Forum

Moral Bozukluğu ve ...
 

Moral Bozukluğu ve 31

49 Gönderi
16 Üyeler
0 Reactions
8,782 Görüntüleme
(@alice)
Gönderi: 489
Başlığı açan
 

fatih özgüven'den

Tutunamayanlar'ın torunları.

!f’de merak ettiğim filmler arasında olan ‘Moral Bozukluğu ve 31’in
her şeyden önce adını seviyordum (biraz, ayıptır söylemesi, Kierkegaard’ın ‘Korku ve Titreme’sini hatırlattığı için) fakat şu konu özetine de doğrusu güvenemiyordum: ‘Ege ile Kerem bol bol mastürbasyon yaparak mutlu bir hayat yaşamaktadırlar. Bir gün Eros çıkagelir ve iki genç adama bir hafta içinde bir kadınla beraber olmazlarsa penislerini keseceğini söyler. E. ve K. acilen sevişebilmek için amansız bir mücadele içine girerler.’
Çocuksu; üstelik insan, komikliğe yeltenen Türk sinemasını düşününce bu konu özetini bolca mastürbasyon ‘iması’na, yaldızlı ambalaj kâğıdı ya da pelüşe sarınmış Eros rolünde bir pandomimciye, geri kalanı da kötü abazanlık komedisine tercüme ediyor- tabii bol bol pipi kelimesi eşliğinde... Ama tam tersi; !f’in hit filmi ‘Moral Bozukluğu...’nun mastürbasyonu bir ‘insanlık durumu’ olarak ne kadar içtenlikle ele aldığını hemen farkedeceksiniz. Eros derseniz mahalleden son derece sinir bozucu bir arkadaş kadar sahici. Komikliğe gelince film oldukça komik, ama daha çok bir kastrasyon korkusu komedisi- ev arkadaşı sit-com’u ve Cihangir’de devr-i alem filmi olarak... (Yenilerde hangi filmde Roma bahçesinin bu kadar iyi kullanıldığını gördünüz?) Penisgil sözcüklere gelince, Yılmazlarda, İvediklerde seyircinin kafasına kafasına inen ve kimi seyirciyi söz konusu şeye bizzat sahip olduğuna pişman eden sözcüğü burada adeta duymuyorsunuz... diyecek kadar iddialıyım. Duyuyorsunuz tabii, ama film durmadan ‘o şeyin’ adının söylenmesiyle değil, ‘o şeyle’ ilgili bir durumun yarattığı komiklikle ilgili. Küçük bir ayrım, fakat Türk komedi sineması için büyük bir adım, pipi aleminden komedi âlemine geçişin ilk aşaması bile olabilir. Zaten, Ege ile Kerem’in komiklikleri de pipilerinin kesilecek olmasından duydukları dehşet kadar, esasen yıllardır ev arkadaşı olmalarından ileri geliyor. İkilinin atışma, darılma, gücenme ve sonradan barışma seremonileri ‘Moral Bozukluğu...’ndaki komedinin asıl kaynağı ve gerçekten de son derece eğlenceli. Kızlarla ilişkileri de öyle... (Evet, kızlar da var filmde, sadece pipi reseptörü olarak değil üstelik.)
‘Moral Bozukluğu ve 31’i bence görünüz. Ayrıca, filmin kendi başına bir eser olan müthiş soundtrack’ini de anmak gerekir. Ayrıca, yüzlerce öğrenci filmi seyretmiş biri olarak, filmin tür filmleriyle dalga geçmek isteyen gençliğin sevdiği bütün malzemeye ve/ayrıca onun parodisine hakim olduğuna, hatta bunun bir ‘manası’ olduğuna da yemin edebilirim. Ayrıca, tek bir günde çekildiğini ve aynı sahneyi bir gün boyunca çekme auteur’lüğüne bir karşı çıkış olduğunu hatırlatmak isterim. (En az önemsediğim kısmı gerçi.) Ayrıca ayrıca, reklam ajansı vb. çıkışlı gençliğin nihayet espride hem ‘ajans içi’ hem ‘sokak’ tipi bir denge tutturduğunu gözlemlemenin uyandırdığı sevinci zikredebilirim. Genel olarak, filmin tazeliğiyle içimi açtığını ve beni sadece görev duygusuyla gideceğim ‘İvedik 3’ten kurtardığını da ekleyebilirim. İlaveten, filmi yapanların filmlerini sadece korsan marifetiyle dağıtmaya niyetli olmaları ya da isteyenlerin yakın bir gelecekte filmin tamamını http://www.moralbozukluguve31.com " onclick="window.open(this.href);return false;’ dan indirebilmeleri imkânının avangardlığından bahsedebilirim. Bütün bunlar olmadıysa son çare olarak Kerem’le mahalle berberi arasındaki şu ölümsüz diyalogu da nakledebilirim: ‘Ağbi değdirecek misin, kolumu indireyim mi?/ Yok bıraktık artık o işleri, biliyorsun evlendik.’ Ne derler, ‘yok böyle bir şey’.

http://213.243.28.155/Radikal.aspx?aType=RadikalYazarYazisi&Date=&ArticleID=980687 " onclick="window.open(this.href);return false;

i've been twelve forever

 
Gönderildi : 15/02/2010 1:42 am
(@ercin)
Gönderi: 0
 

Siz dediğin kim enjeksiyon, ayrıca kim kime zavallı dedi, aksine ben adamlara bayağı zekilermiş dedim, senin kafa iyiydi kesin. 😀 Ha bir de korsan dvdcilere düşürmek meselesinin ticari olmadığını söylemişsin. Bence ilk etapta bi kazanç elde etmeyecek olsalarda bu çok önemli bir ticari hamle. Bu şeye benziyor, yabancı sermayeli bazı bankalar hani yolda yolakta her önüne gelene kredi kartı veriyorlar ya, bu kartları alan insnaların önemli bi kısmı ödeyemiyor bu paraları, dolayısıyla bu bankalar kredi kartından pek de kar elde edemediler? Peki bu banklalar neden hala her önüne gelene kredi kartı vermeye devam ediyor. Cevap basit, özellikle ülkedeki yabancı sermayeli yeni bankalar sektördeki paylarını risk alarak da olsa bi şekilde büyütmek istiyorlar. Eee dolayısıyla öyle ya da böyle sektöre yerleşecekler, sonrası da yürü ya kulum tabi. Ha şimdilerde bu bankalar bunu başarmış durumdalar gerçi.. Bu işler böyle işte. Ben de diyorum ki bu iş finans işi deği. Bu sinema ya, canımız ciğerimiz. Yok sen kubrick misin tek seferde çek geç lan, bu nasıl bi laftır yav. Nasıl bir tarzdır, nasıl bir filmdir? Ama reklamcı arkadaşların müthiş bir pazarlama stratejileri var, çok başarılılar bu konuda. İşte benim eleştirim de bu büyük çelişkiden kaynaklanıyor, yoksa başka bir şeyden rahatsız olmuş değilim. Öyle işte,..

 
Gönderildi : 18/02/2010 3:01 am
(@enjeksiyon)
Gönderi: 1450
 

Ulan bu memlekette ne yapsan kabahat kimseye yaranamıyorsun? Sanki insanlarda yaptığın şeyi boklama içgüdüsü var adam taa yabancı sermaye kredi kartı dağıtımına kadar götürmüş işi bravo? Oturun sizde yapın canınız ciğeriniz sinemayı yüceltin. Nasıl yapacaksanız!!!

şimdi daha çok seviyorum seni hayat, hadi...

 
Gönderildi : 18/02/2010 12:44 pm
(@kezzap)
Gönderi: 0
Admin
 

Ben bu filmi çok olumlu buluyorum gördüğüm kadarıyla.
Filmin içeriği hakkında konuşmak için erken ama yapmaya çalıştığı şey önemli.

 
Gönderildi : 18/02/2010 5:13 pm
(@payitaht)
Gönderi: 0
 

Bu tip çıkışlarda önemli olan filmin niteliğidir. Her ne kadar kendi filmimiz için yaptığım bir yorumda "filmin güzel olup olmadığının önemi yok önemli olan yapmaktı" desem de, filmin nasıl olduğu çok önemli. Bir günde çekeceğim diye teknik ve içerik olarak kötü film çektiysen bu affedilebilir bir şey değildir. Kendi hareketini baştan baltalamaktan da öteye gitmez. İlla ki her film birbirine benzemek zorunda değil ama fragmandan anladığım kadarıyla pek hoş bir film bizleri beklemiyor. Böyle olunca altına imza attıkları manifesto gibi şey de bütün anlamını yitiriyor. Yine de bu tip denemelerin hoş olduğunu düşünüyorum ama çok fazla beklenti içine girmek de yanlış olur.

 
Gönderildi : 18/02/2010 5:33 pm
(@sickman)
Gönderi: 3651
 

Erçin, "Yoksa sen Kubrick misin tek seferde çek geç lan" olayını ben anlamadım. "Kubrick gibi kallavi yönetmen değilsin, tek seferde çekemezsin" mi demek istedin (ki öyle anlaşılıyor), yoksa "Kubrick gibi kallavi yönetmen değilsin, sittiret tek seferde çek, geç" mi demek istedin.

Filmin bir günde çekilmiş olması olayı açıkçası beni hiç bağlamaz film kötüyse eğer. Film iyiyse de tek günde çekilmiş olması beni bağlamaz. Ben bu sloganı gereksiz buldum açıkçası. "Tek günde bu kadar oluyor be abi" diye bir bahaneye sığınacakmış hissiyatı oluşturuyor bende. Ya da "tek günde bunu yapıyoruz, bir hafta uğraşsak Kubrick oluruz" hissiyatı. İkisi de kötü çağrışımlar yani, gereksiz. Sonuçta film güzel olabilir, fragman dandik ama bu filmi kötü yapmaz tabi. İnşallah iyidir, güzel bir deneyim our izleyenler için. Ben doğuştan manifesto olayına karşıyım. Manifesto, kriter falan hep boş işler. Bırak akışına, içinden nasıl geliyorsa öyle çıksın, ne kısıtlıyorsun kendini.

www.fadeoutstudios.com - www.soberworks.ist - www.budabi.tv

 
Gönderildi : 18/02/2010 6:24 pm
(@ercin)
Gönderi: 0
 

Ulan bu memlekette ne yapsan kabahat kimseye yaranamıyorsun? Sanki insanlarda yaptığın şeyi boklama içgüdüsü var adam taa yabancı sermaye kredi kartı dağıtımına kadar götürmüş işi bravo? Oturun sizde yapın canınız ciğeriniz sinemayı yüceltin. Nasıl yapacaksanız!!!

Doğru düzgün konuş birader, ali kıran başkesen misin sen? Biraz saygı duy, biriniz de şu adamı üslubundan dolayı uyarın be arkadaş.. Ben mi uyarayım.

Bu nedir yahu, bir mevzuyu doğru düzgün konuşup tartışamayacak duruma geldik. Pess.

 
Gönderildi : 19/02/2010 12:14 am
(@enjeksiyon)
Gönderi: 1450
 

Yok sen kubrick misin tek seferde çek geç lan, bu nasıl bi laftır yav. Nasıl bir tarzdır, nasıl bir filmdir? Ama reklamcı arkadaşların müthiş bir pazarlama stratejileri var, çok başarılılar bu konuda.

Sen önce doğru konuş ondan sonra bana de! Hiç tanımadığın niyetlerini bilmediğin adamları neyle suçladığına bak. İçine sığdıramıyorsan da sus! Doğru düzgün konuşamayacağız tabii, amaçlarını ve niyetlerini bilmediğin insanlara bok attığın sürece her türlü karşında birilerini bulacaksın. Ali kıran baş kesen değil cevap hakkı olmayanların savunucusuyum oldu mu? Ama biraderin de değilim!

şimdi daha çok seviyorum seni hayat, hadi...

 
Gönderildi : 19/02/2010 12:59 am
(@ercin)
Gönderi: 0
 

Yok sen kubrick misin tek seferde çek geç lan, bu nasıl bi laftır yav. Nasıl bir tarzdır, nasıl bir filmdir? Ama reklamcı arkadaşların müthiş bir pazarlama stratejileri var, çok başarılılar bu konuda.

Sen önce doğru konuş ondan sonra bana de! Hiç tanımadığın niyetlerini bilmediğin adamları neyle suçladığına bak. İçine sığdıramıyorsan da sus! Doğru düzgün konuşamayacağız tabii, amaçlarını ve niyetlerini bilmediğin insanlara bok attığın sürece her türlü karşında birilerini bulacaksın. Ali kıran baş kesen değil cevap hakkı olmayanların savunucusuyum oldu mu? Ama biraderin de değilim!
Bi şeyle suçladığım yok, bi türlü anlatamadım derdimi, ama art niyetlisin, olay bu! Sickman ne dediğimi tam oalrak anlamasa bile üsluplu bir şekilde yazmış, açıklama istemiş. Bak ilk sayfaya, bu yönetmenlerin lafı, kimseyi bi şeyle suçladığım yok. Anlamadan etmeden konuşuyorsun. Komikleşmişsin, biraderim değilsin gibi bi tavrı ben en son anaokulunda yaptığımı hatırlıyorum.

Yarın buluşalım, adam gibi ne istiyorsan yüzüme konuş, kimi savunacaksan savun, yok şimdi olduğu gibi adam gibi konuşamaycaksan senin istediğin dilden konuşalım. Ama ben cidden seninle buluşmak istiyorum, içimde kalacak yoksa..

 
Gönderildi : 19/02/2010 1:11 am
(@enjeksiyon)
Gönderi: 1450
 

Yarın akşam FF grubuyla Ankara'ya gidiyoruz. Sen de geliyorsan orada görüşürüz. Başka şekilde görüşmek istersende ben her zaman hazırım

şimdi daha çok seviyorum seni hayat, hadi...

 
Gönderildi : 19/02/2010 1:15 am
(@ercin)
Gönderi: 0
 

Yok, çalışıyorum malesef, ama ben 19.00 gibi taksimde olacağım. Özeline cep numaramı atıyorum, o saatlede yakınlardaysan haber verirsin bana. Olmazsa geldikten sonra, mutlaka konuşalım lütfen bu konuyu.

 
Gönderildi : 19/02/2010 1:21 am
(@payitaht)
Gönderi: 0
 

Yok, çalışıyorum malesef, ama ben 19.00 gibi taksimde olacağım. Özeline cep numaramı atıyorum, o saatlede yakınlardaysan haber verirsin bana. Olmazsa geldikten sonra, mutlaka konuşalım lütfen bu konuyu.

Ben de gelip hakem olayım. Çay ısmarlarsınız bana.

 
Gönderildi : 19/02/2010 1:26 am
(@alice)
Gönderi: 489
Başlığı açan
 

bende gelip çekim yapıyım
dvd'ye koyarız 🙂

i've been twelve forever

 
Gönderildi : 19/02/2010 1:37 am
(@sickman)
Gönderi: 3651
 

Vaay kavga var çağırmıyorsunuz gençler, aksiyon yapıyorsunuz beni çağırmıyorsunuz olur mu öyle. Ben de gelirim, arkadaşım da var, haydar, haydar 5. Çay da içeriz.

www.fadeoutstudios.com - www.soberworks.ist - www.budabi.tv

 
Gönderildi : 19/02/2010 1:42 am
(@enjeksiyon)
Gönderi: 1450
 

Kavga bizim ata sporumuz sickman, ben genelde haydarsız katılıyorum. Ama sen getir yine de:)

şimdi daha çok seviyorum seni hayat, hadi...

 
Gönderildi : 19/02/2010 1:52 am
Sayfa 2 / 4
Paylaş: