Evet neykıd lanç'ın bütün olayı o, eğer o konuyla bağlantın yoksa harbiden tırt bir filmdir. Game'de iyi filmdir kardeşim, o zamanı bu zamanı yok. Ben uzun süre seyretmedim o filmi tırt Holivud filmi diye. O zamanlar enteldim, Dünya'nın Bütün Sabahları'nı falan seyrediyordum. Sonra bir gün entel bir arkadaşım geldi "lan Game diye bir film seyrettim Cine5'te harbi güzel filmmiş" dedi. Aa nasıl olur lan derken baktım güzelmiş hakikatten. Sonra hep Holivud seyrettim, Bergman'ı falan sildim msn'den.

🙂
Diyorum ya dostlar, birkaç hıyar holivut yönetmeni yüzünden millet sıkıcı fransız filmlerini aslanlar gibi aksiyonlara gerilimlere tercih eder oldu. Dı Oyun için "saçma sapan film, çok boş, hiçbir mesajı yok" diyen tiyatrocu bir abla vardı. Şimdi yakalasam o ablayı çok güzel mesajlarım olacak ama.... Neyse, zaten kendisi muhtemelen şu aralar eski tiyatro günlerini anlatıp günlere takılıp komşularını ağırlıyordur.

Yanlız sickman, bana göre Dünyanın Bütün sabahları da gerçek bir sanat eseridir, o ayrı.

Hİçbir tarza, hiçbir akıma önyargılı olmamak lazım özetle. Zevkler değişkendir tabi, o ayrı. Ama birileri bana "holivutçu" diye laflar sokuyor, geliyor kulağıma. 😀 Hatta kulağıma eğilip söylemişliği de var bu arkadaşın, isminin baş harfi Özgür Bakar. Bana göre her türün, akımın iyi örneği de kötü örneği de olabilir, olur. Holivut da gayet baba örnekler verir, sıkıcı Fransız filmlerinden de aslanlar gibi başyapıtlar çıkabilir.

Ben Dünyanın Bütün Sabahları'na kötü film demedim Görkem. Ama çok kızarsam derim, nasıl diyordun sen, hah. Bir daha seyretmem lazım. Ben seyrettiğim zamanlarda o filmi internet yoktu, belki vardı ama henüz bize ulaşmamıştı yani. Dolayısıyla film izleme olayı sadece tv ile alakalı bir eylemdi. Dolayısıyla o filmi tv de izlemek için TRT3'ü yakalamanız lazımdı, o da senede bir kere oynarsa belki işte. Yanlız şöyle bir şey var hem gündüz hem gece oynardı oynadımı yani. Dolayısıyla bir günde iki kere seyrettim ama bak şimdi kızdım biraz kötü film o, bildiğin tırt. Tamam müzikler falan filan ama tırt film. 😀

Ben Dünyanın Bütün Sabahları'na kötü film demedim Görkem. Ama çok kızarsam derim,

Bu nedir ya hehehe. Çok güldüm 🙂

Ben Dünyanın Bütün Sabahları'na kötü film demedim Görkem. Ama çok kızarsam derim,

🙂

Neyse, devam edeyim. 🙂

Şu Mike Myers'in oynadığı avanak ajan gibi bir iki film var. HAsılatları gayet iyi. Ben koşarak uzaklaşıyorum. Çok çok kötü bence.

Gora vasattı. Arog kötü.

Rahmetli Anthony Minghella'nın (İngiliz Hasta'nın oscarlı yönetmeni) Soğuk Dağ diye bir filmi var. O da oscarlı falan. Bir sürü övülmüştü. Bu kadar kötü bir film olamaz ya. Tek bir sekans var, Natalie Portman'la Jude Law arasında geçen. Çok duygulu ve anlamlı. O hariç bütün filmi kurguda at gitsin.

Sınav.... Ateşli taraftarı olduğumu tekrar hatırlatayım. Kİmse sevmiyor ya da önemsemiyor. Bence çok önemli bir iflm.

John Carpenter'ı zaten zerre sevmem. Başyapıt diye anılan filmlerini de hiç sevmem. İşte örnekler: The Fog, Halloven, 13. Karakola Saldırı, The Live (Aslında bu filmin hikayesi dehşetengiz. Ama yönetmen yaramaz birader!). Bİldiğim iki iyi filmi var. The Thing ve In the Mouth of Madness. The Thing değil belki ama diğerini şimdi izlesem belki onu da sevmem. Thing iyidir. Numune işte.

Mİke Nichols'ın Closer'ı. imdb notu falan gayet iyi. Bence hiç de iyi değil.

Hurt Locker.... Fena değil ama iyi hiç değil. Daha yüksek notlara ise denemesin bile....

Susuz Yaz. Gayet iyi bir film ama Türk sineması başyapıtı da değil bence. Sadece biraz cesur bir film. (Cinsel içeriği oldukça iyi)

George Romero'nun zombi filmleri. KOrku başyapıtları diye anılırlar. Ben zerre hoşanmam. İyi filmler olduklarını da düşünmüyorum.

Genişçe bir kalabalığın "geberdiği" twilight. Bana göre 4/10.

Biricit cons. Kepaze bir film ve katrilyon dolar hasılat yaptı. Riini zilvigır zerre sevimli hoş bir kadın değil zaten. Bir tek Jerry Maguire'da hoştu. Bu film, "insanlara hayallerini yaşat, parayı vur!" formülünün en bariz örneğidir.

Milos Forman gibi bir baba yönetmen, Jim Carrey gibi güçlü bir aktörle "Aydaki Adam" gibi bir projeye girer de ortaya gayet yavan bir çorba çıkarsa insan gerçekten şaşırır ve "ben sevmedim ama galiba sorun bendedir" diye şüphe edebilir. Ama etmeyin, bu film gayet kötü.

Pembe Panter"lerin izleyebildiklerimin hepsi ama hepsi kötü. Çizgi filmlerini bile sevmezdim, Peter Sellers bile kurtaramıyor filmleri. William Wyler ne diyordu: "İyi bir filmin %80 iyi bir senaryo, %20'si iyi aktörlerdir. BU seride senaryo da iyi aktörler de. Ama film rezalet. Valla William amca, yanılıyorsun, kusura bakma!

Bazı kişilerin, Beyza'nın Kadınları adlı yerli polisiyeyi sevdiğini duymuştum. Hatta özellikle buradaki Demet Evgar'ı. Bence film de Demet de rezalet.

Metallica'nın St. Anger albümünün hazırlık sürecini belgeselleyen "Some King of Monsters" diye bir film vardı. Eleştirmenler bile sevmişti. Bana göre bildiğin televole! Kepazelik. LArs'la Dave Mustine barışıyor falan. Lars James'e bağırıp çağırıyor. Jason'ın grubunun çıktığı mekana gidiyorlar, Jason bunlarla görüşmüyor. Grup için sorunları halletmek için psikolog tutuyorlar sonra psikoloğu "bir halta yaramadın, s.ktir git" diye kovuyorlar.... vs. Ne lan bunlar? Rezillik rezillik. Metallica'yı sildiğim an bu belgeslei izlediğim andı. (Load albümünü yaptıkları an değil yani. Severim ben Load'ı)

Baz Luhrmann'ın Romeo ve Juliet'i. Ve tabii ki Kırmızı Değirmen'i. Görselci, video klip estetiğine hakim, cüretkar bir adam olmasına, çok çok hoşlanacağıım birçok tarafı olmasına rağmen ne bu herifi seviyorum ne bu filmleri. İkisi de bildiğin kötü. Sanıldığı gibi "Sinemada görsellik" bol kostüm, set, renk değildir ki. Sinemada görsellik, olan biteni nasıl kaydettiğindir. Kameranın ne yaptığıdır. Bu herifin filmlerinde kameranın önündekiler harika. Ama herifin yönetmenliği, kamera kullanımı kötü! Senaryoları zaten berbat. Filmler de haliyle kötü.

En son Star Trrek filmi. Genelde sevildi yanlış hatırlamıyorsam. Bence vasat....

The village için bende aynısını derim. Mesela şu sahne bana gerçekten bir sanat eserinin karşısında oturmuş izlediğimi hissettirir :

" onclick="window.open(this.href);return false;

Dracula'lar.... Nosferatu hariç ve bir de Coppola'nın Dracula'sı hariç hiçbir Dracula filmini severek izleyemedim. Christopher Lee örneğin.... Birsürü kez oynadı Dracula'yı. O filmler hep ilgi görmüştür. BEn şimdi izleyince hiç de iyi bulmuyorum.

Genelin beğenmediği benim harika bulduğum bir film Gus Van Sant'ın Elephant'ı. (imdb notuna göre söylüyorum)

Yine imdb'de iyi not almamış benim harika bulduğum film: AntiChrist

Genelin çok pohpohladığı, aslında o kadar da iyi olmadığını düşündüğüm filmler: Leon, V for Vendetta, Pulp Fiction, La Vita a Bella.

-pulp fiction

+1

Valla ben sabah Last Air Bender'ı izledim. Hem de tv de iğrenç bir TR dublajla. Herkes filmi yerin dibine sokmuştu. Hatta bu başlığın sahibi 3'mü ne vermişti. 🙂 🙂 Tam pazar sabahı kahvaltı filmi olarak denk geldi. Baya keyif aldım.

Valla ben sabah Last Air Bender'ı izledim. Hem de tv de iğrenç bir TR dublajla. Herkes filmi yerin dibine sokmuştu. Hatta bu başlığın sahibi 3'mü ne vermişti. 🙂 🙂 Tam pazar sabahı kahvaltı filmi olarak denk geldi. Baya keyif aldım.

Görkem bunu beğendi.
NEden beğendiyse? 🙂