Forum

O...ÇOCUKLARI
 

O...ÇOCUKLARI

19 Gönderi
9 Üyeler
0 Reactions
5,146 Görüntüleme
(@maximus_3_1)
Gönderi: 0
Başlığı açan
 


YÖNETMEN:Murat Saraçoğlu
SENARYO:Sırrı Süreyya Önder
OYUNCULAR:Demet Akbağ,Özgü Namal,Sarp Apak,Altan Erkekli,İpek Tuzcuoğlu,Sezin Akbaşoğulları,Deniz Özerman
TÜR:Dram
ÖZET:Yıl 1981…Türkiye,askeri rejimin yönetimi altındadır.Hayat kadınlarının çocuklarına bakıcılık yapan emanetçi annenin evinin ekseninde inanılmaz olaylar gelişecek ve evde yaşanacak dram ve trajik komik olaylar hafızalardan silinmeyecektir.

"Beynelmilel" izlediğim en iyi 12 Eylül filmlerinden biriydi.Sırrı Süreyya Önder bu filmde ise senaryoyu yazıp yönetmenliği Murat Saraçoğlu'na bırakmış.Filmi izlemedim ama bence pek iyi yapmamış.Fragmandan gördüğüm kadarıyla çok küfür var.Küfür gerektiğinde olmalı.Gerçek hayatta olan bi şey.Ama fragmanda çok sırıtıyor.Mesela İpek Tuzcuoğlu'nun ağzına pek yakışmamış."İki Genç Kız"da Feride Çetin'in ettiği küfürler "Bir kıza küfür bu kadar mı yakışır" dedirten cinstendi.Yani inandırıcıydı.Burada oyuncu seçiminin hatalı olduğunu söylemek mümkün.Tabi bunları fragmana göre söylüyorum.Filmin tamamını izlemedim,yanılıyorda olabilirim ama genelde bu tip olaylarda pek yanıldığımıda söyleyemem.Ayrıca daha mühim bir hata var.Filmin afişinde "BİR SELAY TOZKOPARAN YAPIMI" yazıyor.Bu büyük bir saygısızlık.Bir de müzikleri Kıraç yapmış.Bütün dizilerin müziğini o yapıyor.Hatta X dizisine yaptığı müziklerden herhangi birini alıp Z dizisinin müziğine ana tema olarak yapıyor.Bunun aynısını vasat "Maskeli Beşler" filmindede yaptı+Cem Karaca'nın falan şarkısını filme koydu.Kıraç'ın yaptığını kopyalayıp yapıştırma yeteneği olan herkes yapar,sonrada müzik kısmına kendi ismini yazar."O...Çocukları"nda yeni bi müzik mi yapmış yoksa kopyalayıp yapıştırmış mı,ya da dizilere yaptığı müziklerden birini mi kullanmış merak ediyorum.Ya da 1 Mayıs marşının müziğini araklayıp Fenerbahçe Marşı yaptığı gibi bir yöntemde yapmış olabilir.Neyse,sonuç olarak Sırrı Süreyya Önder iyi bir senarist.İyide bir yönetmen.Keşke bu filmi kendi çekseydi ve daha iyi bir yapım şirketiyle çalışsaydı.Ya da Uğur Yücel'e çektirseydi.Uğur Yücel zaten o civarda oraya yakın yerlerde büyümüş,onun bakış açısıyla daha gerçekçi olurdu.

 
Gönderildi : 16/05/2008 5:47 pm
 Hepa
(@hepa)
Gönderi: 0
 

Merak ediyorum sinemaya izlemeye gittiğimde bileti nasıl isteyeceğim..Fazla eleştirel bir film adı olmuş.

*our AC-130 in the air

 
Gönderildi : 16/05/2008 6:47 pm
(@maximus_3_1)
Gönderi: 0
Başlığı açan
 

Benim yüzsüz bir arkadaşım var.Bileti ona aldırtmayı düşünüyorum:)

 
Gönderildi : 16/05/2008 8:02 pm
(@kezzap)
Gönderi: 0
Admin
 

Sex shop'tan dildo mu alıyorsunuz sanki arkadaşlar söyleyin geçin işte... 🙂

 
Gönderildi : 16/05/2008 8:36 pm
(@engin52)
Gönderi: 29
 

gerçekten biraz kötü bi isim gibi olmus düşğnsenize ''Abla o... çocuklarına 2 bilet verirmisin'' ilk duyduğumda zaten isim olmamıs dedim ama neyse bakalım...

 
Gönderildi : 17/05/2008 12:36 pm
(@maximus_3_1)
Gönderi: 0
Başlığı açan
 

İsmi bi kenara bırakalım.Daha mühim bir konu var.Filmin galasının görüntülerini gördüm.Bir limuzin geliyor.Limuzinin içinden Sırrı Süreyya Önder ve filmin yapımcısı Selay Tozkoparan çıkıyor.Limuzinden yönetmen ile senarist ya da oyuncular çıkmalıydı.Böyle "parayı veren düdüğü çalar" gibisinden kendi showunu yapmak ne kadar doğru?Sırrı Süreyya Önder hayranı olarak tüm bu olumsuz görüşlerime rağmen filme gidecektim ama yapımcının bu tür saygısızlıklarından dolayı filme gitmemeye+filmin DVD'si çıkınca korsanını almaya karar verdim.

 
Gönderildi : 17/05/2008 1:22 pm
 Hepa
(@hepa)
Gönderi: 0
 

2 öğrenci o. çocuğu daha anlamlı:)
Bence büyütmemek lazım limuzinden kim çıkmış, kim ciple gelmiş kim taksiyle dönmüş..Film ile bi alakası olmayan şeyler.

*our AC-130 in the air

 
Gönderildi : 17/05/2008 4:36 pm
(@ercin)
Gönderi: 0
 

o.... çocukları..yazan, beynelmilelin de senaristi sırrı süreyya önder...yine aynı dönem ve yine aynı dramatik yapı.. klişe bir hikaye anlatımı.. yer yer duygulandıran sahneler, birazcıkta şaşırtan, belki de sürpriz final... tıpkı dünyanın diğer ucundaki endüstri gibi.. hemen söyleyim kabadayı da bu formül ile yazılmıştı, yavuz turgul bizi şaşırtmıştı.halk böyle filmleri seviyor yani bu formül tutuyor.böylelikle bol bol para kazanıyorlar.. tabii sinemanın birazcık farkına varmış insanı tatmin edemiyor bu formül. bahsi geçen iki senaristte aslında çok nitelikli işler çıkarabilirler ama artık paraya doyup doğru düzgün sinema yapmak istemeleri lazım.

 
Gönderildi : 17/05/2008 9:45 pm
(@ercin)
Gönderi: 0
 

filmle alakalı olmayan mesajlar silinmiştir, duyurulur.

 
Gönderildi : 17/05/2008 10:39 pm
(@hegel)
Gönderi: 0
 

gençleri bu şekilde sindirmeyelim..

filme gelirsek,

''TV aklın retinasıdır. Bu nedenle TV ekranı, beynin fiziksel yapısıdır. Bu yüzden TV ekranın da beliren her şey, onu izleyenler için işlenmemiş, ham bir deneyimdir. Bu nedenle, televizyon gerçektir. Ve gerçek, televizyondan daha azdır.''

Brian O’Blivion (Jack Creley)
Videodrome (1983) - Yön: D.Cronenberg

sonuç itibarıyla bu film de beyaz ekrana düşecektir ve değer yitirecektir.. nedense tv de gösterilmesi -şimdilik- olanaksız filmler seyredesim gelmiştir hep..

Kalem Oynatan İle Ayı Oynatanın Buluştuğu Yer

http://kalemoynatanileayoynatannbulutuuyer.blogspot.com.tr

 
Gönderildi : 17/05/2008 10:45 pm
 code
(@code)
Gönderi: 0
 

Filmin galasında bulunabilme gibi bir şansım oldu. Hâlâ aklımdadır o gece. Filmi pek beğenmedim ama ortam başkaydı. Sosyete, oyuncular, mankenler falan 😀 . Neyse filme geçeyim. Bütün film boyunca ağladığımız, güldüğümüz yerler oldu. Ama yine 12 eylüle farklı bir noktadan bakamayan bir film çıkmış ortaya. Filmi izlerken "seyirciyi şurada ağlatalım, şurada güldürelim" diyordu sanki. Ancak yinede kabadayıdan daha iyiydi bana göre.

 
Gönderildi : 18/05/2008 10:13 pm
 Düd
(@dud)
Gönderi: 0
 

Peki, muhabbeti genişletelim biraz, gerçi code yılda bir bakıyor foruma ama, 12 Eylül'e bu film enreden bakıyordu? (izlemedim henüz bilemiyorum o nedenle) Ve 12 Eylül'e daha farklı nasıl bakılabilinir? Nasıl bakılmalıdır?

Bildiğim kadarının, anlatabildiğim kadarı.. Eylem Planı.
Ömrünüzde duymadığınız bir sporla ilgili Türkiye'de ve dünyada neler yaşanıyor diye meraktan çatlıyorsanız Laff Ultimate'a beklerim.

 
Gönderildi : 19/05/2008 2:15 am
(@maximus_3_1)
Gönderi: 0
Başlığı açan
 

Bence pekte farklı bakılamaz.Holywoodvari büyük bir prodüksyonla savaş filmi çekilecek hali yok ki.Benzer eleştiriler "Vizontele Tuuba" içinde yapılmıştı.Film güldürmüyormuş,Cem Yılmaz yokmuş vs...Cem Yılmaz yoktu ama Tarık Akan vardı.Güldürmüyor kısmına gelince,Yılmaz Erdoğan'ın verdiği güzel bir cevap var:"12 Eylül'ü gülerek anlatamazdım ya".
Filmi izlerken "seyirciyi şurada ağlatalım, şurada güldürelim" diyordu sanki. Ancak yinede kabadayıdan daha iyiydi bana göre.
Sırrı Süreyya Önder çok iyi bir senarist.Bu ülkede bir çok trajikomik bir hikaye var."seyirciyi şurada ağlatalım,şurada güldürelim" denen şeye biz trajikomik diyoruz:)Ve filmdeki olaylar tamamen Sırrı Süreyya Önder'in o yıllara ait gözlemleridir.Burada Sırrı Süreyya Önder,"İlk filmi zaten 12 Eylül'le ilgiliydi,bi daha 12 Eylül ile ilgili senaryo yazmış" diye eleştirilebilir.Ama şu da var:İnsanın yazabileceği en iyi senaryo kendi yaşadıklarıyla ilgili olandır.Ama istisnalar da olabilir:)Ayrıca bu filmi niye "Kabadayı" ile kıyasladığınıda anlamış değilim:)

 
Gönderildi : 19/05/2008 1:02 pm
(@admin)
Gönderi: 0
Admin
 

Kabadayı meselesi zaten alakasız olmuş bu bir yana code un demek istedigi şurda aglatalım şurda güldürelim meselesi ile trajikomik denen mevzu ile alakalı degil. Ddaktik bir durumdan bahsediyor sanırım . Bir de körgöze parmak hesabı. Ben beynelmileli begenmemiştim. BKM nin reklam başarısıdır gişede ki sonuç. insanın yazabileceği en iyi senaryo kendi yaşadıklarıdır demek çok büyük bi genelleme olur. Bu durumda bütün bilim kurgu kategorisini çöpe atmış oluruz. Ya da soygun filmlerini.. ya da savaş filmlerini.. Ya da felaket filmlerini 🙂 tabi istisnalar var demissinde bence istisnalar snein dedigin kesim için gecerli.. genelde bir sanat ewseri edebiyat olsun resim olsun müzik olsun hayalgücü ile empati ile daha sınırsız ve özgün olyor. Ben kendim şahsen öyle düşünüyom maksimuscum.

 
Gönderildi : 20/05/2008 1:09 am
 code
(@code)
Gönderi: 0
 

Peki, muhabbeti genişletelim biraz, gerçi code yılda bir bakıyor foruma ama, 12 Eylül'e bu film enreden bakıyordu? (izlemedim henüz bilemiyorum o nedenle) Ve 12 Eylül'e daha farklı nasıl bakılabilinir? Nasıl bakılmalıdır?

Şincikkk söyle bir durum var bu filmde. Komunist(filmin kendi ifadesi) bir kadını polisler arıyor, ona buna işkence ediyorlar falan biz de bu arada tarlabaşı hayatını izliyoruz. Yani bu filmde -diğer çoğu 12 eylül filmi gibi- 12 eylülde nelerin yaşandığı hakkında bir tablo sunuyor bize. Tabii bu temayı o..çocuklarının dünyası içinden bize aktardığı için biraz farklı olduğu söylenebilir ama öz itibariyle pek farkı yok. Bense artık 12eylülde neler olduğundan çok "12 eylül neden oldu"yu görmek istiyorum filmlerde. Zincirbozan dışında şimdiye kadar izlediğim 12eylül filmlerinden hiçbiri bu açıdan bakamıyordu. Zincirbozanda da bence derinlemesine irdelenememişti bu konu. Kısacası "bu darbeler niye oluyor, bunların arkaplanında neler dönüyor, ülke darbe haline hangi koşullarla ge(tiri)liyor" soruları beni daha çok ilgilendiriyor artık. Ama tabii herkesin bu konuda görüşleri farklıdır. Bunlar benim düşüncelerim.
Kabadayı meselesine gelirsek. Erçin bahsettiği için karşılaştırdım aslında sadece bu 🙂 . Bir de ağlatma güldürme meselesi de formulize bir film olduğunu düşündüğüm içindi.
Bir yılda uğrama mevzuusuna hiç girmesek daha iyi 🙂 . Egicim ben sana söylemiştim aslında bunun nedenini. Hatırlayabilcek misin bakem.

 
Gönderildi : 20/05/2008 7:13 am
Sayfa 1 / 2
Paylaş: