbe almasına rağmen yine de filmi izlemeden önyargı sahibi olmak istemedim.

Gel gelelim film başladı ve ilk sahnesinden itibaren beni dışına itmeye başladı. İsimleri ve tipleri aynı olsa da ilk filmden çok farklı 2 karakterle karşılaştım. Bizim tanıdığımız Salih ve Gürkan gitmiş, aşırı hızlı konuşan, kıçı başı ayrı oynayan ve sürekli duygu değişikliği yaşayan, inanılmaz karikatürize 2 tane hiperaktif karakter gelmiş ne yazık ki. O yüzden ilk sahneden itibaren hiçbir inandırıcılığı olmayan bir filme adapte olmakta büyük sıkıntı yaşadım. Dramatik yapısı çok sorunlu bir film olduğu için hikayenin temel motivasyonu olan "mafyadan çıkma" hadisesi ile ilgili hiçbir gerilim, heyacan, merak ya da beklenti içine giremedim şahsen. Karakterler o kadar rahat ve stressiz yaşıyorlardı ki mafyadan çıksalar nolur, çıkmasalar nolur? diye düşündüğüm için konuyu takip etmeyi bıraktım kısa sürede. O yüzden hikaye kısmından sınıfta kaldığını söyleyebilirim rahatlıkla.

Peki ya oyunculuklar? Selçuk çok iyi oyuncular keşfediyor ve onları çok iyi yönlendirerek birer yıldız haline getiriyor. Bu büyük bir meziyet. Sadece Ahmet ve Murat değil dizilerinde, filmlerinde oynayan birçok yan karakter aranılan oyuncular haline geldi. Bu filmde de tüm keşfettiği kadroyu bir araya toplamış. Fakat hepsine aşırı abartılı tiplemeler yazmış ne yazık ki. Karakter değil tip olarak kaldığı için filmdeki hiçbir oyuncuyu beğenemedim. Özellikle çok başarılı bulduğum Ayhan Taş'ın karakterinden umutluydum ama onun da aşırı tutarsız hareketleri beni anında soğuttu ve açıkçası karakteri daha fazla görmek bile istemedim.

Selçuk bildiğimiz üzere bir cümlede 5-10 ayrı gönderme ve espri sığdırmayı seviyor fakat ben bunu çok yorucu buluyorum. Aradaki kelimeleri cımbızlayıp gülmeye çalışamıyorum. O esprileri tek tek yapsa belki hepsine gülebilirim ama 30 saniye içinde makinalı tüfek gibi sıralanınca hiçbirini algılayamadan sahne geçiyor. Bu film de komple bu teknik üzerine kurulu olduğundan tek bir sahnede bile gülemedim ne yazık ki. Zaten çoğu karakterin ne dediğini bile anlamadım. Sanırım sesle ilgili de biraz sıkıntı vardı filmde bazı sahnelerde.

Gelelim görüntülere. İlk filmdeki minimalist anlatımı çok sevmiştim. Meğerse o sadece imkansızlıktanmış. Keşke imkanları hep öyle kalsaymış dedim çünkü resmen bir film sinematografisi değil basit bir dizi estetiği buldum filmde. Rastgele yerleştirilmiş 3-4 farklı kamera arasında sürekli geçiş yapılarak dinamizm sağlanmaya çalışılmış fakat Dark Knight'ta bile bu kadar kesme yoktu, inanılmaz yorucu geldi bana. Kaldı ki bu açıların hiçbiri estetik olarak başarılı kompozisyonlar değildi. Özellikle de her sahnenin tepeden çekilmiş bir güvenlik kamerası açısı olması Selçuk'un televizyon alışkanlıklarını sinemaya taşıdığını gösteriyor. Ben yerli dizilerde bile o açıya tahammül edemezken burda karşıma çıkması üzücüydü. Yine dizi mantığıyla çok açık diyafram kullanılan çoğu sahnede netlik kaçıyordu. Sebebi ne bilmiyorum, teknik bir sorun mu yoksa tecrübesiz bir focus puller mı? Cevabı çok da önemli değil aslında çünkü netlik doğru da olsa zaten planlar özensizdi.

En çok dikkatimi çeken noktalardan biri müzik kullanımıydı. Birçok sahnede çekimin sıradanlığına tezat oluşturacak bir gerilim müziği kullanılmıştı. Türk seyircisinin komedi filminde bu kadar gerilim müziğinden hoşlanacağını zannetmiyorum, ki ben bile rahatsız oldum. En azından sahnelerle uyumlu olsaydı belki hoşuma giderdi, kendim o tür numaralar yapmayı seviyorum çünkü. Zeki Metin filminden uyarlanan film müziği ise bazı sahnelerde o kadar baskın kullanılmıştı ki diyalogları duymakta zorlandım. İlk filmdeki o tatlı müzikleri bu filmde bulamadığım için de ayrıca üzüldüm.

Özetle beni çok üzen bir film oldu Çalgı Çengi İkimiz. Keşke başka bir isimle çekilseydi, en azından kötü film der geçerdim ama çok sevdiğim filmin devamı olunca mutsuzluğum arttı. Düğün Dernek'lerde gişeye oynadığını düşünerek anlayışla yaklaşıyordum fakat bu film ile sanırım kimseye yaranamayacak ve gişede de bekleneni veremeyecek. Tabi 55 bin'den fazla olur herhalde. 🙂

Unutmadan geçemeyeceğim bir nokta da filmde duygulara yeterince yer verilmemesiydi. Hiçbir duygusal bağ kurmamıza izin vermemiş Selçuk. Sondaki kardeşlik vurgusu da ilk filmin finalindeki samimiyetten fersah fersah uzaktı. Bir de değişik kurgu ve çekim hileleri denemeyi sevdiğini biliyoruz, bu filmde bol bol denemiş fakat neye hizmet ettiğini anlayamadım hiçbirinin.

Özetle bana zaman yolculuğu yapıp tekrar Çalgı Çengi'yi sinemada ilk kez izleme isteği uyandırdı. Zaten Türkiye de o zamanlar şimdiye göre biraz daha iyiydi...

Bunları facebook'tan, ekşi sözlük'ten falan yazmak istemedim. İlk filmi de burdan yorumlamıştım, bunu da burdan yorumlayayım istedim. Ben biraz gelenekselci kaldım galiba. Özgür yaşlandıkça sana mı benziyorum acaba? 🙂

 
Gönderildi : 08/01/2017 3:55 am
(@bagimsiz)
Gönderi: 752
 

Filmin yapımcısı Murat Cemcir, düzelteyim istedim.

 
Gönderildi : 08/01/2017 10:15 am
 Dnd
(@dnd)
Gönderi: 0
 

Film ile ilgili bir çok şey söyleyebilirim ama kısaca ortalama bir işler güçler bölümü gibi olmus desem sanırım daha anlaşılır olur .

Elbette sevenler çıkacaktır ama sinemasal olarak hayal kırıklığı bence .

Galada ilk filmi 30 bin tl ye çektik bu çok pahalıya mal oldu demişlerdi keşke bu kezde 60 bin tl ye cekseymis hiç olmazsa dizi gibi olmazdı .

 
Gönderildi : 08/01/2017 3:14 pm
(@halostendap)
Gönderi: 4108
 

film benim de beklentilerimin altında kaldı. ama yandan gelen 10 yaşındaki oğlumun kikir kikir gülme sesi beni mutlu etmeye yetti. bi ara filmi filan bırakmış onu izliyordum 🙂

oğlumun film yorumu da şöyle oldu: "filmin hikayesi iyi değildi ama komikti. dedemin fişinin hikayesi iyiydi ama komik değildi."

insta https://www.instagram.com/morehalityalcin

 
Gönderildi : 08/01/2017 3:17 pm
(@desperado28)
Gönderi: 0
 

Filmi izleyemedim henüz kar kış kıyametten, Amaç gişeye yönelik sonuç para kazanmak, selçuk aydemir sanatsal bir film tarzı veya örnek bir filmi yok varsa da ben bilmiyorum zaten komedi ve yerinde mesajlar veren bir yönetmen ve senarist tebrik etmek gerekir. 30 bin tl bütçeyle çalgı çengiyi çekip istediklerini başaran bir insan alkışlıyorum kendisini umarım ilerleyen zamanlarda forumumuz dan da yetenekli arkadaşlarımız bayragı devır alıp güzel işlere imzalarını atacaklardır o günleri hep beraber bekliyoruz. Sektörün durumu belli insanlar sinemaya günü kurtarmak ve eğlenmeye gidiyorlar. Neyse uzar gider bu konu herkese kendi işlerinde kolaylıkar dilerim. Umarım istediklerinizi en kısa zamanda hayata geçirmenizi temenni ederim

 
Gönderildi : 08/01/2017 4:16 pm
(@desperado28)
Gönderi: 0
 

gişe sonuçlarını nasıl olacak ?

 
Gönderildi : 10/01/2017 3:49 pm
(@kuzeydeniz)
Gönderi: 0
 

1 Çalgı Çengi İkimiz 06.01.17 Pinema 865 1 7.370.244 TL 593.625 7.512.458 TL 607.133
2 Dağ 2 04.11.16 Mars Dağıtım 239 10 1.121.970 TL 87.089 35.291.423 TL 3.143.584
3 Çin Seddi 30.12.16 UIP 237 2 946.013 TL 62.878 3.285.648 TL 228.225

İlk hafta Görümce 4 numaradan atak yapsa da fena değil. Öyle ya da böyle emeği geçenlere teşekkür ederim. Sevgili Selçuk kardeşimizi buralarda gördüğümü hatırlıyorum:) Biz bir Taşın Tozu belgeselini yaptı, üretti diye sevgili Serkan'a mutlu oluyoruz. İyi ya da değil. Adam vizyona sokmuş kaçıncı filmini 🙂 Bugün öyle olur, yarın daha güzelini yapar. Kendisine inananlar var. Hayallerine sahip çıkanlar var. Ekibi var. Eleştirilere saygı duymakla beraber, Selçuk kardeş ve ekibinin daha güzel şeyler yapacağına, çok daha iyi filmler, projeler çıkaracağına inanıyorum.

Kardeş Payında daha önce kendi bilgim ve hissiyatımla "Duygular" konusunda bir şeyler yazmıştım. Arada yönetmenler Quresma gibi futbolda forvet oyunculara benziyor. Kıt imkanlar olduğunda basit oynayıp, sonuca gitmeye çalışıyor. Bazen skoru yakaladığını düşününce, topu alıp istediği gibi çeviriyor. Ekip kendi eleştirisini mutlaka yapacaktır.

Ben Fulgara ile Kezzap'ın filmi seyretmişler ise; görüşlerini şahsi olarak merak ediyorum!

Darısı buradaki tüm kardeşlerimize...
Sevgiler..
Kuzey

======================
www.e-senarist.com
[email protected]

 
Gönderildi : 11/01/2017 12:41 am
(@fulgura)
Gönderi: 5141
 

Ben daha izlemedim ve bir süre de vaktim olmayacak ama bir yerde denk gelirse izlemek istiyorum. İlki güzel bir başlangıçtı ve ikincisinin buna layık olacağını umuyordum ama sanki bu ikili başka projelerde de kendilerini biraz tükettiler gibi geliyor. Baştaki özveri ve samimiyet güzel bir eser çıkarmıştı. Takip eserleri aynı etkiyi vermeyebiliyor. Aradan geçen zaman da sanki eski başarıyı yeniden ziyaret etmek gibi bir şey oluyor. Yani izleyeceğim ve beğenmeyeceğim diye de korkuyorum. Bilemiyorum belki biz bozulduk geçen zamanda.

Sinema hem bir hastalık hem de tedavisinin ortak adıdır.

Sorularınızı özel mesaj yerine forum üzerinden herkese açık sormanızı rica ediyorum.

 
Gönderildi : 11/01/2017 1:24 am
(@desperado28)
Gönderi: 0
 

Düşüncler yaşadığınız duruma göre değişir. Aslında bir işi ne kadar istediğinize bağlıdır koşulları ve etkenleri oluşturan sizlersiniz nereden ve nasıl başlayacağınızı bilmeniz size yardımcı olacaktır,sektörde tandıgınız arkadaşlarınızın oyuncular teknık ekipte çalışacaklar . vss.. gibi kişilerin el birliğiyle muazzam işler çıkartabilirsiniz. Egonuzu kişisel isteklerinizi bir kenara bırakarak sağlam olan bir senaryoyu çok düşük bir bütçe ile vizyona sokabilirsiniz. Nasıl mı ? bizler gibi sinema yapmak isteyen insanların boş zamanları var ise şayet bu işi yapmaktan zevk alıyorlarsa veya bu işten para kazanmak gibi düşünceleri varsa toplanıp bir ekip kurun adam başı 5 veya 6 bın tl para koyun 10 kişi olsa 50 veya 60 bın tl butçeniz olur. Bunu yaparak şansınızı deneyebilirsiniz şayet egolar tavan yapmayacaksa..istek ve önem durumuna göre hazırlanış biçimine göre değerli veya degersiz olur şansınız bol olsun..

 
Gönderildi : 11/01/2017 12:47 pm
(@kuzeydeniz)
Gönderi: 0
 

Aradan uzun yıllar geçti ve her şey değişti. Nihayet beklediğimiz gün geldi ve Türk komedi sinemasının en umut vaad eden filminin devamı vizyona girdi.

İlk filme bayılmış, sinemada 2 kez izlemiştim. Yetmedi tabi indirip evde de defalarca izledim çeşitli sahnelerini. Yeni film de vizyona girdiği gün (erken gösterimden dolayı çarşamba akşamı) koşa koşa gidip izledim.

Öncelikle belirteyim ben İşler Güçler'in ilk bölümlerini de bayılarak takip etmiştim fakat Düğün Dernek'ler ve Kardeş Payı hiç ilgimi çekmemişti. Mizah anlayışı olarak Selçuk'tan uzaklaşmaya başladığımı hissetmiştim. Fakat bu filmi kendi yapım şirketiyle çekmesinden dolayı ilk kez gönlüne göre bir iş yapacağını ve beni tekrar yakalacağını umuyordum. Fragmanı izlediğimde bu umudum biraz darbe almasına rağmen yine de filmi izlemeden önyargı sahibi olmak istemedim.

Gel gelelim film başladı ve ilk sahnesinden itibaren beni dışına itmeye başladı. İsimleri ve tipleri aynı olsa da ilk filmden çok farklı 2 karakterle karşılaştım. Bizim tanıdığımız Salih ve Gürkan gitmiş, aşırı hızlı konuşan, kıçı başı ayrı oynayan ve sürekli duygu değişikliği yaşayan, inanılmaz karikatürize 2 tane hiperaktif karakter gelmiş ne yazık ki. O yüzden ilk sahneden itibaren hiçbir inandırıcılığı olmayan bir filme adapte olmakta büyük sıkıntı yaşadım. Dramatik yapısı çok sorunlu bir film olduğu için hikayenin temel motivasyonu olan "mafyadan çıkma" hadisesi ile ilgili hiçbir gerilim, heyacan, merak ya da beklenti içine giremedim şahsen. Karakterler o kadar rahat ve stressiz yaşıyorlardı ki mafyadan çıksalar nolur, çıkmasalar nolur? diye düşündüğüm için konuyu takip etmeyi bıraktım kısa sürede. O yüzden hikaye kısmından sınıfta kaldığını söyleyebilirim rahatlıkla.

