eline sağlık neşeli bir işe benziyor şu an youtube dan 3.bölüm tek parça seyrediyorum. Hemen eleştirmeyelim ayıp olmasın :)) eline sağlık

yazmak nasıl zormu biraz bilgi versene :))

Youtubetan ilk bölümü izledim.
Gerçekten güldüm, eğlendim. İyi yazmışsınız.
Ama bir ritimsizlik var. Üstüste bomba anlar, espriler geliyor ama arada kötü espriler de oluyor.
Bİr skeç harikayken diğeri sönük kalmış.
(Okul veli toplantısı iyiydi. Özellikle tipler. Ama falcı yetersizdi mesela. Yaşlılardaki oyunculuklar iyiydi ama metin yine yetersizdi)
Ve skeçler bir türlü zirve yapmıyor gibi geliyor bana. İyi başlıyor, iyi gelişiyor ama tavana vurmuyor hiç, patlamıyor yani. O hissi hiçbirinde alamadım.
Ali Sunalın aralarda seyirci ile konuşmaya niyetlenmesi tamamen gereksiz bir çaba. Hiç ama hiç gereği yok.
Nasıl sürelerde yazdınız bilmiyorum mordevrim ama daha iyisini eminim yapabilirsiniz.

Oyuncular çok iyi hafızım. Şu aralar işler toz duman, o yüzden tam programı izleyemedim ama her tarafıyla kaliteli iş. Başlık açmamışız doğru, içimizden birilerinin yaptığı işlere ayrı ehemmiyet vermek lazım halbusi. Sen anlat nasıl yazıyosunuz, nasıl dönüyor olaylar, harbiden bu piyasa da kızlar mı teklif ediyor falan filan bildiklerini anlat, anlat yoksa sevdiklerin elimizde.

Valla açıkçası sandığımdan da zor bir işmiş bu. Öncelikle şunu düşünmenizi istiyorum. Haftada, gayet komik olması gereken "en az" 2 tane 10-15 dakikalık kısa film senaryosu yazmaya çalışın. Dediğim gibi, en az 2 tane olacak ve bunu her hafta yapmak zorundasınız. Her konu özgün olacak, sürekli diyalog komedisi olmayacak. 4-5 diyalogdan sonra bir hareket, durum komedisi olacak. Durumun tansiyonu sürekli yüksek tutulmaya çalışılacak vs. Yani istenen şey çok, bunun için vakit az. Ben rahatlıkla şunu diyorum ki, haftada 2 tane skeç yazmaktansa bir uzun metraj yazmayı tercih ederim.

Ha zor, zor ama eğlenceli de. Ayrıca çok fazla geliştirici. Sürekli yeni konu bulup onu giriş, gelişme, sonuç halinde geliştirmek, espriler üretmek, hareket komedisini bulmaya çalışmak hem zorluyor hem de bir çok şey katıyor insana. Bir de İnsanlar Alemi ç.g.h.'den çok farklı bir iş. Formatından oyuncusuna kadar her şey çok farklı. Çgh mantığı daha kolaydı, uzun diyaloglar yazılabiliyordu, 4 sayfa art arda diyalog olabiliyordu vs.

Ayrıca şu da var. Her hafta 5-10 arası konuyla toplantıya giriyorum ve bazen bu 10 konunun 8 tanesi Çgh'ye tosluyor. Ya bunu yapmışlardı. E tabi yapmışlardı 🙂 Adamlar 800 tane skeç oynamışlar 4 senede. Yapılacak her şeyi yapmışlar. Elimde kala kala sadece 2 konu kalıyor. Önümde ise 4 gün. Konular çıplak. 4 günde ikisini de geliştirip, durumları ortaya koyup, giriş, gelişme ve sonucu belirleyip komik bir şekilde yazmak gerekiyor.

Ama şunu net olarak söylüyorum. Çok geliştirici bir iş. Dizilerde de çalıştım ama rahatlıkla iddia ediyorum ki skeç yazmak görsel sanatlarda en zor işlerden biri. Süreklilik arzedecekse, yani her hafta yapmak zorundaysan da en zoru.

Ve en son diyorum ki, bu zoru başaran her şeyi yazar abicim.

Kısaca durum bu beyler. Umarım daha da güzelleşecek. Oyuncular da yoğun tempoda zorlanmaya başladılar. Çoğu başka programlarda da oynuyorlar ve bunun üzerine bir de haftada 5 skece çalışmak onları yoruyor. Bakalım ne yöne doğru gidecek ben de çok merak ediyorum.

Çok zor bir iş olduğuna eminim. BEn de senaryo yazıyorum ama öyle bir işin altından kalkabilirmiydim bilemiyorum valla. Sanmıyorum. 🙂 Elinize kuvvet kanki, ne diyelim?

Çok zor bir iş olduğuna eminim. BEn de senaryo yazıyorum ama öyle bir işin altından kalkabilirmiydim bilemiyorum valla. Sanmıyorum. 🙂 Elinize kuvvet kanki, ne diyelim?

öyle diyelim öyle 🙂
kolay gelsin mordevrim 🙂

Bu programın en büyük avantajı oyuncularının çok çok iyi olması. Güldürülere, kendi katkıları harikulade. Oyuncuların vermiş olduğu bu güven, yazarları da en fazla rahatlatan unsurdur herhalde...

Güldürüler arasındaki geçiş oyunlarının çoğu, seyirci nezdinde; seyirciyi soğutuyor ve yakalanmış tempoyu düşürüyor. Oysa gerek tiyatroda gerekse Tv güldürülerinde bu tür hareketlerden uzak durulur ki seyirciyi zaten sımsıkı kucaklamışken çok fazla gevşetmek pek de iyi bir hareket değildir. Ayrıca bu geçişler pek manasız duruyor... Bir ara geçişleri gereksiz kavgayla bağlıyorlardı, sevimsiz oluyordu...

Zaman konusu yazarları zorluyor olabilir; ufukta görünen sezon arasının vermiş olduğu rahatlıkla kalemlerini keyf verici kullanacakları belli...

ÇGH'e göre diyaloglarının sınırlı tutulması yazarlar açısından büyük dezavantaj. Belki de bu yüzden güldürü metinlerinin oyuna ne kattığını pek fazla sezemiyoruz. Çünkü diyalog sınırlandırmasıyla oyuncu performansları daha da ön plana çıkmış oluyor. Ve sanki oyunculara bir konu verilmiş bunu doğaçlayın denmiş gibi duruyor. Bu yüzden metin yazarlarını değerlendirilmesi çok güçleşiyor... Oysa ÇHG'nin bir çok güldürüsünde sırf diyaloglara yarıldığımız oluyordu. Bu yüzden bazen oyuncuları bile sadece repliklerini söylemekle yetiniyorlardı... Ve ardından işte bu çocuk çok iyi yazıyor diyebiliyorduk...

İçimizden birilerini böyle iyi yerlerde görmek çok güzel, keyif verici, ayrıca övünç kaynağımız. Hani yazışmamız dışında canlı canlı bir görüşmemiz bile olsa "oğlum onun yazarı benim arkadaşım lan" diyebileceğiz. Daha ne denebilir ki, kutluyoruz seni canımıniçi... 🙂

Aklımda kalan birkaç hareket şöyle:

Piknik güldürüsündeki "lan kaçın ayı geliyo" tiplemesi ve replikleri çok iyiydi...

Geç geldi kağıdı almak isteyen kız öğrenci ve replikleri çok zekiceydi; tabi Ali Sunal'ın tiplemeyi dışa çıkarıp sorgulaması ayrı bir güldürüydü...

Karakoldaki sarhoşlar tam bir gülme krizi sorumlusuydular...

İkinci bölümü izliyorum şu an... Banka skeçinde altıma s.çtım olm, çok komik lan! 😀

2. bölüm baştan aşağı süper! 🙂
Elinize sağlık kankiler...

Her hafta yarılıyorum buna ben. Ama tv den ama netten, on numara iş Eyüp. Arkasından da İşler Güçler'e bağlıyo ki süfer.

Eski adı beşer beşer'di. Atv ile çok büyük sorun yaşadılar gariplerim. Hatta atv skecleri bile kesiyordu. İmamlı bir sahneyi kesmişlerdi. Aptal saptal şeyler işte. Bu işin ilk geldiği gün imaja, tutacağını söylemiştim. Lakin atv durmadan 23 24 gibi saatlere koyuyordu programı. Hatta bazı haftalar yayınlamıyorlardı. Aptallık ya bu diyordum kendi kendime. Kanal değişti ve patladı. Çokta güzel oldu. Seyircilerle dialogları biraz sevmiyorum ama o da ona özel birşey. Bi ara ali sunal araya çok giriyordu. Kasete basılırken avid'den silesim geliyordu oraları 🙂
Emeğe saygı diyoruz..

Valla enis dostum imaj'dan bi üst yönetici şunu okusa uyarı alırsın ha 🙂 Benden söylemesi 🙂

Program bitti mi?

Yonetici arkadasim imajin kopegi degiliz cok sukur ben cikali bayağı oldu ordan. Lakin onlaroiı enterese edecek biseyde soylemedm. Lafim atv maşasına.