O zaman Mimar Sinan için hunharca hazırlansam iyi olacak. Burda da edebiyat adına kendime katabileceğim pek bir durum yok açıkcası. Edebiyat donanımı olan 2 hoca var zaten. Diğer hocalarsa bir acayip, onlara göre daha donanımlıyım ben. Sadece sinema adına kendimi hem teknik-teorik hem de pratik olarak geliştirebileceğim bir okul olsa keşke. Bu okul tamamiyle zaman kaybı gibi geliyor bana.

Türkiye'de hiç bir sinema okuluna fazla beklentiyle gitmemeni tavsiye ederim. Okulun ufak tefek katkıları olduğu doğrudur ama koca bir dört yılı hiçbirşey öğrenmeden de geçirebilirsin. Edebiyatı seviyorsun ama edebiyat bölümünü sevmiyorsun ya muhtelemen sinema bölümünü de sevmeyeceksin. Anadolu ve Mimar Sinan dahil. (Tecrübeyle sabit)

Edebiyatı seviyorsun ama edebiyat bölümünü sevmiyorsun ya muhtelemen sinema bölümünü de sevmeyeceksin.

Sinema bölümünde ne öğretiyorlar ki ?

Film yapımının temelleri, sinema tarihi, film kuramları, film eleştiri-analiz gibi teorik dersler var genelde. Ama dersleri yürüten hocalardan genelde yaşlı ve birikimli olanlar burnundan kıl aldırmaz ve sürekli 1970-80'lerde neler yaptıklarından söz ederler. Ya da ezberci eğitim sisteminin bize sunduğu genç akademisyenlerle karşılaşırsın. Hayatta eline bir handycam dahi almamış bu insanlar izledikleri filmleri daha önce ezberini yaptıkları kuramlara göre kalıplara sokmaya çalışırlar. Okulda bulunan teknik ekipmanlar şu ya da bu nedenle eskiyip kullanılmaz hale gelene kadar öğrencilerden gizlenir. Sonra da okulun baş köşesindeki camekanların içerisinde sergilenir. Üniversite eğitimi alacağım bari sinema tv seçeyim demek mantıklı ama okuduğun bir bölümü bırakıp oraya sıfırdan ve büyük hayallerle başlamak hayal kırıklığına sebep olabilir.

Valla geçen seneden beri bırakayım bırakayım diyorum ama bir türlü bırakamadım okulu. Bu senede ani bir kararla tekrar hazırlanmaya başladım bile. İnan bana bu okulda geçirdiğim dakikalar bile hayal kırıklığı. En azından bir rst bölümünde okuyayım da varsın hayallerim orda kırılsın. Tüm samimiyetimle belirtirim ki bu okulda insan edebiyattan bile soğur.

Kararımı verdim en sonunda ağabeyler. 😀 Sizin de çoğunluğunuzun söylediği üzere, edebiyatı bitirip ondan sonra RST okumak daha mantıklı ve ayağını yere sağlam basmak için en iyisi gibi geldi. 🙂 Hepinize yorumlarınız ve desteğiniz adına teşekkür ederim. Sağolun, varolun eyvallah 🙂

Bir genç daha kurtulmuş 🙂

Bir genç daha kurtulmuş 🙂

Kurtulmuş derken hocam ?

Rts okumana gerek yoktu 🙂

"Rst okuyarak herkes yönetmen olur, önemli olan rst okumadan yönetmen olabilmek" diye gaza getiriyorum kendimi şuan. 😀 Sen nerde okuyorsun hocam ? Veya okuyormusunuz ? 🙂

yanlış nickimden giriş yapmışım aylar sonra girince "ercu" ben. 🙂

ben marmara iletisim rts mezunuyum.

Kayıt tarihi 2007 olupta iletisi 2 olunca bi şaşırmıştım zaten hocam. 🙂 Müsaadenizle bir iki soru sormak istiyorum.
Rts mezunu bir yönetmen ile rts mezunu olmayan bir yönetmen arasında ki farklar nelerdir ? Mezunların kendilerine göre avantajları nelerdir ?

"Yonetmen" olmuslarsa bir fark yoktur. Ogrencilik yillarinda muhattap olduklari mevzular degisir. memleketteki sinema okullari icin konusuyorum - genel kultur - sahibi olursun ister istemez. Bu edinelemeyecek bir sey degil.

Okulun avantaji tabi ki resmi staj vs ya da bi sekilde sektorle ucundan kiyisindan muhattap olma durumu daha kolay olusur. İstanbulda olanlar icin gecerli tabi bu.

Çok sağolun hocam zaten illa ki rst okumak aklımda marmara veya (çok ütopik olmazsa) mimar sinan için çabalayacağım. Peki İstanbul bir öğrenci için çok zor olmaz mı ?