Forum

korku filmi için senaryo..

22 Gönderi
9 Üyeler
0 Reactions
5,049 Görüntüleme
 xLn
(@xln)
Gönderi: 7
Başlığı açan
 

uzun zamandır kendi çapımızda filmler, videolar, deneysel montajlar yapıp duruyoruz ama neredeyse hepsi bunların komedi içerikli görüntüler oluyor. ne zaman ciddi birşeyler çekelim, değişik şeyler yapalım desek sanırım yapımızdan gereyi komediye kaçıp komedi ekli oluyor. korku komedi, aksiyon komedi, gibi..

artık karar verdik ve gerçekten korku, gerilim tarzı birşeyler çekmek istiyoruz (umarım gülerken korkmayız yine:D) ama farklı olup bilindik cinler periler ruhar gibi şeyler yerine kabuğumuzdan çıkıp farklar yaratmak istiyoruz. Bu baglamda esin kaynaklarına ihtiyacımız var bir hikaye olabilir bir konu olabilir hatta bazen bir söz bile olabilir.

Senaryo için bikir vericek yada benim böyle böyle bir düşüncem vardı ama çekemiyrum diyip paylaşmak istiyen olursa seviniriz uyarlama yapıp kendimize geliştirip bu yaz birşeyler çekmek istiyoruz..

fikir ve yorum belirtirseniz sevinirim..

 
Gönderildi : 16/04/2008 12:11 am
(@kezzap)
Gönderi: 0
Admin
 

Teyzeler...
Ben teyzelerle ilgili korku filmi çekmeyi düşünüyorum ileride... 🙂

Ciddiyim...
Güldüğüme bakmayın...

 
Gönderildi : 16/04/2008 12:42 am
 xLn
(@xln)
Gönderi: 7
Başlığı açan
 

teyzelerde güzelmiş ama hafif hafif belirlendi konumuz.. genel korkularımız...

bu filmde istiyorumki izliyenler kendilerini bulabilsin ve kendileri ile çatıssınlar. büyük ihtimalle pskolojik gerilim tarzı tek kişilik birşeyler düşünüyorum hadi hazyırlısı..

 
Gönderildi : 16/04/2008 1:26 am
(@kaydirakliyilan)
Gönderi: 0
 

teyzelerde güzelmiş ama hafif hafif belirlendi konumuz.. genel korkularımız...

bu filmde istiyorumki izliyenler kendilerini bulabilsin ve kendileri ile çatıssınlar. büyük ihtimalle pskolojik gerilim tarzı tek kişilik birşeyler düşünüyorum hadi hazyırlısı..
Herkesin kendinden bişi bulmasını istiyorsan benim görüşümce çocukluğa inmelisin.
Küçükken nasıl korkutulurduk, hangi şeyler çocukken bizi etkilerdi vs vs... Çünkü bu gibi durumlar büyüdüğümüz zaman bile küçüklükten kalma etki bırakıyor insanın üstünde.

Örneğin amcamı örnek verim ; babam bir gece kara çarşaf giyinip bahçeye çıkmış.(tabi amcamın haberi yok) Kapıyı çalmış amcam kapıyı açınca kara çarşafıyla üstüne atlamış.Şuan hala gece kara çarşaflı birini görsün korkar 😀 (olaydan önce babaannem amcam yaramazlık yapmasın diye geceleri kara çarşaflı bir kadının gelip yaramazlık yapan çocukları kaçırdıgını sölemeside amcamı tam psikoya bağlamış :D)

http://www.vimeo.com/firarland
http://www.flickr.com/photos/firarland/

 
Gönderildi : 16/04/2008 1:37 am
(@kezzap)
Gönderi: 0
Admin
 

Teyzeler, teyzeler...
Teyzelerden daha korkunç bir şey olamaz...
Değil mi Bilal?

 
Gönderildi : 16/04/2008 1:57 am
(@payitaht)
Gönderi: 0
 

Hop yakaladım..

Teyzerle ilgili korku filmi ilk etapta bana da garip geldi ama onların o kendi dünyalarından daha korkunç bir dünya ne gördüm, ne de duydum. Hayatları hep başkalarının hayatlarından, zevklerinden, görüşlerinden ibaret. İbadetleri bile.. İbret alıncak hayatları var valla... Yanına bir de amca katıştırıp paralel kurguya karamelli action ekleyip tadından yenmez bir cehennem yaratılabilir. Bunu başarabiliriz, seviyoruz onları...

 
Gönderildi : 16/04/2008 3:31 am
(@hegel)
Gönderi: 0
 

teyzeleri bilmem de, insanın en savunmasız zamanı nedir? Uyku anı... siz uyurken sessizce bir karaltının gelip yanı başınızda durduğunu düşünün.. uyku da değil, gerçekte.. bunu üzerinden sağlam bir korku senaryosu yazılabilir gibi geliyor bana... kendinizden biraz daha bahsederseniz benim de çakralarım açılabilir biraz daha... ya da ''iyi, kötü, çirkin''de bir sahne vardır: Kötü bir barın önünde belden aşağısı olmayan bir adamdan bilgi alır. adama her bir teklik attığında hafızası biraz daha açılır....

Kalem Oynatan İle Ayı Oynatanın Buluştuğu Yer

http://kalemoynatanileayoynatannbulutuuyer.blogspot.com.tr

 
Gönderildi : 16/04/2008 5:07 am
(@kaydirakliyilan)
Gönderi: 0
 

teyzeleri bilmem de, insanın en savunmasız zamanı nedir? Uyku anı... siz uyurken sessizce bir karaltının gelip yanı başınızda durduğunu düşünün.. uyku da değil, gerçekte.. bunu üzerinden sağlam bir korku senaryosu yazılabilir gibi geliyor bana...

Şu uyku anındaki savunmasızlık ve dediğin gibi karartılar, ergenlik döneminde hayatımı yıprattı... Bencede çok iyi bişi çıkabilir bu konudan.

http://www.vimeo.com/firarland
http://www.flickr.com/photos/firarland/

 
Gönderildi : 16/04/2008 1:00 pm
(@admin)
Gönderi: 0
Admin
 

Teyzelerle ilgili bir film yapılacaksa senaryoyu Alpay Erdem yazmalıdır.

Birde uyku anındaki savunmasızlık icinben bi fiyıur fucktör cekmiştim 😛

 
Gönderildi : 16/04/2008 4:25 pm
(@hegel)
Gönderi: 0
 

Teyzelerle ilgili bir film yapılacaksa senaryoyu Alpay Erdem yazmalıdır.

Birde uyku anındaki savunmasızlık icinben bi fiyıur fucktör cekmiştim 😛

hadi ya.. forumda varsa görmek isterim... komedidir ama seninki 🙂
ciddi soruyorum: komedi dışında türleri denedin mi? çünkü komedi yazabilen her türü yazabilir; ama tersi pek karşılaşılacak durum değildir..

Kalem Oynatan İle Ayı Oynatanın Buluştuğu Yer

http://kalemoynatanileayoynatannbulutuuyer.blogspot.com.tr

 
Gönderildi : 16/04/2008 9:32 pm
(@aliyalcin87)
Gönderi: 0
 

korku filmleri hep şöyle başlar, vadeleri dolmuş bir grup genç kampa gider. arabaları bozulur. ormandan kurtulmaya çalışırlar. en şişmanından başlayarak ölürler. en yakışıklı erkek ve en güzel kız kurtulur. bir başka film tarzı. 666. biyolojik babasının şeytan olduğuna inanılan şempaze suratlı bir çocuk etrafına lanet saçar. bir diğeri, psikopat bir katil onu bunu biçer. bir diğeri spastik özürlü insanlar(zombiler) etrafa dehşet saçar vs.vs. hollywood ne yapıyor peki? 50 yıldır aynı türdeki filmlere inanılmaz bütçeler ayırarak tekrar tekrar çekiyor. izlettiriyor da! .ben korku filmi seyretmekten hoşlanmam. ama korku filmlerini takip eden arkadaşlara soruyorum, son zamanlarda farklı bir korku filmi gördünüz mü? hayır. hollywood yazarlarının bile hayal güçlerinin yetmediği şeyleri bizlerden istemeyin lütfen. bana kızmayında, benim düşüncem bu. ve de bana katılacak birçok kişi olacağına inanıyorum. son olarak da , benim ONUNCU GÜN çalışmama neden yorum yapmadınız diye sitem ediyorum.

Herkes iyi bir yönetmen olamaz fakat heryerden iyi bir yönetmen çıkabilir.

 
Gönderildi : 17/04/2008 1:46 am
(@ercin)
Gönderi: 0
 

hollywood yazarları idiotlaşmış mıdır bilemem ama yapımcıların öyle olduğu kesin.hollywood farklı bir şey, sinemayla alakası yok.eğlence sektörü, hatta lunapark gibi bi şey.. kıstas olarak orayı almasak daha iyi.
hollywood yazarlarının bile hayal güçlerinin yetmediği şeyleri bizlerden istemeyin lütfen.

bu kelam da çok yersiz efendim.. senin de, yazdığın yazının başından sonuna kadar bahsettiğin gibi aynı mevzuları ısıtıp ıstıp çekiyorlar ve düz düşünmeye,hayal kurmamaya,idiot olmaya manipule edilmiş "kitle topulumlarına" izlettiriyorlar.

Ayrıca senaryolarına yorum gelmedi diye üzülme,ben her geleni okuyorum.. fakat senaryo hassastır,onu eleştirmek, hakkında bir şeyler söylemek hep bana zor gelmiştir.

 
Gönderildi : 17/04/2008 12:08 pm
(@kaydirakliyilan)
Gönderi: 0
 

hollywood yazarlarının bile hayal güçlerinin yetmediği şeyleri bizlerden istemeyin lütfen.

Ben hiç bi senaristin senaryo yazmadan önce "açıp bakimde hollywood senaristleri bu tür üstüne senaryo yazabilmiş mi ? Yazamamışsa hiç kasmıyım nasıl olsa onlar yazamamış ben kimim ki yazıcam" diye özgüvenden yoksun senaryo yazdığını düşünmüyorum.

http://www.vimeo.com/firarland
http://www.flickr.com/photos/firarland/

 
Gönderildi : 17/04/2008 1:31 pm
(@aliyalcin87)
Gönderi: 0
 

hollywood yazarlarının bile hayal güçlerinin yetmediği şeyleri bizlerden istemeyin lütfen.

Ben hiç bi senaristin senaryo yazmadan önce "açıp bakimde hollywood senaristleri bu tür üstüne senaryo yazabilmiş mi ? Yazamamışsa hiç kasmıyım nasıl olsa onlar yazamamış ben kimim ki yazıcam" diye özgüvenden yoksun senaryo yazdığını düşünmüyorum.

söylediklerine katılıyorum. ama kaçırdığın bir nokta var, bak arkadaş ne diyor: "ama farklı olup bilindik cinler periler ruhar gibi şeyler yerine kabuğumuzdan çıkıp farklar yaratmak istiyoruz. Bu baglamda esin kaynaklarına ihtiyacımız var bir hikaye olabilir bir konu olabilir hatta bazen bir söz bile olabilir."

bu mesajı gönderen arkadaşımız bizden bir senaryo istemekten ziyade ona yaratıcı bir fikir vermemizi umuyor. ama söylediklerin düşüncelerimle tamamen uyuşuyor, katılıyorum.

senaryoların çoğu birbirinden esinlenmedir. her yazılan senaryo , ondan önce yazılmış birçok senaryodan parçalar taşır. önemli olan bunun üstüne birşeyler katabilmektir. şimdi size "aptal" isimli senaryomun sinopsisini göndereceğim. ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız. hangi filmlerden esinlenerek yazdığımı tahmin etmeniz zor olmayacak. fakat şunu da diyeceksiniz: kendinden de birşeyler katmış.

