Forum

Türban Meselesi
 

Türban Meselesi

85 Gönderi
21 Üyeler
0 Reactions
14 K Görüntüleme
(@embpictures)
Gönderi: 0
 

Of of, siz gelmeyin bari medya oyunun..

Din toplumların afyonudur demiş ya bir bilir kişi zamanında (bilerek isim vermedim gerek yok şu anda), ha bizim bu seneki afyonumuz da türban meselesi..

karl marx
geçen sene sınavda çıkmıştı ondan hemen yazayım dedim 😀

 
Gönderildi : 11/02/2008 5:57 am
(@mordevrim)
Gönderi: 0
 

Pek sevmiyorum bu tartışmayı, girmeyeyim istemiştim. Ki zaten girmeyeceğim de. Bir kaç odak noktasını belirtip çekileceğim. Bu konuda kızdığım tek nokta türbanın bir özgürlük sembolüne dönüşmesi/dönüştürülmesi.

bu ülkede diyanet işleri bakanlığı diye bir yer var, belki biliyorsunuzdur. Her ilde, ilçede şubeleri falan var. Peki ne demek diyanet. Din işleri. Peki bu ülkenin resmi bir dini var mı? hayır. Yok.%99u müslüman deniliyor ama kağıt üzerinde. Ben resmi bir kurumda çalıştığım için nüfus cüzdanımdaki "islam" yazan yeri değiştirtemiyorum mesela. Hani mahalle baskısı yok diyorlar ya, bal gibi de var arkadaşlar.

Neyse, ana konuya döneyim. Ne yapar bu diyanet işleri. Ya da ne yapması gerekir. Din işleri di mi. Peki din sadece islam mıdır. neden bizim vergilerimizle sadece cami yapılıyor, neden benim vergimle imam ve hatiplerin maaşı ödeniyor sadece. Din işleri değil mi bu bakanlığın adı. Neden kilise yaptırmıyor. Neden cemevi yaptırmıyor. Hatta cemevlerini niye yıkmaya kalkışıyorsunuz kardeşim.

Neden bu bakanlık sadece tek bir dine bakıyor. Hatta daha da ötesi neden sadece "sünni" kısmına bakıyor. Bizim vergilerimizle nasıl bunu yapabilir. Yine soruyorum, bu ülkenin resmi dini islam mıdır.

Bir ülkenin "din işleri" bakanlığı her dine eşit davranması gerekmiyor mu. Ya öyle davranacaksın ya da kaldıracaksın bu bakanlığı. Tek bir dini diğerlerinin üstüne çıkarmayacaksın. İsrail değiliz biz.

Şimdi; dini olarak bu kadar büyük bir haksızlık varken ortada herkesin türbana odaklanması ne kadar büyük bir saçmalık. Aleviler bas bas bağırıyorlar, cemevlerimizi, ibadethanelerimizi yıkıyorlar, bize baskı uyguluyorlar, bizleri sindirmeye çalışıyorlar diye.

Nerede senin özgürlük anlayışın. Nerede senin insan sevgin. "yaratılanı severiz yaratandan ötürü" mottosunu ağza sakız etmekle bitmiyor iş. Eğer gerçekten hak hukuk savunucusuysan türbana değer verdiğin kadar "insa haklarına" "din özgürlüğüne" de hak vereceksin. Bizim vergilerimizle bizleri ezip ardından da "mazlum" oyunu oynayamazsın bize. Bas bas bağırıyor orada aleviler, hem onların sesini kısıyorsun, sindirmeye çalışıyorsun, hem de mazlumluk taslıyorsun.

Türban konusunda tek derdim budur. Ve lütfen sizler de biraz düşünün. asıl mazlumun kim olduğunu görün.

Ha bu arada diyanet işleri bakanlığının milli eğitim bakanlığından daha fazla ödenek aldığını da son not olarak ekleyeyim. Son 5 yıl içinde öğretmenden daha fazla imam ve hatip atandığını, okuldan daha çok cami yapıldığını da ekleyeyim.

Hadi buna bir sözüm yok, atansın, yapılsın. ama diğer dinleri, islamın diğer kollarını ezemezsiniz. Cami yaptığınız kadar kilise, cami yaptığınız kadar cemevi yapmak zorundasınız eğer adınız "din işleri" ise. İslam dininin sünni koluna binlerce kadro atadığınız kadar diğerlerine de atamanız ve maaşlarını ödemek zorundasınız.

Daha fazla "mazlum edebiyatı" , "hak hukuk özgürlük edebiyatı" yapmayın artık lütfen. Komik oluyorsunuz. Cidden komik oluyorsunuz.

Yapmayın. Aynı Big Bang'in çocuklarıyız hepimiz...

 
Gönderildi : 11/02/2008 12:22 pm
(@akn673)
Gönderi: 0
 

Ne yapar bu diyanet işleri. Ya da ne yapması gerekir. Din işleri di mi. Peki din sadece islam mıdır. neden bizim vergilerimizle sadece cami yapılıyor, neden benim vergimle imam ve hatiplerin maaşı ödeniyor sadece. Din işleri değil mi bu bakanlığın adı. Neden kilise yaptırmıyor. Neden cemevi yaptırmıyor. Hatta cemevlerini niye yıkmaya kalkışıyorsunuz kardeşim.

Bu başlıktaki en gerçekçi mesajı mordevrim attı.Diyanet İşleri başkanı'nın imamlar gibi dolaşması benim de sinirmi bozuyor çünkü diğer dinlere saygı duyulmuyor.Alevi vatandaşlarımız yakılıyor,din düşmanı ilan ediliyor ama birşey gözden kaçırılıyor ki;Aleviler de Allah'a inanıyor,Hz. Muhammed'i peygamber kabul ediyor.Gördüğün kadarıyla din konusunda bilgili olan arkadaşlar var, benim sormak istediğim şey, inanan bir insana inanmıyor demek,dışlamak,onun inançlarına saygı göstermemek hangi kitapta yazar?Bu soru aynı zamanda öldürülen rahipler için de geçerli, ya da Malatya'da kendi kutsal kitabını basarken öldürülenlerle ilgili.

Ayrıca bu başlıkta böyle konuların tartışılmaması gerektiğine katılmıyorum çünkü bir yere varamasakta hayatımızda var bunlar.Tartışarak ya da kafa kafaya vererek birşeyler öğreniriz birbirimizden.Sadece satır aralarına bakmak lazım.Bu konuyu bu forumda toplanma nedenimize de bağlarsak (yani sinema forumu oluşuna) burada birbirimizden sürekli birşeyler öğrendik, yeri geldi oyun vasıtasıyla yer geldi direk bilgiler vererek,filmler çekerek.Burda amacımız hem birbirimizi bilgilendirmek hem de birşeyler öğrenmek.Birşey bilmeyen sinemacı olmaz,olamaz.

 
Gönderildi : 11/02/2008 2:41 pm
(@ali-unal)
Gönderi: 0
 

Mü'min kadınlara da söyle: "Gözlerini (harama çevirmekten) kaçındırsınlar ve ırzlarını korusunlar; süslerini açığa vurmasınlar, ancak kendiliğinden görüneni hariç. Baş örtülerini, yakalarının üstünü (kapatacak şekilde) koysunlar.

Orada ne yazdığını biliyorum. Benim merak ettiğim, başörtüsü olarak çevrilen kelimenin aslı ile ilgili bir bilginin olup olmadığı. Benim mesajımda yazılan tefsirleri ve çevirileri okudun sanıyorum. Orada kullanılan örtünün ne anlamda yazılmış olabileceği ile ilgili 3 farklı yorum var, sen kırmızı ile renklendirip aynı şeyi tekrar yazmışsın. Ben fikrini merak ediyorum, düşünceni.

 
Gönderildi : 11/02/2008 3:04 pm
(@admin)
Gönderi: 0
Admin
 

Ayrıca bu başlıkta böyle konuların tartışılmaması gerektiğine katılmıyorum çünkü bir yere varamasakta hayatımızda var bunlar.Tartışarak ya da kafa kafaya vererek birşeyler öğreniriz birbirimizden.Sadece satır aralarına bakmak lazım.Bu konuyu bu forumda toplanma nedenimize de bağlarsak (yani sinema forumu oluşuna) burada birbirimizden sürekli birşeyler öğrendik, yeri geldi oyun vasıtasıyla yer geldi direk bilgiler vererek,filmler çekerek.Burda amacımız hem birbirimizi bilgilendirmek hem de birşeyler öğrenmek.Birşey bilmeyen sinemacı olmaz,olamaz.

Tartışmak mesele değil tabi ki tartışalım ama iş bazen hakaret boyutuna geliyor. Buradaki düşünceleri yüzünden alakasız bir başlıkta üyeler birbirlerine cephe alıyor. Birimiz diğeri için yeşil sermaye diğeri için Pkk sempatizanı biri için faşist diye önyargıyla bakıyoruz. Ayrıca bazı cümleler forumun hukuksal boyutta başına bela açabilir. Dikkatli olduktan sonra herşeyi tartışmak güzel.

Benim türban yasağı yüzünden üniversiteye girememe olayına diyeceğim;

Türkiye'de kızların sadece %1i Türban,
%30 u kazanamama,
%20 si Yoksulluk,
%15 i Aile istememesi yüzünden üniversiteye giremiyor.

 
Gönderildi : 11/02/2008 5:09 pm
(@akn673)
Gönderi: 0
 

forumda tartışmanın en kötü yanı zaten insanların bakış açısının değişmesi.ben bu konuda kendimi rahat hissediyorum çünkü kimse üzerinde bu yeşil sermayeci,bu adam ırkçı,bu adam pkk sempatizanı vs. vs. şeklinde düşünmüyorum.çünkü kimsenin inançlarını sorgulayamam.sorgulasam da elime birşey geçmez.beni sınıflandıranlar da vardır.yanıma yaklaşmazlar olur biter.ama bazen bir insan gerçeği söylediğinde de ya da ironik birşeyler ortaya koyduğunda da yanlış anlaşılıp insanın üzerine gidilebiliyor.

türban konusuna gelince eklemek istediğim şey,ülkenin bir numaralı derdi değildi bu.daha önemli sorunlar da vardı ama zaten akp'nin planında olan durum olması ve ortalığı karıştırmak için her zaman kullanılabilecek bir koz olması tekrar önceliği değiştirdi.aslında tartışmamız gereken bunlar değil.türban zaten kampüslerde vardı.gidin bilkent üniversitesi kampüsüne bakın.odtü rektörü Ural Akbulut daha önce bir açıklama yapmıştı.türbanlılar odtü'yü bilkenti kazanamaz diye.adam rektör olduğu halde,okulunun kapısında peruk takanları göremiyor.bunu tartışmamız lazım önce.neden dünyada ilk 500 üniversite arasında neden sadece 5 üniversitemizin olduğu vs. vs.

 
Gönderildi : 12/02/2008 5:03 am
(@coyo-t)
Gönderi: 0
Başlığı açan
 

Ben birkaç şeye değinmek istiyorum. Hatta Code(Ali)de benim yanlış olduğum bir yer varsa düzeltsin.

Türban Türkçe bir kelime değildir. Arapçada değildir. Türban fransızcadan dilimize girmiştir. Fransızlar Türbanı bir din için değil sadece koruma amaçlı takıyorlar ve zaten fransız sözlüklerine bakıldığında türbanın sözcük anlamı ince kumaştan baş örtüsüdür.

Burda gördüm ki herkesin kitaba olan yorumu farklı. Code benden daha iyi biliyordur bunları ben tüm kitabın Türkçe mealini okuyamadım, ama okuduğum 4 mealde farklılıklar var.
Mesela;
Yasin Suresinde bir ayette şöyle diyor,
"Allah size kendi katından yeşil ağaçlar gönderiyor, sizde ondan yakıyorsunuz."

Şimdi bizim Türk yorumcuyalara göre bunun meali Allah bize kendi katından (cennetten) yeşil taptaze güzel güzel ağaçlar gönderiyor, bizde ona hainlik edip yakıyoruz.
Burda verilen öğüt nedir, demekki ağaçları yakmıyacakmışız.
Şimdi böyle düşünmek gerekirse ahanda ben daha doğarken günah işledim. Çünkü siz diyor.

Amma velakin şu anda askerde olan abim Hasan Alış (Hasssonya) ile çalışırken birgün abisi Fevzi abi (Patron :)) beni odasına çağırdı ve bunu ufak bir not kağıdına yazdı verdi. Bende bizim Türk yorumcular gibi yorumladım aynen.
Oysa ordaki açıklamayı Fevzi abi çok güzel bir şekilde açıkladı. Ve dedi ki;
Bunun cevabı tam 500 yıl sonra bulunmuş ve tıp bulmuş. Ne alaka değil mi? Tıp ve din! Allah size kendi katından yeşil ağaçlar gönderiyor. Allah cennetten yeşil ağaçlar gönderiyor ve bizde ondan yakıyoruz, Ağaçlar oksijen verir ve biz o oksijeni ciğerlerimizde yakarız! Bu surede işte bunu diyor."

Mealini okuduğunuz her şeyi okuduğunuz gibi yorumlamayın. Düşünün!
Düşünün ki AKP'nin yaptığı yanlışı yapmayın.

 
Gönderildi : 12/02/2008 5:54 pm
(@edwood)
Gönderi: 0
 

bu ülkede diyanet işleri bakanlığı diye bir yer var, belki biliyorsunuzdur.
diyanet işleri, bakanlık değil. yani diyanet işleri başkanlığı...
ukalalık gibi anlaşılmasın sadece bir yanlışı düzeltmek istedim.çünkü bakanlık diyince çok farklı bir şey anlaşılır.

...murat...

 
Gönderildi : 12/02/2008 6:32 pm
(@mordevrim)
Gönderi: 0
 

Teşekkürler Murat. Ufak bir dil sürçmesi gibi görünse de benim hatam. Diyanetten sorumlu bir bakanlık var mecliste. Ve bakanlığını da milletvekili Said Yazıcıoğlu yapıyor. Yani bakanlık normal bir bakanlık gibi işliyor.

Ki ayrıca diyanetin bir bakanlık değil de başkanlık olması ona milli eğitimden daha fazla ödenek ayrılmasını daha da ekstremleştiriyor.

Bu bakanlığın diğer bakanlıklardan tek farkı bakanının sadece tek bir kurumla değil bir kaç kurumla ilgilenmesi. Mesela milli eğitim bakanı sadece bu kurumla ilgilenirken diyanetten sorumlu devlet bakanı Said Yazıcıoğlu aynı zamanda Dış Türklerle ilişkiler ve Türk İşbirliği ve Kalkınma İdaresi'ne de bakıyor.

Bu bakanlığı diğer bakanlıklardan ayıran farklar bunlar. Ama yine de dediğim gibi bu kurum gücü sayesinden çoğu bakanlıktan daha büyük bir bakanlık olarak işliyor.

Yapmayın. Aynı Big Bang'in çocuklarıyız hepimiz...

 
Gönderildi : 12/02/2008 6:52 pm
 Düd
(@dud)
Gönderi: 0
 

Eyüp bak bu gurubu senin için açmışlar :).

http://www.facebook.com/group.php?gid=8571682619&ref=nf

Bildiğim kadarının, anlatabildiğim kadarı.. Eylem Planı.
Ömrünüzde duymadığınız bir sporla ilgili Türkiye'de ve dünyada neler yaşanıyor diye meraktan çatlıyorsanız Laff Ultimate'a beklerim.

 
Gönderildi : 13/02/2008 3:46 am
(@ercin)
Gönderi: 0
 

Türban meselesi ile alakasız olan mesajlar bölünerek forum için istekler/öneriler bölümüne taşınmıştır.Türban Meselesi hakkında görüşleri olanlar buradan devam edebilirler.

 
Gönderildi : 14/02/2008 4:06 am
(@ercin)
Gönderi: 0
 

Benim türban yasağı yüzünden üniversiteye girememe olayına diyeceğim;

Türkiye'de kızların sadece %1i Türban,
%30 u kazanamama,
%20 si Yoksulluk,
%15 i Aile istememesi yüzünden üniversiteye giremiyor.

Buna kesinlikle katılıyorum,
mevzunun bu tarafı üzerine fazlaca düşünmek gerek.

 
Gönderildi : 14/02/2008 4:27 am
(@ali-unal)
Gönderi: 0
 

Örtünmenin doğasına ve nedenlerine inmeyi bir yana bırakırsak, ki bu bizi pek de bir götürmüyor açıkça, örtünmeyi bir devlet yardımıyla gönüllü zorunluluğa dönüştürmek üzerine konuşulabilir.

Türbanın üniversitelerde kullanılmasına, referansı ve tabanı din kavramına bağlı olan partilerin dışında (ve bu partilerle birlikte), liberal demokratların, liberal solcuların ve hattâ ılımlı (!) solcuların da katıldığını görmek mümkün. Partilerden ziyade (AKP, MHP, DTP) bu liberallerin görüşlerini, açık ve özgür toplum şiarını desteklemelerine bağlayabiliriz ve bunda da hem biz, hem de kendileri gayet tutarlı görünebilir. Üniversiteler, düşüncelerin özgürce açıklanabildiği ve tam da bu sebeple gelişimin, ilerlemenin ve bilimin doğduğu yer olması gerekiyor. Bu özgür düşünce selinin arasına, giyimi, siyasî düşüncesi, şekli şemali yüzünden kızların (veya erkeklerin) alınmamasını, liberaller, bir özgürlük yıkımı olarak görüyorlar. Yani "bırakınız yapsınlar bırakınız geçsinler." Burada dile getirdiğim liberal söylemin, "geldikleri gibi giderler" sözüne bir gönderme içermediğini belirteyim. Bu yalnızca, herkesin istediğini yapmakta özgür olduğunu belirten bir motto. Bu nedenle, her ne kadar siyasal ve finansal anlamda bir liberal olmasam da, tıpkı bu görüş çerçevesinde türbanlı arkadaşlarımın üniversiteye girmelerini isterim. ODTÜ'de çok sıkı uygulanan bu kurala karşın, kız arkadaşların otobüslerde tülbentlerini çıkarıp yerine şapka takmalarını, peruk giymelerini hep yadırgadım. Yazık ki, ben 1 haftalık sakalımla okula girebiliyorken (kıyafet yönetmeliğine göre erkekler sakalla okula giremezler) onlar giremiyorlardı.

Şimdi, bu özgürlükçü nüveden ilerleyelim. Benim, türbana (ya da tülbente) yaklaşımım, insan hakkı ve özgürlüğü tabanlıdır. Çekincem, evet, vardır. Bu, derimin içine işleyen Atatürkçü jakoben bir tavırdan kaynaklanmıyor. Atatürk'ü sevdiğim kadar eleştirdiğim bir dolu yönü de var ve bu sebeple, kör bir Kemalizme kendimi kaptırmamaya özen gösterdim. Ben, samimi olmakla da bir siyasî görüş savunulabileceğini öğreti hâline getirmeye çalışıyorum ve çekincem de, tam burada ortaya çıkıyor. Bu özgürlüğe sahip olmasını istediğim arkadaşlar, ileride, ben de böyle bir özgürlük açmazına girdiğimde ve düşüncem/idolojim dışında giysilerim ya da biçimimle dışlandığım bir vaziyette, beni de bu şekilde savunacaklar mı? Benim onlar için savunduğum özgürlüğü, onlar bana verecek mi? Mesela, bir erkeği öpmek istediğimde, hattâ bir erkekle birlikte olmak istediğimde ya da onların düşüncesine/inancına göre yanlış/ters olan herhangi bir hareketi ya da hepsini yapsam, bana aynı hoşgörüyü ve diğerkamlığı gösterecekler mi? Böyle bir çekinceye sahip olma nedenim de, işte tam bu noktada, liberal aydınların dışında, bu öneriyi bir devlet eli hâline getiren partilerin özgürlüğe bakış açısıdır. MHP'yi, şu an için özgürlük kelimesi ile aynı paragrafta kullanmak istemiyorum. DTP'nin yeri burası değil, yazı yadırgıyor. AKP'yi de, özgürlük açısından yaklaştığını söylediği bu anayasa değişiklik eforunu, neden 301, neden Hakimler ve Savcılar Yasası, neden reform paketleri için göstermediğini sorgulayarak samimiyetsizlikle suçlayabilirim. Müthiş bir hızla geçen bu anayasa değişikliğinin tek tanımı, rövanşist bir hareket olmasındadır. Karşı devrim, otorite gösterisi, güç, iktidar ve elbette popülizm. Özgürlükler? Tabii, Internet sitelerine getirilen yasaklar, yazarları öldürenler, yazarları hapse atanlar, içkili sahneleri mozaikleyenler ve şu anda adını sayamadığım binlerce özgürlük müsveddesi Türkiye resmi. AKP mi benim özgürlüğüm için çalışıyor? AKP mi tüm vatandaşların özgürlüğünü düşünüyor? Peh!

AKP'nin ve tabanının, gizli bir "çok hukuklu" Türkiye isteyip istemediklerini bilemiyoruz. "Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz"dan yola çıkarsak, bu denli kötü ve adaletsiz senaryoyu doğru olarak görebiliriz. Türban için anayasa değiştirmek gibi inanılmaz bir hamle yapan AKP'nin, din koşumuyla insanları sürmeye devam edeceğini görmemek mümkün değil. Hülasa, özgürlük ve AKP, bana oksimoron kelimesini hatırlatıyor.

 
Gönderildi : 14/02/2008 5:03 am
(@ercin)
Gönderi: 0
 

Şimdi, bu özgürlükçü nüveden ilerleyelim. Benim, türbana (ya da tülbente) yaklaşımım, insan hakkı ve özgürlüğü tabanlıdır. Çekincem, evet, vardır...................................................Bu özgürlüğe sahip olmasını istediğim arkadaşlar, ileride, ben de böyle bir özgürlük açmazına girdiğimde ve düşüncem/idolojim dışında giysilerim ya da biçimimle dışlandığım bir vaziyette, beni de bu şekilde savunacaklar mı? Benim onlar için savunduğum özgürlüğü, onlar bana verecek mi? Mesela, bir erkeği öpmek istediğimde, hattâ bir erkekle birlikte olmak istediğimde ya da onların düşüncesine/inancına göre yanlış/ters olan herhangi bir hareketi ya da hepsini yapsam, bana aynı hoşgörüyü ve diğerkamlığı gösterecekler mi?

işte yukarıda ali ünal arkadaşımın söylediği gibi, meseleyi böyle düşünenler, üniversitelerde kızlarımızın türban kullanmalarından duyduğu çekinceyi dile getirdiğinde iktidar tarafından "özgürlük karşıtı" gibi ağır bir suçlamaya maruz bırakılıyor. sonra birileri sen nasıl demokratsın ya, diyebiliyor. fakat mevzu aynen türbandan farkı olmayan diğer özgürlüklere geldiğinde iktidarın duruşu türban meslesiyle aynı paralellikte olacak mı? Şimdiden gazetelerde çırılçıplak kızların fotoğrafını yayınlayan siz değil misiniz diyen bir iktidar mı bunu yapacak? Yanılıyoruz kesinlikle bunu yapmayacak. Bütün bunlardan duyulan çekinceler kesinlikle haklıdır ve ısrarla birileri tarafından anlaşılmamaya çalışılmaktadır. Hassas bir dönemden geçiyoruz, basit bi türban meselesi diyenlerimiz olabilir ama olay göründüğü kadar basit değil.

 
Gönderildi : 14/02/2008 6:26 am
(@akn673)
Gönderi: 0
 

Ali Ünal arkadaşın söylediklerine kör Kemalizm'den, özgürlüklere kadar harfiyen katılıyorum.
Yollara dökülüp mitingler düzenleyen insanlarımıza da kızdığım yerler var.CHP meselesi çıktı, insanlar CHP'ye oy vermedi Deniz Baykal yüzünden.Bu sürekli söylenen bir durum.Peki kaç kişi gidip partiyle ilgilendi?Kaç kişi gidip Haluk Koç'u ya da Mustafa Sarıgül'ü destekledi?(Aslında Mustafa Sarıgül'e de karşıyım ama neyse).Oy vermeyenlerin büyük bir kısmı "Oy ver MHP'ye gitsin CHP'ye" gibi abuk subuk kampanyalar sonucu MHP'ye oy verdi.Burda önemli olan oyların nereye gittiği değil,insanların farklı bir ideolojiye sahip olduğunu bile bile,göz göre göre gidip oy atmasındaydı sorun.Aynı şekilde MHP'nin kendi içinde,kendi kitlesinde de son olaylardan dolayı soğuma oldu.Ama sadece kahvelerde,evlerde partiden şikayet boyutunda.Kaç kişi gidip CHP binası önünde ya da MHP binası önünde ses getirecek birşey yaptı?Milletimizin yaptığı şey,iş bittikten sonra sokaklarda miting düzenlemek.
Tuncay Özkan'ın parti kuracağına ve bir sonraki seçimde iyi bir oy yüzdesiyle iktidara geleceğine inanan çok insan var.Düzenlediği mitinglerde de o Kemalizm'in etkisini görüyorum ben.Tamam insanlar ayaklandı ama nereye ayaklandı?Nereye gittiklerini biliyorlar mı?
CHP'nin seçim bildirilerinde 3-5 photoshop numarasıyla Deniz Baykal Red Kit,Cüneyt Zapsu,Sami Ofer,Kemal Unakıtan ve Recet Tayyip Erdoğan daltonlar yerine konulmuştu.Bir tanesi böyle,ki ben kaç tane resim gördüm buna benzer.Bu mudur siyaset?Bir Allah'ın kulu çıkıp bu nedir,böyle seçim kazanmayı mı düşünüyorsunuz demedi.
Türban meselesinde referandum yapılsın,%47 onlarınsa geri kalanı bizim diyebilen,zerre hesap yapmayan insan topluluğuna sahip bir ülkedeyiz.Laik olduğu halde insanlara okullarda farklı inançların pompalandığı ülkedeyiz.

Hatta buyrun size son örnek.Ankara'da TKP'nin (Türkiye Komünist Partisi) destekçileri bütün gün Konur Sokak'ta oturan,kafeden kafeye koşan tikiler!!!Düzenin ne kadar bozulduğunu varın siz düşünün.

Benim neslime darbe uğramadı ama etkilerini tahmin edebiliyorum ve darbeyi hiç istemiyorum.Demokrasiye en ters durum darbe.Ve insanlar artık TSK'dan medet umuyorlar.Baştan hesap yapmadan, ilerde sorun çıkarsa asker el koyar mantığı geliyor ülkeye.TSK, vatanı korumak için kurulmuştur, yönetimde söz sahibi ele geçirmek için değil diye kimse düşünmüyor.Acı bir gerçek olarak Astsubay emeklisi bir abi "Ben bunun sonunda kan görüyorum,şeriat 1000 yıl geriye götürecek bizi,varsın 15 yıl geriye gidelim" diyebiliyor.

Bu kadar şeyi neden anlattım.Önce bunları yaşayıp,sonrasında gidip Atatürk'e şikayet etmenin mantığını anlayamıyorum.AKP'nin sistemli çalışması önce rant elde edip yandaş topladı,sonra türbanı soktu.şimdi ne olacak?Bırakın geçmiş tasarıyı,bundan sonrası anayasa mahkemesinin işidir.Hala ki türban öne sürülüp diğer sorunların üstü örtülmekte.Halkımız uyuyor hala.Uyumayan da sadece kendi arasında konuşuyor.

Türban daha önce de vardı.Bir çok kampüste çok rahat bir şekilde gezilebiliyordu.Ben kendi okulumdan örnek vereyim.Bilkent'te kampüs içinde dolaşılıyor ve hatta Abdullah Gül'ün kızının mezuniyet töreni vakasını herkes hatırlar.Aslında türban geliyor,laiklik elden gidiyor diye düşünmemek lazım.Çünkü bu ülke eğitiminin laikliği daha önce İmam Hatip Liseleri yarasını aldı.Biz hala konuşuyoruz.

 
Gönderildi : 14/02/2008 7:16 am
Sayfa 3 / 6
Paylaş: