doğru...

Bence yanlış!
Çok basit bir örnekle sorayım sorumu:

Madem olay senaristte bitiyor, çektiği her film farklı bir senarist tarafından yazılmış olmasına rağmen (ki konular da birbirinden çoook farklıdır) çektiği her filmde "Stanley Kubrick"in etkisini (imzasını) görebiliyoruz?

senaryo olmadan yönetmen neye imza atacak?

ÖNCELİKLE HERKAFADAN BİR SES ÇIKIYOR.BEN YAZDIĞIM SENARYOMU ELEŞTİRMENİZİ DEĞİL GÖRÜŞ VE FİKİRLERİNİZİ BEKLİYORUM.BİRBİRİLERİNİ KISKANARAK OLMAZ Kİ.BENİM GÖNLÜM BURADA Kİ SİNEMA SEVERLERLE YARATICI BİR ŞEYLER ÇIKARMAK.BEN FİLMİ EN İYİ ÇEKECEK KİMSENİN SENARİST OLDUĞUNU DÜŞÜNÜYORUM.YÖNETMEN BENCE İKİNCİ PLANDIR.BİZ SONUÇTA SENARİSTİN HAYALİNİ SEYREDİYORUZ.EN İYİ YÖNETMEN DAHİ OLSA EN İYİ FİLMİ BENCE SENARİST ÇEKER.ÇÜNKÜ ASIL ÜRETİCİ ODUR. 😀
benim fikrim;
diyelim ki senarist kafas1nda süper çekti filmi hersey dört dörtlük en gusel bi sekilde yaz1ld1. bunu filme aktaran insan yönetmen. o iyi birsey yaparsa vezir yapamazsa rezil olur... senarist nas1 çektiini anlatamazki sonuçta yönetmene. bak ben böle çektim kafamda süper oldu sana tavsiyem kameray1 surdan getirt böle olmaz yane...

Bence çok önemli bi konuya parmak basmışsın. Geçen gece saatlerce bu konuyu tartıştık yönetmen bi arkadaşla. üstüne başlığı görünce şaşırdım. Bence sonuç olarak hep bir bütün olmaya çıkıyor mevzu. Yapıtlarıyla sinema tarihine geçmiş yönetmenlerin hep aynı telden çaldığı adamları defalarca farklı filmlerinde kullanmasının sebebide bunda yatıyor. İşin senaristte bittiğine çok fazla katılmasamda işin en büyük kısmını üstlendiğini savunuyorum. 🙄 Senaristin kafasında bi ampul yanıyor. bunu en son haliyle en güvendiği yönetmene aktarıyor. Yönetmen senaristin ressamlıgını üstleniyor. Bu aşamada hem avantajlı hem dezavantajlı bi durum var. Yönetmenin kendi kalıbınca konuyu aktarması sırf gören aha bu o adamın filmidir kesin desin diye. yada Senaristin istediği yapıya saygı duyarak aynen tabloya çizmek. O yüzden birbirini çok iyi tanıyan grupların elinden çıkan işler daha başarılı oluyor. Türkiye de mesela yılmaz erdoğanın her işinin altında hep aynı isimlerinin olması başarının sebeblerinin en başında geleni. Senaryo önemli.. hem de çok.. Tüm ekibin aynı dili konuşması da çok önemli.

kötü yönetmen en baba senaryoyu batırabilir. iyi yönetmen kötü bi senaryoyu da öyle bir çekerki.

senarist ile yönetmenin olaylarını kafada canlandırmak için duyduğum en faydalı benzetme oldu bu beetlejuice.

Evet ressam yönetmen oluyor, ama resimde ne olacağını söyleyen de senarist.

Bir ağaç değişik ressamlar tarafından farklı şekilde çiziliyor. Bir pikasso kadın yüzü çiziyor bizim komşu da bir kadın yüzü çiziyor.

Eğer çizilecek obje ilginçse ve de iyi çizilirse başyapıt oluyor.
Alışılagelmiş bir manzarayı bazen ressam çok farklı bir şekilde fırça darbeleri ile çılgın bir görsel şölene çeviriyor.

İşte senarist ve yönetmenin dansı bu...

Nihayet oturdu kafamda.
Şaçmaymış.

senaryo olmadan yönetmen neye imza atacak?

Arkadaşım elbette senaryo olacak. Senaryo olmadan sinema nasıl olsun?
Ama unutmamak gerekir ki sinema söylemek ya da yazmak değil, göstermektir. Ve gösterme işini özgün bir biçimde başarabilendedir en büyük pay diye düşünüyorum. Ama senaryonun önemini de yadsımıyorum tabi. Öyle anlaşılmamalı.

Bir soru:
AI(Artifical Intelligence) filmini Spielberg yerine Kubrick çekseydi ne olurdu? (Çekemeden öldü onun yerine Spielberg çekti sanırım! )

acikcasi turkiyede neden adam gibi sinema gelismiyor sorusuna cevap olabilecek zihniyette sozler bunlar, eski yesilcam da yapimci yonetmenden once gelir derlermis. 'yonetmen ikinci plandadir' diyen ve buna 'dogru' diyen arkadaslarin bol bol bol bol arastirarak sinema nedir ne degildir iyice ogrenmelerini tavsiye ediyorum.

yonetmen filmin tanrisi dir gercekte, herhangi bir hikayeyi alip onu bir vizyonla sunar, senaryo yazmak yonetmenlikse (ki senaryo dediginiz hikayedir ozunde) butun romancilar ve yazarlarda super yonetmen olmalilar.
ne dedigimi anlamak icin ornegin beetlejuice filminin ilk scriptini alip (yada herhangi baska bir filmin) yonetmen film yapinca cikan hali karsilastirmak yeterlidir.
ki baska basliklarda soyledigimiz gibi sinema koken olarakta teknik olarakta hareket eden resimlerdir. size senaryo bile olmadan film cekecek,ve hatta varolan herhangi bir cekilmis filmi kendine gore yeniden kurgulayarak tamamen yeni bir film yaratan yuzlerce yonetmen gosterebilirim.
senarist guzel bir fikir bulandir tamam,ama hepsi bu,kalkipta yonetmenden daha onemli ve on planda oldugunu iddia ederseniz sinemayla ilgilenmeyi birakip kendiniz balik tutmaya vermenizi oneririm.

soruya da cevap vermek gerekirse,ai yi psycho yu,blade runner i, batman i ve daha milyonlarca filmi eger kendi yonetmenleri degilde baska bir yonetmen cekseydi filmler cok baska olurdu.
otomatik portakal guzel bir kitap olsada,filmi izleyen kisiler rahatlikla gorecektir ki kubrick adeta bir tanri gibi yeniden yaratmis farkli bir dunya kurmustur.
yonetmen herhangi bir hikayeyi (hatta bazen hikayesiz bile) alip kendi yaraticilik ve yetenek suzgecinden gecirerek bastan yaratan kisidir.

ilk mesaja da cevap vermek gerekirse:
baska baslik altinda gayet aciklayici bir cevap verdik ama sanirim 'benim begenmedigim cevap,cevap degildir' ilkesini benimsemis arkadas.

otomatik portakal guzel bir kitap olsada,filmi izleyen kisiler rahatlikla gorecektir ki kubrick adeta bir tanri gibi yeniden yaratmis farkli bir dunya kurmustur.

DV-Art da Kubrick'ten örnek vermiş çok hoş olmuş.
Başından beri ben de ısrarla örneklerimi Kubrick'ten seçmekteyim.
Çünkü Kubrick'in bir filmin hem senaryosunu hem de yönetmenliğini yaptığını hiç görmemişizdir.(Senaryosuna katkıda bulunduğu filmler vardır tabi) Ama daha önce de söylediğim gibi birbirinden çok farklı senaryolar olmasına rağmen hepsinde böyle Şırrrrak! diye bir damgasını hissedersiniz.

Otomotik Portokal, Space Odyssey ve Dr.Strangelove'ın karşılaştırmalı izlenmesini öneririm...

Saygıyla.

acikcasi turkiyede neden adam gibi sinema gelismiyor sorusuna cevap olabilecek zihniyette sozler bunlar, eski yesilcam da yapimci yonetmenden once gelir derlermis. 'yonetmen ikinci plandadir' diyen ve buna 'dogru' diyen arkadaslarin bol bol bol bol arastirarak sinema nedir ne degildir iyice ogrenmelerini tavsiye ediyorum.

yonetmen filmin tanrisi dir gercekte, herhangi bir hikayeyi alip onu bir vizyonla sunar, senaryo yazmak yonetmenlikse (ki senaryo dediginiz hikayedir ozunde) butun romancilar ve yazarlarda super yonetmen olmalilar.
ne dedigimi anlamak icin ornegin beetlejuice filminin ilk scriptini alip (yada herhangi baska bir filmin) yonetmen film yapinca cikan hali karsilastirmak yeterlidir.
ki baska basliklarda soyledigimiz gibi sinema koken olarakta teknik olarakta hareket eden resimlerdir. size senaryo bile olmadan film cekecek,ve hatta varolan herhangi bir cekilmis filmi kendine gore yeniden kurgulayarak tamamen yeni bir film yaratan yuzlerce yonetmen gosterebilirim.
senarist guzel bir fikir bulandir tamam,ama hepsi bu,kalkipta yonetmenden daha onemli ve on planda oldugunu iddia ederseniz sinemayla ilgilenmeyi birakip kendiniz balik tutmaya vermenizi oneririm.

soruya da cevap vermek gerekirse,ai yi psycho yu,blade runner i, batman i ve daha milyonlarca filmi eger kendi yonetmenleri degilde baska bir yonetmen cekseydi filmler cok baska olurdu.
otomatik portakal guzel bir kitap olsada,filmi izleyen kisiler rahatlikla gorecektir ki kubrick adeta bir tanri gibi yeniden yaratmis farkli bir dunya kurmustur.
yonetmen herhangi bir hikayeyi (hatta bazen hikayesiz bile) alip kendi yaraticilik ve yetenek suzgecinden gecirerek bastan yaratan kisidir.

ilk mesaja da cevap vermek gerekirse:
baska baslik altinda gayet aciklayici bir cevap verdik ama sanirim 'benim begenmedigim cevap,cevap degildir' ilkesini benimsemis arkadas.

azına sağlık üstat...

okuyalım, örenelim, kanıksayalım 😀 😀 😀

(bence) aslında çok tartışılası bi konu değil bence. senaryonun önemi ve katkısı tartışalamaz tabi, fakat yönetmen bize pencere açan insandır. senaristse bizim kendi kafamızda pencere açmamızı sağlar. yüzüklerin efendisinin kitabını okuduğumdakiyle,izlediğim arasında çok fark var. biz yönetmenin gör dediklerini gördük. yani onun penceresinden baktık. hayal kurmamıza izin yok. o yüzden yönetmen kaçınılmaz bi şekilde; filmin tanrısıdır! mulhonland drive da konu basit. David Lynch in anlatış şekli farklı. bunun tam olarak bu şekilde senaryolaştırıldığını düşünmüyorum. yönetmen ve kurgu sayesinde filme farklı bi bakış açısı getirilmiş. senaryo sabit bişeydir. bazen kurgusu bile yapılmamıştır. adam vardır şunu yapar aslında şudur vs.. denir. yönetmen tersten çeker. flash back koyar falan filan. ama bu yönetmenle senaristin iş birliğine kalmış. bazı senaryolar kitapların yazarlarından sadece izin alınarak çekilir. yazar filmi bitince izler. ve sıfır katkısı vardır yapım aşamasında. bazıları film boyunca senaryoyu esnek tutar. bu kadar uzun lafın kısası. ben oturur iyi bi senaryo yazarım. ama istedikleri kadar para versinler işi bilmiosam film çekemem. çünkü herkesin anlatacak bi hikayesi vardır. (not: m.d da senaryoda Lynch e aittir)

bide unutmadan. bazı filmler vardır ki senaryo filmidir. orta düzey yönetmenin elindende çıksa iyi bi iş olur (tabi ki iyi yönetmenin elinden çıkarsa çok daha leziz olur) bazı filmler vardır tamamen yönetmen filmidir. konu bi çok filmde irdelenmiştir ama tutmamıştır. üstad çeker yıllarca yeriz!
2001 space odyssey i kubrickten başkası çekseydi (hangi yılda olursa olsun) komik bi bilim kurgu olma, yada sıradan bi action olma hali kaçınılmazdı. kubrick çekti. sonuç belli! 1968 de hemde!

senaryo olmadan yönetmen neye imza atacak?

Arkadaşım elbette senaryo olacak. Senaryo olmadan sinema nasıl olsun?
Ama unutmamak gerekir ki sinema söylemek ya da yazmak değil, göstermektir. Ve gösterme işini özgün bir biçimde başarabilendedir en büyük pay diye düşünüyorum. Ama senaryonun önemini de yadsımıyorum tabi. Öyle anlaşılmamalı.

Bir soru:
AI(Artifical Intelligence) filmini Spielberg yerine Kubrick çekseydi ne olurdu? (Çekemeden öldü onun yerine Spielberg çekti sanırım! )

o sıralar eyes wide shut ı çekiyormuş geri çevirmiş. diyosun ki çevirmeseydi
yada proje bekleseydi ve kubrick ölmeseydi 😀 ve çekseydi. önyargılı olacak ama şimdikinden daha güzel olurdu. kubrick baş yapıt adamı. çok titiz ve mükemmelliyetçi. inanmazsanız oyuncularıyla yapılan röportajlara ve filmin çekim sürelerine bakın. yıllar yıllar:)

Motzart'in bir koncertosunu dusunun. Sef bunu orkestrasina dagitir. Nota okuyabilen her muzisyen nerede girecegini nerede susacagini bilir. Ortaya bir eser cikar. Burada orkestra sefinin kendi kafasindan notalar eklemesi mumkun degildir. Fakat sef kotuyse bu amator bir bando'ya benzer. Muzisyenler nerede daha dusuk nerde yuksek basacaklarini bilemezler. hepsi sesim duyulsun diye uste cikmaya calisir. Sef iyiyse ortaya muthis ahenkli bir Armoni ( Uyum ) cikar.

Bu noktada tartistigimiz noktaya girelim: Senarist senaryoyu yazar. Yonetmene verir. Yonetmen bunu yorumlayarak ceker. Eger Senarist yonetmenin basinda dikilip "surasi soyle olsun burasi soyle olsun" derse yonetmenin orada isi yoktur zaten. O zaman cikan is amator bir bandonun caldigi Motzart eserine doner.

iyi bir yonetmen de bir orkestra sefi gibidir bu acidan.

Her ikisi de sinemanin olmazsa olmazidir bence. Elbette birisi olmazsa digeri olmaz. Senaristsiz sinema olmaz. Mario Puzo "Baba" gibi bir filmi elbette cekemezdi. Gudik bisey olurdu eminim. ( Misal-Kurtlar Vadisi ) Bu konu birazda suna benziyor : "Benim babam senin babani dover, cunku babam polis" Ayni mantik...