Konuya müteakip zamanında Zafer abimle çektiğimiz hede:

1. Madde yok olabilir mi diye sordum, 2. olarak da aynı ruhtan 2 tane olabilir mi diye sordum.. Nasıl soru yok.. Büyükbaba paradoksunu ben de biliyorum, onu geçtim zaten.

1- Madde yok olmuyor zaten o paradoksta. Aynı evren içinde hala. Geçmişe de gitse, geleceğe de, bigbang öncesine gitmedikçe hala aynı evrenin içinde. Yok bigbang ten öncesine gitseydi deseydin o zaten tam bir muamma. O yüzden bu soruyu es geçiyorum.

2- Paradoxun bir başka yönü, burada güzel bir şey bulmuşsun. Olaya ruh açısından bakan kimseyi görmemiştim daha önce. Kendi çocukluk hayallerimde geçmişime dönüp aynı beden içine girmeyi ya da geçmişteki kendime eğitim vermeyi çok hayal etmiştim ama işin "aynı anda iki ruh" kısmını hiç düşünmemiştim.

Şimdi gelecekteki ben gelse ve ben senim dese ona "aynı evrende aynı anda iki aynı ruh olamaz, ruh tektir. O yüzden farklı bir evrenden gelmen gerekiyor, belki paralel evren, ama paralel evren diye bir şey de olmadığı için külliyen yalan söylüyorsun" deyip odunla dalabilirdim.

Sonuçta bir de işin vahdet kısmı var. Her şey tektir. Her şey tanrıdır (yani onun parçalarıdır) tanrı ayrı ben ayrı varlığım dersen ikilik yapmış olursun ve tanrıyı objeleştirip küçültürsün.

Sonuçta tanrının parçalarıyız ve o açıdan her şey mümkündür. Ama dediğin gibi, ruh aynı anda 2 tane olamaz.

Burada ruh konusuna takanlar çıkabilir, benlik olarak kabul edin burada ruhu, kastım benlik zaten, şimdi yazsam yani benlik der ve tanrı kavramını çıkartırdım işin içinden. Ama o dönemde ruh demişim.

İlginç bir yorum getirmişsin Eyüp, ben yorumundan birlik kavramına inandığını çıkardım, ben pek inanmıyorum açıklayamasam da. Hepimiz tek bir benlikten geldik bana biraz safsata gibi geliyor. Tanrı kavramına inanmadığım zaten imzamdan belli olacaktır o nedenle yine çok tatmin edici değil bu açıklama benim için. Gerçi açıklama yok zaten yorum var. Neyse, var mı başka yorumu olan?

Evrenin bir soğanın soydukça alttan çıkan kabukları gibi katman katman olduğunu varsayanlardanım.
yani şuan da benim bu yazıyı yazdığım klavyenin üstünde başka bi boyuttaki arkadaşın tuvaleti olabilir. Bambaşka bi şeyde olabilir.
Enerji sonsuzdur. Ölüm anında hayatta kalabilen saf bilinç, bu boyutlar arasında gezintiye çıkar bilgeliğine göre. Eğer ki ruhunu terbiye edebilmişse ziyaret ettiği boyutların kıdemlilerine köle olmaktan kurtulur. Her seferinde dahada mükemmeleşerek ilerler. Aksi taktirde yem olur gider.

Vahdet deyince itici ve dogmatik gelen kavramı, bigbang ile zaten tek bir noktaydık birdik diye anlatınca daha bilimsel geliyor sanırım. İşin garip yanı zaman ve mekan da big bang ile başladığından aslında hep ve her zaman biriz gerçekten de. Yani bir balon sönükken de birdik şişikken de gibi. Hava üflenmiştir sadece.

Paralel evren meselesine gelince, paralel evrenlerdeki "bizleri" sanki başkasıymış gibi algılamamız doğal bir yabancılaşma sonucu. Paralel evreni de bir yerde duran farklı bir evren gibi algılamamız da burdan kaynaklanıyor aynı şeyin sonucu. Sanki başka bir yerde yaşayan başka birşeyler yapan benden başka bir tane daha var gibi düşünürsek bu zaten insan doğasına itici gelir ve bunu içgüdüsel olarak reddederiz. Oysa olay zaten öyle değil. Evet sıkı durun. Evrenler yaratılır ve yok olurlar. Bunu da Tanrı'nın temsilcisi olarak bizler yaparız. Bilincimizle hem de... Bildiğiniz gibi Allah'ın sıfatlarından ya da isimlerinden biri de "her an yaratmakta olan" dır. Madem yeşillendik ekleyelim bunu da. Yani paralel evren aslında sembolik bir anlatımdır. Hepimizin yaşayabileceği ve olabilecek tek bir evren vardır ve bunu bir çok olasılıklar arasından biz bilincimizle seçerek yaratılmasını talep ederiz. Neyse sonuçta bu meseleyle ilgili bir link vereyim ilgilenenler okusun. Okuyunca benim dediğim sonuca ulaşacaksınız diye birşey de yok elbette: http://www.zamandayolculuk.com/cetinbal/ParalelEvrenler.htm

Bu arada konu zaman yolculuğu konusunda kitlendi. Aslında ben yaşanılan deneyimleri paylaşmak istemiştim. Yok mu bir deneyim yaşayan? Çekiniyor musunuz ya da... Deli derler felan diye...

Ben bir şey daha ekleyeyim yarım kalmasın. Şimdi zaman yolculuğu ileri geri olarak değil aynı anda geçen başka bir zamana yapılıyor demiştim zaten. Buna bir şey daha eklemem gerekiyor demek ki Eylem'in cevabını verebilmek için. Zaman yolculuğunda eşyaları, nesneleri taşımak ve geçmişe geleceğe etki edip "Back To The Future" deyimiyle zamanda kırılma yaratmak mümkün değildir zaten. Eğer ciddi tartışıyorsak tabi. Fantazi falan kurguluyorsak işin içinden çıkamayız.

Zaman yolculuğu ile diğer zamanlara etki etme meselesi bu olayın "pop" kısmı. Gerçekliği yok. Zaman yolculuğu denilen şey"gözlem"dir nihayetinde. Gözlem evrenin esas ve değişmez yasasıdır bence. İnsan denilen şey etrafını gözleyen bir yapı ve bu evren onu gözleyen birileri olduğu sürece var. Yoksa varlığına kanıt ne olabilirki. Bir "şey"in varlığının kanıtı onu gözleyen bir "şey" olması prensibinden hareket eder. Yoksa hiçlik her şeyi kapsar.

İşte buradan yola çıkarak zaman yolculuğunun sadece gözlem olduğunu bilmek gerekir. Aksi taktirde olan kurguların hepsi fantaziden öteye gitmez. Resim kaybolur mu kaybolmaz mı, oğlu babasını vurur mu vurmaz mı kıl tüy yün. Bir film vardı bu konuyla ilgili şu ana kadar yapılmış en iyi zaman yolculuğu filmidir. Ben Affleck oynuyordu unuttum adını (üşendim de şimdi aramaya biri yazar nasılsa). O filmdeki yolculuk ya da ona çok yakın bir konsept bir gün gerçek olabilir diye düşünmüyor değilim yani.

Bu arada konu zaman yolculuğu konusunda kitlendi. Aslında ben yaşanılan deneyimleri paylaşmak istemiştim. Yok mu bir deneyim yaşayan? Çekiniyor musunuz ya da... Deli derler felan diye...
Ben zamanında aldım kitaplarını okudum vs. ama beynimi hiçbir zaman o kadar dizginleyemeyeceğimi farkedince uğraşmadım daha fazla..

Ben zamanında aldım kitaplarını okudum vs. ama beynimi hiçbir zaman o kadar dizginleyemeyeceğimi farkedince uğraşmadım daha fazla..

Neden bahsettiğini anlamadım?

Lucid Dreaming ve Astral seyahattan bahsediyorum.

Astral 16 yaşındayken bilinçsizce başıma geldi ama pek de bahsetmek istemediğim bir şey olduğundan yazmadım.

Lucid Dream kolay da, Astral o kadar da basit değil. Ben 5-6 kere astral seyahat yaşadım hepsi istemsizdi. İstemli olarak olmadı. Ama lucid biraz isteyince oluyor. Çok da keyifli fakat ilk kez ekşi sözlükten baktım ve sıkıntısı olanları gördüm hayret ettim doğrusu...

Peki hiç kanal celseleri takip eden var mı? Ra bilgileri, kasyopya celseleri, pleiades öğretileri vs. gibi.

Abi Ra bilgilerini okumuştum yıllar önce o zaman ilk çıkanlar falandı. Sonra tonla şey okudum Castenada'dan MS 2150'ye kadar. Sonra bir ortama takıldık orta doğrudan yapıyorlardı bu işi. Bir ton ıvır zıvır şiir, yeni çağ zırvası. Sonra denedim ben onlardan iyi yazıyorum 🙂 Hatta eski spirit.net vardı orda kanalın yuvası vardı resmen, cebrailinden mikaliline. Eskiden ruh çağırmak vardı şimdi de bu popüler oldu. Evet "bedensiz" (o ne demekse) birşeyler var ama bence bizimle kafa buluyolar 😀

Ben sabah olmadan uyanmam, rüyamda bile olsa uyanmam. Zaten hatırlamıyorum bile ne gördüğümü. Sabah uyanınca adımı sorsan hatırlamam. Uykuda uyuyacaksın efendi gibi.