Peki ya oyunculuklar? Selçuk çok iyi oyuncular keşfediyor ve onları çok iyi yönlendirerek birer yıldız haline getiriyor. Bu büyük bir meziyet. Sadece Ahmet ve Murat değil dizilerinde, filmlerinde oynayan birçok yan karakter aranılan oyuncular haline geldi. Bu filmde de tüm keşfettiği kadroyu bir araya toplamış. Fakat hepsine aşırı abartılı tiplemeler yazmış ne yazık ki. Karakter değil tip olarak kaldığı için filmdeki hiçbir oyuncuyu beğenemedim. Özellikle çok başarılı bulduğum Ayhan Taş'ın karakterinden umutluydum ama onun da aşırı tutarsız hareketleri beni anında soğuttu ve açıkçası karakteri daha fazla görmek bile istemedim.

Selçuk bildiğimiz üzere bir cümlede 5-10 ayrı gönderme ve espri sığdırmayı seviyor fakat ben bunu çok yorucu buluyorum. Aradaki kelimeleri cımbızlayıp gülmeye çalışamıyorum. O esprileri tek tek yapsa belki hepsine gülebilirim ama 30 saniye içinde makinalı tüfek gibi sıralanınca hiçbirini algılayamadan sahne geçiyor. Bu film de komple bu teknik üzerine kurulu olduğundan tek bir sahnede bile gülemedim ne yazık ki. Zaten çoğu karakterin ne dediğini bile anlamadım. Sanırım sesle ilgili de biraz sıkıntı vardı filmde bazı sahnelerde.

Gelelim görüntülere. İlk filmdeki minimalist anlatımı çok sevmiştim. Meğerse o sadece imkansızlıktanmış. Keşke imkanları hep öyle kalsaymış dedim çünkü resmen bir film sinematografisi değil basit bir dizi estetiği buldum filmde. Rastgele yerleştirilmiş 3-4 farklı kamera arasında sürekli geçiş yapılarak dinamizm sağlanmaya çalışılmış fakat Dark Knight'ta bile bu kadar kesme yoktu, inanılmaz yorucu geldi bana. Kaldı ki bu açıların hiçbiri estetik olarak başarılı kompozisyonlar değildi. Özellikle de her sahnenin tepeden çekilmiş bir güvenlik kamerası açısı olması Selçuk'un televizyon alışkanlıklarını sinemaya taşıdığını gösteriyor. Ben yerli dizilerde bile o açıya tahammül edemezken burda karşıma çıkması üzücüydü. Yine dizi mantığıyla çok açık diyafram kullanılan çoğu sahnede netlik kaçıyordu. Sebebi ne bilmiyorum, teknik bir sorun mu yoksa tecrübesiz bir focus puller mı? Cevabı çok da önemli değil aslında çünkü netlik doğru da olsa zaten planlar özensizdi.

En çok dikkatimi çeken noktalardan biri müzik kullanımıydı. Birçok sahnede çekimin sıradanlığına tezat oluşturacak bir gerilim müziği kullanılmıştı. Türk seyircisinin komedi filminde bu kadar gerilim müziğinden hoşlanacağını zannetmiyorum, ki ben bile rahatsız oldum. En azından sahnelerle uyumlu olsaydı belki hoşuma giderdi, kendim o tür numaralar yapmayı seviyorum çünkü. Zeki Metin filminden uyarlanan film müziği ise bazı sahnelerde o kadar baskın kullanılmıştı ki diyalogları duymakta zorlandım. İlk filmdeki o tatlı müzikleri bu filmde bulamadığım için de ayrıca üzüldüm.

Özetle beni çok üzen bir film oldu Çalgı Çengi İkimiz. Keşke başka bir isimle çekilseydi, en azından kötü film der geçerdim ama çok sevdiğim filmin devamı olunca mutsuzluğum arttı. Düğün Dernek'lerde gişeye oynadığını düşünerek anlayışla yaklaşıyordum fakat bu film ile sanırım kimseye yaranamayacak ve gişede de bekleneni veremeyecek. Tabi 55 bin'den fazla olur herhalde. 🙂

Unutmadan geçemeyeceğim bir nokta da filmde duygulara yeterince yer verilmemesiydi. Hiçbir duygusal bağ kurmamıza izin vermemiş Selçuk. Sondaki kardeşlik vurgusu da ilk filmin finalindeki samimiyetten fersah fersah uzaktı. Bir de değişik kurgu ve çekim hileleri denemeyi sevdiğini biliyoruz, bu filmde bol bol denemiş fakat neye hizmet ettiğini anlayamadım hiçbirinin.

Özetle bana zaman yolculuğu yapıp tekrar Çalgı Çengi'yi sinemada ilk kez izleme isteği uyandırdı. Zaten Türkiye de o zamanlar şimdiye göre biraz daha iyiydi...

Bunları facebook'tan, ekşi sözlük'ten falan yazmak istemedim. İlk filmi de burdan yorumlamıştım, bunu da burdan yorumlayayım istedim. Ben biraz gelenekselci kaldım galiba. Özgür yaşlandıkça sana mı benziyorum acaba? 🙂

Söylemeye unutmuşum kardeş, bir de sağlam yorum yapmışsın:) Tebrik ederim...

======================
www.e-senarist.com
[email protected]

 
Gönderildi : 11/01/2017 1:12 pm
(@halilabrahim)
Gönderi: 117
 

Yorumunuz öncelikle müthiş olmuş,Bende 2010 yılından beri sıkı takipçisiyim Selçuk aydemir ekibinin...Filmde benim en çok kulağıma çarpan ses oldu 😀 Seslerde büyük sıkıntı vardı salondan sanıyordum sizin de aynı görüşünüz olduğunu görünce filmin sorunu olduğunu anladım. Film bir işler güçler bölümünden iyi ama kötü bir kardeş payı bölümü olmuş gibiydi.Maalesef işler güçlerde her söz arasında bahsedilen çalgı çengi 2 (Allah'ım sana geliyorum) , İşler güçlerde karakterlerin amacı olan Çalgı çengi 2 'yi çekme teması o kadar hazırlık, 6 sene bekleme,seyirciyi 6 sene boyunca bekletmenin sonucu Bu filmle olmamıştı.Ben bu kadar kötü bir filme hazırlıklı değildim... açıkçası büyük hayal kırıklığına uğradım.
Çalgı Çengi'nin ilk filminde karakterlerin çaresizliği ve Müzikleri insana samimi bir hava katıyor bu çaresizlik,hayal kırıklığı ve müziğin etkisiyle yapılacak en kötü espriye ,mimiğe bile gülecek durumda oluyordunuz . Ama bu filmin müzikleri bile çok kötüydü düğün dernek vari müziklerdi hiç hoşuma gitmediler... bu kadar ya daha fazla moralimi bozmak istemiyorum.Sektöre Film fabrikası ekibinin el atma vakti geldi gençler üretin 😀 bir selçuk aydemir olamayız ama üretiriz yavaş yavaş 😀 ❓

 
Gönderildi : 22/01/2017 12:04 am
(@alfred-hitch-chicken)
Gönderi: 0
 

Sektöre Film fabrikası ekibinin el atma vakti geldi gençler üretin 😀 bir selçuk aydemir olamayız ama üretiriz yavaş yavaş 😀 ❓

"Bugün senin Selçuk Aydemir dediğin adam Film Fabrikasından gelme olum. O da bizim gibi başladı işte böyle. Kısa filmler çekti, TRT için dizi hazırladı. Ondan sonra bir iki tane yağlı yapımcı tutturdu. Efendime söyliyim, saçları döküldü, göbeği çıktı. Al sana Mega Yönetmen."
-Çalgıyla Çengiyle 1 😀 😀

"Sinema tüm sanatların içinde bizim için en önemli olanıdır."
-Vladimir İlyiç LENİN

 
Gönderildi : 22/01/2017 6:54 am
Paylaş: