Bence X-Files'dan daha güzel. Hele son bölümde kız telekinetik olduğunu farketti iyice tavladı beni 🙂
- baço
Bence X-Files'dan daha güzel. Hele son bölümde kız telekinetik olduğunu farketti iyice tavladı beni 🙂
Bu ağır tahriklerle spoiler sekmesini koyduracaksınız sanırım foruma 🙂
not: bu arada baco, psi-wheeling i tek elle yapmaya başladım. ama hala cam kabın içinde yapamıyorum.
Yapmayın. Aynı Big Bang'in çocuklarıyız hepimiz...
Spoiler olduğunu düşünmemiştim ya tüh...
Valla ben de cam altında deniyorum da yemiyor. Pek uzaktan da yapamıyorum. Sen tekniğini anlatsana bi 🙂 Sylar gibi olmamız yıllar sürecek heralde 😛 Chi üstadı amcayı izledin mi aşmış olan...
Edit: Bu arada demin pipeti denedim çok az oldu. Heyhey bastı ama. Fazla kastım heralde. Alnım yanıyor biraz.
- baço
İzledim abiyi :), bir gün öyle olacağız, ben inanıyorum 🙂
Bu baş ağrısı olayı bende olmuyor. Kız arkadaşıma denetiyorum sabahtan beri, başardı sonunda ama başım çok ağrıdı deyip bıraktı. Bende hiç yapmıyor öyle şeyler. Hatta zevkle ve kolaylıkla yapmaya başladım, aman nazar değmesin 🙂 Tekniğim ise yok aslında. ellerimi kenarına yaklaştırıyorum ve dönüyor. Ayrı olarak tek bir teknik denedim. Ellerimi birbirine 1 cm yaklaştırıp oğuşturdum sürekli ve orada enerji topu oluştu, o enerji topuyla da bir süre döndürdüm. Ama ona gerek kalmıyor çoğu zaman.
Tek elle ise parmaklarımı açarak pırpırın tepesine tuttum ve döndü. Sonra tek elimi kenarına koydum bu sefer, yine döndü.
Pipeti ise hala denemedim.
Yapmayın. Aynı Big Bang'in çocuklarıyız hepimiz...
Yalnız şuna dikkat ediyor musun; elini çok yaklaştırırsan elinin sıcaklığı (ki konsantre olunca iyice ısınıyor) orada minik bir hava akımı yaratabiliyor. Mesela sıcak bir fincan çayı koy psiwheel yanına dönecektir. Bu etkiden kaçınmak için çok yaklaştırmamak lazım. Aksi taktirde hiçbir kosantrasyon vs. gerekmeden de elini getirince dönüyor. O yüzden kavanoz içinde döndürüp görmek istiyorum işte. Ya da pipetle.
Baş ağrısına gelince aslında baş ağrısı değil, alında (alın çakrasında) aktivasyon sonucu bir yanma hissi sanırım bu.
- baço
Evet, dediğim gibi 30-40 cm den döndürdüm ve şu an hala biraz kıpırdanıyor o uzaklıktan. Zaten benim dönmeler o videodaki gibi fır fır değil, 1 tur 2 tur dönüyor, sonra sallanıyor, seonra geri dönüyor 2 tur, sonra yine sallanıyor vs.
Yapmayın. Aynı Big Bang'in çocuklarıyız hepimiz...
Ben kayıt yaptım 😀
Böyle dönüyo işte. Bu arada çakmak ve sıcak nesnelerle de denedim hiçbir şekilde dönmedi. Baya psi yani emin oldum 🙂
- baço
Abi kazak giyip mi cektin vidyoyu yaa... O el ne öyle 😀
Yakından öyle çıkmış valla, tahrik mi oldun 😀
- baço
--- Alıntıdır ---
Geçmişin insanları, dünyaya "PC" adını vermişlerdir. Bunun yanı sıra, evrendeki başka gezegenlerin varlığından da haberdardılar. Bütün gezegenlerin "Internet" adı verilen elle tutulmaz, gözle görülmez şekilsiz bir deniz üzerinde yer aldıklarına inanıyorlardı. Bu gezegenler arasında, "Modem" adı verilen kapılar aracılığıyla iletişim sağlanıyordu.
İnsanlar, kendilerine o zamanın diliyle "Program" adını vermekteydi. Bütün insanlar, "Programcı" adı verilen iyi tanrılar tarafından yaratılmıştır. İnsanlar günlük hayatlarında ne yaparsa yapsın, tanrıların çizdiği sınırların dışına çıkamaz ve belirlenen amaca hizmet ederdi. Tanrıların, her bir insanı farklı karakterde ve farklı bir görevi yerine getirmesi için uygun şekilde yarattığına inanılırdı. Toplumlarında "Word" adı verilen yazıcılar, "Excel" adı verilen hesapçılar, "Access" adı verilen kütüphaneciler, "Photoshop" adı verilen ressamlar, "Dreamweaver" adı verilen gazeteciler yer almaktaydı. Bütün insanlar, "Task Manager" adı verilen ölümsüz bir kral tarafından yönetilmekteydi.
