Gerçekten sevdiğin birini rol icabı olsa bile başkasıyla paylaşmazsın.

Ağır olsun bakalım. Yok öyle şey. 🙂 Maço muyum? Her türlü.
Cevap veriş stilim bile değişti. 🙂
Hiçbir sebebi yok. Ama bunun gerçekten ileri kafalılıkla falan da alakası yok.
Hadi olsun diyelim o zaman utanmadan geri kafalıyım. Ama buna izin veren adama da yamuk bir biçimde bakmam tabi.

Ben kendim de oynamam misal öyle bir rolde.

İlk başta kesinlikle kabul etmezdim ama gerçekten çok seviyorsam ve bu konu yüzünden büyüyen kavgayla ilişki bitmeye doğru gidiyorsa işte o zaman işler değişebilir...

Gerçekten sevdiğin birini rol icabı olsa bile başkasıyla paylaşmazsın.

ne paylaşması ya paylaşmak mı bu...?

ayrıca onun adına karar verme izin verme hakkı nerden doğuyor.hangi hakla onu merak ettim?

Ben de tam bu "izin" konusuna değinecektim ki Erkan da değinmiş.. İlginç tabii izin falan..

Türk bir sevgili ile de Türkiye'de de yapmam bu olayı ama yabancı bir ülkede sorun görmüyorum pek. Set dediğiniz ortamda zaten ne sevişme olur ne bir şey, sinema da güzel yalan söyleme sanatı olduğuna göre sorun yok, olay dışarıdan nasıl algılanacağı.

İzin verme hakkı kendiliğinden çıkıyor. Nereden çıktığı çok açık değil mi sizce. İki kişi bir araya geldiği andan itibaren otomatikman doğuyor her iki taraf için. Bahsedilen "izin" yapılacak bir şey için "olur" isteme davasıdır. Birlikte yaşamak denilen şey bunu içinde barındırmıyorsa o birlikte yaşamak değildir zaten. Var mı bir ilişkisi olup ta "ben her şeye kendim karar veriyorum kardeşim" diyecek babayiğit. Size böyle bir rol gelse ve dünyadaki ruh ikiziniz "ben istemiyorum bunu, eğer yaparsan anneme giderim" dese olay nasıl cereyan eder. Yoksa hiç sormaz mısınız, serbestiz ya izin almıyoruz ya. Kimse kimsenin adına karar veremez, ben de olur vermem ama çok ısrarda sktrgt yap derim, yoluma bakarım. Öyle anormal bir şeymiş gibi bahsettiniz ki dönüp bir daha okudum başta yani.

bu söylediklerimin böyle anlaşılacağına adım gibi emindim zaten...bir kere baktığınız yer yanlış..bahsettiğiniz ilişki oyunculuğu profesyonel olarak yapmayan, bu sektörün içinde bulunmayan mutlu mazbut ve de evli çiftler için geçerli... birlikte olduğunu kişinin profesyonel oyuncu olduğunu düşünün.ve bunun, onun kariyerinde önemli olacağını düşünün...ben demiyorum ki herşeye herkes kendi karar versin ilişki içinde...tabiiki de birlikte konuşulur fikir alınır..bir kaç kere okunmuş yazımın başında da belirttiğim gibi..birkaç kere daha okunsun tekrar yazıyorum: İşin içinde bir ipnelik yoksa gönlümüz rahat olacaksa ben bir sakınca görmüyorum....bunu bir namus meselsesine çevirmemek lazım...

Ben de tam bu "izin" konusuna değinecektim ki Erkan da değinmiş.. İlginç tabii izin falan..

Türk bir sevgili ile de Türkiye'de de yapmam bu olayı ama yabancı bir ülkede sorun görmüyorum pek. Set dediğiniz ortamda zaten ne sevişme olur ne bir şey, sinema da güzel yalan söyleme sanatı olduğuna göre sorun yok, olay dışarıdan nasıl algılanacağı.

bu daha da ayıp bence..iş yabancı hatuna gelince olurda türk olunca olmaz..çünkü yabancılar herşeyi kaldırır...biz türküz onlardan daha mı namusluyuz..ya iş namus olayına girdi..girmesin sen ne demek istediğimi anladın...

İzin verme hakkı kendiliğinden çıkıyor. Nereden çıktığı çok açık değil mi sizce. İki kişi bir araya geldiği andan itibaren otomatikman doğuyor her iki taraf için. Bahsedilen "izin" yapılacak bir şey için "olur" isteme davasıdır. Birlikte yaşamak denilen şey bunu içinde barındırmıyorsa o birlikte yaşamak değildir zaten. Var mı bir ilişkisi olup ta "ben her şeye kendim karar veriyorum kardeşim" diyecek babayiğit. Size böyle bir rol gelse ve dünyadaki ruh ikiziniz "ben istemiyorum bunu, eğer yaparsan anneme giderim" dese olay nasıl cereyan eder. Yoksa hiç sormaz mısınız, serbestiz ya izin almıyoruz ya. Kimse kimsenin adına karar veremez, ben de olur vermem ama çok ısrarda sktrgt yap derim, yoluma bakarım. Öyle anormal bir şeymiş gibi bahsettiniz ki dönüp bir daha okudum başta yani.

İzin vermek ile beraber karar almak veya olur almak arasında çok fark var. İzin almanın içine sahip olma girer. Neyse bu çok uzun bir konu, gerek yok tartışmaya.

Namus olayı değil Erkan'cım. Türkiye'de bir kadın soyundu mu ölene kadar rahat gezemez artık. Yabancı hatundan kastım Türkiye'de yaşamayan hatundur. Yurtdışında da var bu ama Türkiye'deki gibi değil.

Nerede yaşadığımız çok belli. Hatta enjeksiyon bile fikirlerini belirtirken "bakın yanlış anlayacaksınız biliyorum" diyerek korkularını dile getiriyor. Yani hangi ülkede olduğunun o da farkında. Bu ülke kültürüne göre etiketlenmekten korkuyor o bile fikirlerini belirtirken. Rahatça fikrini "yapar kardeşim" diyerek dile getiremiyor. Yazısının başına bir nevi kalkan koyuyor. Çünkü değer "yargı"larımız belli. Adı üstünde: Yargı!.

Hepimiz böyle durumlarda yargılanmaktan korkuyoruz. Eylem'in hislerini anlayabiliyorum. Dışarıda bu yargılar daha farklı. Hatta çoğu zaman yargılama bile yok. Normal olan var. Toplumun değer yargıları olmasaydı ya da daha farklı olsaydı ben bu başlığa yazan çoğu insanın çok daha farklı cevaplar verebileceğini düşünüyorum. Çünkü adı üstünde, sosyal hayvanlarız.

Baktığım yer yanlış değil. Soru diyor ki "sevgiliniz böyle bir şey yapsa ne dersiniz", yani burada oyuncu olan zaten sevgili konumundaki kişi. Profesyonel oyuncu olan ya da olmayan herkes bir şeyler için eşinin oluruna başvurur, bunun amatörü profesyoneli olmaz. Dolayısyla sektörün içi, dışı, sağı-solu beni bağlamaz. Kariyeri bensiz de yapabilir, ben dalgama bakarım. Bunun içinde .bnelik olan versiyonunun zaten tartışılacak tarafı yok sevgili enjeksiyon. Bizim tartıştığımız içinde .bnelik olmayan faaliyet senin deyişine göre. Her haliyle yemezler yani. Yanlız bir şeyi doğru söyledin bu dediklerim evlilik durumunda geçerlidir. Manitacılıkta kurallar çok değişkendir çünkü.

Yargılama hususunda da, enjeksiyon da bizi yargılayabilir mordevrim (isimlere takılma enjeksiyon, görüşler babında yani). Yani bize geri kafalı diyebilir misal. Ben de bu çekincelerimi ilk mesajımda belirtmiştim. Önemli olan birbirimizi anlamaktır, anlaşmak değil zaten. O öyle mutludur ben böyle mutlu, zaman akar gider.

kimseyi yargılamam..herkes fikrini söyler hatta samimi bir şekilde fikrini söyleyen insanları kutlarım bile...yargılamayı mı tartışıcaz "kalkanı mı" yoksa fikrimizi mi? herkes aynı fikirdeyse zaten başlığa da gerek yok sanırım..

enjeksiyonun çekindiği şey olayın geyik boyutuna taşınması..buradan beni tanıyan birkaç arkadaş demişiz zaten başında demek ki birileri için diyorum herkes için değil...çekindiğim şeyler olsa forumda yüz ev adresi telefon numarası açısından birçok kişi tarafından bilinen biri olarak ve çok samimi bulduğu insanları kız arkadaşı evdeyken bile evinde misafir etmiş biri olarak fikrimi açıkça beyan etmezdim..haydi üçüncü kez söyleyeyim çekincem bunun geyiğe dönmesi şaka yapılması (ki bunlar yapılsa bile iyi niyetlidir bundan da eminim) ...birşeyden çekindiğim yok..entellektüellik tribinde falan da değilim...umarım bu son yazdığım içinde de çelişkiler bulmaya çalışılınmaz...saygılar herkese...

O geyik dediğin şey bile değer yargılarından kaynaklanan bir şey. Kimi yerde böyle durumların "geyiği!" yapılmazken bu topraklarda yapılması işte bu yargılardan kaynaklanıyor. Senin geyik korkun da yine bu yargılara karşı çekincelerinden ileri geliyor. Bana göre (zaten her yorum "kişiye göre" değil midir. Niye bu ibareyi koyma ihtiyacı hissediyorsak !!).

Bir de çelişki bulunmaya çalışılmıyor. Tartışılmaya çalışılıyor. Ama tabi ince noktalar bunlar, çok da irdelemeyin yazdıklarımızı derseniz tamam, öyle yaparım ben de. Yazdıklarınızı üstünkörü okur, geçerim. Ve entelektüellik tribi olmadığının belirtilmesi de gereksiz.

Eğer her yazımıza böyle şeyler ekleyeceksek yazmanın ve üzerine konuşmanın hiçbir anlamı yok.

Ben birisi bazında konuşmuyorum, elbette ki kendi düşüncelerimi ve kendi penceremden gördüğüm manzarayı anlatabilirim. Bir kere iki unsur var, birincisi "profesyonellik" o işi yaparken birşey hissetmeme ya da ordaki duyguları orada bırakma gibi birşeyden kaynaklanıyorsa, "just sex" vakalarında da aynı şeyi söyleyebiliriz. Sonuçta sadece fiziksel de olsa bazı şeyler yaşanıyor ve bu bir paylaşmadır. Fiziksel paylaşma. Hem rolde hem "just sex" olaylarında.

İkincisi bu olay tamamen çifte bağlı. Eğer yeterli genişlikte iseler yapabilirler elbette. Kaldırabilirlik olayına bağlı tamamen. Bir de birbirine bağlanma derecesi. Mesela sevişme sahnesi oynayan kadın oyunculardan kaçı evli kaçının sadece erkek arkadaşı var acaba (araştırılsa ne çıkar bilemiyorum). Yani ortaya "kız arkadaş ile eş" farkı çıkıyor bir nevi. Kız arkadaş yarın kenara atılabilecek bir potansiyeldir sonuçta. Çocuklarının annesi değildir vs. İnsanın içinde her daim (nasıl olsa bu kızla evlenmem gibi) ilişkinin geçiciliğine dair duygular bulunabilir ve bunlar da kişi daha "genişletebilir". Bir arkadaşımın annesi oyuncuydu mesela ve sevişme sahnesinde oynamış bir oyuncuydu. Biz kesinlikle bu tür şeyleri onun yanında konuşamazdık, yüzümüz kızarırdı. O umursamaz davranırdı ama umursadığını biliyorum. Sonuçta sadece kız arkadaş/eş durumu da değil, aile olayı bu. Ailenizin bir parçası, ailenizin yüzünü kızartacak bir duruma düşmesini istemezsiniz. Mesela anneniz ile birlikte böyle bir filmden sahneye denk geldiğinizi düşünün. Ya da babanız ile birlikte. Filmde kız arkadaşınız/eşiniz sevişiyor. Açıkçası hayal bile edemiyorum 🙂 Fakat dediğim gibi edebilenlerin de yolu açık olsun ne diyim.

Abi illa masum bir sevişme sahnesinden de bahsetmiyoruz. Size verdiğim linkteki sahnede uyuşturucu ile kandırılmış bir kızın grup sex sahnesi var. Bu filmde uyuşturucuyu anlattığı için altında mesaj olan bir sahne olduğu için gerekli görülmüş. O sahnenin temiz bi görüntüsü varsa bulun izleyin sonra bir daha düşünün 😀 gerçekten zor bi durum erkek için.