Gereği yoktan kastım, bu işe 2 anlam katmaya gerek yok. Eskimolar kar yağışının 24 farklı tipini ayırt edebiliyorlar ki bunları isimlendiriyorlar.
Şimdi tamam, sinemayı seviyorsun da işin mutfağında ne kadar bulundun bilmiyorum Ali. Yani tamamen Türkçe üzerinden mi gidiyorsun, yoksa sen de bulundun buralarda ve bu yorumu mu getiriyorsun onu anlayamadım.Ben zaman zaman bu alanda çalışan biri olarak gerek görmüyorum diyorum sadece.
Çünkü o insanların gözünde çok büyüttüğü "kurgucular" da teoride sadece montaj yapar. Kurgu, senaryo aşamasında yaratılır. Hangi sahnenin nerede olacağı, nerede kimin ne yapacağı ve bunların hangi sırayla sunulacağı senaryo aşamasında belirlenir. Montaj sırasında dramatik kararlar verilir, bir kesmenin ne zaman yapılacağı, duygusal kesme yapılıp yapılmayacağı, eslerin verilip verilmeyeceği, hangi olayların ne kadar gösterileceği, müzik ve ses kullanımları gibi kararlar montaj aşamasında verilir ve bunları montaj operatörü yapar. Bu onun yaptığı işi küçültmez.
Gladiator filminin başında, Maximus ovanın içersinde gezer, bu sahne, senaryoya göre filmin sonundadır, ama filmi o planla açmak, montajcının aklına gelen bir fikirdir. Uygular, yönetmen beğenir ve film öyle kalır. Bu, bir anda o montajcıyı kurgucu yapmaz.
Montaj aşamasında bir kurgu oluşturabilirsiniz/yaratabilirsiniz. Bu yaptığınız işin adını Kurgu yapmaz. Sonuçta yaptığınız tek şey kesmek ve birleştirmektir (montaj). Ama montajı oluştururken bir kurgu yaratabilirsiniz.
Benim fikrim/teorim/kabulum budur..
Yanlış bir şey olmadığı konusunda haklısın aslında da bu konuda böyle yıllardır tek başıma savaşmaktan yoruldum. Neyse uzatmayacağım zaten hepimiz dogmatikiz, fikirlerimiz değişmez, ben de daha önce yine sayfalarca yazmıştım bu konuda, pedher'le atışmıştık o sefer de.. Dileyen dilediğini desin, hepimiz yaşıyoruz sonuçta :). Başka yazmayacağım artık fikrim bu, ister katılırsınız, ister katılmazsınız.
Moderatör değilim, hiç olmadım, olmaya da pek niyetli değilim. Moderatör olsam niye moderatörlere sayfa bölün diyeyim Ali Ünal entelektüel kardeşim..
Bildiğim kadarının, anlatabildiğim kadarı.. Eylem Planı.
Ömrünüzde duymadığınız bir sporla ilgili Türkiye'de ve dünyada neler yaşanıyor diye meraktan çatlıyorsanız Laff Ultimate'a beklerim.
Vallaha dışarıdan gözlemleyen biri olarak konuşabilirim sadece, pek içinde bulunmadım ama ben de Eylem'e katılıyorum diyebilirim. Bilal çalıştığı şirkette kendilerine kurgucu diyen tiplerin yaptığı ile montajcı denilen adamların yaptığı arasında pek bir fark yok.Hatta Bilal gibi "montajcılar" daha bile klas yapıyorlar diyebilirim. Biri iki montaj kuralı ezberlemişler, klasik bir takım sinematografik kurallar çerçevesinde. Amors-amors-genel plan mesela. Bunları çok hızlı bir biçimde klavye kullanarak hallediyorlar. Bunun dışında bir şey görünce affallıyorlar ama. Sorarsan kurgucuyum diyorlar yalnız.
Ha teorik olarak farklı olabilirler bir şey diyemem ama pratikte benim de gördüğüm Eylem'in anlattıkları gibidir.
"Montaj aşamasında bir kurgu oluşturabilirsiniz/yaratabilirsiniz.Bu yaptığınız işin adını Kurgu yapmaz"
Bu aynı şeye benzedi, adam ekmek yapıyor onu fırıncı yapmaz gibi birşey.Eee adam zaten fırıncı işi ekmek yapmak, sen diyorsun ki ekmek yapan fırıncı olmaz, o "ekmek yapıcısı"dır veya "hamur yoğrucudur". ama "fırıncı" değildir.Bence çok saçma bir mantık.Adam verdiğin örnekte işe bir emeğini katıyor, kendi bakış açısını filme katıyor.Zaten yönetmenin söylediğini tekrarlayarak oraya aktarsaydı adam kurgucu değil kurgu operatörü olurdu.Aynı reji kayıtlarını tekrar kurgulayan elemanlar gibi veya şunu şöyle kes bunu böyle yap diyen bir yönetmen, yapımcının dediğinden çıkmamak gibi yani onların bilgisayardaki bağlantısını üstlenmek gibi.
*our AC-130 in the air
İşte Türkçe böyle güzel bir dil.. Bileni vezir, bilmeyeni de rezil etmeyi çok güzel becerir, hepa da sağolsun çok güzel rezil etti kendini..
Hepa öyle güzel bir örnek verdin ki dediklerimi destekleyen, bundan sonra derdimi bu örnek üzerinden anlatacağım konu açıldığında..
Ben sana diyorum ki bu adam fırıncıdır, gerektiğinde ekmek yapar, gerektiğinde pide, gerektiğinde simit. Ama işi fırıncılıktır. Sen de diyorsun ki hayır bu adama ekmek yapıyor ekmekçidir..
Wiki diyor ki: A film editor works with the layers of images(ekmek), the story(pide), the music(simit), the rhythm(çörek), the pace(vs. vs.), shapes the actors' performances, "re-directing" and often re-writing the film during the editing process, honing the infinite possibilities of the juxtaposition of small snippets of film into a creative, coherent, cohesive whole.
Diyeceksiniz ki burada kurguyu tasvir ediyor.. Yoo, yapılan iş montaj. Kurgu, onun bir parçası..
Bildiğim kadarının, anlatabildiğim kadarı.. Eylem Planı.
Ömrünüzde duymadığınız bir sporla ilgili Türkiye'de ve dünyada neler yaşanıyor diye meraktan çatlıyorsanız Laff Ultimate'a beklerim.
Olmamış hocam, un, su, maya falan demen lazımdı. Bütünü oluşturan öğelerden bahsediyorsun. Senin örneğinde ekmek film, pide müzik klibi, simit belgesel vs. olabilir ancak...
- baço
Karnımı acıktırdınız gece gece, simit börek falan... Örnekleri değiştirin abi olan var olmayan var. Öğrenciyiz. 🙂
Pedher adına konuşmayayımda klip agırlıklı çalışıyor diye hatırladığımdan onun yaptığı iş kafamı karıştırıyor. Ben de sorup öğreneyim o zaman. Eğer PEdher anlattığı gibi mirkelam ona elma klibimiydi neydi elindeki kendi hatıra elkamerası çekimlerini verdiğinde montajda ordan oraya zıplayan görüntüleri, kendi içinde tutarlı bir sıralama olayını falan montajcı belirliyorsa yine sade kesme biçme işlemimidir. Cidden arada kaldıgım icin soruyorum cünkü eylemin anlattığıda bana mantıklı geldi.
Bak anlatamıyorum, adamın yaptığı "iş" (kesme biçme, after'a atma, görüntü çoğaltma üstüne efekt ekleme vs.) montajdır (efekt de var tabii de o ayrı). Ama o montaj sırasında, şarkının anlattıklarına (eğer varsa) ve ruhuna uygun bir "kurgu", hikâye veya anlatım örgüsü kurar kafasında. Burada yaptığı iş, montaj sırasında bir kurgu oluşturmaktır. Türkiye'de bu tabii. Yurtdışında yapsa "editeded by" olacaktı sadece.
Bildiğim kadarının, anlatabildiğim kadarı.. Eylem Planı.
Ömrünüzde duymadığınız bir sporla ilgili Türkiye'de ve dünyada neler yaşanıyor diye meraktan çatlıyorsanız Laff Ultimate'a beklerim.
Ben sana;
Bu aynı şeye benzedi, adam ekmek yapıyor onu fırıncı yapmaz gibi birşey.Eee adam zaten fırıncı işi ekmek yapmak, sen diyorsun ki ekmek yapan fırıncı olmaz, o "ekmek yapıcısı"dır veya "hamur yoğrucudur". ama "fırıncı" değildir.Bence çok saçma bir mantık
diyorum.Sen bana kalkmış.
"Ben sana diyorum ki bu adam fırıncıdır, gerektiğinde ekmek yapar, gerektiğinde pide, gerektiğinde simit. Ama işi fırıncılıktır. Sen de diyorsun ki hayır bu adama ekmek yapıyor ekmekçidir.."
İşte vezir, rezil kısmını kendine mi uyarlarsın artık bilemem ehğeüeühelşia
*our AC-130 in the air
Bi de çatal vardır, süper gevrek olur tazeyse, çayla bi gider bi gider...
Cık cık iyice kodum muhabbetine çevirdiniz dağılın leyn
- baço
Cık cık iyice kodum muhabbetine çevirdiniz dağılın leyn
🙂
Senin metaforların ters hepa :). Benim dediğimi anlamamakla kalmayıp, bir de söylemediğim şeyleri söylemişim gibi yapıyorsun.
Neyse ben anlattım derdimi, kimin kendine ne dediğinin pek de önemi yok, isteyen istediğini kullanır.
Zaten çok büyük ihtimalle oluşacak anlam ayrımı, şu an sözlükler her 2 sözcüğü de eş anlamlı olarak veriyor. O zaman kavga da bitecek..
Çok da debelenmeme gerek yok. Kim ne isterse desin kendine, the dude abides..
Bildiğim kadarının, anlatabildiğim kadarı.. Eylem Planı.
Ömrünüzde duymadığınız bir sporla ilgili Türkiye'de ve dünyada neler yaşanıyor diye meraktan çatlıyorsanız Laff Ultimate'a beklerim.
metaforla alakası yok sen daha önce yazılanı okumuyorsun egicim, sonra tersten bana demagoji yapıyorsun
*our AC-130 in the air
Ben birebir ne demek istediğimi açıkladım gayet net:
"Ben sana diyorum ki bu adam fırıncıdır, gerektiğinde ekmek yapar, gerektiğinde pide, gerektiğinde simit. Ama işi fırıncılıktır. Sen de diyorsun ki hayır bu adama ekmek yapıyor ekmekçidir.."
Bu kadar neyse tekrar diyorum, the dude abides..
Bildiğim kadarının, anlatabildiğim kadarı.. Eylem Planı.
Ömrünüzde duymadığınız bir sporla ilgili Türkiye'de ve dünyada neler yaşanıyor diye meraktan çatlıyorsanız Laff Ultimate'a beklerim.
İşin bir nebze de olsa içinden birisi olarak konuşayım: Mantığım Egi nin dediklerini destekliyor ama gel gör ki tecrübelerim böyle demiyor. Sektörde bariz bir Kurgucu-Montajcı ayırımı var. Kurgucular genelde dizilerde (drama deniyor) sahne bağlayan kişiler oluyorlar ve kafalarına göre yapıyorlar MONTAJI. Şurda şu duygu var, şu kareyi koyayım vs.. Bunlar biraz daha fazla para alıyorlar. Montajcı tabiri ise daha çok Haber, TV programı vs. bağlayan insanlar için kullanılıyor. Bir kurgucuya montajcı derseniz bozulur, bir montajcıya kurgucu derseniz sevinir bu ülkede/sektörde. İşin özü budur. Ha bir de kurgu yönetmeni var, oraya hiç girmeyelim. Çıkamayız billah.