Kimseyi hedef almayan, cuzzi deneyimlerimi baskalari ile paylasayim umudu guden bir yaziya basliyorum:

"Metroland is not a location - it is a state of mind. " diyordu yasli adam, dogdugu buyudugu Metroland ilcesinden kacip gitmek isteyen genc cocuga. Genc cocuk dunyada kendisini nelerin bekledigini, tikili kaldigi Metroland'den kacmak icin herseyini verebilecegini dusunuyordu ve kaciyordu da bir zaman sonra. Ama o da anladi ki, kacmak istedigimiz bazen bulundugumuz sehir ya da ulke degil ama ruh ya da zihin hali idi.

Dunyada birim mutluluk basina cekilen cilenin bayagi yuksek oldugu bir cografyada dogduk buyuduk. Ama yani basimizda Irak'ta, Iran'da, Gazze Seridi'nde olan biteni gorup "Yarabbi cok sukur" demeyi de ihmal etmemeliyiz. Evet, ucretler az, dogalgaz pahali, sokaklarda oynanmiyor, trafikte gidilmiyor, kizarkadasimiz ile yurunmuyor sokakta bazen ama kacip gitmek mi care?

Bu soru kolay bir soru degil elbette. Karisi ve cocuklari olan birisi "Baslarim vatan millet sevdasina, karnim ac ulan. Cocuguma sut getiremiyorum." diyerekten yabanci memleketlerde maceralara atilabilir ve hakli olabilir de. Ya da ulkesinde hakettigi saygiyi, parayi alamayan bir kardesimiz kendisini dunyanin refah kentlerine atabilir.

80 yillik tarihinde saatle kurmuscasina her 10 senede ihtilal goren, kuruldugu yillarda genc nufusunu savas meydanlarinda ceset olarak birakmis, cok degil 1920'lerde civi bile uretemeyen bir ulke demokrasi yolunda cogumuzu memnun etmeyecek derecede agir adimlarla demokrasiye emekliyor. Bu cografyada Ermeni vatandaslarimiz vurulmazdi sokak ortasinda, "Kurt" kokenli insanlarimiz terorist damgasi yemezdi onceleri, Rum asilli komsularimizla kahvalti yapardik Pazarlari. Simdi ne oldu bize?

Kim istemez biz de Isvicreli vatandaslarin yasadigi standartlarda yasayalim, Hollanda'da hashasli kek yiyelim gule oynaya ama elimizden geleni yaptik mi vatanimiz icin? Aldigimiz 1000 ytl maasin 50 lirasini her ay "Baba beni okula gonder" kampanyasi icin harcadik mi? Cocuk sahibi olmak yerine "Kimsesiz Çocuklar Yurdu'ndan" evlat edindik mi? Sokakta yururken karsimiza cikan insana guleryuzle "Merhaba!" dedik mi? Veterinerden milyar liraya hayvan almak yerine sokak kopeklerini beslemeyi dusunduk mu? Raflarimizda tozlanan kitaplari en yakin devlet okuluna bagislamayi, artik bize olmayan kiyafetleri sevabina ihtiyac sahiplerine vermeyi, Kurban Bayram'inda sisene kadar et yemeyip, kurban parasi kadar kuru gidayi bir fakire vermeyi denedik mi? Hayata kufretmeyi biran icin birakip, "Ulan ben bu yasima bu cografyada geldim. Terbiyemi, ahlakimi, vizyonumu buradan aldim. Suluk gibi emdim bu Anadolu'yu simdi siktir olup Isvicre'ye mi gitsem ne yapsam" demek sizce ne kadar dogru?

2009 marka T.C. vatandasi Nazim Hikmet dememis mi: "Ben yanmasam sen yanmasan biz yanmasak nasıl çıkar karanlıklar aydınlığa". Yanmayalim mi? Her yaz tatilinde Antalya'ya gelip gunesin altinda mi yanalim? Ne yapalim?

Tabii ki butun bunlar kendinden baska bir bogazdan sorumlu olmayan Houston'da yapayalniz yuksek lisans yapip, uc kurus aldigi asistanlik maasi ile belirsizliklere gebe Bayram'in dusunceleri. Herkesin bu vatani sevdigine adim gibi eminim. Ne yazik ki bu topraklardaki yoneticiler genellikle beceriksiz oldugu icin vatandaslar da boyle felsefe yapiyor iste.

Niye bu kadar uzun yazdim ki?

Biz de burda işte yok internet yok film...

:):):):)

napalım kendi yağımızda kavruluyoruz işte:):):)

Kim istemez biz de Isvicreli vatandaslarin yasadigi standartlarda yasayalim, Hollanda'da hashasli kek yiyelim gule oynaya ama elimizden geleni yaptik mi vatanimiz icin? Aldigimiz 1000 ytl maasin 50 lirasini her ay "Baba beni okula gonder" kampanyasi icin harcadik mi? Cocuk sahibi olmak yerine "Kimsesiz Çocuklar Yurdu'ndan" evlat edindik mi? Sokakta yururken karsimiza cikan insana guleryuzle "Merhaba!" dedik mi? Veterinerden milyar liraya hayvan almak yerine sokak kopeklerini beslemeyi dusunduk mu? Raflarimizda tozlanan kitaplari en yakin devlet okuluna bagislamayi, artik bize olmayan kiyafetleri sevabina ihtiyac sahiplerine vermeyi, Kurban Bayram'inda sisene kadar et yemeyip, kurban parasi kadar kuru gidayi bir fakire vermeyi denedik mi? Hayata kufretmeyi biran icin birakip, "Ulan ben bu yasima bu cografyada geldim. Terbiyemi, ahlakimi, vizyonumu buradan aldim. Suluk gibi emdim bu Anadolu'yu simdi siktir olup Isvicre'ye mi gitsem ne yapsam" demek sizce ne kadar dogru?

Seni yargı mevkiine kim oturttu güzel kardeşim? Kim sana güzel cümleleri ard arda sıralarsan, kendi için bir mantık kurarsan, beğenmediğin fikrin sahiplerine sülük deyip onlara "siktir" çekme hakkını verdi? Evet ben baba beni okula gönder kampanyasına da üyeyim her ay para veriyorum, evet evlat edinmek için araştırma da yaptım 40 yaş sınırı var hanımla birlikte bekliyoruz, evet kütüphanemin yarısını da bağışladım, evet kurban kesmeye de karşı çıkıp parasını fakirlere gönderdim. Fakat bunlardan sanane? Sen karşındakinin hikayesini bilmeden, nedir kimdir necidir diye düşünmeden yargılıyor ve mahkum ediyorsun ya, sen kendi doğruların adına tanımadığın insanları harcıyosun ya, işte bu ülkeden gitmenin bir numaralı nedeni -eğer gidersem- bu zihniyet. Yani hoşgörüsüzlük, kendi bildiğini okuma ve kendini diğer herkesi yargılayacak mevkide görme. Soru sorma, neden böyle yapıyorsun diye durup düşünme, biraz empati yerine, ben herşeyi biliyorum zaten deyip varsayımlarla idama kadar gitme. Bunları Houston'dan söylemenin garipliğine hiç girmiyorum.

Bana sorduğun soruları kendine sordun mu ve cevapların neler bilmiyorum ama çok güzel bir örnek oluşturduğun için sana teşekkür edemeyeceğim. Senden çok var, orijinal değilsin. Kullandığın kelimeler için özür dilemen gerekiyor sadece. Kişisel bir karara saldırıp, hakaret edip, yargılayıp, tü kaka ilan etme konusunda örnek isteyenlere buyrun düşünün derim. Ülkemizde hoşgörü ne zaman bitti bilmiyorum... Ve çok üzülüyorum.

Hani ne oldu bize demişsin ya mesajının bir yerinde, işte önce kendinden başla buna. Ne oldu sana? Fikrini beyan ederken saygılı olmayı ne zaman unuttun? Baştan kimseyi hedef almıyorum diye başlayıp, sonra bu hale nasıl geldin? Hiçkimse kendine bakmıyor işte... Eleştirmek ne kolay ve özeleştiri ne zor... Sen git Houston'dan maval oku, yahu ben nerdeyim napıyorum da laf ediyorum bile diyeme. Ne derler buna; buyur burdan yak... Bence burda senin bilinç altın konuşarak birilerinin sana demesini istediğin şeyleri bana yansıtmışsın, bir öz hesaplaşma olmuş, ama yansıtarak. Umarım farkedersin, ben daha gitsem mi diye sorgularken bana laf atan Houston'lı kardeşim. Eğer döneceksen dön de et bu lafları, şu anda hakkın yok.

Hem onceki yazilardan bazilarini hem de kendi yazdigim yaziyi tekrardan okudum ve de yazdigim seylerin baco tarafindan uzerine alinmasini gayet dogal buldum. Bu benim hatam ve baco'dan bunun icin samimi bir sekilde ozur dilerim. Baco diger arkadaslardan bildigim uzere, yasca da benim buyugumdur ve istemeden onu rencide etmek beni de cok uzer.

"Terbiyemi, ahlakimi, vizyonumu buradan aldim. Suluk gibi emdim bu Anadolu'yu simdi siktir olup Isvicre'ye mi gitsem ne yapsam" demek sizce ne kadar dogru? " lafinin muhatabi her ne kadar baco degilse bile yazildigi baglam ne yazik ki o yone isaret ediyor. Bu da benim dusuncesizce yazmamdan kaynaklaniyor.

Yazimi hangi ruh hali icinde yazdigimi ve aslinda aklimdaki hedef kitlesinin kimler oldugunu aciklamadan baco'nun benim ozrumu samimi bulmasi zor olur diye dusunuyorum. Oyleyse biraz daha detaylandirayim yazimi:

Houston Turkiye'nin Adanasi'dir. Refahlik duzeyi epey yuksek, benzin sudan ucuz, insanlari guler yuzlu, iklimi sicak ve Turk nufusu yuksektir. Bu Turk nufusunun yaridan cogu Fethullah Cemaatinin uyesi geri kalan kisminin bir bolumu Turkiye'yi kendilerine layik gormeyen insan kitlesi ve ufak bir bolum de memleketlerine geri donup hizmet etmek isteyen kesimdir. Cogu zaman yukarida saydigim tip insanlarla muhatap oluyorum. Ya dogduklari, buyudukleri memleketlerini Iran, Malezya zannedip burun kivirirlar ya da geri donup universitede 'Hoca' olmak icin Fethullah Cemaati'nin etkisinde burada doktora yaparlar. Hem de Milli Egitim Bakanligi'nin (MEB) bursu ile. Hatta burs ciktigini ogrenen ogrenciler zaman zaman evlenirler ve oyle gelirler Houston'a cunku Houston'da $1000 ile 2 kisi zor da olsa gecinir.

Bu foruma "Gidecek ülke araniyor" basligi altinda bayagi birileri yazi yazip, Turkiye'den veba ulkesi gibi kacma dileklerini belirtince benim kalbimdeki kirikligi anlayacaginizi umuyorum. Zaten Houston'da her sene yuzlerce genc Turk vatandasi cemaatlerin eline dusuyor, bir de bu forumdakilerin kacmak istemesi beni hayal kirikligina itti ve bu nedenle baco'ya karsi kisisel olarak yazilmis bir mektub olarak algilandi yazim. Aslinda muhatabim, Houston'daki "memleketlerinden igrenen, cagdisi bulan, kendilerini memleketin duzelmesi icin bir nebze olsun zorlamayan" bunun yerine A.B.D'de ya da Avrupa'da kalmak icin saatlerce, yillarca, it gibi calisan insanlar icindi. Onlar zaten Turkiye'de bu kadar azimle calissalardi bircok seyi degistirirlerdi zaten.


"Houston'da istersen NASA'da ol, kendi ülkenin insanlarına karşı aşağılık yaklaşma... Bunları Houston'dan söylemenin garipliğine hiç girmiyorum. "

Bana zaten NASA'ya gidemezsin degil adam olamazsin demistin baco 🙂 Hakli incinmeni ve beni incitme arzunu anliyorum. Kelimelerimi dogru sekilde kullanmayip, fevri olarak yanlis kisileri hedef gosterdigimi biliyorum ve tekrardan samimi bir sekilde ozur diliyorum. Kendi ulkemin insanlarina asagilik yaklasma gibi bir durum yok zaten. Turk insani, dunyadaki diger halklardan ne daha aptal ne de daha zeki. Mustafa Kemal'in "Turk insani zekidir, caliskandir vs." gibi soylemlerinin savastan yeni cikmis bir halki gaza getirme, onlarin ruhunu oksayarak bir millet haline getirme isteginden kaynakli "pembe yalanlar" oldugunun farkindayim. Turkiye'de o kadar uzun zamandir yanlis yonetiliyor ve insan kaynaklari o kadar uzun zamandir hoyratca kullaniliyor ki sucu genellikle Turklugumuze veriyoruz.

1.5 senedir Houston'da olmam aslinda Turkiye'de ogretim uyesi olma hayallerimin bir geregi. Geride annemi, ablami ve 5 senedir babasinin yoklugu ile buyumeye calisan kucuk kardesimi biraktigimda ben de bazi ic hesaplasmalarin icine girdim. Uzun vadede ailem icin, benim ideallerim icin ve memleketim icin hangisi dogru olur diye dusunup buraya geldim. Ama Istanbul'umu, arkadaslarimi, ailemi ozleyip durmaktan ben de "burada doktoraya devam etmeli miyim?" sorusuna daha az emin cevaplar veriyorum. Bu halimle vatana donsem yararli olur muyum? Kendi karnimi doyurmaktan baska kime ne faydam dokunur diye dusunuyorum. Uzun vadede ulkemi terketmeyi hic dusunmedim nedense. Burada 2-3 sene daha okuduktan sonra bir ise girip senede $90,000 kazanmak ender bir olay degil ama bendeki baska duygular kuvvetle muhtemel buna izin vermeyecek.

Neyse belki bu kadar uzun mesaji sinirinden okumaya bile yeltenmeyeceksin ama bir onceki yazimin sana karsi yazildigi izlenimi icin kusura bakmamani diliyorum. Onlar burada -Houston'da- icime atip atip soyleyemedigim kisiler icindi. Ama bu ozrum o yazimin her satirina inanmadigimi dusundurtmemeli kimseye. Cunku inaniyorum.

Ezcumle, giden her aydin kafaya karsi yuzlerce orumcek kafalinin geldigini unutmamak lazim. Ama gunun sonunda kendimize sormamiz ve kendimizce cevap vermemiz soru su:

Baska diyarlara gidip para, saygi gormek icin memleketi cigeri bes para etmez insanlara mi emanet etmek yoksa kalip birseyleri duzeltmeye calismak mi?

Saglicakla kalin,

Houston, we have a problem.

Yazımı editlerken sen cevap yazmışsın. Neyse uzatmak istemiyorum. Sadece bu ne perhiz bu ne lahana turşusu kısmı da yeterli.

Özür dilediğin için teşekkür ederim. Sülük ve küfür kısmı için. Diğer kısımlara gelince, ancak sen bunları buraya döndüğünde söyleyebilirsin, savaşa karşı çıkan Iraktaki Amerikan askeri gibi görünmezsin böylece. O zaman ciddiye alıp oturup konuşabilirim. Şimdilik kendi yutar salkımı, ellere verir talkını (konuşmayı) deyip geçmek durumundayım. Selamlar.

Baco'nun gereksiz şekilde fevri mesajını Bayram'ı tanımamasına veriyorum çünkü ben en azından bir kez de olsa Bayram ile tanışmış olduğumuzdan, yazıyı okurken Bahadır Abi'yi hedef almadığını, içindekileri döktüğünü düşünmüştüm. Diğer film başlığınaki üslubundan da belli oluyor az çok içerisinde bulunduğun ruh hali Bayram.

Bir kısmı Bahadır Abi'ye dönük suçlamalardı (!) ama ben içerilerinde herhangi bir aşağılama veya hakaret göremedim ve öyle bir niyet taşıdığına da inanmıyorum. Başlığı açan Bahadır Abi olduğundan ve Bayram'ı da tanımadığından alınmasını normal karşılıyorum.

Bayram'ın iyi niyeti 2. mesajından anlaşılır ve uzatılmaz bu durum umarım. Ki eğer ortada bir suçlama olsaydı, biz de en az Bahadır abi kadar nasibimizi almış olurduk ki yani soru gelir gelmez başladık ülkeleri dizmeye, artılarını eksilerini konuşmaya..

Dude, saçmalıyorsun çünkü zaten adam özür dilemiş bitmiş o mesele. Geriye kalan tek mesele, konunun özü. İyi niyet sorgusunda değiliz ki o iyi niyetli ben fevri bilmemne. Varsayımlarla öyle olsaydı biz de şöyle yapardık demeye de gerek yok. Neler denildiği ve konu ortada, katkıda bulunmak istiyorsan "taraflarla" ilgili değil konuyla ilgili yorumunu beklerim.

Ben konuyla ilgili yorumumu daha ilk mesajda sana ülke tavsiye ederek gösterdim, gitmeni istemesem veya gitmeni yanlış bulsam niye tavsiyede bulunayım? Kal, niye gidiyorsun derim, onun yerine gidebiliyorsan buraya git demişsem düşüncemi de ortaya koymuşumdur.

Hayır konu o değil ki şu anda, arkadaşın görüşleri bunun yanlış olduğu yönünde. Madem sen değil diyorsun o zaman bunu savun diyorum. Diğer arkadaşlara da diyorum. Ya da ikna oldularsa evet biz ikna olduk gitmek yanlış deyin. Yanlışsak biz de öğrenelim, arkadaş da hemen Houston'dan dönsün, mutlu mesut olalım. Yani fikirleri ve davranışları tartışalım kişilerin niyetini değil demek istiyorum.

......

Silindi..

Koyarım ben böyle aşkın ızdırabına neyse..

aygunb,

Houston'da bir nevi "gurbet" psikolojisine girdiğin için fazla duygusallaşmışsın bence. Hayır baco ile hesaplaştın özürünü diledin ama bir sinema forumunda sorulan gidecek ülke aranıyor sorusu ne kadar ciddiye alınırsa o kadar almalısın, ne daha az ne daha fazla. Dolayısıyla soruyu soran kadar soruya cevap verenleri de "herkes gitmek istiyor demek ki" diye düşünerek suçlamak yersiz.

Ben baco'nun sorusunu bu ülkede yaşamanın zorluklarından bıkmış usanmış bir insanın "haklı" feveranı olarak gördüm ve "katılıyorum moruk" babında imzamı koydum. Ülkeden kaçmak isteyen adamın ülke arayacağı yer midir bu forum, önce bunu düşünmeliydin.

Eğer ben yanlış anladıysam da baco gerçekten gidecek ülke arıyorsan cevap veriyorum, Yeni Zellanda moruk on numara ülke. Çok uzak dersen Rize Artvin arasında herhangi bir yayla da alternatiftir. Zamanı durdurur memleketim.

Baco abi, gideceğin varsa git; ben milliyetsizliği savunuyorum, sapına kadar. İstanbul'da, kozmopolit bir mahallede - Ermeni, Türk, Çinegene, Kürt- bir Türk olarak doğdum. Ama şöyle düşünüyorum: Sadece bu ülkede doğmuş olduğumuz için bu ülkeyi sevmek zorunda değiliz, özleriz o ayrı ama o da alışkanlıklarımızdan dolayıdır sadece.

Yukarıdaki mesajım yanlış anlaşılmasın. Baco abinin ülkeyi sevmediğini söylemiyorum. sadece sevmeme hakkı olduğunu ve onu kimsenin yargılayamayacağını söylüyorum. Sevmemek en uç sebep olduğu için onu kullandım, diğer bütün sebepler zaten kimseyi ilgilendirmez. Internetmiş, freelancemiş, çocukmuş, eğitimmiş...

Ben pek konuyu deşmiycem zaten benim bu konudaki düşüncelerim bambaşka neyse bir lafa takıldım onunla ilgili birşey söylemek istiyorum ki, buradaki arkadaşların geleceğe dair planlarını yaparken vereceği kararlarını etkileyecek bilinçaltları yanlış yönde beslenmesin.

Söylenen söz şudur ki hemfikir değilim ;

" A.B.D'de ya da Avrupa'da kalmak icin saatlerce, yillarca, it gibi calisan insanlar icindi. Onlar zaten Turkiye'de bu kadar azimle calissalardi bircok seyi degistirirlerdi zaten. "

Velhasıl uzun metraj projelerim arasında vatandaş-devlet ilişkisini içeren bir film var. Umarım bir gün mümkün olur, filmimi izleyen insanlar hem verdikleri bilet parasına küfür etmeden hemde söyleyeceklerimi düşünme şansı bularak filmi izleyebilirler.

Aslında gerçekten gitmekle, sadece fikir almak arası bir durumdayım. Bir ara niyetlenmiştim sonra çocuklardan ötürü iptal ettim. Bazen payitaht gibi düşünüyorum, bazen sickman gibi, bazen de Turkishstyle'ın anlattıklarını her yerde görüyorum. Sonuçta hep annem babam ailem için olan ağır basıyor, evet belki yurt dışında çok daha iyi imkanlara sahip olup çok daha güzel şeyler yapabileceğim ama ailem ne olacak. Sonuçta eğer bekar olsam durmaz basar giderim diyorum, evli isem ancak çok sağlam bir iş fırsatını değerlendirerek gidip sonra da ailemi alabilirim. O da zor görünüyor. Uğraşsam olur belki ama bilemiyorum.

Sonuçta memleketin içinde bulunduğu duruma, en yakınımdaki insanların bile hallerine bir serzenişten öte geçemiyor. En azından şimdilik...

http://galeri.internethaber.com/gallery.php?id=2811

baharıdr abi gideceğin yer belli oldu 🙂