Yorgun bedeni biraz olsun istanbul'un karmaşasından tutmak adına güzide tatil beldelerimize uğradım. 4-5 günde olsa forumdan uzak kalmak çok kötü. Eksiklik hissediyor insan. Facebook'uda kapattığımiçin 15 dakikada bir gmail'e ve Film Fabrikası'na bakıp F5 tuşuna basan biri haline gelmişim son zamanlarda. Yine de vucüt tatil tatil diye bağırınca bir arkadaşın tavsiyesi ile daha önce güneyde olmadığı için hakir gördüğüm ama tanışınca bayıldığım Bozcaada'ya attım kendimi. (yingenizde vardı)
Tatil arkadaşı bulmakta zorlanıyor tabi insan 🙂
İlk günün yorgunluğu olsa gerek peynir gibi güneş görmemiş vudüdumu Sickman'in deyimiyle postumu güneşe serdim.
(Erkan'ın film seti hariç. Amele yanıklarımın hesabını sonra sorucam) Malak gibi yatmak deyimini, ilk defa öğrendim ne demek olduğunu.
Bozcaada'yı görmeyenler ölmeden önce görmem gereken yerler listesine alsın. Otantik sokaklarıda insanda film çekme isteği uyandıran evleri yapıyı anlatmak çok zor.
Tabi hala kimin yaptığı belli olmayan ama Fatih'in boğazların kontrolü için onarttığı Kale'yi de görmek gerek.
Bozcaada biraz entel mekanı sanırım 🙂 Yolda yürürken oranın yerlisi olmuş feridun düzağaç, cezmi baskın gibi bir sürü isme rastlamanız mümkün.
Bağbozumu festivaline ben yetişemedim. Bir sürü üzüm bağı ve şarap fabrikası ile meşhur bir yer. Tadım günlerini yakalayıp bir Sideways filmi modu yakalayabileceğiniz tek yer.
Asıl konuşulması gereken bence denizi. Ayazma Plajında denize girdik. Aslan burcu olmamdan mütevellit denizi hiç sevmem. Yani sevmekten ziyade gerekli bulmam. Ne öyle ıslanıyorsun falan. Fakat burası bir başka. Bi kere buz gibi. Yani benzetmek için söylemeden gerçekten buz gibi. Ben hayatımda bu kadar soğuk bi rsu görmedim. Duygu Sarımsaklı (Ayvalık) yerlisidir. Sarımsaklı da Türkiye'nin en soğuk denizi olarak seçilmiştir. O bile burası bence daha soğuk dedi. İlginç olan bunu çok sevmem. Resmen ruhu yenileniyor insanın. koca tatilde 1-2 kere denize giren ben, yaşar ustaaa... günde 10 kere falan girmişimdir. Ayrıca kumsalı için şunu diyebilirim. Terlikle kumsalda bolca yürüyüp daha sonra asfalta çıktığınızda ayağınızın üzerinde tek bir kum tanesinin dahi kalmadığını görüyorsunuz. inci gibi.
Plajda yakalandım ! (komiklik şakalar :P:P)
Bozcaada bir de rüzgar gülleri ile meşhurmuş. Polante denen yere 40 dakika minibüsle gidip, 3-5 dakikalık gün batımı seramonisine şahit olup geri dönüyorsunuz. Manzaraya değiyor tabi.
(Adaya gelmişken rum yapımı domates reçelinden bi kavanoz annenize götürmeyi unutmayın.)
Adaya doymamanın verdiği buruklukla rotamızı Cunda'ya kırdık. Şirin bir Ayvalık beldesi olan Cunda Adası beni deniz anlamında hayal kırıklığına uğrattı. Hatta mikrop kaptığım için dudaklarım uçukladı ve aşağıdaki resimdeki maymuna dönüştürdü.
Cunda gördüğüm bir Harley. Çok sıkı.
Cunda'da aşıklar tepesi diye bir yer var. Yine manzara teğeden ve müthiş. Hangi akla hizmet yaptılar bilmiyorum ama yine de ellerine sağlık. Rahmi Koç Tepeye bir kütüphane yaptırmış.
Ve işte günün süprizi. Bizimiçin taaa aşıklar tepesine kadar çıkmaya üşenmeyen sevgili sinemasever arkadaşımızı tanıyabilecek misiniz?
"GÖRKEM ÖGE"
Yazının bundan sonrası için Görkem Öge yerine mübarek insan diyeceğim. Mübarek insan Bir ayvalık yerlisi. Yine yerlisi olduğunu idda eden ama şuraya nasıl gideriz sorusuna "yaaeee biz hep bubamın arabasıynan gittik" diyen sevgilimin aksine gerçekten en ücra köşesine bile hakim kişi. Tatlı ve örnekli anlatımı ile müthiş bir rehber. Görkem. Ayvalığa geldiğimi söyleyince, kapmış arabasını ayvalığa dahi geçmemizi beklemeden. bizi tepeden almaya gelmiş. E bu manzarada bi çay içmeden dönemezdik.
Çaylar bitince Mübarek insan beni ağırlayacağı eve götürdü. Ev deyip bizi götürdüğü yere hakaret etmek istemiyorum. Kendisi beğenmese de bir istanbul insanı için çok tatlı gelen bir mimariye sahip triplex bir müstakile götürdü bizi. Evin manzarasını yine ben anlatamayacağım ama 5 mp lik dandik makine elinden geldiğince anlatasın. Burada rakı içmemek olmaz deyip süper bir sofra kurup sabaha kadar yeşilçamı kurtardık. Keşke o güzel sohbeti koyabilsek buraya ama tabi imkan yok.
Ertesi gün Türkiye'nin en iyi plajı olduğu iddia edilen sarımsaklı ile tanıştım. Çok güzeldi. Akşam yine Mübarek insan Görkem ayvalığın tarihi sokaklarında müthiş güzel bir tur attırdı. Doğduğu büyüdüğü yerleri ve okuduğu okulu gezdirdi. Birbirimize sarılıp ağladık falan :p
Ayvalık Görkem'in dediğine göre mutlu kediler diyarıymış. Bence nankör kediler diyarı. Eşşoleşşekler öyle ömutlularki adam bunlara balık veriyor. Yemiyolar.
Şeytan tepesine çıktık. İnanışa göre şeytan bir ayağını buraya bir ayağını hemen ilerideki midilli adasına basmış. Bir başka adı da şeytan sofrası.
Sonra Görkem'in evinden 5 kiloluk halis yöresel zeytinyağını araklayıp döndüm geldim. Buradan Görkem'e gerçekten bi kez daha teşekkür ediyorum. Seneye şanslı kişileri site üzerinden çekilişle tatile Görkem'in yanına yollama kararı aldık 🙂
Çok güzel bi tatildi. Bu sayfadan tatil notlarını paylaşmak isteyenler devame debilir. Misal Firar sende şu blogun linkini koysana buraya. O da çok keyifli bir tatil sayfası yapmıştı.
Güzel yazı olmuş, sayende gitmiş kadar olduk. Özellikle senin fotoğraflara bittim ben, slayt videosu yapıp altına haluk leventin akdeniz parçasıyla paylaşmak lazım rekor kıracağı şüphesiz. Öte yandan Görkem gibi bir adamın tatil gibi halkulade bir dönemde orada olması on numara olmuş, haber verseydinizde gelseydim diyesim geldi 🙂
Benim haberim vardı, ona rağmen çağırmadılar, hatta nispet yaparcasına Görkem'le inanılmaz bir manzaraya karşı içiyoruz be abi diye mesaj dahi attı bu yüzsüz adam. Üstelik bütün sene beni "oğlum yazın tatile gidiyoruz" diye bekeletip bekletip, heyecanlandırıp heyecanlandırıp, sonra İstanbul'un boğucu havasında bir başıma bırakarak gittiğinden bahsetmeyeceğim bile. Hatta "abi n'oldu tatil işi" diye mesaj attığımda "ben bozcaadadayım şu an" diye cevap aldığımı hiç ama hiç ama hiç söylemeyeceğim.
Neden? Yakışık almaz..
Bildiğim kadarının, anlatabildiğim kadarı.. Eylem Planı.
Ömrünüzde duymadığınız bir sporla ilgili Türkiye'de ve dünyada neler yaşanıyor diye meraktan çatlıyorsanız Laff Ultimate'a beklerim.
Geçmiş olsun Eylem, demekki neymiş beterin beteri varmış. Dolayısıyla halime şükür etmek istiyorum. Bu hafta sonu bende yüzmeye gidiyorum başlığın şerefine biraz çekim yapayım, gördüklerimi duyduklarıma sizinle paylaşayım.
Valla beni aradı, gel dedi, hem senaryo falan yazarız, deniz havası yaratıcılığımızı artırır dedi. De işte bir erkekle tatile çıkma fikri bana yıllardır ters gelmiştir. O yüzden reddettim teklifini. 2. fotoğrafı görünce iyi ki reddetmişim dedim. Kıraç'lıktan vazgeçmeyecek bu adam.
Yapmayın. Aynı Big Bang'in çocuklarıyız hepimiz...
yarsındırmayın olum adamı.
bulan var bulamayan var.
ogni suono diventa realta...
Gayet güzel iki gün geçirdik Özgürle. Sohbeti buraya atmayı ben de isterdim ama inanın o kadar çok konuştuk ki yazıya dökmek, dvdye sığdırmak olanaksız. Ama gevezeymişiz yahu!! 🙂
Umarım tekrarı olur.
Çevremizdeki "önem"leri, önemli görünmeyi başaran önemsizler yüzünden fark edemiyoruz....
https://twitter.com/gorkemoge" onclick="window.open(this.href);return false;
Seneye deniz kenarı bir otel bulup hep beraber serelim postu 1 hafta. Ben bu sene yapamadım tatil, Görkem'le papaline tava yiyerek rakı içmeyi bir sene erteledik maalesef.
Abi deniz kenarı falan hikaye dün ve bugün artvin yaylarındaydım, şahane yerler Borçkadan yukarı karagöl diye bir yer var pansiyon hemen yanında kişi başı 45 lira yarım pansiyon, muhteşem alabalık yersiniz her şey yüzde yüz doğal ve yerlilerin söylediğine göre 20 seneye kadar göl kaybolacakmış çünkü doğal yollarla doluyormuş sürekli, gidin görün abi hayatınızın kalanı boyunca yatağınızdan çıkmasanız bu kadar dinlenemezsiniz...
Özgür yazmış ama geç gördüm. Geçen ay çıktığımız bir kamp tatili.
http://www.paramdapunto.blogspot.com/ " onclick="window.open(this.href);return false;
Abi deniz kenarı falan hikaye dün ve bugün artvin yaylarındaydım, şahane yerler Borçkadan yukarı karagöl diye bir yer var pansiyon hemen yanında kişi başı 45 lira yarım pansiyon, muhteşem alabalık yersiniz her şey yüzde yüz doğal ve yerlilerin söylediğine göre 20 seneye kadar göl kaybolacakmış çünkü doğal yollarla doluyormuş sürekli, gidin görün abi hayatınızın kalanı boyunca yatağınızdan çıkmasanız bu kadar dinlenemezsiniz...
Bu sene memleketten aldığım haberlere göre yaylalarda çok Arap turist varmış, siz rastladınız mı bilmem. Cenneet cenneet diye geziyorlarmış yaylalarda. Tabi o kadar kumdan sonra o yeşilliği gördün mü beyinde halüsinasyona sebep oluyor muhtemelen 🙂
Bana tatilin her türlüsü uyar ama memleket başka tabi. Genelde deniz-kum ikilisi akla gelse de yaylada akarsuya girdin mi 20 sene nükleer denizaltı gibi çalışır bünye.
Daha çok güneyde rastladık araplara yaa bu tarafta pek yok ardeşendeyim şimdi buralarda temiz ama turist geliyormuş tabi belki araplardır sormadım, ama abi bu tarafta muhteşem yaa, karadenize ve pazar burnuna karşı bi hamsi buğlama ve mıhlamayla öğleni geçirdik ki sormayın gitsin, çok acayip çok...
Ah ah, geçen sene il il Emel gezer, hem dünyanın yiyeceğini yerdi her şehirde yaptıkları yemek programıyla hem de ne kadar farklı yer varsa görürlerdi. Bu sene de Bünyamin ve Ercan aynısını yapıyor. Televizyoncu olmak lazımmış, başka da bir şey demem.
Yapmayın. Aynı Big Bang'in çocuklarıyız hepimiz...
E ama şimdi vinç ile taşınıyorlar bir yerden bir yere. Buna ne diyeceksin bakalım ? Misal Ercan rengi yeşil değilse bile HULK gibi olmuş.
ogni suono diventa realta...
Sen de ye o hamsi buğlamaları, tereyağlı mıhlamaları sen de olursun abi. Lan ramazanda yapmayın bari be kardeşim, hadi yediniz de niye anlatıyorsunuz yani. Ama dur sen illa ki yakalarım.