Splice... (Yön: Vincenzo Natali)

Hayatımda bu flm kadar dümensiz, ne istediği ve ne anlatmaya çalıştığı belli olmayan, bu kadar kör ve tüm bunlara rağmen de haddini bilmez bir film izlediğimi sanmıyorum. Kötü değil, çok kötü bir film. Herifin üzerindeki gömlekten, laboratuvarın dizaynına, kurgusundan kamera hareketlerine, tasarımlarından rnek kullanımlarına, varoluş ve insanın tanrı olmaya soyunması temaları üzerine yapılmaya çalışılan yorumlardan ensest ilişkiler üzerine dokundurmalara, annelik güdüsünden bilim olgusu üzerine tespitlere kadar herşey ama herşey çok kötü. Ama her b.ka da maydonoz, her şeye de karışan, karıştığı şeyin ne olduğunu bile bilmeyecek kadar cahil/cühela ama inatla burnunu her deliğe de sokan, feci ötesi, yılışık, düzenbaz "yuh!" bir film.
"Abartma yahu!" demeyin, yergilerimin hepsi için gerekçe mevcut. Kötü film tanımınıza, "dümensiz film" anlayışınıza, "haddini bilmeyenin neci olur hali?" sorusuna cevap arama çalışmalarınıza katkı istiyorsanız buyurun, bedava eğitim. 1/10

Drag Me to Hell/Sam Raimi
3/10

Body Of Lies 4/10
Wolfman 3/10

Inception 8 ya da belki 9/10

9 gideri var.

9 gideri var.
Olabilir. 9 kez daha izlemem lazım kesin karar için. Hatta belki de 10/10 olur fikrim?
Ama zor kendime geldim, muhteşem bir film olduğu da kesin.

22 Bullets 6/10

Martyrs 6/10 .

tavsiye edilenebilecek bir korku filmi.

The Cove 8/10
İnsanın içi buruk oluyo biterken.

Descent 7/10
Uzun zamandır gerilim izlemiyordum, The Hills Have Eyes'dan bu yana izlediğim güzel gerilimlerden.Benim gibi klostrofobisi olanları daha da bi geriyo..

Descent 2 4/10
Devam niteliğinde ama tamamen ticari bir yaklaşım olunmuş, devam filminde hoşuma giden hikaye sıcaklığıyla devam ediyor.

...

...

Descent 2 4/10
Devam niteliğinde ama tamamen ticari bir yaklaşım olunmuş, devam filminde hoşuma giden hikaye sıcaklığıyla devam ediyor.

İkinciyi Neil Marshall yönetmediği içindir.

...

...

Descent 2 4/10
Devam niteliğinde ama tamamen ticari bir yaklaşım olunmuş, devam filminde hoşuma giden hikaye sıcaklığıyla devam ediyor.

İkinciyi Neil Marshall yönetmediği içindir.

+1

Büşra'yı ilgiyle izledim aslında. Sıkıcı tarafları, karikatürize "tip" karakterleri gözümüze sokması, sembolik anlatımlara hiç ihtiyacı yokken girmesi, bazı yerlerde çok önemli şeyler söylerim havasıyla takılmasıdır filmin. Güzel yanları, başrol karakterler iyi, yakışmış, olaya başka boyuttan bakmayı her seferinde denemiş falan filan. Bahadır Boysal'ın çizgilerini de severim ama sinema başka tabi, çok daha sayko olayları var o tür bir film çekseydi keşke böyle bir konu yerine ama tabi ilk filmden yemezler piyasa malum falan. Bence daha iyilerine imza atabilir Boysal. Ve bence izlenir her türlü 6.5/10

forumda gördüğüm üzere The Exam izledim 7/10

genel hatlarıyla hep meraklı gözlerle ile baktım.

Çizgi kahraman çek deseler tereddütsüz Hilal'i çekerim.

Permanent Vacation (1980) - Jim Jarmusch

Eskiden seyretmiş olmama rağmen Mirkelam'ın son klibinde, bahsedeceğim filmin açılış sahnesinin pek beceriksizce 'alıntılandığını' görünce yazayım dedim.

Film Jim Jarmusch'un mezuniyet filmi -ilk filmi- olan Permanent Vacation. Hocalarının pek beğenmediği bu filmin genelin* de ilgisini çekmediğini düşünürsek, bu noktada birleşmeleri kayda değer. 16 yaşında bir çocuğun Charlie Parker'a öykünmesi ekseninde ilerleyen bir film. Aidiyet duygusu olmadan, dünyaya başka bir gözle bakarak yaşayan bir genç. Bize özgü bütün kavramları, kuralları, anlayışları elinin tersiyle ittirirken, aslında onları çoktan özümsediğini ve dönüştürdüğünü gösteriyor Jarmusch, gencin aracılığıyla. O vakitler kendi de 27 yaşında. Amerikan topraklarında bir savaş olmuş ve savaştan sonra tuhaf bir ortam oluşmuş olduğunu sezinliyoruz, gencin gezdiği yerler ve konuştuğu kişilerden. Tuhaf bir akıl hastanesinde yatmakta olan annesini ziyaret ediyor. Burada, pamuk ipliğine bağlı olan gerçeğin tamamen koptuğunu hissediyorsunuz. Ne de olsa, sonsuz seçenekli yaşanılır bir dünya tasarlamak için akıl hastanesinden daha iyi bir yer bulunamaz.
Film bu minvalde ilerlerken, Jarmusch ayaklarınızın yere basmasına asla izin vermiyor. Bu da elbette farklı beklentilerdeki seyirciyi yoruyor ve filmden koparıyor. Olsun diyoruz o zaman: "Kalan sağlar bizimdir".

* http://www.imdb.com/title/tt0084488/ " onclick="window.open(this.href);return false;