Nasıl olacak bu devrim, organik beslensek olur mu?
gibi bir noktada kalıyor değil mi...
Bir de o yarım saat winamp gibi bize seyrettirdiği görüntüler nedir yahu. Yani elimizde ses var ama adam gibi görüntü yok, dayadık winamp'ı al izle gibi 😀
Fazla kolaj bi çalışma olmuş bence. Yani filme özel birşey şekilmemiş de arşivle kotarılmış.
- baço
O görüntüler bana karlı televizyon gibi gelmişti falan finale dogru medyaya bağlayınca karıncalar igderek netleşecek ve dan diyew bize çok önemli bişey gösterip bağlayacak sanmıştım ama olmamıştı.
Zeitgesit iki daha derli toplu olur muhtemelen. İzlediğim dönemden beri hazırlanıyor artık çıkmasına az kalmıştır muhtemelen..
Bildiğim kadarının, anlatabildiğim kadarı.. Eylem Planı.
Ömrünüzde duymadığınız bir sporla ilgili Türkiye'de ve dünyada neler yaşanıyor diye meraktan çatlıyorsanız Laff Ultimate'a beklerim.
Kesinlikle katılıyorum. Hiçbir şeye araştırmadan, soruşturmadan ve en önemlisi düşünmeden inanmamak gerekir. Hep aklıma hidrojen dioksit örneği gelir. Bilirsiniz muhtemelen ama bilmeyenler için kısaca tekrarlıyım. Bir üniversitede birkaç genç bir bilim fuarında stand açarlar. Hidrojen dioksidin zararları, kanser hücrelerinde bulunduğu, fazla solunursa ölüme yol açabildiği, denizlerimizde bile yoğun miktarda bulunduğu, birçok atık içinde ana maddeyi teşkil ettiğini vs. anlatırlar. Bir web sitesi kurarlar. Okuldan binlerce imza toplarlar vs. vs. Sonunda açıklanır ki hidrojen dioksit h2o'nun diğer söyleşidir. Yani söylenen şey sudur. Söylenen herşey gerçektir ama gerçekleri öyle söylebilirsiniz ki istediğiniz yöne çekebilirsiniz. Aslında bu öğrenciler tarafından yapılan psikoloji deneyidir. Adını unuttum deneyin.
Çok küçük bir düzeltme, gözüme takıldı. 🙂
Hidrojen dioksit diyince o, HO2 oluyor. H20'nun aslı Dihidrojen Monoksit olabilir ya da Dihidrojen Oksit gibi bir şey. Unuttuk işte lise biyolojisini. Hidrojen Dioksit'i zamanında diş beyazlatmak için kullanıyorlarmış.
Zeitgeist, iyi bir araştırma temeliyle bilgisayar başında bile belgesel hazırlanabileceğine dair ilham verici bir yapım. Konu bu kadar çarpıcı olmasa, bildiğin powerpoint sunusu gibi.
http://www.divxplanet.com/sub/m/17488/Zeitgeist-Addendum.html
Filmin 2. çıktı bu arada. Sevgili egicim, hiç altyazı çevirmenliği yaptın mı 🙂
Ve bir de bu başlığı zor buldum. Uzun metraja bakıyorum yarım saattir. Bunu oraya taşısak ya Kezzap.
Yapmayın. Aynı Big Bang'in çocuklarıyız hepimiz...
Filmi izledim.
Çok özgün şeyler söylemiyor.
1. bölümle ilgili bir sürü örnek var, bir sürü yazılmış kitap makale var. Sadece şu entry bile yeterli olabilir.
http://sozluk.sourtimes.org/show.asp?id=13299031
Ayrıca bu tezin Bektaşilik/Alevilik- Paganlık ortaklığı ile ilgili kitapları da mevcut. İsteyene söyleyebilirim. Unuttum şimdi isimlerini.
2.Bölümü kendi tezleriyle genişletmişler. Ama zaten bilinen bir mevzu. Çok delil vardı zaten iddia edilen mevzuyla ilgili.
3. Bölüm yine bilinen mevzular. Para politikaları, siyasal iktisat...
Bu belgeseli etkili yapan şey bunları başarıyla birleştirmiş olması. Yoksa özgün bir şey söylemiyor bence.
Bu tip belgesellerin sıkıntılı bir yanı da, olayları çok basite indirgemeleri. Dünyayı yönetenleri bir avuç insan olarak tanımlayıp içindeki halk faktörünü hiçe saymaları, bizlere aslında bir kukla olduğumuz fikrini aşılayıp, düşmanımızın ne kadar büyük olduğunu göstermeleri. Tersten sindirme politikası.
kezzap aslansın valla. küt komuş kafayı...
filmi yapan abiler şunu kafasına soksun 11 eylülde binaları 2-3 aslan gitti kafaya koydu ve devirdi hep bize hep bize olmaz birader hesabı, ve saddamdan sonra usa karizmasına en sağlam darbeyi vurdu. bir çok usa küreği altında çırpınan halka cesaret verdiler. amerikanın vurulamaz!!! olmadığını gösterdiler bırakalım amerikanın kendini vurduğu yollarını..ölü terörist ahmeti gördü müsamere çocukları daha da görürler kanımca. film de bir halt yok açıp das kapital den 3 sayfa okunsa daha sağlam şeyler öğrenilir bu olan bitenler hakkında.. kanımca..
filmin verdiği salakmasyon mesajı bir kenara itersek 11 eylülü yapanların usa sopası altındaki gençlere verdiği mesaj şudur: usa öyle vurulamaz dokunulamaz birşey değildir. o sizin canınızı sıkıyorsa sizde onun kini sıkın! bu mesajı verilebilecek en net biçimde verdiler de..
Belgeselin ilk parçasını izliyorum. Canlı canlı yazmak istedim:
Bilimsel olduğunu söyleyen bu adamlar hiç sorgulamadan neden Mısır kalıntılılarını ya da kültürlerini baz alıp tarihte ne var ne yoksa silip süpürüyorlar? Bu kültürlerin de nasıl oluştuğunu vs. sorgulamaları ve bize akılcı bir yolla anlatmaları gerekir.
Bebelere balooon... dan öteye geçemeyecek gibi duruyor ilk etapta. Fırat'ın tezine katılıyorum.
Edit: Bitirdim izlemeyi ve hala aynı fikirdeyim.
Bebelere balon olayı yok aslında ortada, belgesel sana sadece rehberlik ediyor. 1. bölümü kastediyorsan zaten orada isimler cisimler belli senin araştırmanı istiyor sadece.Daha da her anlattığının derinine inerek kafaları yormuyor.
Açıkcası ben belgeseli dini inançlardan ve figürlerden daha gerçekçi bulmaktayım.
*our AC-130 in the air
o ayrı olm ben walt disney filmlerinide onlardan daha gerçekçi buluyorum.
Yani bir şey demeyecektim ama baktım ki Hepa'ya katılıyorum, insanın ömründe bir kez olan bir şey :). Belirtmek durumunda hissettim kendimi..
Yani ben anlamadım, filmin başında "Bu belgeselde gösterilen her şey ilk kez burada ortaya konuyor" mu deniyor arkadaşlar? Böyle bir iddiayla ortaya çıkan belgesel sayısı ya birdir ya iki, tüm belgeseller zaten çeşitli insanların bildiği şeyleri anlatır, bilmeseler neyi anlatacaklar zaten?
Adam diyor ki bence böyle şeyler var. Yersin yemezsin, körü körüne inanacaksan adamın dediklerine dindar birinden ne farkın kaldı zaten. Adam sana diyor ki böyle böyle, git araştır gör. Doğru, yanlış, orası tartışılır. Amaç göz açmak. Adam oturduğu yerden böyle bir şey yapmış, birçok insan da yararlanmış. Çoğumuzun yaptığı gibi hiçbir şey yapmamaktan iyidir.
Bu bağlamda onlarca belgesel var. Küresel ısınma geyikleri başlamadan önce de haberdardı pek çok insan. Tamamen şişirme bir olay sonuçta. Ama Amerikan halkı bunun farkına An Inconvinient Truth'la vardı ki kendisi Al Gore tanıtım filmidir, ama yine de en azından habersiz insanları biraz düşünmeye itmiştir..
Benim nezdimde belgeselin amacı da bu olmalıdır, insanları araştırmaya, tartışmaya itmek. Bakınız: Sicko, Crude Awakening, End Game, Jesus Camp ve daha nice nice niceleri...
Ha tabii Türküz, doğrudur, bize ters şeyler, araştırmak öğrenmek.. Hiç izlememek lazım.. Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi oluruz biz çünkü.
Bildiğim kadarının, anlatabildiğim kadarı.. Eylem Planı.
Ömrünüzde duymadığınız bir sporla ilgili Türkiye'de ve dünyada neler yaşanıyor diye meraktan çatlıyorsanız Laff Ultimate'a beklerim.
Benzer bir belgesel yaparak aslında kediden geldiğimizi ispatlayabilirim. Herkes görmek istediğini görür. Onu da beğenecek ve inanacaklar çıkacaktır.
Belgeselden öğrenecek ve çıkartacak çok şey var ama bu orda kurulan zincirleme mantıkta zorlama halka olmadığı anlamına gelmez. Ki şahsen ben çok buldum. Yine de 3 kişiye izlettim belgeseli. Pragmatist yaklaşıyorum biraz.
- baço
Zeitgeist'i,hoş bir tesadüf eseri,hakkında hiçbirşey bilmeden izledim.İlk bölümde Hristiyanlığın irdelenmesi çoğu dindar izleyicide,diğer iki bölüm hakkında önyargı oluşturacak düzeyde septik bir mottoya sahip gibi geldi.9/11 olayı ise gerçekten çarpıcı görüntülerle süslenerek ve birkaç mühendisin de konuşmasıyla güçlendirilmiş argüman oluşturularak etkili kılınmış,hani aklında mevzuya dair hiçbir şüphe olmayan insanı bile dürtecek cinsten gerçekçi kılınmış.3.bölümdeki çoğu bilginin doğruluğunu tahsilim gereği onaylabilirim.Amerikan Vergilendirme,para,banka sistemlerini ve uluslararası ilişkilerinde izlediği "iyilik timsali" gibi görünen politikasını çok iyi anlatan ve gerçekten insanları sorgulamaya iten bir kolaj olduğunu yadsıyamam.Ama Zeitgeist'in bu kadar "challenging" bir doğaya sahip olması demek değildir ki,yapımın içinde bulunan her türlü bilgiye kayıtsız şartsız inanmak,benimsemek gerekiyor.Çünkü akademik bir yapımda veya dökümana dayandırılmış profesyonel bir belgeselde,afişe edilen bilgilerin kaynağı kesin olarak belirtilmek zorundadır ki bu da tam anlamıyla yapılmamış malesef.
Belgeselin müzikleri kulağa hoş geliyor ve kullanılan imajlar insan zihninde birçok şeyi tetikleyecek öyküde iyi seçilip kolajlanmış.Ayrıca paradigmaları yıkmayı ve vizyon genişletmeyi amaçlamış böyle bir belgeselde,zorlayıcı bir benimsetme taktiği uygulandığı da belirgin hissedilen özelliklerinden biri.Bu bağlamda Zeitgeist kendi paradoksunun bir yerde kurbanı olmuş,fakat herkesin izleyip birşeyler çıkarması ve konuları hakkında araştırma yapması gereken bir yapımdır.
Don't talk,just Shoot.