Aptal

Senaryo – Ali YALÇIN
Yazım Tarihi – 2008

Sinopsis: Şehirde intihar olayları artmıştır. Emniyet güçlerinin herhangi bir bulguya ulaşamaması insanları endişelendirir. Ali, 25–30 yaşlarında genç bir avukat asistanıdır. Eşi Leman bir alışveriş merkezinde güvenlik görevlisi olarak çalışmaktadır. Beş yaşlarında Zeynep adında bir kız çocuğuna sahiptirler. Ankara’da orta halli bir yaşam sürdüren Ali’nin hayatı, evsiz bir ihtiyarın ona sıra dışı bir yüzük satmasıyla alt üst olur. Ali’nin yüzüğün gücünü keşfetmesi fazla zaman almayacaktır. Yüzük sayesinde Ali, istediği kişinin o anda yoğunlaşan düşüncelerini okuyabilmektedir. Kazandığı bu yetenek sayesinde hayatını eğlenceli bir biçimde sürdürmeye devam ederken yüzüğün bu gücünü işinde de kullanmaya başlar. Sıradan hayatı bir rüyaya dönüşmüştür. Ancak Ali’nin göz ardı ettiği bir husus vardır. O da dünyanın dengesinin yalan ayağına dayanmış olmasıdır. Ali, artık herkesin düşüncelerini kolaylıkla okuyabilmektedir. Önce işini sonra da ailesini bu sebeple yitirir ve eski yaşantısına geri dönmek ister, ancak bu oldukça zordur. Aslında her şeyi bilmenin pek de iyi bir şey olmadığını öğrenir. Yüzükten kurtulmayı dener, ama hala düşünce okuyabiliyordur ve buna engel olamaz. Çünkü güç yüzükte değildir. Güç her sıradan insanda var olduğu gibi Ali’de de vardır. Yüzük sadece Ali’ye bu gücü kullanmayı öğretmiştir. Ailesini, işini ve arkadaşlarını kaybeden Ali intihara sürüklenir. Tam kendini yüksek bir yerden atacaktır ki aklına bir fikir gelir. Yapması gereken şey aptal olmaktır. Yani karşındakinin ne hamle yapacağını bile, bile şahını yalnız bırakmaktır.

Herkes iyi bir yönetmen olamaz fakat heryerden iyi bir yönetmen çıkabilir.

 
Gönderildi : 17/04/2008 9:22 pm
(@aliyalcin87)
Gönderi: 0
 

aslında korkudan ziyade gerilim sayılabilecek bir fikir verebilirim. ama yine de yazımda korku terimini kullanmak istiyorum. sizce telefonlar korkunç mu dur? eğer sizi arayan kişi kendinizseniz olabilir. telefonda kendi sesinizi duyduğunuzu, o sesin size talimatlar ve direktifler verdiğini, sizi yapmak istemediğiniz bir şeye zorladığını düşünün. ve ona karşı hiçbir sırrınızın olmadığını. senaryonun sinopsisinin sinopsisini yazayım 🙂 bir adam var. ruh hastası(tabi seyirci bunu filmin sonunda öğrenecek) . birgün bir telefon gelir. çağrıya cevap verdiğinde şok olur. cep telefonundan kurtulur. ama nereye gitse en yakındaki telefondan ona bir çağrı ulaşır. zorla da olsa kendisiyle konuşmaya başlar (bir hayal etsenize gerçekten ürkütücü olmaz mıydı?). o ses kendisinden ailesini öldürmesini, hırsızlık yapmasını, ve bu tarz şeyler ister. ve tabi ki bunun bir yaptırımı olmalı. onu da bu senaryo üzerinde çalışacak arkadaş düşünecek. adam kendisinin ondan istediklerini yapmak istemeyecek, kaçmaya çalışacak. telefonlardan uzaklaşmaya çalışacak.bu arada da normal hayatına devam etme arzusunda olacak(yoksa seyirci sorar: ormanda bi çardır kur kardeşim, kurtul telefondan). hoşlanmadığı kişiler mesela patronu kendisini telefonda neden tehdit ettiğini sorar. ama o böyle birşey hatırlamaz. bir insanın sesine ve tüm sırlarına, zihnine sahip olsaydınız ona nasıl zarar verirdim diye düşünmelisiniz. mesela benim aklıma banka işlemleri geliyor. filmin sonu hakkında da birşeyler söylemek istiyorum. o ses en son olarak kendisini öldürmesini ister. ama kahramanımız bu durum için çok direnir.(filmin son tırmanış konusudur bu). sonra sonra sonra farklı birşeylere bağlanabilir. ben olsam söyle bağlardım. bu adam kendini öldürür. ama bu adamın ölümünde cinayet kuşkusu vardır. bu yüzden olayı araştıran dedektif makdülün doktoruyla konuşur. ve adamın tedavi edilmiş bir şizofren olduğunu öğrenir.

saçmalıklar , anlamsızlıklar havada kalmış konular olabilir kusuruma bakmayın. bunu sadece bir fikir açısından yazdım. gelişigüzel döktüm oraya. içeriğe değil ama konuya, yaratıcılığa yorum alabilirim. yardımcı olabildiysem ne mutlu bana

Herkes iyi bir yönetmen olamaz fakat heryerden iyi bir yönetmen çıkabilir.

 
Gönderildi : 18/04/2008 9:37 pm
Sayfa 1 / 2
Paylaş: