aşmış yönetmen arenofsky'nin yeni filmi..
http://www.apple.com/trailers/fox_searchlight/thewrestler/
i've been twelve forever
Hayatta kazanamamislarin hikayesini, mutlu insanlarinkinden daha cok sevenler icin bir film bu. Mickey Rourke'un etkileyici performansinin altinda yatan durtuyu anlamak lazim tabii filmi analiz etmeden evvel: 15 sene evvel Hollywood'daki bir yapimciyi kizdirarak hem kariyerine veda etti hem de guzel yuzune Mickey. Aktor olmadan evvel meslegi olan boksa yeniden basladi aktorluk isi iyi gitmeyince ama bu sefer suratini oyle bir dagitti ki, turlu ameliyatlar duzeltemedi (bkz. ). Darren Aronofsky harfiyen laf dinlemesi sarti ile "The Wrestler" da rol verince Mickey Baba elinden geleni, gelmeyeni rolune vererek isi kotardi. Al Pacino, Robert De Niro vs. gibi bir efsane olabilecekken simdi o yola yeniden bas koymaya hazirlaniyor. Hayirlisi olsun bakalim...
Filmin sinematografik olarak bir yeniligi, ozelligi yok. Belgesel tarzinda cekilmis havasi vermek icin bol "leke (grain)" verilmis. Ucuza da mal olmus film anlasilan ($8,000,000). Marisa Tomei gibi yetenekli ama daha fazlasi olmayan bir yan rol aktristi bu yasindan sonra daha nereye gelebilir bilemiyorum. Aslinda kendini gosterecek baba bir rol alsa belki sinif atlayacak Marisa ama yasi da bayagi var yani, bu yastan sonra cok zor.
Filmin klasik, bilinen bir hikaye kurgusu var ama filmi izlenilir kilan detaylari. Pankreas Güreşi'nde neyin gercek neyin yalan oldugunu, gurescilerin en az fabrika iscileri kadar emekci olduklarini, halkin varettigi "azmanciklarin" nasil kendilerini ancak "ringte" insan gibi hissettiklerine dair bir film bu. O koca vucuda artik sigmamaya karar veren kalbin sinirlarinin cizildigi, bizim izledigimiz ama gormedigimiz bir dunyanin sahne arkasini mukemmel bir yalinlikta veren bir film bu.
Her iyi film gibi sonu ve basi gayet guzel cekilmis filmin. FIlmin sonu biraz daha farkli bitse idi benim icin ancak vasat ustu bir film olacakken simdi gonlumde gayet guzel bir yeri var.
Mickey'nin gercek hayatta nasil komik, etrafini umursamayan, boks yapa yapa hafizasini kaybetmis ama her zaman ki gibi "Allah'ina kadar cool" olabildigine dair bir videoyu da buyrun buradan yakin:
http://thesuperficial.com/2009/02/mickey_rourke_knows_how_to_acc.php
1980'lerde genc olmak hakikaten onemli olabilirmis. Yazik kacirmisiz. Sweet Child O' Mine ile Randy "the Ram" ringe ciktiginda hakikaten tuylerim biraz diken diken oldu hani.
"It seemed the world was divided into good and bad people. The good ones slept better... while the bad ones seemed to enjoy the waking hours much more" - Woody Allen
Bayram Aygun
http://www.bayramaygun.com/" onclick="window.open(this.href);return false;
Güzel filmmiş ya. Beğendim 7 veririm... Selamlar.
- baço
film çok güzeldi,sonu filmdende güzeldi..
çok temiz bitti 🙂
i've been twelve forever
Kötü bir film değil ne yazık ki ancak hem yönetmeni, en başrolü düşünülürse yetersiz bir film Wrestler.
Ki en başta Aronofski'nin sinemasında kesinlikle bir istisna olarak kalacak gibi geliyor bana. Çünkü Aronofskinin görselliği, bu filmdekinden fersah fersah uzakta seyretmiştir şimdiye kadar.
Ayrıca yine Aronofski, gayet izleyicisine acımayan, gaddarlık seviyesinde trajik olaylar anlatır. Bir Düşe Ağıt'ta Kaynak'ta, müziklerinin özellikle vurguladığı gibi "acıklı" filmlerdir aslında. Ve bu acıklı durumlar, anlaşılır olsa da dramatik arınma falan gerektirmemiştir şimdiye kadar. Yani bu iki filmi izleyen hiçkimse, karakterler için "başına gelenleri hak etti" yaklaşımını göstermemiştir, Aronofski bu yapıyı sever çünkü. Wrestler'da ise yine bunun tam zıttı bir durum sözkonusu.
Uzun uzun konuşulabilir tabi ama genel olarak coşkula karşılanacak bir film olarak beklenen bir yapıttı bu ama beklendiği gibi çıkmadı.
Çevremizdeki "önem"leri, önemli görünmeyi başaran önemsizler yüzünden fark edemiyoruz....
https://twitter.com/gorkemoge" onclick="window.open(this.href);return false;
Ben çok beğendim bu filmi. Aronofsky'nin yaptığı her işi beğendim şimdiye kadar. Gerçek şeyler gösteriyor ve gerçekler acı maalesef. Bu filminneredeyse tamamının Rouke'un arkasından takip ediyor olmamız, yarı belgesel gibi bir kurmaca hikaye çekilmesi yine bamabşka denemeler yaptığına işaret zaten. Ben çok beğendim.
"Bu amerikan gureslerine kimse deginmemis ben deginim bari" mantigi ile cekilmis bir filmden ote olamayacak kadar basit bir filmdi bence. Bir usteki mesajda oldugu gibi yari belgesel uzerine eklenen klise bir kurgu ile belgeselden kirma bir film cikmis ortaya. Hayatta bana 111 dk borclu bu eleman. Birazda spoiler yapim : )
Ya ben sıkıldım bu filmlerden 100lerce izlemekten ama bu adamlar sıkılmıyor cekmeye. Hayir birde bu filmlerin icinde felse arayanlardanda sıkıldım, "iste yonetmen aslinda burda sunu deginmek istedi" gibisinden yorumlar okuyunca daha bir kendimden geciyorum. : ) Hayir "sıkıldıysan nie izliyorsun" gibi bir soru kesin gelecegi icin simdiden cevap verim. "Belki bu seferki degisik olur" umudunu icimde sakli tutuyorum...
Ben cok iddali bir cumle kuracam. Bu filmi alip yonetmene benim ismimi yazsaydiniz, su an bana sovuyuor, taklitci diyor, berbat bir film olmus diyor olurdunuz ama nedense yonetmenin ismi, "fena olmamis", "o kadar iyi olmasada eh iste" gibi yorumlarin gelmesine sebeb oluyor. Bir adam daha once iyi bise yapti diye her zaman iyi bise yapacak diye bir kaide yok. Onun icin kiyak gecmemek lazim diye dusunuyorum. Bariz kotu bir filmdi..
Enfes filmdir hele hele reyonun arkasında ismini duyduğu sesler eşliğinde geçişi (burayı okuyup spoiler çıkartmak imkansız heralde) ve tabi ki filnali. Finalde biraz eğreti de dursa o müthiş konuşması. 26 yaşında adamı o yaşa götürüp, bıraktın ya helal abi dedim film bitimi. Mickey'de oynamamış yaşamış resmen.
Evlat öyle deme,mizah çok ama çok ciddi bir iştir!
Münir Özkul
Ya bir Mickey rouke filminde bu kadar duygulanacağım aklıma gelmezdi daha önce. Kızı ile olan sahnelerde baya baya etkiledi beni özellikle. Yıllar önce Greenwich Papazı diye bir filmini seyretmiştim Rouke'un, o günden beri hastasıyım. Harbiden yaşamış adam rolü.
Uzun uzun konuşulabilir tabi ama genel olarak coşkula karşılanacak bir film olarak beklenen bir yapıttı bu ama beklendiği gibi çıkmadı.
beklendiği gibi çıkmadı mı? dört dörtlüktü bence.
- zaman ne çabuk geçiyor.
- zaman duruyor da içinden biz geçiyoruz galiba.
Ya bir Mickey rouke filminde bu kadar duygulanacağım aklıma gelmezdi daha önce. Kızı ile olan sahnelerde baya baya etkiledi beni özellikle. Yıllar önce Greenwich Papazı diye bir filmini seyretmiştim Rouke'un, o günden beri hastasıyım. Harbiden yaşamış adam rolü.
Yaşlanıyorsun hacım:D
film başarılı, güzel, şaheser lakin benim dişimdeki maydonozun rahatsızlığı gibi bir durum var artık bu tip filmlerde. aslında "güreşçi"de bunu beklemezdim ama bu da bana kalırsa aynı hataya- eğer hataysa bu- düşmüş...
abicim, artık abd bayrağı ile çıkan filmin ana karakteri ve onun karşısında ayetullah gibi ( bu raki4te ivan dragon oldu, rus ) abd'ye tezat bir oluşum... neyi ispatlamaya çalışıyorsun ki arkadaş? tamamen "randy"nin iç dünyasına odaklansa ve hiç bir subtextin bunun dışına çıkmasa... belki bu "tezat"lığı kullanmasının sebebi oskar beklentisi... en azından ben ufacık beynimle öyle yorumladım...
kolay gelsin.
http://www.camurfilms.com" onclick="window.open(this.href);return false;
Ben bir oscar beklentisi olduğunu sanmıyorum Aranofsky'nin. Öyle olsaydı böyle bir alışılmadık anlatımı tercih etmezdi herhalde. Ben gerçeklerin öyle olduğunu düşünüyorum. Bu gerizekalı spor ya da her neyse onunla ilgilenenlerin bakış açısı bu zaten. Dünyanın başka yerinde böyle saçma bir şovun olduğunu da sanmıyorum. Bu şovun içeriği ile ilgilenenler bu tarz adamlar zaten. Şov da onlara istediklerini veriyor işte Ram'e karşı Ayetullah ile. Tabi bunlar benim hissettiklerim, gerçek başka türlü de olabilir.
evet aynen sickmanin dediği gibi. o güreş dünyasının sahne arkası filmin arka planı zaten. seyirciye sahte olduğu ne kadar bilinse de (gerçi biraz aşırı gerçek olabiliyor o mizansenler) istedikleri şeyi veren, en ilkel dürtüleri tatmin eden bir dünya. şov dünyası.
yani ayetullah rakideki amaçla girmemiş filme. ama rakiyi eleştirmek için de girmemiş.
- zaman ne çabuk geçiyor.
- zaman duruyor da içinden biz geçiyoruz galiba.