Şİmdi bak nazmutlu.... Oldukça sert bir mesaj yazmışsın. Belirli fikirlerin, konuya yaklaşımın, tavrın söz konusu. Sorun yok, reaksiyonunu anlayışla karşılıyorum. Bu ve başka bazı başlıklarda Mahsun'u değil ama onun işlerini savunmuş biri olduğumu da hatırlatayım.

Ama o kadar yanlış ve ötesinde "tehlikeli" şeyler yazmışsın ki bunlara cevap vermemek hatta "dediklerini bir tekrar düşün istersen arkadaşım!" dememek olanaksız. Bazı cümlelerini kopyalarak sırayla gitmeye ama uzatmamaya çalışacağım:

"Emek harcayıp film yapıyorsa saygı duymak gerek!" Hayır, bana ve bize göre yanılıyorsun. Sırf bu konu üzerine başlık açtık, yorum ve anket sonuçlarına bakabilirsin. Tamam fikrin bu olabilir, ama biz sana katılmıyoruz. Çoğumuz.

"Bir film çekiliyorsa kişiyi sevmediğimizden dolayı onun filminin de kötü olduğu anlamını çıkarmaz. Filmi aynı şekilde bir başka yönetmen çekseydi eminim şu an ki yorumların yüzde 80 i olumluya dönerdi" İkinci cümlendeki fikri ben de birkaç hafta önce ortaya atmıştım. Ama ikinci cümlenin ilk cümleyle ilgisi yok. BUrada çok az kişi sırf kişiyi sevmiyor diye filme kötü diyebilir. Bak KEzzAP parsel parsel yazmış. Mahsun'u sevmiyor. Yazısında filmlerine kötü dediğini görüyor musun? "Adam ve yaptıkları umrumda değil!" diyor. İkisi bambaşka şeyler. Filmlere kötü diyen de gerekçesini söylüyor ve söyler de.

"Bu adam türkücü kültürsüz şerefsiz kürt pislik hayvan olduğu için mi bu kadar ağır eleştiri alıyor." İşte orada dur bakalım! Kusura bakma ama: Sen diyorsun arkadaş? Ne diyorsun sen yahu? Bana bu adamın etnik kimliği ile ilgili tek bir yorum göster başlıkta yazılanlar arasında! Hadi hemen! Göstersemezsen de "evet, ben ayıp yaptım, haksızlık ettim foruma" demek durumundasın. Çünkü, Mahsun hakkında negatif fikirde olanları çok ama çok çirkin bir suçlamayla itham ediyorsun. Ne demek "Kürt pislik hayvan" falan? Ne kadar ayıp, ne kadar "yobazca". Yemin ediyorum ben son tırnak içini yazarken elim titredi, var mı böyle bir sıfat? Bunu rahatça yazıp sorgulayabilen biri olarak forumdan ve bizlerden "elinizi vizdanınıza koyun" gibi bir talepte bulunmanı anlamam olanaklı değil. Başlığa yorum yazan arkadaşların çoğunu şahsen olmasada tanıyorum. "Böyle şeyler söyleyecek kişiler değiller" gibi bir klişeye girmem ama rahatlıkla "bu zihniyette olmadıklarına eminim". HErkesi bilemeyiz, öyle olan varsa ve bu çirkinliği meselelerimize enjekte etmeye çalışıyorlarsa da birçoğumuzun müdahalesine gerek olmadan yöneticimiz sickman gerekli müdahaleyi yapar. Yani bu tip bir yaklaşım ve hakareti asla kabul edemeyiz!

Artık atlayarak yazmak zorundayım çünkü hemen her cümlen kendi içinde yanlışlar ve sorunlar içeriyor. "Bu memlekete götünü başını açıp televizyonlarda gövde gösterisi yapan kişler saygı duyuyorsa" Saygı? Nasıl bir saygı? Kİmden saygı? Para de, şöhret de, bol seks de tamam. Saygı? YOk böyle birşey. Saygı, saygıdeğer insanlarca duyulursa saygıdır.

"Size soruyorum.hanginiz yönetmensiniz peki" 1- Bunu, herhangi bir konuya asla katık etmedik, sen neden ediyorsun? 2- Etsek de bu Mahsunu eleştirmemize engel olma sebebi değildir. 3- En azından canla başla olmaya çalışıyoruz. Çok ciddi bir yardımlaşma ve dayanışma içerisindeyiz burada. Birsürü harika film üretti bu forumun üyeleri. O yüzden buradaki çaba ve niyetleri eleştirirken bir parça daha anlayışlı olman gerekiyor bence. Bak, ben hiç tanımasam da seni gayet ciddiyetle dikkate alıp sohbet arkadaşım olarak kabul ediyorum. Sen de Payitaht'ın Gerçekten Fazlası Değil'ini, Eray Dinç'in İkilem'ini, KEzzAP'ın SÜS'ünü izle, onlar yönetmen olarak kabul et ve arkadaşlarımız yönetmen olabilmiş mi kendin gör!

"Sizin o güzel yorumlarınızı okumak için bir çaba sarfediyorum ve size zaman ayırıyorum.evet zaman.benim zamanım çok önemli.ben sinemayı dinlemek istiyorum kişiyi dinlemek istemiyorum.ben mahsunun kişiliğini dinlemek istemiyorum çektiği filmin yanlışlarını doğrularını okumak istiyorum bu benim hakkım değil mi.benim zamanım kıymetli herkeste olduğu gibi.bana niye bunu vermiyorsunuz" 😀 Bu gerçekten komik bir talep aslında. Çok ama çok kısaca cevap vereyim: Gerçekten birşeyler öğrenmek istiyorsan yanlış başlıkta takılıyorsun! Ve emrin olur, sana birşeyler öğretmek için canla başla çalışacağız! 😀

"Niye bana yararlı olmuyor bu site? Neden kişilere göre yorumlanıyor bir film" İki cümle arasında 7 değil tek bir alaka bulana arabamı vereceğim! Yahu canım arkadaşım! Site sana yararlı olmuyor ve Mahsun'un filmi kişilere göre yorumlanıyor öyle mi? İkisini de tekrar düşün lütfen! Birincisi doğruysa neden ""Niye bana bunu vermiyorsunuz?" diye posta koyuyorsun bize? Ve Mahsun'un filmi kişilere göre değerlendirilmiyor. Böyle birşey yok. Mahsun sevilmiyor o kadar!

"Ben burda sinema okumak istiyorum ben sanat öğrenmek istiyorum. Ben bunu istiyorum. Çok mu şey istiyorum arkadaşlar..." Evet, biraz çok şey istiyorsun. Çünkü sanat öğrenilmez. Hele hele dünyanın en iyi üniversitelerinde öğrenilemeyen birşey burada hiç öğrenilmez/öğretilemez.

Kezzap ve Görkem arkadaşımın yorumlarına harf harf katılmamak elde değil. Dün gece yazdığım yazıyı tekrar okuduğumda gerçekten bir kaç şeyin çok ağır kaçtığını söyleyebilirim. Sanat sinemadan ayrı bir daldır. Resimde bir sanattır. Pilot öğretmen doktor vs vs yaptığımız her iş birer sanattır. Sanat olan herşey insanlara yararı olan bir takım fikirlerin açığa kavuşmasıdır. Burada fikir alışverişinde bulunan her arkadaşımız bu foruma giren kişilere yararlı oluyorsa burada bir sanat söz konusudur. Sanata yaklaşımı kelime anlamıyla sözlük anlamıyla yaklaşmıyalım lütfen. Ben burda sanatı öğrenmek istiyorum derken gerçekten bana yararlı olabilcek bir konu istiyorum demektir. Evet bu forumda yüzlerce konu var ve bu konular gerçekten bana yararlı oldu. Çünkü fazlasıyla masaüstümde bu konular depolandı. Ben sizin pozitif olan bütün herşeyinizi forumda görüyorum. Yardımlarımı alıyorum. Pek yazı yazmayı sevmeyen bir kişiyim. O yüzden pek mesaj attıp tartışmalara katılamıyorum. Fakat bana lazım olacak herşeyi ben bu forum sitesinde zaten alıyorum. Ben bunları biliorum. Benim sorunum sadece bu konu gibi gözüksede benim içime oturan konu şu. Bir yabancı yönetmeni düşünün.

Örneğin Sylvester stallone. Adam yönetmen ve oyuncu. Fakat adam ahlaklı mı değil mi orası tartışılır. Bir takım kişiler türkleri sevmediği için adamın filmlerine dokunmuyolar. Ama adamı düşman ilan etmiyolar. Şimdi soruyorum görkem. Silvester stallane gerçekten türkleri sevmiyor mu ? Gerçekten adam ahlak lı mı değil mi. Veya soruyorum mahsun ahlak lı mı değil mi. Biz onların ahlak lı olduğunu olmadığını nerden bilcez. Kaç yıl mahsunun yanında oturdun da ahlakını sevimosun. Veya kaç yıl silvester stallanenin yanında oturdun da ahlakını sevimiosun. Bu bir soru arkadaşlar. Benim bu ince ayrıntıyı anlayamam sorun. Belki bende ahlaksızım. Belki bazı arkadaşlarımızda. Bunu nerden bilebiliriz. Ahmet kayanın ölümünden bahsetmiş arkadaşımız. Evet bu olay yüzünden sevmeyebilir. Saygılıyım. Onun görüşü. Fakat hepimizi böyle mi düşünüyoruz. Biz evrensel olamıycaz mı. Evrensellik. İnsanları kişiliğini yaptıklarını ayırt etmeden insanların koyduğu sanatı tartışmak önemli değil mi. Adam sanat yapmamış insanların parasını alarak duygu sömürüsü yaptığını düşünüyorsun. Evet sana sonuna kadar anlatsamda böyle olmadığını yine inanmasın. Çünkü bu senin görüşün ve saygı denİlen şey burada devreye giriyor. Ben sana saygılıyım ve görüşüne de saygılyım. Fakat bir recep ivedik filmi insanların zayıf noktalarını bularak güldüren ve bundan kazanç sağlayarak çektikleri her bölümde ilerleme yapmayarak bir şeyler katmayarak paranın yüzde 90 nını cebe indirp biz sanat yaptık diyen kişilerde sanat yapmış değil mi. Evet bence onlarda bir sanat eseri koydular. Evet bu bir sanat. Sinemada en bok filmde bir sanat filmidir. Sanatı bir köşeye sıkıştırıp belirli konular üzerine işlenmiş filmleri sanat filmi diye niteleyen insanlarız biz. Evet gerçekten adam sanatın doruğuna çıkmış demiyoruz. Adam sanat filimi yapmış diyoruz.Bu dünyada çekilen bütün filmler sanattır. Sanattın doruğuna çıkan filmler gerçekten sanatı iyi kullanan kişlerdir. Ve ayakta alkışlamak gerekir. Bu bize düşen görevdir.

Ben mahsunu tanımyorum. Ben bir yavuz turgulu tanımyorum. Ben diğer yönetmenleri tanımıyorum. Gerçekten tanımıyorum. Adamların ahlak çizgisini adamların kişiliklerini tanımıyorum. Ve bu adamlar hakkında bilmediğim şeyler yüzünden adamları karalamak istemiyorum. Ben bir yavuz turgulun çektiği filmin altında adamın çektiği film hakkında yorumlar görmek istiyorum. Görkem arkadaşımız demiş bu sitede çok şey istiyorsun. Neden olmasın görkem bey. Neden çok şey katıpta bu site büyümesin. Hangimiz istemzki. Hangimiz bu siteye girdiğimizde bak bu site bana fazlasını veriyor demesin. Ben bu forum sitesine üyeyim diye fazlasıyla övünürüm. Çünkü hiç bir şey icraatla bütünleşmiyor. Dediğim gibi ben burda istediğimi almaktan çok bna fazlasını veren bir site istiyorum. Bunu yapamzmıyız. İmkansız mı. Değil hayatta imkansız olan hiç bir şey yok. Sadece biraz azim. Dediğim gibi konu mahsun değil konu uzun metraj katagorisi değil. Her insan gibi bu katagoriye girdiğimde filmlerin ana konularına girdğimde bu film hakkında ki görüşleri ve bu filmde yeni bir teknolojinin kullanıldığnı ve bir takım olayları bütünleştirdiği gibi açıklamaları görmek yerine filmin yönetmenine karşı tutumları okumak çok rahatsız verici. Bu mahsun için değil bu genel olarak söylediğim bir konu. Benim diğer yazdığım kısa cümlelerde yanlışlarımı gördüm ve o yanlışlar hakkında özür diliyorum. Bu benim için boynumun borcu. Ama şunu unutmayalım. Ben yine söylüyorum bu site niye fazlasını hakketmesin ki. Çok mu şey istiyorum. Çok mu şey ?

Bu arada görkem ve kezzap arkadaşımın yazımı cidiye alarak okumasına ayrı bir teşekkür etmek istiyorum 🙂

Burada en çok eleştirenlerden biri olarak diyebilirim ki valla ben hiç Mahsun yargısıyla eleştirmedim. Hatta Beyaz Melek fragmanından çok etkilenip beklentiye bile girmiştim. İlk filmi izleyince diğerlerine karşı ön yargım oluştu. Mahsun olduğu için değil. Kötü bir yönetmen olduğu için.

(naz gözlerim bitti naz. 🙂 Bi boşluk ver arada. Bi noktadan sonra boşluk ver. Arada büyük harfleri kullan:)

İbretlik bir yazı gerçekten. Noktalama işaretlerinden sonra boşluk olmamasına rağmen okudum. Sorun teşkil etmezse nazmutlu yaş kaç?

20 yaşındayım sickman. Yazı düzeltilmiştir. Öncekinden daha iyi oldu sanırım 🙂

Mahsun'un kendisini hiç sevmem. 2 numaralı sayfanın en dibindeki yorumda bana ait.

Mahsun'un ahlakından dem vururken, lafı doğrudan üzerime alıyorum; ahlaklı olup olmadığı bu kadar belirsiz (senin yazdığından bu çıkar) olan biri için sen neden bu kadar hiddetli bir savunma yapıyorsun. Belirli olan ve bilinen şeyler için bu kadar hiddet savur ama senin bile emin olmadığın bir durumdan bu kadar payeli cümleler kullanma.

Mahsun'un ahlakı için yanında durmama gerek yok. Ben 2. sayfada yaptığı davranışa iyi bir sıfat koydum zaten. Evrensellik öyle bir dillendirmişsin ki, evrensellik=düşünmemezlik olmuş. Her ağza uyan maymuncuk gibi olmuş. Evrensellik nedir ki; hür iradeni ve düşünceni birleştiremedikten sonra. Evrensellik çoğunluk mudur? Herkesin he dediğine evet demek mi?

Bak sanatı da eksik dillendirmişsin. İşin içine de bayağı bir duygu katman gerekir.

İlk yazındaki hiddet aynen ikinci yazdığında da var. Madem bu kadar forumu takip ediyorsun, buradakileri Mahsun'dan daha çok tanıman lazım ve bu kadar savunmacı birinin de bu kadar hiddetli bir yazıyla bu forumdakilerin karşısına çıkması bir acayip durum olmuyor mu?
Kezzap ve Görkem arkadaşımın yorumlarına harf harf katılmamak elde değil. Dün gece yazdığım yazıyı tekrar okuduğumda gerçekten bir kaç şeyin çok ağır kaçtığını söyleyebilirim. Sanat sinemadan ayrı bir daldır. Resimde bir sanattır. Pilot öğretmen doktor vs vs yaptığımız her iş birer sanattır.

Bu yazın kendi içerisinde çelişiyor. Sanatı sinemadan ayrı tutman bi acayip olay zaten. Artı sonunda yaptığımız her iş sanattır diyorsun. Burası da ayrı bi acayip, o zaman film çekmeyi iş bile saymadığın çıkıyor; hani sanat değil ya...

Öncesinden, Kezzap ve Görkem'in yazdıklarına harfi harfine katılıyorsun ama devamında tekrar katılmadığın tarzda üslup ve ifadeleri yineliyorsun.

Yazdıklarınla daha da fazla uğraşmak istemiyorum. Yazında çelişkiler çok fazla.

Bir de sen sanat ile zanaat arasındaki farkı kaçırıyorsun sanırım 🙂 Sanatın görevleri kısmını da tekrar gözden geçir. Öyle bir derdi yoktur sanatın.

Sonuç olarak ben burda mahsunu tartışmıyorum. İkinci yazımda bunu açıkça belirttim. 'Ben bir yavuz turgulun çektiği filmin altında adamın çektiği film hakkında yorumlar görmek istiyorum. ' Bu sözümü dikkatle okumanı istiyorum.Benim derdim bu arkadaşım. Mahsun değil derdim. Bir başka yönetmenin filminin altında bunlar yazılsaydı yine karşı çıkardım.

Sanat en genel anlamıyla, yaratıcılığın ve hayalgücünün ifadesi olarak anlaşılır. Tarih boyunca neyin sanat olarak adlandırılacağına dair fikirler sürekli değişmiş, bu geniş anlama zaman içinde değişik kısıtlamalar getirilip yeni tanımlar yaratılmıştır. Bugün sanat terimi birçok kişi tarafından çok basit ve net gözüken bir kavram gibi kullanılabildiği gibi akademik çevrelerde sanatın ne şekilde tanımlanabileceği, hatta tanımlanabilir olup olmadığı bile hararetli bir tartışma konusudur. Açık olan nokta ise sanatın insanlığın evrensel bir değeri olduğu, kısıtlı veya değişik şekillerde bile olsa her kültürde görüldüğüdür.

Bir sinema olgusu vardır birde sinema sanatı vardır. Örneğimi fotoğrafçılık üzerine vereyim. Bir fotoğraf çekildi. Her insan o fotoğrafa baktığında farklı anlamlar çıkartabilir. Bazı kişiler 'Ne sanatsal fotoğrafmış der' bazıları ise 'Sanatın yanına yaklaşamaz der!. Bu iki olgu üzerinde her bir insan farklı yorum yapabilme özgürlüğüne sahiptir .Peki Sanatın yanına yaklaşamaz denilince o fotoğraf gerçekten sanatsal olmuyor mu? Hayır elbete oluyor. O fotoğraf başlı başına bir sanat zaten. Sanatsallık ta kişiye göre değişir. BuraDA evrensellik giriyor araya. 150 kişi içinde 100 kişi bu fotoğrafa sanatsal demişse o fotoğraf sanatsaldır. Peki sanat ile sinema neden ayrı bir olgu.Sinemanın ayrı bir yapım köşesi vardır.Yemek tabağı gibi düşünelim.İçi boş.Bizim için bir anlam ifade etmiyor.İçine lezzetli bir yemek koyulsa birden iştahımız kabarır. Boş tabak bizim için bir anlam ifade etmez. Sanatta öyledir. Sinema ve sanat iki elmanın yarısı gibi. O ikisini bir bütün haline getirmek önemli. Sanatı sinemanın içine sokmak önemli. Ve benim görüşüm sinema sanattan ayrıdır ama her yapılan iş sanattır. Sanat kendi içinde bir anlamdır. Sinemada öyle. Amaç ikisini birlikte kabul etmek. Ama ikiside ayrı bir olgudur.

Aşçılık, duvarcılık, marangozluk, dokumacılık gibi günlük hayatımıza girmiş alışkanlık ve ustalık isteyen meslekler bu bölüme girer. Halk arasında bu işlere aşçılık sanatı, duvarcılık sanatı, marangozluk sanatı denilmektedir. Burada sanat deyimi, o işin bilgi ve ustalık isteyen yönüne göre kullanılır. Aslında elle ya da aletle yapılan bu tür işlere zanaat, bu işleri yapanlara da zanaatkar denir.
Tahtadan bir sandık yapmak, pratik bir sanat olan marangozluktur. Yapılan bu sandığı oyarak süslemek işi bir sanattır. Yani sanat ile zanaat aynı olgu içinde dediğim gibi iki elmanın yarısıdır. Bir bütün haline getirmek gerekir. ' Sinema ve sanat = Sanat ve zanaatkar '. Şu an ne demek istedğim anlaşılmıştır umarım...

Kusura bakma ama ben seni anlamıyorum. Defalarca okumama rağmen anlamıyorum; özellikle 3. paragrafın beni çok yordu. Yazın içinde çok fazla tutarsızlık var. Birbir yazmak da istemiyorum. O da benim kusurum olsun.

2. ve 4. paragraflar kendi fikirleri değil zaten HHK. Wiki ve forum tarzı yerlerde yazan şeyler. Sanıyorum 3. paragrafı desteklemek için koymuş onları. Ama 3. paragrafı ben de anlamadım.

Av Mevsimi başlığında, başka yerlerden aldığını bulmuştum. Oraya da yazdım ama puff olmuş sorun değil. 🙂

Sesizce bu forumu takip ediyordum ve keşke sesizce takip etseydim.yorum yazdığıma ve okuduğum bir yazıyı beğendiğimden dolayı arkadaşların okuması için paylaştığım bir yazıyı ( av mevsimi ) yazdığıma bin pişman oldum.Alıntı yaptığım yazı hakkında kaynak belirtmediğim için yanlış anlaşılmalara yol açtım. Sickman arkadaşıma söylüyorum.Benim üyeliğimi silsin.Yanlış tanındığım için ve ön yargılı birisi olarak yaklaşıldığım için...

Üyelik silmeye gerek yok. Bir yazı görmüş ve paylaşmışsınız ama bunun belli kriterleri var maalesef. Birincisi o yazı birinci tekil şahıs ağzıyla yazılmış, ben, bence, benden diye anlatıyoy her ne anlatıyorsa. Eğer bunda bir kaynak yoksa bu yazının sizin olduğu sanılır. Biz öyle sanalım sorun değil ama ya o yazıyı yazan burada olduğunu anlasa gelip demez mi "ne biçim forum lan bu, çalıp çalıp yazıyorsunuz buraya kaynaksız", der. İşte onu dememesi için böyle yazılarda kaynak olması lazım. Kaynak koymamanız sizin yanlışınız, bizim sizi yanlış anlamamız sizin yanlışınız, bizim o yazıyı silmemiz bir yanlış değil. Dolayısıyla yanlış anlama olmuşsa sizden kaynaklanmış. Şimdi yazmak isterseniz bizim için sorun yok, istediğiniz şekilde yazıp okuyabilirsiniz. Üyelik silme gibi bir duruma gerek yok yani.

Bu başlıkta bu konuyla ilgili başka bir şey yazmayalım. Başka söyleyeceğinizi varsa özelden yazabilirsiniz.