Forum

Haluk Bilginer'in Sözleri

29 Gönderi
13 Üyeler
0 Reactions
10.7 K Görüntüleme
(@admin)
Gönderi: 0
Admin
 

Hacivat Karagöz'ü izledin mi? yada Masumiyet'i? yada Nerdesin Firuze'yi? kişisel beğenin tabiii de. Bu adam ingilterede bbc'de 7 sene başrol oynadı. Bir hollywood filminde Joaquin Phoenix ile karşılıklı oynadı. Bişey diyorsa oturup düşünücem tabii ki. Vardır bi bildiği diye ilk önce o açıdan bakıcam. Saçmalamış olsaydı cidden yine de title'a bakmam haksız derdim ama malesef "adam haklı beyler"

 
Gönderildi : 23/09/2010 10:02 pm
 Roa
(@roa)
Gönderi: 57
 

Hacivat ve Karagöz filmine üniversitedeyken, arkadaşlarla gittik ve gene ilk 5 dakika filmden çıktık. Ve sadece biz değil, biz çıkarken salonun yarısıda bizle birlikte çıktı.

Zaten o kadar iyi olmayan bir sinema, (ki ildeki tek sinema) ve sesteki bozukluk, ve anlaşılması zor bir dil... Hoş bana kalsa, ben başka bir filme giderdim...

Bbc'de 7 sene oynamasının veya karşında ünlü birileri ile oynamasının, onun iyi bir oyuncu olduğu anlamına gelecekse. Misal Al Pacino karşında oynayan her oyuncuyu, iyi oyuncu diye anmamız gerekir, ki bu da saçma olur gibime geliyor. Veya Hollywood'da 7 sene oyunculuk yapmış birinede aynı sıfatı takabileceğimiz anlamınada geliyor.

"Babam ölse, ben genede oynarım..." diyen birine "yavşak" demek için, babasının ölümünde, çıkıp oynamış olmak gerekir. Böyle bir konuşma yapılacaksa, tecrübe konuşması lazım gibime geliyor.

"Ha ben tecrübe ettim, harbiden yavşakça bir hareket oluyor" demekle, "oynayan yavşaktır" demek arasında fark var gibi...

 
Gönderildi : 23/09/2010 10:20 pm
(@fcakir)
Gönderi: 0
 

Olayda anlamak istemediğiniz bir yer var.. Aramızda tiyatro ile doğrudan ilgilenen arkadaşlar da var onlar daha iyi bilir ama ben de değinmek istiyorum; tiyatroda "izleyici bir kişi bile olsa oyun oynanır" öğretisi vardır tiyatroda.. Bu Türk tiyatrosu kültürüdür. Her ne kadar izleyiciyi önemsemek anlamı taşısa da bir o kadar da oyunun kutsallığını ön plana çıkartıyor bana göre. Yani aslında ne kadar doğru olduğu tartışılır. En azından 'öğreti' ile bir nevi 'dayatma' haline getirilmesi ne kadar doğru tartışmak gerekli. Haluk Bilginer de benzer bir konuya tepkisini göstermiş. "Show must go on" mottosunun ülkemizde ne hikmetse tiyatrocular arasında "babam ölse de oynarım" şeklinde övünç kaynağı haline getirilmesine bir tepki gösteriyor Haluk Bilginer..

Yanlış olan babası ölen tiyatrocunun aynı gün sahneye çıkması değil. Yanlış olan, bunun tiyatroda öğreti haline getirilmesi ve bir övünç kaynağıymış gibi gösterilmesi.. Halbuki kimse mahalle berberinin babası ölünce ertesi gün dükkanını açmasını takdirle karşılamıyor. Ya da berber bununla övünmüyor..

Ayrıca bir de oyunculukta oynamamak vardır.. Yani oyuncuysan, oynadığın karakteri aslında yaşayacaksın.. Sahnede o olacaksın.. E bu açıdan bakınca da sevdiğiniz birinin ölümünün hemen akabinde sahneye çıkıp farklı bir psikolojiye, karaktere bürünmek oynamak olur, inandırıcı olmaz diye düşünüyorum.

Bence Haluk Bilginer sonuna kadar haklı.

 
Gönderildi : 23/09/2010 11:08 pm
(@admin)
Gönderi: 0
Admin
 

Tabi orası da Türkiye gibi işlediği için Al Pacino'nun önüne emin ol odunu koyalar oyuncu diye. Öyle bişi olsa asıl odunu Al pacino koyar yapımcının kafasına... ki öyle bişi olmaz zaten. Haluk bilginer'in tarzını beğenmiyorum diyebilirsin. kendini tekrarlıyor diyebilirsin. Şu senaryoyua tipi gitmemiş diyebilirsin ama kötü oyuncu demen... eyvallah ne diyim.

 
Gönderildi : 24/09/2010 12:12 am
(@aydemirse)
Gönderi: 0
 

Ya benim anlamadığım, yani kişisel görüşümdür, ben bu adamı ve oyunculuğunu sevmiyorum.

Polis filmini açtım, 5 dakika sonra, senaryodan mıdır? Oyunculuktan mıdır? Benim ön yargılarımdan mıdır? (ki hiç sanmıyorum) kapattım. O açılış sahnesi, diyaloglar, tipler, duruşlar, dövüş figürleri vs. vs. yani ben 5 dakika çok bile tahammul ettiğimi düşünüyorum. Ve bu adam bu filmde, önce oynamayı kabul ediyor, sonra ödül alıyor. Yeşilçam ödüllerindede aday gösterildi.

“Büyük oyuncu olarak hatırlanan birçok isim, aslında kötü oynayan ama efsane yaratmayı becerebilmiş yavşağın tekidir”.

Kesinlikle kendisine katılıyorum... O filmle ödül almak, aday gösterilmek, gerçektende (hani deriz ya "yavşaga bak ya nasıl yapmış acaba?" diye) yavşaklık gerektirir...

Kimsede gelip bana demesin, "Ulan yavşak filmin tamamını mı izledin?" diye. Çünkü gerçektende tahammül sınırlarını (en azından benimkini) zorlayan bir 5 dakika. O saaten sonra, isterse tüm zamanların en iyi filmi olsun, devamını izleyebilieceğimi sanmıyorum.
Polis ve Hacivat Karagözde ilk beş dakikayı izleyip çıktınız ya, keşke az durup en azından soluklanıp filmin ilk yarısını izleme zahmetinde olsaydınız bu ön yargılı ergen demeçleri yerine Onur Ünlü sineması hakkında az çok fikir sahibi olmuş, absürd komediyi görmüş, hacivat karagözde Bursa'nın nasıl bu haline büründüğne şahit olup bir dönem filmine de tanıklık etmiş olurdunuz... Yani hiç bir şey kaybetmezdiniz. 120 dakikalık filmi 5 dakika ile (ki ilk 3 dakikası da açılış jeneriği) değerlendirmek sinema adına ne denli bir açmaza sürükler adamı... Yazmaya ayırcağımız vakti keşke eleştireceğimiz işleri izlemeye harcasak. Adam ne yapabilirsi ilk beş dakikada? Ne bekliyordur kisra sarayını mı yıkacaktı? Stallone aksiyonu mu bekliyorsun, rocky mi çıkacak ringe? 5 dakika izleyip sinemadan çıkmak nedir fragmanlar 10 dakika sürüyor fragmandan kısa film mi izlenir?

Evlat öyle deme,mizah çok ama çok ciddi bir iştir!
Münir Özkul

 
Gönderildi : 24/09/2010 12:49 am
(@trackless)
Gönderi: 0
 

Hacivat ve Karagöz filmine üniversitedeyken, arkadaşlarla gittik ve gene ilk 5 dakika filmden çıktık. Ve sadece biz değil, biz çıkarken salonun yarısıda bizle birlikte çıktı.

Zaten o kadar iyi olmayan bir sinema, (ki ildeki tek sinema) ve sesteki bozukluk, ve anlaşılması zor bir dil... Hoş bana kalsa, ben başka bir filme giderdim...

Bbc'de 7 sene oynamasının veya karşında ünlü birileri ile oynamasının, onun iyi bir oyuncu olduğu anlamına gelecekse. Misal Al Pacino karşında oynayan her oyuncuyu, iyi oyuncu diye anmamız gerekir, ki bu da saçma olur gibime geliyor. Veya Hollywood'da 7 sene oyunculuk yapmış birinede aynı sıfatı takabileceğimiz anlamınada geliyor.

"Babam ölse, ben genede oynarım..." diyen birine "yavşak" demek için, babasının ölümünde, çıkıp oynamış olmak gerekir. Böyle bir konuşma yapılacaksa, tecrübe konuşması lazım gibime geliyor.

"Ha ben tecrübe ettim, harbiden yavşakça bir hareket oluyor" demekle, "oynayan yavşaktır" demek arasında fark var gibi...

Filmin adı Hacivat ve Karagöz değil, Hacivat ve Karagöz Neden Öldürüldü dür. Sen yanlış filme gitmişsin. Kamera arkası belgeselini seyredersen Haluk Bilginer'in profesyonelliği hakkında az çok fikir sahibi olursun. Ben az bile söylediğini düşünüyorum. Oyunculara güven olmaz demeye getirmiş ve doğru söylemiş. Meslek gereği böyle kaşarlanmalar oluyor bknz. Taksiciler.

 
Gönderildi : 24/09/2010 12:59 am
 Roa
(@roa)
Gönderi: 57
 

Gene anlayamadığım bir nokta, 3 kişinin aynı filme, Hacivat ve Karagöz, demesine rağmen (ki bu 3 kişi neden bahsettiğimiz konusunda, hiç bir sorun yaşamazken) benim, dememin öne çıkartılmasını, art niyet olarak değerlendirmemek elde değil...

İkincisi, Karagöz Ve Hacivat filminden neden ilk 5 dakikada çıktığımızı açıkladım, orda bir oyunculuk eleştirisi yapmadım. Veya film eleştirisi. Ses sorunu yüzünden hiç bir şey anlaşılmıyordu. Filmden çıktığımızda, sinema sahibi ile kavga edip, bizle birlikte çıkanlar, başka bir film geçiş yaptıştık ama bunun sanırım konuyla ilgisi yok.,

Bu ergen lafıda hoşuma gitti. Demekki bir şeye kişisel görüş belirtmek, ergenlik belirtisiyse, en azından ergen olabilmişim..! Hala, bir şeyi beğenmeyince, benim babam(ki görüşüm) senin babanı(görüşünü) yener gibi çocukça davranmıyorum..!

Neyse, ben kişisel görüşümü paylaştım sadece, başındada mesajımın belirtmiştim. Altınada her dediğim doğrudur, yazmadığıma göre, sidik yarıştırmak yerine, herkes kendi fikrini söylerse, daha iyi olur gibime geliyor... Tabi gene kendi düşüncem bu...

 
Gönderildi : 24/09/2010 1:23 am
(@admin)
Gönderi: 0
Admin
 

Valla ben senin fikrine karşılık kendi fikrimi söyledim. Başka yaptığım bir şey yok. Tek söyleyeceğim Haluk abimiz gibi toplasan bir elin parmakları kadar olan iyi oyuncuların kıymetini bilelim.

 
Gönderildi : 24/09/2010 2:25 am
 HHK
(@hhk)
Gönderi: 0
Başlığı açan
 

Bilmiyorum siz hiç bu lafı ettiniz mi;

Keloğlanı bir Rüştü Asyalı oynadı, daha da onun üzerine Keloğlanı bu kadar iyi oynayabilen çıkmadı, bunu bazen arkadaş ortamlarında oyunculuk üzerine söylemlerimizde deriz.

Bu Halukcuğum varya, işte o da Karagözü aynen öyle oynadı. Bilmiyorum, Karagözü bir daha öyle oynayabilen kabiliyetin çıkması çok güç gibi.

- Şunu bir dene...
- Nedir bu?
- Tüm dualarının karşılığı diyebilirim.
Gia (1998)

 
Gönderildi : 24/09/2010 2:35 am
(@erayaky)
Gönderi: 5
 

Tiyatro sanatçılarını hep samuraylar gibi görmüşümdür. Kendi içlerinde ki disiplin, felsefe dahilinde düşünülünce "babam ölse sahneye çıkarım" lafı bana normal gelir. Tahta bavulla Anadolu' yu gezip, eziyetler çekmeleri de bir o kadar normaldir. Misal aynı durum başıma gelse; babam vefat etse ben de akşamına sahneye çıksam annemle abim bir olur, ağzımı burnuma katar. Anlatamazsın onlara felsefe falan... Ailenin hayırsızı olurum. Dedemgil benle konuşmaz. Bayram ziyaretlerinde arkamdan konuşulur.
Ancak bu felsefe üzerinden reklam yapmak fenadır. Bence yavşaklık buradadır. "Babam öldü sahneye çıktım" diyorsan ya da "Tahta bavulla yerlerde yattık" diyorsan ve alkışı sahneden değil buradan bekliyorsan orada sıkıntı var demektir. Ben bir çok tiyatro sanatçısının (babası ölse sahneye çıkacak olanların) sinema filmi setlerinde beğenmedikleri koşullardan ötürü seti terkettiklerini duydum, okudum. Demek ki bu saygı tiyatroya veya tiyatro seyircisine karşı olan bir saygı.

Bu konu ile ilgili benim garipsediğim asıl konu Yıldız Kenter gibi (bir kaç önemli tiyatro sanatçısı daha var isimleri aklıma gelmedi) bu açıklamanın üzerinden Haluk Bilginer hakkında yaptıkları açıklamalardı. Biri "Ben zaten onu ciddiye almıyorum." demiş. Başkası çıkmış " O zaten beceriksiz, kötü bir oyuncu. Tiyatrocu bile değil." demiş. Demek ki tiyatro sanatçıları arasında sevilmeyen bir adammış ben onu gördüm bu tartışma sayesinde.

Ayrıca tiyatrocunun "Babam ölse sahneye çıkarım." ile balıkçının "Denizden babam çıksa yerim." lafı ile benzer mecazi anlarda taşıyor olabilir. Hoş ben gazete okurken "Denizden çıkan babasını yedi" başlığı altında bir balıkçının elleri kelepçeli resmini görsem onada inceden bir saygı duyarım.

Son olarak burdan gazetelere sesleniyorum. Gidin bu "Babam ölse sahneye çıkarım" cıların babaları ile bi röportaj yapın. Sorun bakalım onlar ne diyor bu işe.

(Benim abim ağzıma ağzıma vurur valla.)

 
Gönderildi : 24/09/2010 9:19 pm
(@admin)
Gönderi: 0
Admin
 

http://www.bakiniz.com/sinemadan-az-kullanilmis-bilgiler/ " onclick="window.open(this.href);return false;

• 1987 yılında çekilen Ishtar filmi planlanma aşamasındayken, iki başrol oyuncusu (Dustin Hoffman – Warren Beatty) için adam başı 5 milyon dolar teklif edilmiştir. Oyuncu ücretleri açısından rekor kabul edilen bu uygulama sonunda film, daha başlamadan 10 milyon dolarlık bir bütçe yüküne sahip olmuştur. Toplamda 55 milyon dolara mal olan film, gişelerde sadece 12 milyon dolarlık hasılat yapabilmiş ve büyük bir fiyasko olarak sonuçlanmıştır. Ayrıca filmde ufak bir rolde Haluk Bilginer gözükür.

 
Gönderildi : 06/10/2010 7:59 pm
(@anila)
Gönderi: 0
 

Onların sadece daha çok paraları var.
Ama para hayal gücü satın almıyor.

http://www.dailymotion.com/video/xf48dx_mtv-46-studios-ekim-2010_shortfilms " onclick="window.open(this.href);return false;

 
Gönderildi : 23/10/2010 12:36 am
(@malic41)
Gönderi: 29
 

ben Türkiye'de geçmiş dönemlere kadar uluslarası manada bir oyunculuk başarısı pek göremedim. (istisnalar konu dışıdır.) tamam kemal sunal'ı hepimiz severiz, güldürür bizi. bizdendir çünkü. ama hababam sınıfını sırbistandaki yada jamaikadaki bir adam'a izletseniz filmi daha yarısına gelmeden kapatır. çünkü bizim sanatımız 90 senedir yurtiçidir. yurtdışına çıkamamıştır. yurtdışındaki insan'a hitab edememiştir.

90 sene evvelki sanatımız bizim damarlarımızdan çıktığı ve gerek elit kesimin gerekse halk'ın taliplisi olduğu ve beğendiği bir sanattı. hat, şiir, ortaoyunu, minyatür, müzik, eşya süsleme, silah süsleme, tekerlemeler yahut bu alana ne sokarsanız hepsi bizdendi ve biz bu işte başarılıydık. nitekim Türk sanatı dediklerinde akla gelen şeyler de bunlardı ve rönesans'ı başlatan birşeydi.

Günümüzdeki sanat kimse kusura bakmasın ama bizim değil. emanet duruyor Türk'de.

not: konuyla pek alakası olmasa da ''laf lafı açar'' gözüyle bakarsanız memnun olurum.

https://www.facebook.com/pages/Minyat%C3%BCrlerle-Osmanl%C4%B1/150487508359862" onclick="window.open(this.href);return false;

 
Gönderildi : 12/08/2012 4:40 am
(@ilkersn)
Gönderi: 0
 

ya bizim insanımız oyunculuktan anlamıyor, bu adamın kıymeti, o anlamayan kesim tarafından bilinmeyince benimde sinirlerim bozuluyor. Türk sinemasında, tiyatrosunda şu adamın eşi benzeri yok, olamaz. Ya bir Hollywood da Bruce Wills neyse, Anthony Hopkins neyse, bu adam da bizim için onlar gibidir. Rollerini iyi izleyin bu adamın, rol yapmasına gerek olmayan oyunculardandır. Al bunu herhangi bir filme koy iki replik ver yeter yani o derece bir adam bu...

filmleriniz için müzikler

Son Kısalarımız: tesir Kader Eris
Kısa filmlerimiz, ücretsiz müzikler ve kendin yap videoları

 
Gönderildi : 18/10/2012 5:34 pm
Sayfa 2 / 2
Paylaş: