Forum

Kıskanmak
 

Kıskanmak

33 Gönderi
15 Üyeler
0 Reactions
6,388 Görüntüleme
(@sickman)
Gönderi: 0
Başlığı açan
 

Zeki Demirkubuz'un yeni filmi 6 Kasım'da sinemalarda.

Fragman ve NTV'de Demirkubuz ile yapılan bir röportaj.

https://www.youtube.com/watch?v=

https://www.youtube.com/watch?v=

http://www.kiskanmakfilm.com/ " onclick="window.open(this.href);return false;

www.fadeoutstudios.com - www.soberworks.ist - www.budabi.tv

 
Gönderildi : 25/08/2009 9:29 pm
(@mordevrim)
Gönderi: 0
 

Kendim de sürekli yapsam da böyle mastar ekli filmlerden hep korkarım. Gerçi sanırım bu biz Ispartalılarda sık rastlanan bir şey (Demirkubuz'la hemşehri olduğunu belirmeden duramamak).

Yapmayın. Aynı Big Bang'in çocuklarıyız hepimiz...

 
Gönderildi : 26/08/2009 12:35 am
(@admin)
Gönderi: 0
Admin
 

Ha şöyle. Birisi afişe el atmış nihayet.

Ropörtaj baya eski de, Şu fragmanı birileri bana sabaha kadar izletse yine de bu film Zeki Demirkubuz'un demezdim. Tüm yöntemlerini tamamen unutarak çekmeye karar verdiği bir film olmuş anladığım kadarıyla. Çok şaşırdım. Romandan çevrilmiş bir filmin "Senaryo" Zeki Demirkubuz diye afişte roman esgeçilerek verilmesi beni biraz şaşırttı açıkcası. Sanırım en karanlık dönem filmi Türk sinemasında. Görüntü olarak. KAranlık demiyimde karamsar tonlarda soluk. Fakat Türkiye'de erkek ses tonu dediğimde ilk üçüme giren bi adamdır Serhat Tutumluer,çok severim. Ona da sevindim.

 
Gönderildi : 26/08/2009 1:29 am
(@marepictures)
Gönderi: 0
 

Kendi adıma konuşuyorum. Zeki demirkubuz un hiç bir filmini begenmemiştim. Ta ki itiraf ı izleyene kadar. İtiraf ta gerçek bir hikayeye şahit olduğumu sanmıştım o kadar etkilenmiştim. BU filminide kaçırmak gibi bir düşüncem yok Allahın izniyle. Türkiyede sinematografi adına gördüğüm en iyi film olduğunu düşünüyorum.

a.
b.
e.

 
Gönderildi : 10/09/2009 1:24 am
(@kezzap)
Gönderi: 0
Admin
 

Kendi adıma konuşuyorum. Zeki demirkubuz un hiç bir filmini begenmemiştim. Ta ki itiraf ı izleyene kadar. İtiraf ta gerçek bir hikayeye şahit olduğumu sanmıştım o kadar etkilenmiştim. BU filminide kaçırmak gibi bir düşüncem yok Allahın izniyle. Türkiyede sinematografi adına gördüğüm en iyi film olduğunu düşünüyorum.

a.
b.
e.

Hangi film için söylüyorsun bunu?

 
Gönderildi : 10/09/2009 1:34 am
(@marepictures)
Gönderi: 0
 

haklısın orada bir hata olmuş. "kıskanmak" için söyledim sinematografiyi .

 
Gönderildi : 10/09/2009 2:08 am
(@kezzap)
Gönderi: 0
Admin
 

haklısın orada bir hata olmuş. "kıskanmak" için söyledim sinematografiyi .

Filmi izlemeden nasıl karar verdin, fragmandan mı?

 
Gönderildi : 10/09/2009 2:15 am
(@marepictures)
Gönderi: 0
 

evet fragmanı bile yeterliydi tüm türk filmlerinden daha sinematografik olmasını anlamam için. göreceli birşey. renk ve kadrajlar tam damagıma göre.

 
Gönderildi : 10/09/2009 10:08 pm
(@mr-badii)
Gönderi: 0
 

İzlediğim tek filmi Yazgı'dır. Onda da genel olarak başarılı olmayan bir oyuncu yönetimi vardı. Hele son sahnede esas oğlan ile savcı arasında geçen uzun konuşma kağıttan okunuyormuş gibiydi. Konuşmalar da felsefi olunca çok eğreti duruyordu. Bu tanıtım görüntülerinde Berrak Tüzünataç'ın oyunculuğunu görünce aklıma Yazgı geldi. Tabii sağlıklı bir düşünce değil. Diğer yandan, tanıtım görüntülerinin arkasına neden Adagio koymuş çözemedim. Birçok filmde (özellikle kısacıların) kullanılmış bir müzik.

 
Gönderildi : 11/09/2009 2:06 am
(@karatasa)
Gönderi: 0
 

Badi eğer Demirkubuz'dan birşeyler izlemek istersen, Masumiyet'i tavsiye ederim. Bu filmin tanıtımları ise filme iyi hisler beslememe yardımcı olmadı. Bakalım çıkınca göreceğiz.

 
Gönderildi : 11/09/2009 3:25 am
(@rodriguez2)
Gönderi: 0
 

Görüntüler benim de çok hoşuma gitti..Bir de Zeki Demirkubuz gibi doğal ışık yanlısı birinden böyle bir film...Gelsin de izleyelim şu filmi...

(Nedense benim en hoşuma giden Demirkubuz filmi Üçüncü Sayfa...Herkes neden Masumiyeti bu kadar seviyor acaba...Ha, Haluk Bilginer'in olduğu her filmi severim o ayrı ama...)

 
Gönderildi : 18/09/2009 6:34 pm
(@uguratilgan)
Gönderi: 0
 

Fragmanı gerçekten çok hoş. Ayrıca Zeki Demirkubuz Beşiktaş tribünlerinde her maç yerini alan ve her tip organizasyonda bulunan çok iyi bir insandır. Halkın arasına karışan bir insan yani diğerleri gibi kendini ayrı gören tiplerden değil.

 
Gönderildi : 18/09/2009 6:44 pm
(@uguratilgan)
Gönderi: 0
 

Buda bahsettiğim konunun yaşanmış bir örneği.

Son maç Denizli'de karşılaştık. Elleri cebinde, tribünde öyle dolanıyordu. Seslendik, geldi bizimle beraber maçı izledi. Hiçbirimiz ile tanışıklığı yok. Omuz omuza, kaçan golün üzüntüsü, hakeme isyan, gol sevinci, gelen şampiyonluğu kutlama...Hepsinin içinde yer aldı, bir yabancı gibi değil ama. Sanırım tribün dışında hiçbir yerde bu kadar kolay iletişme geçemez insan.

Bu duruma dair bir betimlemesi var:

"Pek sosyal olmayan, hayatı yalnız yaşayan, fazla arkadaşı olmayan biriyim; ama Beşiktaş tribünü öyle bir yer ki o kapıdan girdiğin an herkes kardeşin, arkadaşın olur. Orada başka bir şey var! Nasıl yurt dışına çıktığınızda özleminiz öyle bir artar da kötü şeyleri bile anarsınız, onun gibi bir şey..."

Hayatımda birçok kişi, kendi hayatını Beşiktaş'a göre yönlendiriyor zaman zaman. Beşiktaş'ın sadece hafta sonu eğlencesi olmadığı, baş köşede yer aldığı bir felsefe ile. Bütün plan, programı maç saatlerine göre ayarlama. İzin günlerini maç günlerine getirme ve daha birçok şey. Tabi bu her zaman dilediği gibi olmuyor insanın, imkanlar el verdiği sürece.

Zeki Abi de demiş ki:

"Antalya Film Festivali'nde jüri üyesi olmam önerisi geldiğinde aynı tarihlerdeki Beşiktaş-Liverpool maçına gitme isteğimin kabul edilmesini şart koştum. Artık bana bu yönde teklifler getirecekler önce Beşiktaş'ın fikstrüne bakıyor. Gücünüz ve arzunuz varsa böyle şeyler mümkün!."

 
Gönderildi : 18/09/2009 6:49 pm
(@kezzap)
Gönderi: 0
Admin
 

Buda bahsettiğim konunun yaşanmış bir örneği.

Son maç Denizli'de karşılaştık. Elleri cebinde, tribünde öyle dolanıyordu. Seslendik, geldi bizimle beraber maçı izledi. Hiçbirimiz ile tanışıklığı yok. Omuz omuza, kaçan golün üzüntüsü, hakeme isyan, gol sevinci, gelen şampiyonluğu kutlama...Hepsinin içinde yer aldı, bir yabancı gibi değil ama. Sanırım tribün dışında hiçbir yerde bu kadar kolay iletişme geçemez insan.

Bu duruma dair bir betimlemesi var:

"Pek sosyal olmayan, hayatı yalnız yaşayan, fazla arkadaşı olmayan biriyim; ama Beşiktaş tribünü öyle bir yer ki o kapıdan girdiğin an herkes kardeşin, arkadaşın olur. Orada başka bir şey var! Nasıl yurt dışına çıktığınızda özleminiz öyle bir artar da kötü şeyleri bile anarsınız, onun gibi bir şey..."

Hayatımda birçok kişi, kendi hayatını Beşiktaş'a göre yönlendiriyor zaman zaman. Beşiktaş'ın sadece hafta sonu eğlencesi olmadığı, baş köşede yer aldığı bir felsefe ile. Bütün plan, programı maç saatlerine göre ayarlama. İzin günlerini maç günlerine getirme ve daha birçok şey. Tabi bu her zaman dilediği gibi olmuyor insanın, imkanlar el verdiği sürece.

Zeki Abi de demiş ki:

"Antalya Film Festivali'nde jüri üyesi olmam önerisi geldiğinde aynı tarihlerdeki Beşiktaş-Liverpool maçına gitme isteğimin kabul edilmesini şart koştum. Artık bana bu yönde teklifler getirecekler önce Beşiktaş'ın fikstrüne bakıyor. Gücünüz ve arzunuz varsa böyle şeyler mümkün!."

Tribün iyidir, önemlidir.
Hele futbol ya da genel olarak spor bu denli hayatın içindeyken.

 
Gönderildi : 18/09/2009 7:13 pm
(@can_alk)
Gönderi: 0
 

Filmin üzerine fazla konuşmak istemiyorum, ne desem spoiler olabilecek tarzda bir film, hatta hikayeyi filmin başlığından büyük ölçüde tahmin bile edebilirsiniz.

Bence Zeki Demirkubuz'un açık ara en iyi yönetmenliği, çok çok iyi, ve de anlattığı mesele: sinema için ciddi anlamda zor, bu hikayenin işlenebilirliğinin edebiyata çok daha yatkın olduğunu düşünüyorum; film ise çok sade ve öz, sanki ne eksik ne fazla. Tam.

Mümkünse kesinlikle görün derim.

 
Gönderildi : 09/11/2009 8:23 pm
Sayfa 1 / 3
Paylaş: