Forum

Gerçekten Fazlası D...
 

Gerçekten Fazlası Değil

127 Gönderi
60 Üyeler
0 Reactions
43.9 K Görüntüleme
(@merakli-ogrenci)
Gönderi: 0
 

Geçenlerde pilavcıdan dönerken yolda Çağrı (Meraklı Öğrenci) yi gördüm ve aklıma bir fikir geldi 🙂

Filmin yukarıdakine benzer DVD'sini yaptım. İçine çekim hataları, kamera arkası ve kullanılmamış birkaç sahne koydum, maksat muhabbet olsun diye. Çekim yaptığım pilavcıya(adresi aşşağıda) 5-6 adet bırakacağım forum ahalisinden oralardan gelen geçen arkadaşlar alıp hatıra olarak saklasınlar diye. Pilavcıyı oynayan arkadaş da orada zaten, tanırsınız hemen 🙂 Dileyenler benim hesaba yazdırıp pilav da yiyebilirler. Uzakta olanlar da eğer isterlerse özel mesaj atarlarsa kargo ile yollayabilirim.

"Pilavi" adres: Mecidiyeköy Mah. Selahattin Pınar Cad. Dostlar Pasajı No:27/E Mecidiyeköy/İST. ("Konyalı Cami"sinin hemen karşısında. Mecidiyeköyden Profilo'ya giderken yol üzerinde.)

Harika fikir 🙂 Ben ilk geçişimde alırım bi tane, zaten dışarda arkadaşlara izletcem diye göbeğim çatlıyor, yok wireless var mı, yok doldu mu doluyor mu 🙂 Artık rahat rahat izleriz. Teşekkürler..

 
Gönderildi : 22/04/2009 1:35 pm
(@isadora)
Gönderi: 36
 

Başarılar Bilal güzel film olmuş film de okadar çok artı var ki bikaç eksi arada eriyip kayboluyo konusu az çok bildiğim kadarıyla seni hayatını anlatıyor ve bunu başarılı bir şekilde aktarmışsın ama oyunculukları es geçmemek lazım zor bir oyunculuktur kameraya gözlerini dikip konuşmak ama gayet arkadaşlar verilmek istenen mesajı vermişler ...ellerine sağlık
başarılar 🙂

 
Gönderildi : 03/05/2009 9:28 pm
(@mordevrim)
Gönderi: 0
 

Yıllar önce (90'ların ortasıydı sanırım) bir gazetenin 40 küsur sayfalık pazar ekinde bir röportajda okumuştum "tek bir şeyin ustası olmaktansa, her şeyin çırağı olmayı tercih ettim, inanın hayat böyle daha güzel" sözlerini. Röportaj kimleydi hatırlamıyorum ama büyük bir olasılık zaten çoktan bir şey olmuş, paranın da dibine vurmuş bir adama aitti ve abidik gubidik bir sürü şeyle uğraşıyordu. Bir boka benzemeyen cam bardaklar üflüyordu mesela evinin bahçesine yaptırdığı cam atölyesinde, resim sergisi açıyordu, değişik takılar yapıyordu, bok püsür. Kemal Sunal'ın "Gülen Adam" filminden etkilenip "bir daha hiç ağlamayacağım lan, çok pis karar verdim" deyip, 3 gün sonra ottan boktan bir sebepten ötürü salya sümük ağlayan bir çocuktum zaten.

O yüzden çok etkilenmiştim bu sözlerden. Ki hayatımın her alanında da uyguladım. Sürekli bir şeyleri yarım bıraktığım gibi her biriyle de övündüm. İnsan biraz geç anlıyor her işte çırak olan adamın aslında hiçbir işte usta olamayacağını ve hiçbir işte usta olamayan adamın her işte çırak gibi itilip kakılacağını. Bu yüzden hep itilip kakıldım ama hep mutluydum. Çünkü bir sürü işe bulaşıyordum. Ben bir Ambjörsen ben bir Burroughs'tum. Ben bir çırak anarşisttim, ben bir devrimciydim. (özür diliyerek yazıyorum) yarraam öyleydim.

Sözde hayatımı yazarak kazanacaktım, Kerouac halt etmişti yanımda, yolları ben biliyordum lan, o değil. Bilal'im hayat öyle değil, çok zor lan. Gel bak, beraber çalışalım şurada, 3-5 de sen atarsın cebe. Lan 25 yaşındasın mına koyim (özür dileyerek yazıyorum bunu da, evet). Olmaz lan böyle. Olmaz.

Olm, film nedir ki zaten. Kime ne para kazandırmış. Hem senin gibi adama ne kazandırır. Sende ne Şahan'daki göbek var ne de Çağan'daki salya sümük edebiyatı. Hep bu Hegel sokuyor bunları senin kafana. Bir diğeri de Kezzap denen Ankaralı memur çocuğu. Uyma onlara Bilal'im.

Not: Bana oturup hayat muhasebesi yaptıracak kadar güzel filmdi. Tebrikler.

Yapmayın. Aynı Big Bang'in çocuklarıyız hepimiz...

 
Gönderildi : 07/05/2009 3:45 am
 Düd
(@dud)
Gönderi: 0
 

Bence bu böyle insanların kapıldığı şekilde masum bir film değil. İçten de değil.

Hepinizi yiyor Bilal, ayakta hem de.. Ama görmek istemiyor tabii insanlar. Ben bizzat ağzından da aldığım için o lafları Bilal'in, kendimden çok emin şekilde diyorum bu lafları.

(Film içten değil derken, Bilal samimiyetsiz bir film yapmış anlamında demiyorum, insanların "gördüğü" kadar masum bir film değil. Bambaşka bir şey.)

Bir de şu var, önceden yazdığım yoruma hiçkimse bir şey demeyince, ben kulislerde sormaya başladım. Sorduğum çoğu kişi de fikirlerime katılmadığını söyledi. E o zaman yazsanıza birader, tartışalım dedim, yok abi ne gerek var dediler. Yani sağda solda "kimseye laf atmadan cevap alınmıyor" diyenler haklıymış (kendilerine laf atmayınca onlar da ne gerek var diyor tabii). Paso sağı solu, Hollivud'u eleştirirken, altılarına ansiklopediler diziyoruz, kendi bağrımızdan kopan biri için 2 satır yazı yazmaya üşeniyoruz..

Sonra da hep beraber işler yapacağız, geleceğin Türk Sineması'nı oluşturacağız? Hadi canım oradan.. Ciddi anlamda içler acısı bir durum bu.

Bildiğim kadarının, anlatabildiğim kadarı.. Eylem Planı.
Ömrünüzde duymadığınız bir sporla ilgili Türkiye'de ve dünyada neler yaşanıyor diye meraktan çatlıyorsanız Laff Ultimate'a beklerim.

 
Gönderildi : 07/05/2009 4:18 am
(@ercane)
Gönderi: 0
 

Açık konuşacağım. 🙂

Filmi ilk açtığımda "o çılgın estetik anlayışım" yüzünden bana hitap etmedi ve de kapattım.

Ancak yorumları takip ediyordum.Şimdi daha sakin bir kafayla yeniden izledim.Çok beğendim.
Beni en çok etkileyen kısmı, gerçekten fazlası olmayan bir şeyi filmleştirebilmesi.
Sinemada gerçekler o kadar göze batar ki seyirciyi atmosfere dahil etmek zordur.Bir çok kısa filme getirdiğimiz eleştri hep bu yüzden olmuştur.Çok ince bir çizgide yürüyerek altından kalkılmış, tebrik ediyorum.

Dude; Yönetmen, "aslında"larını kendine saklar, saklaması iyidir. Film bize geçti artık kim ne derse kendi gözünden söyler. 🙂

 
Gönderildi : 07/05/2009 4:20 am
(@mordevrim)
Gönderi: 0
 

Geldik ikinci teoriye. Bu teoriyi destekleyecek birkaç plan var filmde. En çarpıcı örneği, konuşamayan ilk kişiyle başlıyor. Filmde, konuşmadan önce düşünen (düşündüğünü gördüğümüz) iki kişi var. Bu iki kişinin de konuşmaları daha başlamadan yönetmen tarafından kesiliyor. Niye? Adamlar düşünüyor, yoksa söyleyecekleri çok mu katı? Yoksa gerçek mi? Bilal, gerçeklerden mi kaçıyor? Tarafsızlığını bozup, gerçeklerle yüzleşmek istemiyor. Sadece kendini üstün gördüğü insanların basit eleştirilerini bize sunuyor ve onu yerden yere vuracak, ona gerçekleri söyleyecek kişilerin yorumlarını bizden gizliyor. Peki bu planlar neden tamamen atılmıyor? Bu planlar tamamen atılırsa, Bilal mastürbasyon değil, belgesel yapmış oluyor.
.

Konuşamadan kesilen karakter filmin en yapmacık karakteri ve Bilal bu filmle bir yandan kısa filmcilere de gönderme yaparak o karakteri konuşturmuyor. Çünkü o karakter bir kameraya konuştuğunu o kadar belli ediyor ki sahnenin tamamen atılmasındansa herkese bu yapmacıklığın afişe edilmesi daha anlamlı duruyor. Karakter "ımmm, emmm, hmmm" şeklinde sağa sola bakarak konuşamadan sahne kesiliyor. Filmin en sevdiğim sahnelerinden biri de o oldu.

Yapmayın. Aynı Big Bang'in çocuklarıyız hepimiz...

 
Gönderildi : 07/05/2009 4:34 am
(@matudaha)
Gönderi: 15
 

helal olsun kardeşim bu kadar orjinal olur tüğlerim diken diken olldu .mevzu bu işte güzel bi konu ve onu işleyebilmek
ne görüntü kalitesi nekurgusu ne müziği dikkat çekiyo konuya o kadar kaptırıyosun ki .....
valla dicek bişi yok işallah yakında yeni bi eserini izleriz...
ayakta alkışlıyorum...

 
Gönderildi : 07/05/2009 1:13 pm
(@yerli-film)
Gönderi: 0
 

Beynimiz kaseti hiç bitmeyen bir kamera,gözlerimiz ise onun objektifidir.Hergün herkes iyi kötü bir sürü şey kaydeder.

Senin kayıtlarında rahatsız edici bir güzellik vardı.

Eline sağlık.

Asıl güç yokluğun içinde varlık gösterenlerdedir.

http://www.rmznuysal.blogspot.com" onclick="window.open(this.href);return false;

 
Gönderildi : 07/05/2009 1:35 pm
(@admin)
Gönderi: 0
Admin
 

Beynimiz kaseti hiç bitmeyen bir kamera,gözlerimiz ise onun objektifidir.Hergün herkes iyi kötü bir sürü şey kaydeder.

Al bu sözü koy dvd'nin kapağına işte. Süper.

 
Gönderildi : 07/05/2009 4:23 pm
(@mustafakenan)
Gönderi: 0
 

Filmi beğenmeyen yokmu? bak buda enteresan... güzel elbette...

 
Gönderildi : 07/05/2009 5:34 pm
(@payitaht)
Gönderi: 0
Başlığı açan
 

Filmi Sinepark'a yolladım. Orada ön elemeyi dahi geçemedi. Hatta bazı filmler ön elemeyi geçemese de gösterim şansı buluyor. O da yok 🙂

Filmi beğenmeyenler var elbette ama genelde beğenmeyenler yazmıyor nedense. Keşke yazsalar da hatalarımızı anlasak ama...

 
Gönderildi : 07/05/2009 5:42 pm
(@eraydinc)
Gönderi: 0
 

Filmi Sinepark'a yolladım. Orada ön elemeyi dahi geçemedi. Hatta bazı filmler ön elemeyi geçemese de gösterim şansı buluyor. O da yok 🙂

Filmi beğenmeyenler var elbette ama genelde beğenmeyenler yazmıyor nedense. Keşke yazsalar da hatalarımızı anlasak ama...
Biraz eleştiri yapalım o zaman 🙂

Film bittiğinde seyirci etkileniyor fakat iş sinema kriterlerine göre değerlendirilmeye gelince ortaya eksikler çıkıveriyor.

İnsanları yakın olarak planlayacaksanız yukardan kafa boşluğu bırakmamanızı öneririm. Perpektif olarak kadraj kurmak yeterli kalmıyor elbet birde o kadrajı hoş gösterecek öğeler bulunması gerekli. Tabi ilgi noktamızı dağıtmayacak şekilde ...

Sinemada özeliikle kısa filmlerde yönetmen ağırlığını ve üslubunu ortaya koyması gerekmektedir.
Kısa filmlerde aranan şey, bir buluş,bir yenilik ve planları bağlama estetiğidir. Ama bu olay biraz kurmaca filmler için geçerlidir.

Ki bu film '' kurmaca '' film değildir. Bu filmin türü ''docudrama''dır.

Filminizde beğendiğim sinemasal hareket dokuzuncu dakikaların başında gözlüklü beyin konuşmasını kesmenizdi. Belki ortam gürültüsünün yoğunluğu size teknik ilham verdi kurgu esnasında 🙂 Bilinmez.Ama bunun pekde önemi yok...

Festivale kurmaca film olarak gönderdiyseniz belki o yüzden yarışmadışı kalmış olabilir. Filmlerinizi festivallerin belgesel kategorilerine gönderirseniz ödüle doymama şansınız olacağını düşünüyorum.

Saygılar

eraydinc.com
vimeo.com/eraydinc

 
Gönderildi : 09/05/2009 10:01 pm
(@mr-badii)
Gönderi: 0
 

Üslup olması bile başlı başına bir artı olmuş. Bizdeki kısa filmlerde sıklıkla başvurulan, tasvip etmediğim bir yöntem vardır; oyunculuk iyi değilse alta müzik döşenir. Bu da çok yapay durur. Eğer oyunculuk iyi ise müziğin eksikliği hissedilmeyebilir (İhtiyarlara Yer Yok filmindeki gibi). Senin çalışmanda müzik yoktu ve de herhangi bir eksiklik hissetmedim. Bu da oyunculuğunun iyi olduğunu gösteriyor. Yalnız, çalışmanın başlangıcında ve bitiminde çalan müzik filme uymamış. Bana kalırsa müziğe gerek bile yok. Ama tabii bu senin üslubun, bir şey diyemem. Senaryo konusunda da ciddi bir sıkıntı yok. Önerme, olay örgüsü, ana karakter, yan karakter, çatışma, karşıtlar birliği... bunların hepsi seneryonda yer alıyor. Anlattığın şeyler seyirciye geçiyor. Çalışman, eraydinc'inde bahsettiği gibi kurmaca değil, docu drama oluyor. Kurmaca olsaydı kadın karakter (anne hariç) eksikliğini olduğu söyleyebilirdim.

Uzun bir süre sonra ağız tadıyla yerli bir çalışma izledim. Tebrik ederim.

Bu arada hala DVD kaldıysa gelip alabilirim.

 
Gönderildi : 10/05/2009 12:04 pm
(@payitaht)
Gönderi: 0
Başlığı açan
 

@Mr. Badii: DVD var hala, alabilirsin.

@eraydinc ve Mr. Badii ve: Filmin "docu drama" olmadığını rahatlıkla söyleyebilirim. Hatta inadına kurmaca. Savunmak yersiz ama, öyle işte 🙂

 
Gönderildi : 10/05/2009 1:02 pm
(@zepra)
Gönderi: 0
 

filmin açılışı ilgi çekici değil. tersine amatörce çekilmiş bir film izleyeceğinizi düşünüyorsunuz. benim de ercan gibi filmi izleme nedenim buradaki yorumlar oldu ve başta kendimi zorladım açıkçası. sonra giderek ilginçleşiyor film ve kendini izlettiriyor. pilavcı sahnesi her şeyiyle çok iyi mesela.

ama filmin açılışı gibi finali de düşük. klişden korkarım diyorsun ama o sahneye gönderme yapmak klişe artık. ben neden kullandığını anlayamadığım gibi filmden uzun uzun görüntüler koymuşsun. telif haklarına aykırı bir durum da var yani.

bir de açılış ve kapanıştaki müzik ve font seçimi de filmin atmosferini olumsuz yönde etkiliyor ve teknik olarak daha amatör bir hava katıyor bence.

seni kişisel olarak tanımayan (ki ben de tanımıyorum) veya yapılan yorumları okuyup o nedenle filme başlarken kredi açmayan jüri üyeleri için çok etkileyici bir deneyim olduğunu sanmıyorum. filmin güçlü yanları var ama toplamda yeterince iyi bir şekilde sunulamamış olduğundan arada kaynamış bence.

- zaman ne çabuk geçiyor.
- zaman duruyor da içinden biz geçiyoruz galiba.

 
Gönderildi : 10/05/2009 2:22 pm
Sayfa 4 / 9
Paylaş: