İlginç, ben çok beğenirsin sanmıştım. Karma marma da olunca işin içinde.

Beni en çok şaşırtan filmin komedi olmamasıydı. Hatta komedi içermemesiydi. Belki Vizontele'ye de komedi demeyiz ama bir şey bir şey+komedi diyebiliriz, bu film hiçbir şekilde komedi değil. İçerisinde sadece komik bir karakter var, o kadar. Dram da diyemem ama Erdoğan öyle muhteşem oynamış ki bitirdi beni tüm film boyunca. Ancak ne yazık ki (gerçi ilk kez mi yaptı bilmiyorum ama) kurguya da el atınca tökezlemiş. Filmin en büyük sorunu kurgusuydu.. Devamlı bir siyaha düşmeler, hatalı kesmeler, zaten yorucu bir filmi daha da batırmış. Erdoğan bu işi pek bilmediğini göstermiş oldu gibi bir hava aldım tüm film boyunca. O nasıl kurgudur hâlen hayret ediyorum.

Diğer oyuncularla ilgili bence sorun yüzlerin eskimiş olması değil oyunculukların sefil seviyelerinde olmasaydı. İyi oyun verseler çok güzel yerdik. Örneğin Erdoğan'ın eşini oynayan kız her ne kadar genç dursa da muhteşem oynadı ve hiç sırıtmadı. Gerisini topla çöpe at. Direkt çöpe at yani. Sırf Erdoğan'la kontratları var diye o rolleri aldıkları çok belli. Yoksa Erdoğan gibi bir çevreye sahip biri böyle oyuncuları oynatmaz filminde, oynatmamalı. Cezmi Baskın da ders olacak bir performans sergiledi yalnız.

Ben de fazla beğenemedim filmi ne yazık ki, kötü değil ama iyi de değil. Arada kalmış.

Ben bu filmin böyle olacağını az çok tahmin etmiştim fragmanından belliydi sanki. Yılmaz Erdoğan'ın ve ekibinin çok tarzı olmayan bir yapısı vardı sanki. Neden böyle bir film yapmak istedi anlamadım. Galiba artık film yapamıyor mu ne. İzlemedim ama daha en yakın zamanda izliyeyeceğim...

rezalet bi filmdi. tek bi lafa güldüm. o da yılmaz erdoğan'ın çocuğa ettiği küfürdü.
Ne görüntü var, ne reji, ne oyunculuk, ne senaryo.
Çok güzel hareketlerin ilk bölmünü izlememe rağmen , Ersin'den gark geldi. Filmde de gark geldi.
Manisa'da bir sinemada seyrettim. Burasının Anadolu olmasını kabul edersek, Anadolu insanı bile her şeye gülmüyor. Ama Ersin çıkınca gülüyor. Neden? Çünkü mutfaktan dolaylı şartlanmış.
Yapmıcaksın arkadaş. Yılmaz Erdoğan'san, eğer sen bu ülkenin kallavi sanat ve kültür merkezi sahibiysen, gişe rekoru kıran oyun yazarıysan vs vs böle filmler yapmıcaksın. Vereceksin genç bir yönetmene, o yapacak, sen oynayacaksın. Eğer bunları düşünemiyorsan, yeteneğini entellektüelitesi ile destekleyebileceğim hiç bir yanı olmaz benim açımdan. Sadece Allah vergisi derim yeteneğine.Aksi halde "Bu adamın ömrüm boyunca ne filmine, ne oyuna giderim, sadece indirip izlerim" huyumu devam ettiririm.Ettiricem de.
Harcadığım 2 saatime yazık oldu.
3/10. 3 puan da sette ekmek yiyen,ter döken insanların ve o tek lafın yıllarca kullanmamın hatrına.
İyi çalışmalar.

5/10
Neşeli Hayat
Yılmaz Erdoğan tarzı yine. Akışı iyiydi filmin ama komedi filmi gibi değildi .Görüntüler de pek parlak değildi işin aslı emeklerine sağlık yine de ...

ayıp ayıp o film yılmaz erdoğan'ın en iyi filmi.
en iyi filmi çünkü, senaryo ve duygu açısından en başarılı filmi.
kendi oyunculuğunun nirvanaya ulaştığı film.
ne bekleniyor ki filmden altınıza edene kadar gülmek mi ?
Hokkabaz da böyle değildi(komedi) ama babasının boxerla yürüreyerek gelip kızla yürüyüşe çıkması esnasında ,
"ya olur mu boxerla falan"
cem yılmaz : "yani herşey düzgün bir boxer şey di mi "
deyişi yarıyordu insanı
mesela recep ivedik 2 çok komikti, yani çok komik sahneleri vardı
çünkü kendisi inanarak oynayan birisi
güzel bir oyuncu
fakat ne kaldı akılda ? ara ara açıp izlenecek film mi ? hayır :=) öyle laylay lom bi filmdi.
neyse gelelim filmimize
--bundan sonrası SPOILER içerir.
bu film daha farklı tabi insanı gülmekten sıçırtan çok sahnesi var.
ama
Sırf, "çok güzel hareketler bunlar" da oynadığı için oynatılan oyuncular göze batanlar, filme giremeyenler vardı, fakat,
unutulur mu , "biz lokmanın aaaaraşlarıyız" diyen ve arkadaşı olmadığı her halinden belli o 2 abinin duruşu, söyleyişi ?
"kardeşime mahalle az gelir, hiltonda yaparız diyo" tarzı abiye kız isteme durumunun açılması ve akabinde alınan cevapların lokmana söylenmesi sırasındaki dialoglar,
"adam tutturdu horoz kesicem diye, damadım diyor başka birşey demiyor," "adam durmadan fıstık yedi"
sahneleri of of oradaki söyleyişler zaten fazlasıyla koparıyordu insanları
hele Lokman'ın 480 ytl getirip "abi sen onu 500 e yuvarla" diye başlayan pazarlık sahneleri
yeterince komikti
hatta
"baba akü yok!" sahnesinden daha komikti . o kadar çok dile dolanır mı bilmem ama mizahın dozunu kaçırmadan, küfür etmeden çok güzel güldürdü sinemada gözümden yaş geldi.
heralde insanlar bu çok güzel hareketler bunlar tayfasından komiklik bekliyor ama onların hiç bir komikliği yoktu 🙂
film zaten komedi filmi de değil .
ersin kendisi röportajda söyledi, "komedi değildi, oynadığım rolde komik bir rol değildi, o yüzden çok zorlandım, hep komik rollerde çıktığım için bu rol bana epey zor geldi ama yılmaz abinin yardımıyla kıvırdım"
diye bir açıklama yapmıştı.

Sade vatandaşın yaşadıklarını, umutlarını, hayata tutunmasını , çok çok güzel anlatmış aferim yılmaz aferim ya

10 üstünden 8 veriyoruz. daha da verilir . tekrardan açıp açıp izliyecek çok sahnesi var aferm yılmaz erdoğan :=).

bu da bir kaç yorum

http://www.tersninja.com/sinema-yazarlari-yilmaz-erdoganin-son-filmi-neseli-hayat-hakkinda-ne-dusunuyorlar/ " onclick="window.open(this.href);return false;

Ya abap ne demek ayıp ayıp? Beni mi ayıplıyorsun? Sence verdiğin örnekler kadar sığ bir yorum mu yapmışım yukarda? komik bir film izlemek amacıyla gidip hayal kırıklığına mı uğramışım? Sinema filmi izlemek için gittim. Beklentimin çok altındaydı ve sebeblerini de hiçte altı dolu olmayan sebebler değil. Yılmaz Erdoğan'ı çok ama çok seven birinin yorumlarıydı emin ol. Söylediğin sahnelerin hepsi başlı başına çok ama çok komik sahneler. Hele o Rıza'nın bağrına bağrına vurduğu sahne yerle yeksan oldum. Hele o tutarsız lafını anlamayan ersin'e of ki of... Fakat filmin bütününü ele almak gerekir. Y. Erdoğan'ın Yılmaz Güney gibi kurgu masasına özenmesi yüzünden batırdığı sahneleri farketmeyip bir yılmaz güney olmadığını hala anlamamasını nası göz ardı edeyim. Fakir edebiyatı yapıp söyleyecek iki tane sağlam cümlesi olmamasını zaten çok iyi bildiği komediyi araya serpiştirmesiyle nasıl kurtarayım. BKM oyuncuları rezaletin ötesinde kötü oynamışlar bana göre.

Özgür abiye katılmakla birlikte nedir bu AYIPlamak ? İstersem küfrederim istersem de bayılırım bunu tartamazsın eğer senin filmin değilse ki değil . ee nedir bu iddialı yorumlar aferim yılmaz aferim ler ? Hocam kusura bakma ben seni çıkaramadım sanırım ? Usluba dikkat önemli birşey sanırım buna defalarca ayıp yazılabilir zandımca ...

Yahu klasik abap işte, niye abartıyorsunuz anlamadım.

@özgür
+yok ben bey amca duymuyor diye öyle yüksek sesle şey ettim
-yaptığn düpedüz kabalık
eheh
yok aslında orada bir arkadaş rezaet 10 üzernden 3 falan deyince
ayıp diye ona da yazdım ama rezalet diyen herkes bu ayıbın içindedir
Edirne, Ardahan, Soma, Tunçbilek, Seyitömer ve Tavşanlı o zaman onlarda bu aıyıbın içinde,
çal yavuz abi,
when you just dream about it
i can see it in your eyes
when you feel that you can do it
you can easily realize
you can easily
you can easily
you can easily
you can easily realize

şaka bi yana ; rezalet ne demek nası rezalet, ayıptır vallaha günahtır.
senin yorumunda pek birşey yok aslında, git gel yaşamışsın iyi mi kötü mü diye , olabilir
daha önceki filmlerde olduğu gibi akılda kalan replikte pek yoktu o konuda da haklısın :=)
fakat yine de 10 üstünden 6 dan fazlasını hakediyor eğer vizontele ve organize işlere 6 nın üstünde verdiysen.
ya allah aşkı söyle,
fakir edebiyatı olarak değil, yani oradaki insanın hikayesini çok sade ve süper anlatmamış mı söyle ya.
rüyaya giren ak sakallı DUDE; de kurgu konusunda haklı sen de demişsin gerçi kurgu konusunu, orada bir sıkıntı olmuş ama kurgu yüzünden de yemeyelim hikayeyi.
öyküsü çok iyi , çok iyi
demet akbağ da olmalıydı dedirtiyor insana
öyküler, parçalanmış kadınların ve erkeklerin kanını yerden kaldırmalı. öcümüzü almalıyız, hayatı "O becerenlerden". bütün delirmelerimizi delirtmeliyiz onlara. bütün yaralarımızı iade etmeliyiz. bu yüzden, bu yüzden işte, öyküler , 'için" değil, "yüzünden".
bir türlü düzeltilemeyen bir yaşamın, gökyüzüne doğru biriktirdiği konuşmaları çok güzel sinemaya aktarmış aferim yılmaz erdoğan.

Neşeli Hayat - Yılmaz Erdoğan 8/10

Çok başarılı bir film olduğunu düşünüyorum. Yılmaz Erdoğan'ın en iyi filmi diyorum.
Yoksulluk ve yoksulun ulaşamayacağı sınıflar ile ilgili ilişkisine dair gayet iyi bir hikaye ve beni şaşırtan bir yönetmenlik becerisiyle bu sene izlediğim iyi Türk filmlerinden biri oldu.

Dilber'in Sekiz Günü 8.5/10

İzleyin izletin. Çok iyi bir hikaye. Fırat Tanış'tan şahane bir oyunculuk.
Beni uzun süredir sağlam çarpan böyle bir Türk filmi olmadı.
Sonu özellikle yıprattı. Eşkiya'dan ayrıldığım hisse benzer bir his diyebilirim.
Fakat Cemal Şan'ın bu üçlemede ışık kullanımına dair genel bir sorunu var.
Parıl parıl parlıyor her yer. Sanki gökyüzünde florasan var gibi 🙂
Vesikalık ışıklandırması bile diyebilirim abartıp.

🙂

Asıl Recep İvedik 6.5 / 10 dedim kimse bir şey demedi geçenlerde ben ona şaştım. 🙂

Puana takılmayın. Onlar herkes için farklı.
İkisi de gayet iyi film işte. En azından benim için.
Dilber'in Sekiz Günü azıcık daha yönetmenlik becerisi barındırsa 9 puan olur benim için o derece.
Niye sevmedin anlayamadım. Tamam görsel olarak, özellikle akşam sahnelerinde spot altında çekilmiş gibi film, eyvallah.
Ama senaryo vurucu. Oyunculuklar çok iyi. Yönetmenlik orta karar. Bu durumda 8.5 fazla aslında, 8 olmalı.

Zihnimi biraz özgür bırakınca sevmeye başladım bazı filmleri ilginç. Kafam karışık bu aralar. Geçiş dönemi diyelim. 🙂

It's a Wonderful Life'ı izlemedim bu arada yorum yapamıyorum.
Ama iyi film bence Neşeli Hayat.

Zihnimi biraz özgür bırakınca sevmeye başladım bazı filmleri ilginç. Kafam karışık bu aralar. Geçiş dönemi diyelim. 🙂
İyi bir yere çıkacak bence ya hadi hayırlısı 🙂

🙂

Asıl Recep İvedik 6.5 / 10 dedim kimse bir şey demedi geçenlerde ben ona şaştım. 🙂

Puana takılmayın. Onlar herkes için farklı.
İkisi de gayet iyi film işte. En azından benim için.
Dilber'in Sekiz Günü azıcık daha yönetmenlik becerisi barındırsa 9 puan olur benim için o derece.
Niye sevmedin anlayamadım. Tamam görsel olarak, özellikle akşam sahnelerinde spot altında çekilmiş gibi film, eyvallah.
Ama senaryo vurucu. Oyunculuklar çok iyi. Yönetmenlik orta karar. Bu durumda 8.5 fazla aslında, 8 olmalı.

Zihnimi biraz özgür bırakınca sevmeye başladım bazı filmleri ilginç. Kafam karışık bu aralar. Geçiş dönemi diyelim. 🙂

It's a Wonderful Life'ı izlemedim bu arada yorum yapamıyorum.
Ama iyi film bence Neşeli Hayat.
Neşeli Hayat'a 8,5 verebilmen.. Göz var nizam var be birader :). Yani kamera arkasıyla ilgilenmeyen veya sinema meraklısı olmayan tabii ki sevebilir ama film çeken bir insanın bu filmdeki hataları görememesi ilginç. Ha ben gördüm, ona rağmen duygusuna 8,5 verdim dersen yine olmaz. Yememiş o duygu çünkü. Minimalist senaryo yazıp popülist kırması bir şey çekersen olmaz çünkü. Her anlamda ortada kalmış bir film Neşeli Hayat. O nedenle notu da orta olmalı sanki 5,5 falan.

Zaten bu tartışma her türlü akaratas'a yarıyor. İki ayrı neferiyken birinin kalesi düşmeye başlıyor. Bak nasıl sevindi akaratas. 🙂 Toparlan KEzzO.