kurtulan adam neden böyle bir şey yapsın diye bir soru geliyor akla ilkin. diyaloglar yapay, bu odada kan akmalı, bu saatte ne oldu yarın erken işe gitmeliyim kusura bakma. vicdan azabıyla birlikte bir rahatlama nasıl olur? biz nereden anlayacağız? madem vicdan azabı çekiyor neden zorunluluğu yokken aynı şeyi karşı tarafa uyguluyor? elinde telefon varsa neden polisi aramıyor? yada bir arkadaşı onu çağırdıysa ilk onu arayıp what the fuck is this yahu! demiyor?
kafamda deli sorular...
edit: ayrıca 20 dakika uygun bir isim değil bana kalırsa. daha çok koşuşturmaca aksiyonu çağrıştırıyor. yirmi dakikanın üzerine gidilmemiş zaten senaryoda, gerginlik yok.

1. Çünkü 20 dknın yeniden sıfırlandığını görüyor ve onu kurtarabileceğini anlıyor. Fakat kimliğini de belli etmemeli.

2.Diyaloglar Yapaylıktan öte soğukkanlı ve psikopatça olmalı ,yapay da olur.

3. Canı kurtuldu=rahatlık.. En yakın dostuna bunu yaptı= vicdan azabı..

4. madem vicdan azabı çekiyor neden zorunluluğu yokken aynı şeyi karşı tarafa uyguluyor?
karşı tarafa uyguladığı şey aslında öldürmek değil ölümden kurtarmak. Bu da vicdan azabının sonucu olsa gerek..

çok yaratıcısın kardeşim bravo işte hayalgücü budur kimseye aldırma bunu çek 😉

Güzel fikir. Ama aleste'nin dediği doğru karşısında kimse ona bir ölüm tehdidini somut olarak hissettirmiyorken o odaya girip "şimdi bunu kurtarırım ama bir başkası ölür" düşüncesini hissetmeden soğukkanlı bir şekilde o metni okuması fikir olarak gayet güzel olsa da gerçek değil.

Her şeyi geçtim oradan kurtulduktan sonra polise haber versin. Hacı bak burada böyle bir olay dönüyor tarzı. İlk etapta telefonla aramasına gerek yok.

Fikir çok güzel, ama mantığa yoğunlaş.

Dialogların yapaylığı ile ilgili fikre sonuna kadar katılıyorum. Savunman bunu haklı çıkarmıyor, ben ikna olmadım.
Filmleri genelde dublaj türkçesi ve altyazıyla izlediğimiz için bize gayet normal gibi gelen konuşma metinleri esasında Türkçe oynanınca yapay duruyor. Bunu iyi oynayacak oyuncu bulmak da zor olacaktır. Ama konuşma diline dönüştürürsen işi olay değişir.

Yardımlarınız bu noktada önemli o halde. Polise haber verme konusunda bir kaç eleştiri daha aldım ama şöyle cevap vermiştim: Polise haber etmeyi ilk aşamada düşünemez(1. odada iken). Zira canıdır söz konusu olan, hiçbirşeyden haberi yoktur ve ölebilir.. Çıktıktan sonra neden haber vermiyor derseniz, Bu sefer suçlu kendisidir. Çünkü 2.kurbanı oraya o getirmiştir. Ve olası bi ölümde mahkumiyeti sözkonusudur..

Bana da ilgi çekici geldi. Kezzap ve Aleste'nin de söylediği gibi diyaloglar biraz daha gerçek olursa keyifle izlenecek bir kısa çıkar ortaya.
İlk odada polise haber verme konusunda da sana katılıyorum aslında. O ilk odada kim olsa korkudan polisi aramayı düşünmez. Çıktıktan sonra durum değişir tabi. Belki polisi aramaz ama yapacağı ilk şey de ikinci kurbana talimat vermek de olmaz diye düşünüyorum. Sonunun çarpıcı olması için de kurbanı kendisi araması lazım tabi. Bu kısma iyi odaklanmak gerek.
Kolay gelsin şimdiden...

Testere filminden esintiler...

Arkadaş güzel bir noktadan yakalamış olayı. Kendi kendine işleyen bir ölüm korkusu sistemi düşünmüş. Sistem kısır bir döngü halinde devam edecek. Sadece mekanizmayı bir kez kurup çalıştırmak yetecek. Kurbanlar kendi rızalarıyla sisteme girecekler ve sistem sürekli bir devinim içerisinde olacak.

Ama hikayeyi yanlış tasarlamışsınız. İnandırıcı olmamış. Böyle bir döngü sonsuza kadar sürmez ve bir yerde kapanacaktır.

İlk önce ilk kurbanın sisteme girmesi için gerçekçi bir sebep oluşturmak gerekiyor. Diyelim ki gazetede yer alan çok cazip bir iş ilanındaki telefon numarasını çeviriyor ve adresi alıyor.

Sistemin kurulu olduğu mekana böylece giriyor. Sistemin devamı için yeni bir kurbana ihtiyaç var bunun için ilk kurbanın çalan telefona cevap verip yeni kurbana adresi vermesi gerekiyor. Telefonun tuş takımı olmamalı ve ilk kurbanın ikinci odaya geçebilmesinin tek yolunun ilk odaya gelirken üzerine basılan bir taşın ikinci kapıyı açmaya yaraması. Bunu ilk sahnelerde göstermek gerek. ilk kurban bu taşa bastığında açılan bir kapı sesi duyacak ama önce anlam veremeyecek.

İkinci kurban geldiğinde ve taşa bastığında ikinci oda kapısından ilk kurban hızlıca geçecektir. ikinci odada ise bir monitör ve klavye vardır. monitörde kredi kartı veya banka hesap bilgileri girilmesi gerektiği yazmaktadır. ilk kurban bu bilgileri girerek gazete ilanını bir gün daha yayında tutacak olan ödemeyi yapmış olur ve çıkış kapısı açılır.

Mutlu Son.

Eksikleri göze batsa da hikayenin temeli sağlam görünüyor. Biraz da ben editleyeyim :}

Polise haber vermenin akla gelmemesi elzem. Bu nedenle oraya bir iş veya yardım için değil de, suç için gidilsin. Misal tecavüz. Hatta sübyancılık. Ekranda bir kız çocuğunun videosu gösterilsin. Diğer odaya geçmek için ise kendisinden sonraki tecavüzcüyü arayıp çağırması istensin. Arkadaşı geldiğinde ister taşla ister kumandayla kapı açılır ve adam diğer odadaki çocuğu görür. Yanına gidince açılan kapı kapanır ve çocuğun gerçek değil maket olduğunu veya büyük bir monitöre baktığını anlar. Sonra birkaç polis odaya girip adamı kelepçelerler.

Finalde ise ister böyle bir tuzaktan dolayı mutluluk olur, ister döngünün sürekli devam etmesinden dolayı üzüntü, veyahut her ikisi birden.

Çekmesi de mekan bulma açısından biraz zor olacak sanırım.

Merhaba filminin yapımcılığını üstlenebilirim. Senaryo bence ilgi çekici.

Şimdi hikayeni oturtmak açısından bir kaç tavsiye veriyim.
Birinci kurban odaya girdiğinde bir ekran olsa. Kapı kapanıp, ekran çalışmaya başladığı zaman, ekrandan çıkan ışık, yerde üzerinde geri sayım ekranı bulunan bombayı gösterse. Uzaktan belli belirsiz bir çığlık sesi gelse. İlk kurbanla konuşan diyaloğun en sonunda "Hatalı bir kararla tüm zamanın tükenebilir" dese ve aynı anda bombanın zamanı geriye doğru saymaya başlasa. Birinci kurban tehlikenin farkına varır ve polisi aramaz. Birinci kurban ikinci odaya geçtiğinde kendisiyle daha önce konuşan ses ona: " Arkadaşın geldiğinde kağıtta yazanları oku ve Hatalı bir kararla tüm zamanın tükenebilir" dese ve yerdeki ikinci bomba geri sayıma başlasa. Birinci kurban kağıttakileri okumaya başlarken bir çığlık sesi daha gelse. Birinci kurban uzun bir koridordan geçtikten sonra son odaya ulaşsa. Odada gene bir ekran, kağıt ve mikrofon olsa. Ama bu sefer kimse kendisine bir talimatta bulunmasa şartlanmış caresizliğe kapılıp. Kağıtaki şu cümleyi okusa mikrofona "Arkadaşın geldiğinde kağıtta yazanları oku ve Hatalı bir kararla tüm zamanın tükenebilir" . Kağıttakileri okuduğunda kapı açılsa içeri girdiğinde birinci kurbanın çığlığı duyulsa.

Biliyorum biraz testere gibi bir son oldu ama hikayeni dahada uzatarak zenginleştirebilirsin.

Teşekkür ederim kıymetli fikirleriniz için, bir kaç üye burdan ya da mailden iletişime geçti yapımcılık için, ancak maillerime cevap alamadım