"Outlook" adı verilen medyumlar, uzak gezegenlerden gelen mesajları hissedebilme yeteneğine sahip seçilmiş kimselerdi. Bu kimseler büyük saygı görürler ve geleceğe yönelik haberler de verebilirlerdi. Bu mesajlara halk arasında "Email" adı verilmekteydi.
Dünya düzeninin, "Sistem Programları" adı verilen melekler tarafından sağlandığına inanılırdı. Bu melekler, tanrıların iradeleri dışında hareket edemezler ve görevlerini sürekli yerine getirirlerdi. Meleklerden bazıları, zaman zaman insan görünümüne de bürünebiliyordu. Öyle olduğu zamanlarda dahi, tanrıların izin verdiği ölçüde, diğer insanların yapamadığı şeyleri yapabilir ve mucizeler gerçekleştirebilirlerdi.
Aynı inanışa göre; iyi tanrıların yanı sıra, "Hacker" adı verilen şeytanlar da bulunmaktaydı. Şeytanlar, "Virüs" adı verilen cin & iblis türü uşaklarını dünyaya gönderirdi. İnanışa göre; bu iblislerin niyeti, insanları yapması gereken işlerden alıkoyup onları kötü yola sevketmek ve kendileri gibi yapmaktır. Ne var ki, insanlar iblislere karşı savunmasız değildir. Tanrıların emrinde çalışan ve "AntiVirüs" adı verilen varlıklar, insanları sürekli korumaktadır. Bu varlıkların bazıları insan görüntüsünde olabildiği gibi, bazıları da gözle görülmezler.
Bunun yanı sıra; insanların dünyası ile iblislerin dünyası arasına "Firewall" adı verilen ateşten bir duvar örülmüştür. Hiçbir iblis, tanrıların izni olmadan bu duvarı geçemez. Duvara yaklaşan iblisler yanarak ölür. Ne var ki, şeytanlara kulluk eden bazı insanlar, çeşitli ayinlerle ateş duvarında "Trojan" adı verilen delikler açabilmektedir. Şeytanların bu işi doğrudan doğruya yapmaları tanrılar tarafından yasaklandığı için, mutlaka bir başka insanın iradesi gerekmektedir. İnsanların (özellikle medyumların) bazen iyi, bazen de kötü niyetle davet ettiği iblisler, bu delikleri kullanarak dünyaya adım atabilmekteydi. Bu iblislerin bazıları masum görünüşlü olup insanlara yardım ediyor gibi gözükebilir; bazıları ise son derece korkunç görüntülere sahiptir. Hepsinin ortak yanı ise, hizmet ettikleri şeytanların emirlerini yerine getirmeleridir.
İnanca göre; dünyadaki görevini tamamlayan bir insan, "Delete" adlı melek tarafından öldürülürdü. Ölülerin, "Recycle Bin" adı verilen bilinmez bir yere gittiğine inanılırdı. Ancak; "Recover" adı verilen özel bir ayinle, ölen bazı kimseler mezardan kalkarak dünyaya dönebilmekteydiler. Bu durum; sadece, tanrılar bir kişinin görevinin henüz sona ermediğine karar verdiklerinde vuku bulurdu.
"Format" adı verilen bir günde, dünyadaki bütün canlıların öleceğine inanılıyordu. Aynı inanca göre; görevlerini güzel bir şekilde yerine getiren ve iblisler tarafından etkilenmeyen insanlar ise kurtarılacak ve "CD"ler üzerinde yeni bir dünyaya taşınacaktı. Bu dünyada ortak çalışan insanlar, diğer dünyada da ortak çalışacaktı.
İnanışa göre; tanrıların yarattığı insanlar farklı farklı görüntülere ve özelliklere sahip olsalar da, aslında hepsinin özünde "1" ve "0" adı verilen özler bulunmaktadır. Aslında her insan, "1"lerden ve (muhtemelen aralarındaki boşluk anlamına gelen) "0"lardan oluşmaktadır. "1" adı verilen bu öz, boşluklarla birlikte yoğunlaşarak "Program Lama Dili" adı verilen yeni özleri ortaya çıkarır ki; bunlar, tanrıların insanları yaratırken kullandıkları gözle görülmez, elle tutulmaz kutsal ışıklardır. Bu ışıklardan bazılarının isimleri; If, Else, Switch, Select, Delete, Catch, New, ...
Bunun yanı sıra; bütün evrenler, "Elektrik" adı verilen kutsal bir ruh tarafından ayakta tutulmaktadır. Tanrılar tarafından üflenen kutsal ruh olmadan, bugün bildiğimiz anlamda hayat diye birşey olmazdı.
- baço
Telekineziye inananlar elimi kaldırsın 😀 😀
- baço
Peki ya fal ve burçlar?
Ne alakası var? Fal ve burçların tamamen uydurma (ya da istatistiksel) olduğu geçen sene ortaya çıkan olaylardan sonra kesinleşti.
Başlıkla da alakası yok bence.
Bildiğim kadarının, anlatabildiğim kadarı.. Eylem Planı.
Ömrünüzde duymadığınız bir sporla ilgili Türkiye'de ve dünyada neler yaşanıyor diye meraktan çatlıyorsanız Laff Ultimate'a beklerim.
Fala inanırım.
Peki ya cinler, ecinniler.