Forum

Türk dizileri ile y...
 

Türk dizileri ile yabancı diziler arasındaki görüntü farkı

11 Yazılar
7 Üyeler
0 Likes
3,981 Görüntüleme
(@izmirlibambam)
Gönderiler: 6
Konu başlatıcı
 

Öncelikle herkese merhaba.
Diziler hakkında merak ettiğim bir husus var. Türkiye'de çekilen dizilerin görüntüleri ile Amerika'da çekilen dizilerin görüntüleri nedense hep bana farklı gelmekte, aynı kameralarla çekilmiş olsalar bile. Mesela onlarda görüntülerin akışı ya da cisimler hareket ederken ki motion blur miktarına falan bakınca sanki sinema filmi olarak çekilmiş görünüyor gözüme, ama Türk dizilerini sanki eski Digital Betacam'lere adaptör takıp görüntüyü progressive dönüştürmüşler de yayınlamışlar gibi duruyor. Bu durumu en çok son zamanlarda Arri Alexa ile çekilen dizilerde görüyorum. Örnek verirsem; Game Of Thrones, Arri Alexa ile çekilen dizi ve görüntülerine bakınca sinema filmi mi yoksa dizi mi ayırt etmek zor; bizde ise Çılgın Dersane Üniversitede diye bir dizi var, geçen tv'de denk geldim, görüntüleriyle bu dizidir dedirten görüntüleri var, kamera arkası görüntülerinden de o dizinin de Arri Alexa ile çekildiğini gördüm. Ama işte aralarında fark var. Kayıt ettikleri ortama mı bağlı bir şey yoksa NTSC-PAL ya da 24p-25p farkına mı bağlı bilemedim. Belki başkaları da dikkat etmiştir bu duruma, ya da benim gözüm öyle gördü.

 
Gönderildi : 06/07/2014 11:19 pm
 mczp
(@mczp)
Gönderiler: 6
 

görüntü yönetimi oluyor işte o. türkiyede seyirci ne olsa izlediği için çok önemsenmiyor sanırım. tabi işin bir de bütçe boyutu var. o yüzden türkiyedeki sinema filmleri bile abd dizilerinin kalitesindeki görüntülere sahip değil. ama reklam farklı biraz. arada görüyorum iyi işler çıkarıyorlar.

 
Gönderildi : 07/07/2014 12:16 am
(@fulgura)
Gönderiler: 5141
 

Bizimkiler Alexa'ya, Sony Handicam muamelesi yaptıkları için olsa gerek. Yoksa o kadar dümdüz ışıklandırmaya hangi video kamerasını kullansan aşağı yukarı naynı performansı verir. Adamlar video görüntüsü takıntısını aşamadılar.

Sinema hem bir hastalık hem de tedavisinin ortak adıdır.

Sorularınızı özel mesaj yerine forum üzerinden herkese açık sormanızı rica ediyorum.

 
Gönderildi : 07/07/2014 12:19 am
(@izmirlibambam)
Gönderiler: 6
Konu başlatıcı
 

Hocam acaba kayıt yöntemi ile alakalı da olabilir mi? Hani onlar ARRIRAW olarak çekiyodur, bizimkiler Prores çekiyordur. Belki o farktan da olabilir diye düşündüm.

 
Gönderildi : 07/07/2014 2:47 pm
(@fulgura)
Gönderiler: 5141
 

Hayır onun hiçbir alakası yok. Codec bir etmen değildir.

Sinema hem bir hastalık hem de tedavisinin ortak adıdır.

Sorularınızı özel mesaj yerine forum üzerinden herkese açık sormanızı rica ediyorum.

 
Gönderildi : 07/07/2014 4:06 pm
 Vlad
(@vlad)
Gönderiler: 0
 

 
Gönderildi : 07/07/2014 6:29 pm
(@aydemirse)
Gönderiler: 449
 

En ciddi etmen ışıklandırmadır. İlle alexa kullanmak aynı görütnü kalitesini elde etmeye yetmiyor malesef. Standart bir dizide altı günde iş programını bitirmek gerektiğinden (100 sayfaya yakın çekim) standart sahne ışıklandırması için ayrılan süre 1 saati pek geçemiyor. Bazen çok çok altında 10 dakikada hazır olduğumuzu çok gördüm çünk bant yetişecek senede 40 bölüme yakın bölüm çekiliyor yerli dizilerde. O nedenle pek özenilmiyor genelde ilk bölümlerde standart üstü bir görüntü varken sonrasında oldukça düşüyor. Bazen daha önce hiç görmediğin mekanlarda çekim yapman gerekiyor en kısa sürede çekimi tamamlamak için ptarik yöntemlere sırt dayanıyor.

Bunun dışında postu için de kısıtlı zamanın var. Yine lustreda color yapılıyor ama 2-3 saat içinde bitimesi gerekiyor görüntü yönetmeninin. Game of thrones gibi senede 10 bölüm haırlamıyorlar post için ciddi sürelerimiz yok bu da çekilen görüntü üzerinde ciddi bir uğraşa imkan vermiyor. Logc çekip ya da raw kaydedip yayın yetiştirmek oldukça tehlikeli bir kere bant çıkartmama riski yaşamıştık. Mesea sektörün alexayı tercih etme nedeni tamamen avide uyumluluk aktarımın kolaylığı converte girmemesi vs vs.. Zamandan kazanç yani başka bir şey değil. RED in görüntüsünü daha çok severim ama kullanamıyorum dizide post kısmı ayağa kalkıyor yetiştiremeyiz convert gerekir iş akışımıza uygun değil diye. Aynı şey görsel efektçilerden de geliyor ve sen ister istemez sekötün üzerine kurulduğu düzende çalışıyorsun.

Zaman zaman zaman. Gerisi sadece teferruat Türkiye de inanılmaz becerikli görüntü yönetmenleri var. Onlar da çektikleri dizilerle övünmüyorlar tabiki. Hatta büyük çoğunluğu dizi de DOPluk yapmıyor.

Evlat öyle deme,mizah çok ama çok ciddi bir iştir!
Münir Özkul

 
Gönderildi : 07/07/2014 6:37 pm
(@homeros)
Gönderiler: 0
 

Zaman kısmı pek ala doğru ama bazı eklemeler yapmam gerekli. Game of Thrones çoğu sanılanın aksine RAW değil ProRes 4444 çalışılıyor LogC kayıt ile. Türkiye'deki pek çok sinema filmi ve dizi de yine bu iş akışıyla çalışmakta. Offline kurgunun ardından Online işlemi yapılıp iş Color'a gönderilmekte.

Türkiye'deki pek çok post şirketi Online çalışmaktayız demekle birlikte aslında yaptıkları ProRes gelen çekimi Avid'e AMA ile içeri alıp 185X'e (Ki kendisi 422 olmaktadır, daha bismillah demeden 4444 çekilen mal hemen cortlamaktadır) Transcode etme veya daha da kötüsü Import etme seçeneğini tercih etmekte. Her iki işlemde de görüntü de renk kayıpları olmakta ama özellikle Import'ta Quicktime bug'ı yüzünden görüntünün gamma ve renk değerleri bozulmakta ve daha sonra bu görüntü Color Grading'e alındığında LUT yediğinde istenenden bambaşka bir görüntü ortaya çıkarmakta. Online çalışıyor diyen çoğu firma da aslında 185X malı 4444 export edip yutturmaya çalışıyor zaten. Apple'ın ProRes kısıtlamalarından ötürü maalesef Mac olmayan yerde zaten 4:4:4 Alexa Online'ı denen bir şey söz konusu olamaz.

Tamamen isim vermeden şöyle bir hikaye paylaşırsam eğer, Online çalışıyoruz denen bir şirketten bize transfer olan bir projenin ham mallarını kontrol ettiğimizde şunu gördük ki ortada ham mal falan kalmamış, babalar 185X'leri atmış bize. ProRes ham mallar uçmuş silinmiş çoktan. Ama sorsan Online diyorlar, alakası yok zaten Offline/Online çalışıyorsan 185X'in eziyetini niye çekesin? DNxHD 36 çalışırsın babalar gibi ne makineler kasar, ne de çok yer tutar. Maalesef bu noktada da NBC'nin Sony F65 ropörtajında da söylediği gibi "Teknik bilmek zorundasınız, bilmezseniz bilen insanların kölesi olursunuz"

Neyse sadede gelirsek eğer, her ay ortalama 50-60 bölüm çıkaran bir şirkette her bölüm tamamen Online Color'a sokuldu ki bir kere dahi Online veya hele hele LogC çalışma yüzünden yetişememe durumu olmadı. Raw evet gerçekten çok büyük bir külfet, dizide kesinlikle tercih edilemez ama LogC ProRes 4444 gayet kolayca elde edilebilir bir iş akışı. Zaten Alexa'da bunun altında çalışmak, Ferrari'yi LPG ile çalıştırmak gibi birşey oluyor.

Bunların dışında görüntüye gelirsek. evet ışık çok ama çok önemli. Biz de zaten Alexa kafasının çıkış noktası şu cümle "Abi çok iyi kamera ışık yapmaya gerek kalmadan çekiyorsun". Tüm piyasada bu kamera bu ünüyle yürüdü gitti. Bu sayede kamerayı doğru düzgün bilmeyen adamlar görüntü yönetmeniyim diye dolaşıyorlar. Sorsan abi pozlama yapmayı, beyaz ayarı yapmasını bilmez. Zone system'i bilen daha bir tane bile görüntü yönetmeniyle tanışmadım ki ışık kullanımından sonra özellikle dış mekan geniş çekimlerinde o Amerikan dizilerinin (Başta Game of Thrones olmak üzere) görüntülerinin o kadar iyi olmasının sebebi de Zone system mantığıdır. Adamlar öyle pozlamayı gidip ten rengine veya orta griye göre falan yapmıyorlar (Türkiye'de bunu bile yapan yok o ayrı. Genel pozunu alıyor abi sahnenin bir daha da ellemiyor. 3 tekrar alıyor dördüncüsünde güneş bir açıyor gelen görüntülerin hepsi yüksek pozlanmış oluyor) adamlar sahnedeki en koyu ve en açık yerlerin pozunu alıyor görüntünün poz yerleştirmesini kameranın dynamic range'ine göre (Ki alexa'nın 13 stop oluyor) oturtuyor. Post ve color aşamasında daha sonra bu poz yerine oturtuluyor ve bu sayede siyah veya beyaz detayı kaybetmeden (Veya bunu kontrollü bir şekilde minimuma indirerek) cillop bir görüntü elde edebiliyorsunuz. Bunlar yine en basit, taban bilgi diyeceğimiz şeyler bunun içerisinde daha tabi bir sürü kamera hareketi, net alan derinliğinin kontrolü, kadraj kullanımı ve hatta kurgunun kendisi görüntüye etki eder. Bunları yapmazsanız, gidip bir sahneyi kafalar, bir geniş, bir orta geniş alırsanız tabi ki leş gibi bir şey çıkar ortaya.

 
Gönderildi : 07/07/2014 8:53 pm
(@fulgura)
Gönderiler: 5141
 

Türkiye'de dizi üretim sürecinde yer alan arkadaşlar iyi yazmışlar. Buna dahil olmadığım halde sonuca bakarak söyleyebiliyorum ve tekrar ama tekrar diyorum: Işık kullanımı yok. Ne zaman baksam dümdüz ışıklandırma görüyorum. Alexa vb hikaye elbette. O "Abi çok iyi kamera ışık yapmaya gerek kalmadan çekiyorsun" diyen adamı evire çevire dövmeli. Adam ışığı aydınlatmadan ibaret sanıyor.

Daha önce bulunduğum kurumda Alexa, Sony NZ serisi ve DSLR birarada idi. Ne yaptığını bilen öğrenci adamın Alexa kullanan kişilerden daha kaliteli görüntüyü 5D Mark ii ile çıkardığını bilirim. Bu nedenle yıllar sonra yemini bozup DSLR'ye dönmüştüm. Elbette dizi akışı gibi süreçlere uygun değil ama işini bilen adama her kamera muhteşemdir.

Sinema hem bir hastalık hem de tedavisinin ortak adıdır.

Sorularınızı özel mesaj yerine forum üzerinden herkese açık sormanızı rica ediyorum.

 
Gönderildi : 07/07/2014 11:08 pm
(@izmirlibambam)
Gönderiler: 6
Konu başlatıcı
 

Herkese yorumları için çok teşekkür ederim, kafamdaki bazı soru işaretleri sayenizde kalktı, söylediğimiz ve farkettiğiniz bütün sorunları dizileri tekrar izlediğinde farkettim. Ama tabii kafamın takıldığı bir şey daha var: yabancı dizi ve filmlerdeki motion blur, Türk dizilerindeki motion blurdan daha yoğun oluyor sanki. Hani farklı shutter speed'te çekiyorlar desem, bizimkiler de 1/50 hızında çekiyorlar, yabancılar da. Hatta yabancılar 24 fps'de bile shutter angle'ı 172,8 derece yapıyorlar ki 1/50'te eşitlensin diye (aynı yöntemi Cem Yılmaz'ın Pek Yakında filminin kamera arkasında da görmüştüm, 24 fps'de 172,8 derece shutter kullanarak Alexa ile çekmişler filmi). Yani yabancıların çektiklerinde daha fazla motion blur görüyorum, bizimkilerde daha az.

 
Gönderildi : 05/10/2014 3:06 pm
(@marepictures)
Gönderiler: 0
 

Seneler önce Kurtlar vadisi'nin setinde bulunmuştum arkadaş ziyareti amacıyla. Sanırım Selahattin Sancaklı zamanıydı. Focus puller bir abim vardı. Sohbet muhabbet. Sonra dedim ki abi ışık ne alemde. Nasıl çalışıyorsunuz? Beğeniyor musun falan. Tam da hatırlamıyorum nasıl sorduğumu ama aldığım cevap netti.

Kamera Sony efsane F900R
Cevap:
- Işık yapmıyoruz Emircim aydınlatma yapıyoruz.

+ Başka sorum yok sayın yargıç.

 
Gönderildi : 02/11/2014 4:47 am
Paylaş: