enjeksiyon'un forumdaki tek işlevinin gereksiz kavgalar çıkarmak + bilgi edinmek olduğunu anladığınız gün böyle gereksiz tartışmalar çıkmayacak forumda. Adam BS'de de böyleydi, burada da böyle. Söylüyorum inanmıyorsunuz, yüzüne de defalarca söyledim, ondan böyle rahatlıkla yazıyorum buraya da.
Azcık rahat dur len Erkan, işin gücün gereksiz tartışma :).
Bildiğim kadarının, anlatabildiğim kadarı.. Eylem Planı.
Ömrünüzde duymadığınız bir sporla ilgili Türkiye'de ve dünyada neler yaşanıyor diye meraktan çatlıyorsanız Laff Ultimate'a beklerim.
Anaa forum kafayı yemiş... Lan biz de aklı başında adamlar var diye takılıyoruz haa...
Erkan avukat mısın lan yoksa akraba falan mı filmi çekenler, noluyo layn... 🙂
Yazdıklarını bi oku bence, bak seni ne kadar sevdiğimi bilirsin ben bile rahatsız olduysam vardır bir durum... Adam eleştiri yapacak tabi yoksa burda işi ne...
- baço
Madem Haydar beyde gelecek, sanırım bende gelsem iyi olacak. ilkyardım çantamla o zaman, şimdi birde hastane falan aramayla uğraşmayın.
http://moralbozukluguve31.com/ " onclick="window.open(this.href);return false;
film internette yayında.
i've been twelve forever
henüz izlemedim ama fragmandan gördüğüm kadarıyla konuşacağım. fatih özgüven'in bu filmi sevmiş olabilmesi dehşet verici bence. hayır tüm garezin popüler olana mıydı? buradaki içeriğin en ucuz amerikan gençlik filmlerinden ve onların yerli taklitlerinden ne farkı var? zarfa mı bakıyorsun sadece? tamamen aynı ortak mekanizma değil mi bu filmi ve diğerlerini çekici kılan. espriler (çok beğendiği berber dayama esprisi dahil) aynı değil mi? ne budalalık.
bu film %100 ticari bir proje. viral pazarlama stratejisinden ibaret. sonraki projelerde referans olacak. kime karşı referans. sektördekilere. ne açıdan referans. gençlerin dikkatini çekme, yaygın izleyiciye ulaşma ve popülarite açısından. ha bir de ifistanbul ve fatih özgüven referansı var ki projeyi pek elit, pek tatlı bir yere konumlandırıyor.
internette ilk kez karşılaştığımız bir olay değil bu. hepsini yapanlar bir şekilde "yırttı". ve bu adamlardan hiçbiri sinemamıza bir şey kazandırmadı daha sonra.
not: fatih özgüvene kızgınlığım geçmedi hala. korsancılarla dağıtmak avangartmış. ulan.. aklını peynir ekmekle mi yedin be adam! reklamın iyisi kötüsü olmaz diye bir laf da mı duymadın. internet çağının iş modellerinden bihaber misin? bir de daha da önemlisi. ben de izleyeceğim az sonra filmi. eğlenebilirim, gülebilirim, kanım ısınabilir yalan değil. sonuçta karı kız meseleleri her daim ilgi çekici konular. recep ivedikte de güldüğüm yerler oluyor. ama bu kişisel eğlenme deneyiminden hareketle ulusal gazetede sinema yazısı yazmak sinema yazarlığı mesleğine temelinden hakaret.
- zaman ne çabuk geçiyor.
- zaman duruyor da içinden biz geçiyoruz galiba.
Önce bir izleyeyim, sonra zepra'ya katılacağım gibi geliyor bana. Gerçi kafadan da katılıyorum ama yine de izleyelim.
ben filmi izledim. çok eğlenceli bir film. fragmanından iyi sahiden. oyuncu arkadaşlar da çok başarılı. doğal, samimi ve komik karakterler canlandırmışlar.
aması var. hani BS zamanında da çok yapılan buluşma filmleri olur. ya da böyle bir araya gelip "geyiğine" çekilen filmler olur. hah işte onlardan bu film. bir gram fazlası değil.
dönelim fatih özgüven tarzı yaklaşacak kendini bilmezlere. recep ivedik'i yerin dibine sokup bu filmi övemezsin arkadaşım. kendinle çelişirsin. aynı şekilde aydemir akbaş'lı seks komedilerine tu kaka diyip bu filme yeşil ışık yakamazsın. yine kendinle çelişirsin. çünkü bu film bu saydığım filmlerle aynı kulvarda. özellikle recep ivedikle çok fazla noktada benzeşiyorlar. bir tek tamamen karikatürize bir karakter yerine daha gerçekçi iki tip var başrolde. onun dışında konsept aynı.
korsan cdcilere parayla da satılabilir. sex sells sonuçta.
- zaman ne çabuk geçiyor.
- zaman duruyor da içinden biz geçiyoruz galiba.
Festival kataloğundada geçtiği gibi 35 mm mi çekildi bu film ? Yoksa sadece gösterim kopyası mıdır 35 mm olan ?
eraydinc.com
vimeo.com/eraydinc
gösterim kopyası 35mm
i've been twelve forever
3 soru 🙂
1-) ne kadar tuttu 35 mm basmak ?
2-)if istanbul gösterimi için 35 e basmak şart mı ?
3-) unuttum üçüncü soruyu 😀
Şimdi hatırladım. Film kaç dakika ? 🙂
eraydinc.com
vimeo.com/eraydinc
Ne bekliyordunuz ki? Bu daha başlangıç. Kim bilir daha neler göreceğiz. Orgazm anında alınan hastalıklı, tuhaf hazzın bir filmde belirleyici rollerden biri olması, sırf bu yüzden bile Fatih Özgüven'in ilgisini çekiyor olması fazlasıyla normal. Fazlasıyla normal olduğu için anormal. Orgazmın verdiği hazzı bütün bir hayata yayamamanın verdiği moral bozukluğu, insanın beyninin kıvrımlarından akıp gitmesi. Bundan daha büyük ızdırap olabilir mi? 🙂 Bütün bir hayat boyunca şehvetle titreyen vücutlardan oluşan toplum modelini oluşturamama üzerine hayal kırıklığı. Bu kırıklığı onarma adına hayal kurmak. "Matrix"in son filminde vardı böyle bir sahne. Zion'da gerçek olmanın tadını çıkaran insanlar kendilerinden geçip dans ediyorlardı. "Dur bakalım" demiştim, "Wachowski'ler ne kadar ileri gidebilecek?". Bedenlerinin kendi kontrolleri altında olmasının verdiği mutluluk ve neşeyle ve hastalıklı hazza bulaşmadan, bunun kötücüllüğünden daha önceleri çok dersler çıkardıklarından, çok da ileri gitmeden kendilerinden geçmişlerdi. Ama "Matrix"e giden yol çok uzun ve bu yoldan çıkmamak için, insanlık her türlü çılgınlığa çoktan gebe. Evrenin yaratılışından bile önce, kim bilir.
Kalem Oynatan İle Ayı Oynatanın Buluştuğu Yer
abi orgazm anında alınan hastalıklı hazzın belirleyici rolde olduğu filmler seviyorsan ben link veriyim sana daha 😀
- zaman ne çabuk geçiyor.
- zaman duruyor da içinden biz geçiyoruz galiba.
abi orgazm anında alınan hastalıklı hazzın belirleyici rolde olduğu filmler seviyorsan ben link veriyim sana daha 😀
Cronenberg'in "Chrash"i aklımdaydı o an. Varsa böyle filmler bildiğin kalburüstü, görülebilir. Neden olmasın.
Kalem Oynatan İle Ayı Oynatanın Buluştuğu Yer
abi orgazm anında alınan hastalıklı hazzın belirleyici rolde olduğu filmler seviyorsan ben link veriyim sana daha 😀
Cronenberg'in "Chrash"i aklımdaydı o an. Varsa böyle filmler bildiğin kalburüstü, görülebilir. Neden olmasın.
yok benimkiler o kadar kalburüstü değil de sen ciddi ciddi bu filmi kalburüstü mü görüyorsun ona takıldım şimdi.
- zaman ne çabuk geçiyor.
- zaman duruyor da içinden biz geçiyoruz galiba.
Ben daha filmi görmedim. Görmeye de niyetim yok. Fragmanını bile görmedim. Ha, derlerse "görmediğin bir film için niye yazdın?". Ben de derim ki: "Varsayalım ben Metin Şentürk'üm. Ben söyledim sekreterim yazdı."
Bu filmi kalburüstü görmüyorum. Yazılanların çoğuyla aynı fikirdeyim. Fikir üzerinden ilerledim biraz. Sonuçta eylem gereği milyonlarca aday arasından yalnızca biri dünyaya geleceğine göre, bu benim yorumum olmayacaktır büyük bir ihtimalle.
Kalem Oynatan İle Ayı Oynatanın Buluştuğu Yer