Forum

His

22 Gönderi
14 Üyeler
0 Likes
4,407 Görüntüleme
(@mecayonur)
Gönderi: 830
 

Film yapmak için film yapmayı bırakırsak çok daha güzel işler görebileceğiz diye düşünüyorum. Genel bir kanı bu..
Uğur bir cümleyle özetlemiş durumu.... çok haklı...

Yeni yıla gülerek girmene sevindim Onur. 🙂

Bu arada senaryodaki sorunu "bereke sendromu" olarak adlandırmayı uygun buluyorum. Katılan var mı acaba bana?

evet inan ki öyle oldu 🙂 evet adlandırabiliriz işlevsel olarak 🙂

Shut your fucking bloody mouth!!!( çeviri: allah belanı versin! )

 
Gönderildi : 01/01/2012 4:37 am
 FeaL
(@feal)
Gönderi: 28
 

parola ?

 
Gönderildi : 01/01/2012 4:40 pm
(@gorkem)
Gönderi: 0
 

Ben söyeleyeyim Görkem'in yerine.

Bak Anıl hiç cesaretini kırmak istemiyorum, sevdiğim bir kardeşimsin. Buraya konulan bir filmin kötü bir yorum almasının ne demek olduğunu ben de biliyorum. İnsanın içini burkar. Ben de yaşamışımdır. Ama yapılan kötü eleştirinin bile içinde farklı, olağandışı bir şeyler barındırması o filmin bir şeyler denemiş ve yapamamış olması anlamına gelir. Size yapacağım eleştiri içinde yeni bir şeyler barındırmıyor, ama ben biraz eğlenceli hale getirmeye çalışacağım o yüzden. Bunlar sizleri biraz utandırmak, ama bir abiniz olarak samimiyetle, ve bundan sonraki işinizde elli defa düşünüp bir kere hareket etmeniz için yapılan şeyler olacak. İyi niyetime inanın lütfen. Çünkü ben de utandım, çok utandım, filmlerime yapılan bazı eleştiriler beni kendimden soğuttu, ama bu yüzden şimdi yaptığım işler üzerine elli defa düşünüp vazgeçiyorum ve belki de film yapmayacağım bir daha. Yaparsam da, belki kötü bir film yapacağım yine, ama bir şeyler kazanmış olacağım ve o kazandığım şeyler o utanç ve sorgulama anlarının ürünü olacak. O nedenle utanç ve sorgulama anlarınızı eğer size bunları söyleyenlerin iyi niyetine de inanıyorsanız sahiplenin, sahiplenin ve kendiniz üzerine düşünün, sonuç ancak o zaman iyi olacak. Belki siz de vazgeçeceksiniz ama şunu bilerek: İnsan sadece film yaparak sinemaya hizmet etmez, başka şeylerle de edebilir.

Sizlerin yeteneksiz olduğunuzu düşünmüyorum. Bu filmde de belli yetenek kırıntıları var. Ama onları saymayacağım. Sayacağım şeyler. İlk önce şu filmdeki çocuğun anası babası olsam, elime geçen ilk can acıtı nesneyi alırım kıçına kıçına vururum:
"ulan daha senin yaşın kaç, girdiğin triplere bak, Kurt Cobain'sin sanki pezevenk" diye de bağırırım. Ya yüzünde daha kıl çıkmamış bir ergenlik sonrası genci "aynanın önüne dikip" kendiyle yüzleşme klişesi mi ararsın, mum dolu depresyonik bir odada yakılan sigara ve uzaklara dalıp "ahhh bu acı yüzünden birazdan hayatımın en müthiş eserini çıkarıp, elime gitar verirseniz Jimmy Hendrix, kalem verirseniz Dostoyevski olurum" halleri mi ararsın... Bomba ise sonda. Hafif Ağır Roman'dan arak izlenimi veren, "manken kolpa" sevgiliyle sevişme durumu. Şimdi bu Ağır Roman'da yer. Çünkü orada Ağır Roman'da bu eyleme girişen veletler, günlerinin 24 saatini ojeden, tinere geçiren ve daha ufacık yaşta hayatın sillesini yemiş tipler olduklarından, değil kolpa mankenle sevişmek birbirleriyle bile sevişirler. Ama kendisiyle ilgili bildiğimiz tek malumatı, onu da film söylemiyor, filmin konusu kısmında yazan şey söylüyor, sevgilisinden ayrılmak olan post-ergen bir genç bunu yaparsa, sizin duygu-düşünce-depresyon-histeri beklediğiniz yerde izleyici güler. Etkileyiciliği arttıracağını düşündüğünüz duvarda gölge meselesi ise, "herhalde görüntünün kendisi komik oluyor, dur gölgeyi çekelim" gibi algılanır. Düşündürür sonra da bu çocuk bu kafaya "tekel 2000 le kısa samsunla mı erişiyor?" diye...

Hadi göstergeleri yumuşattınız diyelim. Bu kadar ağır triplere girmesin genç. Bir gencin sevgilisinden ayrıldıktan sonraki depresyonik halleri bizi neden ilgilendiriyor? Bu haleti ruhiyeyle ilgili milyonlarca çeşit şarkı yapılmıştır. Şimdi birincisi sizin girdiğiniz trip "sevgilim beni terkettiğin için derbeder oldum" sözlerine benziyor. Ama aynı şeyi çok güzel ifade eden şiirler de var, şarkı sözleri de. Bir kişinin derbeder olması bize yeni ufuklar açıyorsa, bizi kendi derbeder olma durumumuzla ilgili çıkarımlara sürüklüyorsa değerlidir.

Nacizane tavsiyem. Derhal minimalist yönetmenleri izlemeyi bırakın. Çünkü ben onları izleme, ama onlar kadar derinleşememe hali gibi görüyorum sizin bu halinizi. Onlar birilerinin durumlarını anlatıyorlar. Bir adamı üç dakika bir yere baktırıyorlar ve "vahey vahey ne kadar anlamlı" sonuçları çıkarmamızı bekliyorlar, haa eylemi içlerinde geliştirdikleri bağlam bizi anlam deryasına sürüklüyor olabilir. Ama işte hmm sevgilisinden ayrılmış adamın "durum öyküsü" o kadar kuvvetli bir bağlam olmuyor.

Gidin ilginç hikayeler bulun. Ne bileyim illa durum öyküsü çekmek istiyorsanız basuruyla sıkıntısı olan bir adamın durumunu görelim de en azından bağlam değişik diyelim. Ama lütfen öykü konusunda biraz daha yaratıcı olun.

Tamamıyla dostça ve iyi niyetle yazdım bunları. Sevgiler.

Eyvallah kezzo. Ne diyim, allah razı olsun... : )

Çevremizdeki "önem"leri, önemli görünmeyi başaran önemsizler yüzünden fark edemiyoruz....
https://twitter.com/gorkemoge" onclick="window.open(this.href);return false;

 
Gönderildi : 02/01/2012 3:48 am
(@mehmetozkan89)
Gönderi: 195
 

sinema nesnel bir dünya olmamakla birlikte,katıldığım katılmadığım görüşler var eleştriler içersinde,fakat ben başarılı buldum,daha iyisini çıkaracağın konusunda şüphe yok

 
Gönderildi : 03/01/2012 8:12 pm
(@ayberk-olgay)
Gönderi: 0
 

Sevgili Burak, filmle ilgili eleştiri yorumumu dikkatli olursan kötü niyetle yaklaşmadığımı görürsün. Kendi aramızda şakalaşıyoruz yani saldırgan bir yapı yok, o kadarına hakkımız olsun. Olumlu olumsuz düşüncelerimi en başta belirtmiştim zaten iyi niyetle.

Kim olduğumu merak ediyorsan google diye bir şey var. Adım soyadımla hesap açmışım. Zor olmamalı ne yaptığımı öğrenmen.

 
Gönderildi : 04/01/2012 6:09 pm
(@mehmetozkan89)
Gönderi: 195
 

valla ben bütün yorumları okumadım ama gördüklerim içersinden haklı bulup bulmadıklarımda var fakat çok bariz belli olan değerler vardır birde kişisel olarak değişen,burda yapılan bir eleştiriden sonra sert bi tartışma,filmi savunma veya sinemadan soğuma gibi bir durum yaşanmamalı,şöyle düşünebilirsin,ne kadar fazla kişi aynı noktada eleştiri yapmış demekki o konuda filmin gerçekten bir eksiği var demektir,bu da doğal,bir uzun metraj film senaristi ve yönetmeni bile eleştiri alıyor her zaman.Benim gözüme en bariz batan ise oyuncunun bu tip bir senaryoyu iyi yansıtamadığıydı,fakat bu da onun iyi bir oyuncu olmayışı ile ilgili değil belki de yaşa uygunluk açıdan ağır geldi gözüme ama dediğim gibi şahsi fikrim kimler bu konuda rahatsız oldu ona göre değerlendirebilirsin.Bariz olarakta musluğu açma sahnesinin gereksiz uzun tutulmasıydı.Bunun nesnel olduğunu düşünüyorum yani kesin bir kanı diyebilirim.Fakat film içersindeki denemeleri ben oldukça başarılı buldum hatta örnek aldığım bir iki nokta var şuanda.tekrar başarılar.

 
Gönderildi : 04/01/2012 6:28 pm
(@melihk)
Gönderi: 0
 

Anıl keşke arkadaşına vermeseydin hesabını 🙂

Bu arada benim senaryo ile ilgili söyleceğim bir şey yok o konuya girmek istemiyorum çünkü bende tam yetkin değilim o işlerde sadece biraz fazla klişe olduğunu söyleyebilirim.
Görüntü ve ışık yönetimini ise eski çalışmalarına göre gayet iyi geliştirmişsin
Çalışmalarının devamını dilerim 🙂

vimeo.com/melihk

 
Gönderildi : 04/01/2012 11:55 pm
Sayfa 2 / 2
Paylaş: