Kalan resimlere http://galeri.internethaber.com/gallery.php?id=4331&no=16 " onclick="window.open(this.href);return false; linkinden de bakabilirsiniz.

Çok uzun olacak yoksa böyle.

çok iyi. türkiyede mi bu set?

güzel bir şey seyredeceğiz sanırım, konu ise zaten başlı başına komik duruyor. Osmanlının görevli olarak yahşi batıya gönderdiği iki karakter üzerine kurulu bir senaryo.

Sabırsızlıkla Ocak 2010'u bekliyorum..

Valla arkadaşlar, henüz izlemediğimiz bir filmle ilgili yorum yapmak istemem haliyle. Evet, setler, tipler, kostümler falan gayet hoş. Cem Yılmaz bana göre dünyanın en büyük komedyenlerinden biri. İnanılmaz derecede severim. Artı medyayla ilişkileri, sevenlerine karşı tutturduğu yaklaşımı falan hep on numaradır gözümde.
Ama filmlerinde hep bir tutukluk, hep bir ekisklik, bir olgunlaşmamışlık var bana göre. Ve komedi dozu ve biçimi de pek tatmin edici gelmiyor.
Bu yüzden, kolaycıığa kaçarak şu kadarını söyleyeyim; Yahşi Batı'nın çok iyi bir film olmasını beklemiyorum. Eğer -inşallah- yanılırsam da bundan sonra izleyeceğimiz Cem Yılmaz filmleri hep kalbur üstü olur. Yılmaz, gerçek bir sinema adamı olmuş derim.

Zaten tam olarak adamı sevme sebebimi eksiklik gibi söyledin Görkem. Sinemanın içinden gelen biri değil Cem Yılmaz. 30 yaşından sonra sinemaya ilgi duymuş biri, Öğrenmek için deli gibi çırpınıyor. Hem kendini hem Türk sinema sektörünün her seferinde dibine kadar sınırlarını zorluyor. Sinemadan aldığını sinemaya yatırıyor. Hala bir sinema acemisi olduğunu kabul ediyor, buna rağmen Türkiye'nin en çok izlenen filmine bi dönem imza atıyor. O yüzden hep destek tam destek benden. Bu tatmin olmama olayı dünyada eşi benzeri az olan bir stand-up performansına alıştığımız için aynı etkiyi bekliyoruz filmlerinden.

Zaten tam olarak adamı sevme sebebimi eksiklik gibi söyledin Görkem. Sinemanın içinden gelen biri değil Cem Yılmaz. 30 yaşından sonra sinemaya ilgi duymuş biri, Öğrenmek için deli gibi çırpınıyor. Hem kendini hem Türk sinema sektörünün her seferinde dibine kadar sınırlarını zorluyor. Sinemadan aldığını sinemaya yatırıyor. Hala bir sinema acemisi olduğunu kabul ediyor, buna rağmen Türkiye'nin en çok izlenen filmine bi dönem imza atıyor. O yüzden hep destek tam destek benden. Bu tatmin olmama olayı dünyada eşi benzeri az olan bir stand-up performansına alıştığımız için aynı etkiyi bekliyoruz filmlerinden.
Her şeyine katılıyor, kendisini Türk Sineması'nı kurtaracak 3 4 kişiden biri olarak görüyorum.

Zaten tam olarak adamı sevme sebebimi eksiklik gibi söyledin Görkem. Sinemanın içinden gelen biri değil Cem Yılmaz. 30 yaşından sonra sinemaya ilgi duymuş biri, Öğrenmek için deli gibi çırpınıyor. Hem kendini hem Türk sinema sektörünün her seferinde dibine kadar sınırlarını zorluyor. Sinemadan aldığını sinemaya yatırıyor. Hala bir sinema acemisi olduğunu kabul ediyor, buna rağmen Türkiye'nin en çok izlenen filmine bi dönem imza atıyor. O yüzden hep destek tam destek benden. Bu tatmin olmama olayı dünyada eşi benzeri az olan bir stand-up performansına alıştığımız için aynı etkiyi bekliyoruz filmlerinden.
Her şeyine katılıyor, kendisini Türk Sineması'nı kurtaracak 3 4 kişiden biri olarak görüyorum.

Özgür'e de Eylem'e de katılıyorum. Yani katıl katıl bir hal oldum. Katıl katıl gülmedim, söylenenlerden memnun oldum.

Cem YIlmaz varolmasaydı Türkiye çok daha sıkıcı bir ülke olurdu. 🙂

Ama biraz daha sinema çalışsın. Herşeyi gibi sinemacılığı da iyi olsun. Bu gidişle olacak zaten. Güvenim tam.

Aslında bir absürd, bir yol hikayesi olarak devam ediyordu seriye ama ne olduysa absürdleri çiftledi Arog'dan sonra bu filmle. Ben iki türde çektiklerini de seviyorum ama yol hikayeleri daha güzel. Diğerleri henüz ayaküstü yaptığı gösteriler kalitesinde değil ve öyle bir beklenti getiriyor. Ama yol hikayelerinde öyle bir beklentiye girmeden izliyorum ben, dolayısıyla daha fazla tat veriyor.

Filmin konusu belli oldu;

Cem Yılmaz’ın merakla beklenen “Yahşi Batı” filminin ayrıntıları ortaya çıktı. Filmde Aziz Bey’i canlandıran Cem Yılmaz, para kazanmak için Hacivat-Karagöz oynatıyor, Osmanlı macunu pazarlıyor, hatta kola üretip ibriklerde satıyor.

Her filmi olay yaratan Cem Yılmaz “Yahşi Batı” nın çekimlerini tamamlayarak fotoğraf karelerini önceki hafta basına dağıttı. Fotoğraflarıyla da tebessüm ettiren filme ilgi daha da arttı. Milyonların merakla beklediği filmin senaryosunda yer alan detayları ve perde arkasını Hafta Sonu dergisi yayınladı. İşte 2010 ocak ayında vizyona girecek olan Yahşi Batı’nın bilinmeyenleri:

ÖDÜL AVCISI 'CEM YILMAZ'

Aziz Bey, yani Cem Yılmaz ile Lemi Bey (Ozan Güven), 19. yüzyılın sonlarında padişah tarafından görevlendirilerek Amerika’ya giderler. Yanlarına da hediye olarak verilmek üzere çok değerli bir elmas taş ve yüksek miktarda para vardır. İkili Amerika’ya varınca, gidecekleri menzil için bir posta arabasına binerler. Bilindiği gibi Vahşi Batı’da posta arabaları haydutlar tarafından hep soyulur. İşte Lemi Bey ile Aziz Bey de bu kaçınılmaz sona uğrarlar. Önce ellerinden elmas taş gider. Sonra da paralarını kaptırırlar. İşte film de asıl bu noktada başlar.

İki Osmanlı, kaptırdıkları parayı tekrar toparlamak için ödül avcılığı yaparlar. Tabii çeşitli cinliklerle. Gördükleri ’Wanted’ ilanlarını kendilerine uyarlayıp, sırasıyla aranan haydutların yerine geçer ve ödül avcılığıyla para kazanmaya çalışırlar. Biri haydut olur, diğeri onu yakalar. Tabii başlarına her defasında binbir olay gelir.

KOLA BİLE ÜRETTİ

Bir defasında da Calamity Janevari, kadın silahşör rolünü canlandıran Demet Evgar ile karşılarlar. Tam canlarından olacakken Aziz Bey (Cem Yılmaz) birbirinden komikliklerle aslında ödül avcısı olduklarını, Lemi Bey’in (Ozan Güven) haydut olmadığını, ikisinin de Osmanlı olduğunu anlatmaya çalışır. Bir süre sonra temiz yollardan helaliyle para kazanma yollarına girerler. Hacivat-Karagöz oynatarak para kazanmaya çalışırlar. Bu da yetmeyince Osmanlı’nın meşhur macununu yapıp, satarlar. Hatta Aziz Bey (Cem Yılmaz) Osmanlı Türk’ü olarak ilk kolayı üretir ve şıra ibriklerinde bunu satmaya başlar.

Kaynak: internethaber

Destek vermekten kastım zaten bi anlamda bu. Cem Yılmaz ve ekibe yapılmış bi saygısızlık bu haber. Bütün esprileri açık etmiş. Hürriyet de yazının içinde Cem Yılmaz'ın çok sinirlendiği, ekipteki köstebeki aradığı açıkca belirtildiği halde bile bile yayınlıyorlar haberi.

Yönetmen olarak Cem Yılmaz ile Mahsun Kırmızıgül arasında fark göremiyorum. Şimdilik ikisi de kötü. Birini yerin dibine sokarken diğerini yüceltmek dengesizlik bana göre. Bu film de bir parodi sonuçta.

Espriler güzel ve özgünmüş, keşke sızmasaydı...