En iyi yönetmenler listede vardı bi türk leri tartışalım dedim.
İşte benim ilk aklıma gelenler:
Yılmaz Güney
Nuri Bilge Ceylan
Fatih Akın
Tunç Başaran
Çağan Irmak
Yavuz Turgul
Zeki Demirkubuz
Sinan Çetin
Mustafa Altıoklar
Hatırlamadığım varsa affola.. Ama güncellerim.
Tunç Okan
Metin Erksan
Derviş Zaim
Reha Erdem
Bahadır Çolak
(10 yıl sonrasının listesinden)
- baço
Bahadır Çolak
(10 yıl sonrasının listesinden)
Haala 10 yıl diyo yaa.. 3-5 seneye patlaman lazım müdürüm. 45 oldun. :D:D
Ben listeye ek olarak.
Lütfi Akad
Ömer Kavur
Şerif Gören
Nesli Çölgeçen
Atıf Yılmaz
Özgür Bakar
Derviş Zaim
Yeşim Ustaoğlu
Ezel Akay
Semih Kaplanoğlu
Memduh Ün (eski filmleri)
Orhan Oğuz
Zeki Ökten (kapıcılar Kralı ahh ahh)
Ömer Vargı
Ferzan Öpetek (Türk Türk öle demeyin )
Abdullah Oğuz
Reis Çelik (ben severim ya)
Ertem Eğilmez
Halit Refiğ
Yagmur Durul Taylan (eh yani eli yüzü düzgünler yine)
Bunlara ek olarak Muhsin babaya da saygımız sonsuz tabi.
Özgür Bakar ı araya çok güzel sıkıştırmışsın.
Taylan biraderlerin listende fazlalık olduğunu düşünüyorum. İlk listede de Sinan Çetin ve Mustafa Altıoklar fazla. Ama Beetle iyi tamamlamış listeyi, helal.
Alp Zeki Heper'e ve onu bana tanıtan Erçin'e de selam olsun.
Söylenecekler söylenmiş.
Bana kalırsa Çağan Irmak da fazla.
Taylan Biraderler bence Çağan'dan daha iyiler.
Çok iyi filmleri olmasa da (Küçük Kıyamet hariç) kendi tarzlarını oturtmaya çalışan isimler.
Çağan gibi toplumun kaymağını yemek için daldan dala konmuyorlar.
Çağan Irmak'tan bir de Kürt-Türk filmi bekliyorum, ne olur yapsın bunu, yapar zaten yakında.
Gazetlerde de haber:
Kürtler ve Türkler birlikte ağladı!!!
Hadi canım ordan. İsmini duyunca bile sinirim tepeme çıkıyor.
Mustafa Altıoklar'a ise Ağır Roman'dan ötürü saygım vardır. O atmosfer kolay değil.
Serdar Akar unutlumuş sanırım.
"Gemide", "Dar Alanda Kısa Paslaşmalar" kısmen "Barda"...
Mustafa Altıoklar'a ise Ağır Roman'dan ötürü saygım vardır. O atmosfer kolay değil.
Serdar Akar unutlumuş sanırım.
"Gemide", "Dar Alanda Kısa Paslaşmalar" kısmen "Barda"...
istanbul kanatlarımın altında da iyidir ya. Zaten o iki filmi çeken adam Beyza'nın Kadınları'nı nasıl çeker anlamıyorum.
Aslında listeyi bir iki filmi olan kişilerle doldurmak doğrumu emin değilim o zaman her sene ödül alanlarıda koymak gerek. Misal Özcan Alper. Sonra bu Takva'nın yönetmeni falan.
Mustafa Altıoklar'a ise Ağır Roman'dan ötürü saygım vardır. O atmosfer kolay değil.
Serdar Akar unutlumuş sanırım.
"Gemide", "Dar Alanda Kısa Paslaşmalar" kısmen "Barda"...
istanbul kanatlarımın altında da iyidir ya. Zaten o iki filmi çeken adam Beyza'nın Kadınları'nı nasıl çeker anlamıyorum.
Aslında listeyi bir iki filmi olan kişilerle doldurmak doğrumu emin değilim o zaman her sene ödül alanlarıda koymak gerek. Misal Özcan Alper. Sonra bu Takva'nın yönetmeni falan.
Doğru söylüyorsun abi.
Bütün filmlerine bakıp, belli ölçüde kendini kanıtlamış kişileri yazmak lazım.
İstanbul Kanatlarımın Altında'yı unutmuşum ben. 🙂
Memduh Ün'ün "Zıkkımın Kökü" çok iyidir. Özellikle Payi izlesin. Film yine Adana'da çekilmiştir. 😀
Ara ara TRT'de veriyor. Geçen yine gördümdü. Çok iyi filmdir bence de.
Memduh Ün'ün "Zıkkımın Kökü" çok iyidir. Özellikle Payi izlesin. Film yine Adana'da çekilmiştir. 😀
Aslında Muzaffer İzgü'nün bir romanıdır. Kitap olarak daha zevkli bir eser. Hatta ilk okuduğum romandır. 🙂 Memduh Ün de kafamda canlandırdığım ortamı neredeyse birebir yansıtmıştır.Filmde Menderes Samancılar'ın ve muzo rolündeki çocuğun mükemmel performansı da unutulmaz...
O yüzden;
Memduh Ün
ek olarak
Ulaş İnan İnaç (türev)
Memduh Ün'ün "Zıkkımın Kökü" çok iyidir. Özellikle Payi izlesin. Film yine Adana'da çekilmiştir. 😀
Eve t unutlmuş Memduh Ün e saygılar..
Tabi ki zıkkımın kökü ne de.. Keşke şimdi kabında büyük boy çoçuun ayakkabılarının resmi olan bi dvd si elimde olaydı da izleyeydim.
O filmde bir sahne var, çocuk böyle yürüyor o ayakkabılarıyla, önlüklü, her gördüğümde ağlayasım geliyor. 🙂
Yönetmenleri çoğu belirtilmiş, ben de pek çoğunu severim.Ancak Meksikalı Innaritu sünnet videosu çekse izlerim ama Türkiyede henüz o hissiyatı yakalayabildiğim bir yönetmen hatırlamıyorum. 🙂
O filmde bir sahne var, çocuk böyle yürüyor o ayakkabılarıyla, önlüklü, her gördüğümde ağlayasım geliyor. 🙂
Yönetmenleri çoğu belirtilmiş, ben de pek çoğunu severim.Ancak Meksikalı Innaritu sünnet videosu çekse izlerim ama Türkiyede henüz o hissiyatı yakalayabildiğim bir yönetmen hatırlamıyorum. 🙂
o sahnede ayakkabılarını -ayakkabı denirse tabi- yere sürte sürte gider hatta hocam(çivilenmiş ağırdır çünkü).. de sica nın 1930 italyasını anlattığı filmlerdeki sahneere benzer..
bi de babası ayakkabıları nı çivilediğinde okulda arkadaşlarının çoçuğa takılması vardır filmde o sahne de iyidir..
Ne olursa olsun Ahmet Uluçay'ı da unutmamak gerekir arkadaşlar.Yanılıyor muyum?
ESKİŞEHİR