Forum

Gerçekten Fazlası D...
 

Gerçekten Fazlası Değil

127 Gönderi
60 Üyeler
0 Reactions
43.9 K Görüntüleme
(@beran)
Gönderi: 0
 

Emeğinize sağlık güzel bir kısa olmuş.

Akın var güneşe akın! Güneşi zaaptedeceğiz güneşin zaptı yakın!Toprak bakır gök bakır.Haykır güneşi içenlerin türküsünü,hay-kır haykıralım!

 
Gönderildi : 11/05/2009 1:18 pm
(@response)
Gönderi: 0
 

Ben de son derece beğendim, ellerine sağlık...

İLK UZUN METRAJ FİLMİM : www.zamakfilm.com
http://www.yabancifilm.com" onclick="window.open(this.href);return false;
AZRAİL
http://www.youtube.com/watch?v=F68E08k_U5w" onclick="window.open(this.href);return false;
GERÇEK DÜŞ
http://vimeo.com/10479111" onclick="window.open(this.href);return false;

 
Gönderildi : 12/05/2009 7:45 pm
(@payitaht)
Gönderi: 0
Başlığı açan
 

Ben de son derece beğendim, ellerine sağlık...
Teşekkürler response.
Emeğinize sağlık güzel bir kısa olmuş.
Teşekkürler Beran.
seni kişisel olarak tanımayan (ki ben de tanımıyorum) veya yapılan yorumları okuyup o nedenle filme başlarken kredi açmayan jüri üyeleri için çok etkileyici bir deneyim olduğunu sanmıyorum. filmin güçlü yanları var ama toplamda yeterince iyi bir şekilde sunulamamış olduğundan arada kaynamış bence.

Eğer film kendini izlettiremiyorsa ciddi bir sorun var ortada, bunun üzerine gitmek lazım. Benim için ilk kare, ilk cümle, ilk dize vs. çok önemlidir. Bu konunun açılmasını istiyor, rica ediyorum.

Diğer önermede ise bir jürinin bir filmden ne beklediğini, ne anlamak istediğini çözmek lazım. Bu konuda biraz ümitsiz olduğumu belirtmek istiyorum. Açık söyleyeyim bazı festivallere gidip ön elemeyi geçen filmleri izlediğimde iyi ki o ön eleme jürisi benim filmimi elemiş diyorum. Bunu da gerçekten üzülerek buraya yazıyorum. Yanlış anlaşılma olmasın, benim filmim harika bir film demiyorum, hatta beğenmediğim bir çok şey var ama durum bu işte...

 
Gönderildi : 12/05/2009 11:20 pm
(@mobidik)
Gönderi: 0
 

Öncelikle filmin adını çok sevdiğimi belirtmek istiyorum. Payi ile çok sohbetimiz olmadı lakin ya bir sohbet içersinde ya da forumda yazdığı yazı içerisinde filmdeki bazı noktaları okumuştum. Yani kendisi hakkında birazcık da olsa fikrim vardı. Filmi ilk açtığımda tabiki ilk başta merak ettim. Acaba?lar geçmeye başladı zihnimde,ne olacak ne anlatılacak vs. Sonra payitaht hakkında bildiklerimi filmde görünce çok hoşuma gitti anlatımı. Ama aklıma da şu soru gelmedi değil. Acaba bilmeseydim bu kadar sever miydim?
Sade,temiz işçilik,abartıdan uzak,sıcak bir film bana göre. Susturulan oyuncu sahnesini ben de çok beğendim.
Film gerçekten de fazlası değil sanırım.. Emeği geçen herkesin ellerine sağlık.. İstanbul'da olsam o pilavcıya uğrar dvd'yi alır bir tabak da pilav yerdim. Hatta ayran da içerdim 🙂
Kolaylıklar dliyorum.. Herkese iyi çalışmalar..

Maksadım sana gördüğünü anlatmak değil anlamadığını göstermektir.

 
Gönderildi : 13/05/2009 1:09 am
(@ali-unal)
Gönderi: 0
 

Filmi daha önce götümle izlemiş olduğumu görüyorum. Şimdi gözümle izlediğim hâlini anlatayım.

The Dude'un mastürbasyon teorisine katılıyorum ama bunun bir boşalmayla sonlanmadığını söyleme ihtiyacı duyuyorum. Bunun nedeni de, Bilâl karakterinin mastürbasyondan ziyade cinsel ilişki ihtiyacında olabileceğini destekleyen birkaç plan. Bilâl karakteri, evet, ikinci ve üçüncü şahıslarla dalgasını geçiyor ama sobaya yaş damlama sahnesinde ve kahvedeki pişpirik adamı planında, daha önceki sahnelerde bize dalga geçme aracı olarak verdiği karartma/kesme işlevlerini kullanmıyor. Dolayısıyla bu planlar, Bilâl karakterinin, yalnız kaldığında, kendinin yüceliğini doğrulamak ve onaylamak için ikinci şahıslara daima ihtiyacı olduğu gerçeğinin altını çiziyor. Yani mastürbasyondan haz alıyor ama onun aradığı şey bir cinsel ilişki. Metaforun bu yanından biraz kaçıp başka bir düzeleme inersek, Cem Yılmaz'ın bir zamanlar pek iyi ifade ettiği gibi, "Ferrari'ye sahip olduğunu bilen başka bir kişi yoksa bir Ferrari'ye sahip olmanın bir anlamı yoktur." Dolayısıyla Bilâl'in, kendine göre üstünlüğü ve yüceliğini tamamlayan şey, onun yüceliğini doğrulayıcı "aşağılık" karakterler oluyor. Bilâl onlara bağlı, hayatı onlara bağlı. Yalnız kaldığında da onlarla. Kendi yüceliğini tanımlarken, onların ezikliğinden feyzalıyor. Bu da onu mastürbatif bir yücelmeye değil, kommensalist bir ilişkinin öznesi yapıyor (Kommensalist ilişki, taraflardan biri yarar sağlarken diğeri ne yarar ne de zarar görür).

Bilâl karakterinin, bu çerçevede boşalıp boşalmadığını anlamak için, karşısında, en az onun kadar "yüce" bir karakterin konuşmasını da görmek isterdim. Düşündük mü acaba, Bilâl'le konuşanların hepsi neden Bilâl'in yüceliğinin altını çizenler? Neden kadrajda ezici bir karakter yok? Yoksa Bilâl onlarla cinsel ilişki kurmaya muktedir değil mi?

 
Gönderildi : 19/05/2009 3:21 am
(@karatasa)
Gönderi: 0
 

Filmin yönetmeni Bilal Bay ile yapılan bir röpörtaj

http://www.kisacafilm.com/bilalbay.htm " onclick="window.open(this.href);return false;

 
Gönderildi : 10/09/2009 7:44 pm
(@ercin)
Gönderi: 0
 

Röportaj bayağı iyi olmuş. Bilal, kendini bayağı açık etmiş..:)

Anlaşılmayacak bi tarafı yok zaten. Para kazanmak için polis olma mecburiyetinden "Sinema" yapabileceğini hissederek sıyrılmış, kararsız, hiçbir şeye gereğinden fazla reaksiyon vermeyen, hayata dair öyle çok büyük laflar etmeyen, büyük hedefler koymayan, olsada olur olamsada canı saolsun tadında, hatta biraz bezmişlik ve bırakmışlık tadı da var, buna rağmen çoğu zaman absürt ve komik yer yer de melankolik... Hava tahimini gibi oldu ama neyse...

En çok film yapma meselesinin para babalarının eline geçmiş olma hadisesi yüreğimi burktu. Bilal haklı. Uzunu bekliyoruz. Bakalım beş parasız nasıl bir uzun metrajlı film çekiliyormuş. Bunun iyi oalcağını ispatlamak, buradaki bir çok insanı tetikleyecektir. Umarım istediğiniz gibi olmuştur.

 
Gönderildi : 10/09/2009 8:07 pm
(@payitaht)
Gönderi: 0
Başlığı açan
 

Filmin yönetmeni Bilal Bay ile yapılan bir röpörtaj

Bu tip resmi seslenmeler yüzümü kızartıyor. Hepimiz arkadaşız burada. Resmiyet hiyerarşik insanların birbirlerini sınıflandırmaları içindir. Resmi hitaplardan kaçınırsak ne güzel olacak.
Bakalım beş parasız nasıl bir uzun metrajlı film çekiliyormuş. Bunun iyi oalcağını ispatlamak, buradaki bir çok insanı tetikleyecektir. Umarım istediğiniz gibi olmuştur.

Uzunun nasıl bir film olduğunun pek önemi yok bence. Önemli olan kalkışmaktı ve kalkıştık. Filmin dili ve yapısı benim ve arkadaşlarımın sinema anlayışı dahilinde az çok belli zaten(filmin yazarlarından biri de Hegel.) Çok farklı bir şey beklemeyin. Kısa film çeker gibi uzun film çektik. Herkes yapabilir bunu. Bizim 300 milyarımız da olsa böyle bir film çekecektik. Paramız yoktu yine böyle bir film çektik. Paramız olsaydı sadece yemeklerde ekibe(ekiptekilerden biri de sanitarium, ona da sorabilirsiniz) daha iyi şeyler yedirebilirdik, tek fark bu. Bir de ulaşım vs. konularında bu kadar zorluk çekmezdik. O yüzden sizin cebinizde paranız olsun. Bizim çalıştığımız gibi iyi ve anlayışlı insanlarla çalışacak kadar şanslı olmayabilirsiniz.

 
Gönderildi : 11/09/2009 6:20 am
(@mobidik)
Gönderi: 0
 

Uzunun nasıl bir film olduğunun pek önemi yok bence. Önemli olan kalkışmaktı ve kalkıştık. Filmin dili ve yapısı benim ve arkadaşlarımın sinema anlayışı dahilinde az çok belli zaten(filmin yazarlarından biri de Hegel.) Çok farklı bir şey beklemeyin. Kısa film çeker gibi uzun film çektik. Herkes yapabilir bunu. Bizim 300 milyarımız da olsa böyle bir film çekecektik. Paramız yoktu yine böyle bir film çektik. Paramız olsaydı sadece yemeklerde ekibe(ekiptekilerden biri de sanitarium, ona da sorabilirsiniz) daha iyi şeyler yedirebilirdik, tek fark bu. Bir de ulaşım vs. konularında bu kadar zorluk çekmezdik. O yüzden sizin cebinizde paranız olsun. Bizim çalıştığımız gibi iyi ve anlayışlı insanlarla çalışacak kadar şanslı olmayabilirsiniz.

Şu saatte şu son cümleler o kadar hoşuma gitti ki.. Gün boyu bu konuyu düşündüm.. Şansın her zaman daim olsun Bilal.. Kolay gelsin... 🙂

Maksadım sana gördüğünü anlatmak değil anlamadığını göstermektir.

 
Gönderildi : 11/09/2009 6:31 am
(@ercin)
Gönderi: 0
 

Doğru tabi, buna kalkışmak en önemlisi, bence de para pulun çok önemi yok. Önce samimiyet... Bir sette samimiyet olmadığı zaman ne kadar para harcarsan harca o film kendini bir şekilde açık ediyor, eksik kalıyor, olmuyor. Seyirci de hissediyor bunu. Şimdi burada isimlerini söylemek istemiyorum ama forumda çok ses(!) getiren bir çok filmde bu eksikliği hissediyorum. Eksik eksik oldu bir şeyler diyoruz ya hep, bir türlü içimize sinmiyor. Tabi başka etkenler de var ama en önemlisi bu.

Ne diyeyim herkes ne çekerse çeksin, uzun ya da kısa... Ama tüm zorlukların keyif veridiği bir paylaşım ortamı olsun setlerde... Bu söylediklerim belki çok romantik ve duygusal gelir bazılarına ama böyle işte...

 
Gönderildi : 11/09/2009 8:57 am
 Düd
(@dud)
Gönderi: 0
 

Ya bak şu yanılgı yine ortaya çıkıyor. Bilo'nun cebinden para çıkmadı diye o film bütçesiz olmaz. Bilolar da çok para yatırdılar filme, yatırmadılar sanmayın. Ama bunu öyle oyuncu kirası, daha iyi objektiflere falan yatırmadılar. Ulaşıma, yemeğe vs. gibi karşılanması şart olan şeylere harcadılar. Ama filmi asla bedavaya çekmediler. En çok karşı olduğum söylemdir çünkü. "70 dolara zombi filmi çektik" hadi canım ordan..

Ha ama filmden önce de beşparasızdılar, şimdi de 5 kuruşları yok, o başka bir şey :). Bilo'yu bir kere aradık abi gel dedik, abi otobüs parası yok dedi, sonra gittim ben ona simit ısmarladı falan, böyle tatlı bir adam o. Ne gerekiyorsa yaparız biz onun için. Özgür felç geçiriyordu bu film için, Ali'yle ben kanalizasyon tüneline yattık bir sürü insanla beraber, niye? Bilal yatcaksınız dedi! Yattık! :). Bilo gibi adam film çeksin ne gerekiyorsa yaparız, sözde beraber çekcektik bu filmi, aramadı ama hiç (kontörüm yoktu deme vururum). Ordan hâlen dargınım. YÖNETMEN BİLAL BAY!!! (böyle de sinir ederim)

Bildiğim kadarının, anlatabildiğim kadarı.. Eylem Planı.
Ömrünüzde duymadığınız bir sporla ilgili Türkiye'de ve dünyada neler yaşanıyor diye meraktan çatlıyorsanız Laff Ultimate'a beklerim.

 
Gönderildi : 11/09/2009 4:19 pm
(@admin)
Gönderi: 0
Admin
 

3000 den fazla harcandığını biliyorumda. Bilal'in demek istediği kısa film çeker gibi çektik diyor. Kafa olarak. Yani baştan bi bütçe ayarlanıp değil o an ne harcama çıktıysa onu harcayarrak o anda borç bularak falan.

 
Gönderildi : 11/09/2009 6:23 pm
 Düd
(@dud)
Gönderi: 0
 

Bilal'e değil diğer insanlaraydı yazdığım zaten. Bilal'in biz bunu 0 bütçeyle çektik gibi bir iddiası yok zaten. Erçin'in bakalım beş parasız film nasıl oluyormuş lafına biraz da. Bilal'in beş parasız dediği kendilerinin paralarının olmaması, yoksa filme çok paralar gitti, daha da gidecek.

Bilal'e sitem ettim sadece beni es geçtiği için.

Bildiğim kadarının, anlatabildiğim kadarı.. Eylem Planı.
Ömrünüzde duymadığınız bir sporla ilgili Türkiye'de ve dünyada neler yaşanıyor diye meraktan çatlıyorsanız Laff Ultimate'a beklerim.

 
Gönderildi : 11/09/2009 6:28 pm
(@ercin)
Gönderi: 0
 

Beş parasız lafını bütçe meselesini bilerek kullandım Eylem. Sadece ulaşım ve yemek masraflarına harcandı, hatta sesçi profesyonel bildiğim kadarıyla(hem de hiç ucuz değil), ha başka ekstralar da çıkmıştır çıakcaktır elbet. Ben senin daha önce bütçe ile ilgili yazdığın her şeyi okudum, çok da iyi anladım. Şöyle düzelteyim o zaman, tam olsun; bazı filmler çok az bütçeyle çekilir, Bilal'lerin filmi de böyle oldu.

Benim tam anlamıyla anlatmaya çalıştığım bütçe meselesi değildi aslında. İnsanlar uzun bir şeyler çekmeye çekiniyorlar bence, işte tam da senin dediğin bu "bütçe" meselesinden ama tek etken bu değil. Belki Bilal herkes yapar diyerek mütevazilik ediyor ama herkesin kalkışacağı bir şey değil. Kolay da değil. Bu yüzden filmi merak ediyorum, nasıl bir reaksiyon vereceğimi kendim bile merak ediyorum. Bence bu film forumda yapılmış en iyi şeyleden biri. Çünkü Kadir Köymen'den beri bu forum; gerilla sinemacılık, bağımsız filmler sloganıyla geldi günümüze kadar ama belki de ilk kez forumdan uzun metraj bir film çıkacak.

Seni ve Ali'yi kanalizasyon tüneline yatırdı, birisinden kamera aldı, diğerleri para almadan oynadı, bak beetlejuice felç oluyormuş nerdeyse... Ama sonuç itibariyle bunlar Bilal için yapılıyor, yapmaya da bilirdiniz. Kararlı olmayıp filmi bitiremeyedebilirdi Bilal. Size bunu yansıtamayabilirdi, güven vermeyebilirdi. Güvenildi kendisine demek ki, bunu da başarması çok güzel. Bence bu çok büyük bi olay hem küçümsenecek hem de mütevazilik yapılacak bir şey değil. Ha filmin iyi ya da kötü olmasını kastetmiyorum Bilal'in dediği gibi. Ben sadece çok merak ediyorum.

Dargınlık konusunda da ona kızmamak gerek bence. Zaten plan-sekans manyağı bi adam var karşımızda. Böyle çektiler(öyle sanıyorum). Ayrıca doğacın üstüne çok gittiklerini düşünüyorum. Sakin bir set istemiş olabilirler ki haklılar. Ben de çok bekledim ama aramadı. Ha bunda evimin çok uzak olmasının da etkisi var. Ama darılanlar varsa bu Bilal için kötü tabi, bu dargınlıklar olmasa daha iyiydi.

 
Gönderildi : 11/09/2009 7:45 pm
 Düd
(@dud)
Gönderi: 0
 

Amma ciddiye alıyorsun be Erçin her şeyi :). Darılsam niye o kadar yardım edeyim, takılıyoruz işte, yoksa biz daha dün gece konuştuk ettik. Yönetmen olarak benim adımızı yazacakmış Bilal hehe :). Falan filan takılıyoruz işte..

Bilal'e inanmasak güvenmesek bu kadar yardımcı olmayız zaten. Arkasındanız sonuna kadar Bilo'nun.

Bildiğim kadarının, anlatabildiğim kadarı.. Eylem Planı.
Ömrünüzde duymadığınız bir sporla ilgili Türkiye'de ve dünyada neler yaşanıyor diye meraktan çatlıyorsanız Laff Ultimate'a beklerim.

 
Gönderildi : 11/09/2009 8:15 pm
Sayfa 5 / 9
Paylaş: