Forum

Tabiat Üstü / Psişi...
 

Tabiat Üstü / Psişik Olaylar / Fenomenler

278 Gönderi
17 Üyeler
0 Reactions
34.1 K Görüntüleme
(@baco)
Gönderi: 0
Başlığı açan
 

Dinle ilgili herkesin aklını yerinden oynatacak ve bütün inanışları sarsacak sonuçlara varmak için neden pozitif bilim kullanılır, bir türlü aklım almıyor. Allah'ın varlığını ya da X dininin en kutsal din olduğunu kanıtlamak için; kozmolojinin, biyolojinin ve matematiğin gösterdiklerini işaret etmek de ne demek? Tanrı ispatlanabilir bir varlık mıdır ki onu laboratuara sokuyoruz. Bilim gerçeklik, Tanrı hakikattir. Bilime deneyle, Tanrı'ya imanla ulaşırsınız ve kimse de sizden Tanrı'nın varlığını kabul ettiniz diye hesap sormaz. Bunlar gayet kişisel meseleler. Pascal'ın kendini dine adaması yerin dibine batsın, ben onu üçgeniyle hatırlayacağım. Benim Tanrım bana, onunki ona.

Çok güzel ve net bir yazı gerçekten Ali hocam...

- baço

 
Gönderildi : 06/02/2009 7:39 pm
(@baco)
Gönderi: 0
Başlığı açan
 

Genç Vampirin El Kitabından

1) Vampir olduğundan hiç kimseye bahsetme.

3) Artık nasıl olsa “Ölümsüz” oldum diyerek, saçma sapan güç gösterilerinde bulunma; belki ölmezsin fakat canın hala çok fena yanabiliyor.

4) Artık “Kont, Baron, Lord, vb…” asalet unvanlarının bir anlamı kalmadığından ve de bunlar karın doyurmayacağından dolayı kendine geçerli bir meslek bul. Bulduğun işin gece işi olması senin yararına olacaktır.

5) Modayı yakından takip et. Pelerinin modası çoktan geçti, ilginç olacağım derken komik duruma düşersin.

6) Bir önceki yaşamında sigara alışkanlığın var idiyse; artık nefes almak, dumanı içine çekmek kavramları sana bir anlam ifade etmeyeceğinden, şöyle bir yöntem de deneyebilirsin: Kurbanına içtiğin sigara markası ne ise ondan bir paket ısmarla, bu paketi kısa bir süre içerisinde bitirmesini sağla. 15 – 20 dakika kadar nikotinin kana karışmasını bekledikten sonra kurbanını ısırdığında, hem karnını doyurmuş hem de yemeğinin üstüne sigaranı içmiş gibi olacaksın. Ama unutma “Sigara sağlığa zararlıdır.”

7) Alkol kullanıyorsan da yukarıdaki yöntemi deneyebilirsin, işe yarayacaktır.

8) İnsanlarla “Vampir vardır – Vampir yoktur!!!” tartışmasına girme. Çok sayıda saçma şeye inansalar da, günümüzde hala insanların gözünde vampirler sadece filmlerde vardır. Eğer kendinden çok emin konuşan biriyle böyle bir tartışmaya girip sinirlendiysen; bir sonraki öğününde bu kişiyle beslen. Hem karnın doyar, hem de o kişiyi vampirlerin var olduğuna ikna etmiş olursun.

9) Sakın kendi işimi kurayım deme! İş yaptığın insanlar kendileri yaşlandığı halde, senin hiç değişmediğini kesinlikle fark edeceklerdir. Bu onlarda şüphe yaratır, sonuçta sen estetikle baştan yaratılmış yaşı geçmiş bir “Sosyetik” değilsin.

10) Tabiatın gereği “Gece hayatı”nı seveceksin. Fakat defalarca denildiği gibi ne kadar tanınırsan, o kadar şüphe çekersin. Daha az tanınan ve popüler olmayan mekanlara git.

11) Her on, onbeş senede bir: İş, ev, semt, şehir hatta ülke değiştirmek mecburiyetinde olduğundan çeşitli kurslara git, değişik kültürler hakkında bilgi sahibi ol. Öğrenebildiğin kadar yabancı dil öğren. Bunlar mutlaka işine yarayacaktır.

12) Bir süre sonra heyecanın geçip, yeni varlığına alıştığında; yalnızlıktan sıkılıp depresyona girebilirsin. Umutsuzluğa kapılıp “Antidepresan” türü ilaçları kullanmaya kalkma. Hem hiçbir işe yaramazlar, hem de bu duygu bir süre sonra kendiliğinden geçecektir.

13) Yine de içini döküp rahatlamak istersen, sadece vampirlere hizmet veren psikologların telefon numaraları ve adresleri kitapçığın en arka sayfasında yazılıdır. Gitmeden mutlaka randevu al.

14) Kurban seçimi hakkında bir tavsiyede bulunmuyoruz. Çünkü herkesin damak zevkinin farklı olduğunu öğrenecek kadar uzun süredir dünyadayız. Sana verebileceğimiz tek tavsiye, beslenirken hijyen kurallarına dikkat etmendir.

15) Önceki yaşamında Müslüman idiysen, “Haç, kutsal su vb…” Hıristiyan inancına ait kutsal semboller seni etkilemeyecektir. Fakat “Zemzem suyu ve Cevşen” e karşı dikkatli ol, camilerin yakınlarında fazla dolaşma.

16) Tüm bunların dışında eğer “Ben kimseleri ısıramam, kimselerle beslenemem!” dersen; fast-food türü, hazır satılan poşetlenmiş kanla da beslenebilirsin. Besin değeri çok düşük olsa da bir poşeti seni 2 – 3 gün tok tutar.

17) Bu şekilde beslenmeye karar verdiysen sakın ama sakın, SSK ve devlet hastanelerinin kan merkezlerinden alışveriş yapma, bu kanlar çok sağlıksız olur ve hastalık taşır. Taksim ve Beyoğlu civarında temiz ve sağlıklı kan alabileceğin özel hastane ve poliklinikler mevcuttur. Bunların telefon numaralarını da kitapçığın en arka sayfasında bulabilirsin.

18) Eğer bir gün yalnızlıktan gerçekten sıkılır ve kendine bir eş yaratmak istersen, bir “Ömür” birlikte geçireceğin bu hayat arkadaşını iyi seç, sonradan pişmanlık fayda etmeyecektir.

19) Aşk değil mantık evliliği yap, aşk belki birkaç asır sürebilir, fakat sonunda mutlaka küllenecektir. Mantık evliliği yaparsan karşılıklı sevgi ve saygı çerçevesinde, kıyamet gününe kadar birlikte yaşabilirsiniz.

20) Unutmadan; “Kurtadamlar” da gerçekten mevcutlar ve çeneleri ısırdıkları bölgeye “4 ton” basınç uyguluyor.

😀

- baço

 
Gönderildi : 06/02/2009 7:53 pm
 Düd
(@dud)
Gönderi: 0
 

Masquerade'e karşı birkaç kural var burada ama göz yumalım hadi. Poşet kan olayı ise direk True Blood'ı andırdı bana

Bildiğim kadarının, anlatabildiğim kadarı.. Eylem Planı.
Ömrünüzde duymadığınız bir sporla ilgili Türkiye'de ve dünyada neler yaşanıyor diye meraktan çatlıyorsanız Laff Ultimate'a beklerim.

 
Gönderildi : 06/02/2009 8:38 pm
(@baco)
Gönderi: 0
Başlığı açan
 

Anlamadım neye göz yumuyosun

- baço

 
Gönderildi : 06/02/2009 8:43 pm
 Düd
(@dud)
Gönderi: 0
 

the Masquerade is an organized campaign enforced by the Camarilla to convince people that vampires do not exist. The Masquerade is the cornerstone survival strategy for Kindred, without it, the kine would rise up and exterminate all the undead.

Bildiğim kadarının, anlatabildiğim kadarı.. Eylem Planı.
Ömrünüzde duymadığınız bir sporla ilgili Türkiye'de ve dünyada neler yaşanıyor diye meraktan çatlıyorsanız Laff Ultimate'a beklerim.

 
Gönderildi : 06/02/2009 8:52 pm
(@baco)
Gönderi: 0
Başlığı açan
 

Aslında ben güzel bir geyik diye göndermiştim 🙂 Hatta çok matrak vampir filmi yapılabilir 🙂

- baço

 
Gönderildi : 06/02/2009 9:19 pm
(@ali-unal)
Gönderi: 0
 

Dün gece rüyamda ışığın arkasına geçtim.

Hani bunu psişik bir olay gibi gördüğümden değil ama en uygun başlığın burası olduğunu düşündüğümden yazacağım. Dün gece rüyamda, şu âna kadar hiç tatmadığım tuhaf bir duygu yaşadım. Gerçek(!) hayatta da tatmadığım, beynimin, örneğini daha önce hiç görmediği, hissetmediği (ya da benim öyle sandığım) bir huzur buldum.

Tepelerdeydim. Yani yeryüzünde değil, toprağın üzerinde değil. Uzay mı diyelim, uzay diyelim ama bundan bile emin değilim. Ayağım yere basmıyordu ve karşımda Güneş vardı. Yanımda da biri duruyordu, konuşuyordu ama kim olduğunu, ne iş yaptığını hiç hatırlamıyorum. Güneşe bakıyor ve ışığın verdiği huzurdan bahsediyorduk birbirimize. Işık ne gözümüzü alıyor ne de bizi yakıyordu. Sonra, bunu nasıl anlatsam bilemiyorum, ışığın arkasına geçtik (ya da içine girdik). Aranızda Commandos oynayan var mıdır bilmiyorum. Orada, öldürmeniz gereken askerlerin üzerine gelip bir göz işareti koyardınız ve bu sayede o askerin hangi bölgeleri görebildiğini tespit eder, ona göre ona yaklaşırdınız. Radar gibi, konik bir şekil. Asker, o konik alanın dışında kalan yerleri göremezdi. İşte Güneş'in ışığının arkasına da, sanki böyle Güneş'ten çıkan konik bir hüzme varmış gibi, onun içinden geçerek girdik. Işığın hem içinde hem arkasında, onun aydınlattığı yere bakarken, hayatımda hiç hissetmediğim bir huzur hissettim. Uçuyorudum gerçek anlamıyla. Yani havada hafif hafif süzülüyordum ve ışıktan oluşan konik şekli dışarıdan izliyordum. Hüzmeye ve aydınlattığı yere bakıyordum. Ne finallerin bitmesinde, ne çok âşık olunulan birinin size âşık olduğunu fark ettiğinizde, ne çok paranız olduğunda hissedilen bir huzurdu; bu bahsettiğim rahatlık ve ferahlık, hafiflemişlik ve hafiflik duygusunu, günlük hayatımda karşılayabilecek bir kelime yok. Şu âna kadar hiç böyle bir duygu hissetmemiştim. Uyandığımda çok şaşkındım ve kaldığım yere dönmek istedim. Tüm kalbimle. Olmadı tabii.

 
Gönderildi : 09/02/2009 11:49 pm
(@admin)
Gönderi: 0
Admin
 

Ya Ali senin Castaneda serisini bitirmen lazım. Sana yalvarıyorum. Senin bu edimleri yaşaman o disipline girmen tahminimce daha rahat ollur adalarda yaşadığın için.

 
Gönderildi : 10/02/2009 3:24 am
(@ali-unal)
Gönderi: 0
 

Ya Ali senin Castaneda serisini bitirmen lazım. Sana yalvarıyorum. Senin bu edimleri yaşaman o disipline girmen tahminimce daha rahat ollur adalarda yaşadığın için.
Okurum beetle, hiç sorun değil de ben feci şüpheci bir adamım. Okurken, inanmamaya okurum. Ama bakacağım. Nedir kitabın ismi, bulunur mu her yerde?

 
Gönderildi : 10/02/2009 4:56 am
(@baco)
Gönderi: 0
Başlığı açan
 

İnanmasan da güzel bir kitap zaten, süper mistik bir macera. Ama sırasını takip et, ilki neydi Kartalın armağanı mı bidıl?

- baço

 
Gönderildi : 10/02/2009 5:26 am
(@baco)
Gönderi: 0
Başlığı açan
 

Hadi bakalım buyrun burdan yakın, zaman yolculuğumu yoksa:

400 yıldır mühürlü bir mezardan çıkan 100 yıllık saat arkeologları şaşkına çevirdi.

Bilim adamları, Güney Çin'deki Shangsi bölgesinde bulunan Ming Hanedanı'na ait mezarları, kapandığından beri ilk kez kendilerinin ziyaret ettiklerini düşünüyor.

Buna karşılık arkeologlar, mezarda 100 yıllık, yüzük şeklinde ve 'swiss/ İsviçre" damgalı bir saat buldular.

Üstü taşlar ve tozla kaplı gizemli saat bulunduğunda tam 10:06'da durmuştu. Ming Hanedanı döneminde saat henüz keşfedilmemiş ve İsviçre, henüz bir ülke olmamıştı.

Arkeologlar, şaşırtıcı keşiflerini iki gazeteciyle birlikte filme aldılar.

İşte tüm dünyayı şaşkına çeviren yüzük saat:

http://www.stargazete.com/dunya/400-yillik-mezardan-cika-isvicre-saati-saskina-cevirdi-156237.htm

- baço

 
Gönderildi : 10/02/2009 8:44 am
(@admin)
Gönderi: 0
Admin
 

İnanmasan da güzel bir kitap zaten, süper mistik bir macera. Ama sırasını takip et, ilki neydi Kartalın armağanı mı bidıl?
Hayır Baco'can Don Juan'ın öğretileri ile başlayacak. Otobüs arında carlos ile don juan'ın tanışması. Bugüne kadar okuduğum önüne hiç birşey koyamadığım 12 adet kutsal kitap.

ilk iki üç kitap biraz sarmayabilirde dostlarımıza alışınca elden bırakılmıyor. yaklaşık 30 sene süren bir seride 10.cu kitapta bile 30 sene önceki tutarlılığını koruması o süre içinde birinci kitaptaki Carlos'un 10. kitapta nasıl bilgeleştiğine gözlerinizle cümlelerdeki farklarla şahit oluyorsunuz.

Aslında ali seni çok kıskanıyorum. Niye dersen sen bunları orjinalinden okuyabilirsin. Nevzat Erkemn çok büyük bir çevirmen ama enerji alemindeki bazı rantlarını düşünerek kafasına göre çevirdiği yerler olmuş. Bu işe dalarsan seni o konularda uyarırım ben zaten.

 
Gönderildi : 10/02/2009 12:13 pm
(@sickman)
Gönderi: 0
 

Hadi bakalım buyrun burdan yakın, zaman yolculuğumu yoksa:

400 yıldır mühürlü bir mezardan çıkan 100 yıllık saat arkeologları şaşkına çevirdi.

Bilim adamları, Güney Çin'deki Shangsi bölgesinde bulunan Ming Hanedanı'na ait mezarları, kapandığından beri ilk kez kendilerinin ziyaret ettiklerini düşünüyor.

Buna karşılık arkeologlar, mezarda 100 yıllık, yüzük şeklinde ve 'swiss/ İsviçre" damgalı bir saat buldular.

Üstü taşlar ve tozla kaplı gizemli saat bulunduğunda tam 10:06'da durmuştu. Ming Hanedanı döneminde saat henüz keşfedilmemiş ve İsviçre, henüz bir ülke olmamıştı.

Arkeologlar, şaşırtıcı keşiflerini iki gazeteciyle birlikte filme aldılar.

İşte tüm dünyayı şaşkına çeviren yüzük saat:

http://www.stargazete.com/dunya/400-yillik-mezardan-cika-isvicre-saati-saskina-cevirdi-156237.htm
Daha önce de vida falan bulmuşlardı, ondan önce de başka şeyler hatırlıyorum yine böyle. Zaman yolculuğu değil de, tarihi eserlerin Çin'den Avrupaya yolculuğu olabilir bu.

www.fadeoutstudios.com - www.soberworks.ist - www.budabi.tv

 
Gönderildi : 10/02/2009 1:28 pm
 Düd
(@dud)
Gönderi: 0
 

Ya Ali senin Castaneda serisini bitirmen lazım. Sana yalvarıyorum. Senin bu edimleri yaşaman o disipline girmen tahminimce daha rahat ollur adalarda yaşadığın için.
Okurum beetle, hiç sorun değil de ben feci şüpheci bir adamım. Okurken, inanmamaya okurum. Ama bakacağım. Nedir kitabın ismi, bulunur mu her yerde?

Fuckin' google it you moron. Ben bile aradım buldum hepsini, sen niye yapmıyorsun.

Şaka canım, sevdiğimden takıldım. Bana da ilginç geldi de 12 kitap oturup okuyamam hiç, ilkinin ortasında bırakırım muhtelemen.

Bildiğim kadarının, anlatabildiğim kadarı.. Eylem Planı.
Ömrünüzde duymadığınız bir sporla ilgili Türkiye'de ve dünyada neler yaşanıyor diye meraktan çatlıyorsanız Laff Ultimate'a beklerim.

 
Gönderildi : 10/02/2009 3:27 pm
(@baco)
Gönderi: 0
Başlığı açan
 

Başka bir forumda yazdığım yazıyı buraya da alıntılamak istedim, doğrudan alakalı değil (konu Kuran'ın mucizeleri) ama ilgisini çekenler olabilir:

Başka bir site: http://www.mucizeler.com/

Ayrıca: http://www.kuranca.com/

Bunlar ve daha tonla devamı: http://www.google.com.tr/search?q=kuran+mucizeleri

Kur'an-ı Kerim'de "Bir Gün (yevm)" kelimesi 365 defa geçmektedir. Bildiğiniz gibi Dünya'nın Güneş etrafında tam bir kez dönüşü 365 gün sürer.

"Ay" isimli bu sureden Kur'an'ın sonuna kadar tam 1389 ayet geçer. Hicri takvimde 1389 yılı, Miladi takvime göre 1969 yılına denk gelmektedir, bu da Ay'a çıkış tarihidir. (Hicri 1389=Miladi 1969)

Tarihteki ilk uzay aracı 1957 yılında uzay yolculuğuna çıkmıştır (Sputnik). Şaşırtıcı bir biçimde Kuran'daki 19:57 numaralı ayet de gökyüzüne çıkmaktan ve yükselmekten bahsetmektedir: "Onu yüksek bir yere (gökyüzüne) yükselttik" (19.sure 57.ayet). Farkettiyseniz ayetin numarası olan 19:57 ile 1957 yılı aynı sayılardır. Dolayısıyla gelecekte bu olayın gerçekleşeceğine mucizevi bir biçimde işaret edilmektedir.

Kısacası Güneş denildiğinde aklımıza ilk olarak H-HE atomları gelir. Ve çok ilginçtir ki Kuran'daki Şems(Güneş) suresindeki onbeş ayetin hepsi istisnasız olarak H-E harfleriyle bitmektedir. Özet olarak Güneş(Şems) suresindeki tüm ayetler hidrojen(H) ve helyum'un(HE) simgesiyle bitmektedir ve dolayısıyla Kur'an Güneş'in hidrojen ve helyum'dan oluştuğuna 14 asır öncesinden işaret etmektedir. Örneğin Helyum 19.yüzyılda keşfedilmiştir yani Kuran'dan asırlar sonra...

R-E-T-İ-N-A harfleri sadece 35:8 numaralı ayette geçmektedir. Üstelik bu ayette "görmekten" ve "göstermekten" bahsedilmektedir dolayısıyla retinaya işaret güçlenmektedir.

Kur'an indirildikten yüzyıllar sonra 17.yüzyılda keşfedilen ve ismi koyulan Halley Yıldızı ile 76 yıllık dolanım süresi asırlar öncesinden Kur'an-ı Kerim'de yazıyordu. Yani yıldıza ismi verilen Halley isimli bilimadamı Kur'an indirildiği çağda henüz doğmamıştı ve Halley ismi bilinmiyordu

H-A-L-L-E-Y harflerinin Kur'an'da ilk geçtiği yer Enam suresinin 76.ayetidir. Bu ayette HALLEY kelimesinin hemen yanında YILDIZ kelimesi geçiyor (Arapça karşılığı: Kevkeba) Bu ayetin numarası olan 76 sayısı da yıldızın dönüş süresi olan 76 yıla işaret etmektedir. Ayetin numarası olan 76 sayısı Halley yıldızını temsil eder çünkü her 76 yılda bir Dünya'dan görülür yani yörüngesini 76 yılda bir tamamlar.

Kur'an'da "Melek" kelimesi 88 defa geçerken Şeytan kelimesi de 88 defa geçer. Yahut "Cennet" kelimesi 77 yerde kullanılırken "Cehennem" kelimesi de 77 yerde kullanılıyor.

İşte bu kelime tekrarlarına az önce değindimiz ve genetik biliminin başlangıcına işaret eden bu surede de rastlıyoruz. DNA ve genetik tarihinin başlangıcı olan 1865 yılına işaret eden bu surede DNA toplam 7 defa tekrarlanırken RNA da 7 defa tekrarlanıyor. Bildiğiniz gibi RNA molekülü de DNA gibi genetik yapıyı oluşturan diğer moleküldür o nedenle Dna-Rna'nın eşit sayıda geçmesi gerçekten bu moleküllere yüzyıllar önce Kuran'da işaret edildiğinin ayrı bir kanıtıdır.(Arapça'da D-N-A harfleri "Dal-Nun-Elif" ile gösterilirken RNA "Ra-Nun-Elif" harfleri ile gösterilir)

Ozon kelimesi Arapça'da, Türkçe'de ve diğer tüm yabancı dillerde hemen hemen aynı şekilde okunup yazılır. Ozon kelimesini oluşturan O-Z-O-N harfleri 72:6 numaralı ayette geçmektedir. Üstelik bu ayetten sonraki ayetlerde "Gökyüzünün koruyucusu (bekçisi)" ifadesi kullanılıyor. Aslında bu ifade ozon tabakası için de çok yerinde ve doğru bir tanımlamadır. Çünkü ozon gökyüzündeki koruyucu tabakadır ve dünyayı tehlikeli güneş ışınlarından korur.

Nötron kelimesini oluşturan harfler tüm Kur'an-ı Kerim'de baştan sona sadece iki ayette geçiyor. Bunlardan birisi 18:39 nolu ayettir (Nötron Kütlesi=1839 me) Gördüğünüz gibi hem Nötron ismine hemde ayet numarasıyla nötronun ağırlığına açıkça işaret edilmektedir. Diğer binlerce ayette bu harfler yanyana gelmiyor fakat tam 18:39 ayetinde Nötron kelimesi ortaya çıkıyor o nedenle rastlantı olduğunu söyleyemeyiz.

Aynı durum Proton için de geçerlidir. Proton kelimesini oluşturan harfler Kuran'ı Kerimde daha fazla sayıda geçiyor (Nötrona oranla). 18:37 nolu ayette Proton kelimesini oluşturan harfler soldan sağa ters biçimde yanyana geliyor. Proton kütlesi ise 1836-1837 me arasındadır yani 1837 me diyebiliriz. Dolayısıyla ayetin numarası 18:37 protonun ağırlığı olan 1837'ye işaret ediyor. Yani nötronda olduğu gibi protonda da ayet numarasıyla ağırlık aynıdır.(1837 me: 1837 adet elektron ağırlığında demektir)

Atomları, zerreleri oluşturan bu parçacıkların yazılı olduğuna zaten aşağıdaki ayet de işaret etmektedir:
"...Rabbinden ne yerde, ne gökte zerre kadar; ondan ne küçük, ne büyük hiçbir şey kaçmaz. Bunların hepsi apaçık bir Kitaptadır."(Yunus 61.ayet)

Kamer(AY) suresinde yine bir mucize ile karşılaşıyoruz. Bu surede Ay ile Dünya arasındaki harflerin uzunluk oranı Uzay'daki Ay-Dünya mesafesine işaret etmektedir. Kamer(AY) suresinin içerisinde sadece bir yerde Dünya(Ard) kelimesi geçmektedir.

Surenin başlığı olan "Ay" kelimesi ile "Dünya" kelimesi arasındaki harfler toplam 333 adettir ve araya tam olarak 111 adet Ay kelimesi sığmaktadır. Çünkü Arapça'da Kamer(Ay) kelimesi 3 harften oluşur.

Aynı şekilde gezegenimiz Dünya ile Ay arasına da ortalama 111 adet Ay sığmaktadır yani aradaki mesafe Ay çapının toplam 111 katıdır. Bir uzay haritasını incelediğiniz zaman da bunu görebilirsiniz.

Venüs kelimesini oluşturan harfler Kuran'da ilk olarak Enfal suresinin 72.ayetinde yan yana gelmektedir. Bir sonraki Venüs harfleri ise Hud suresinin 3. ayetinde yan yana gelmektedir. (Arapça'da Vav-Elif-Nun-Elif-Sin) Bu iki yerin arasında toplam 243 ayet geçmektedir. Aynen burada olduğu gibi Uzay'da Venüs'ün kendi çevresindeki dolanım süresi de tam 243 gün sürer. Yani 243 gün bitince dönüşünü tekrarlar. Kuran da 243 ayet geçince Venüs kelimesini oluşturan harfler tekrarlanıyor.

Aynı bulgu Mars için de geçerli. Mars kelimesini oluşturan harfler Kuran'da ilk olarak Müminun suresinin 44.ayetinde yan yana gelmektedir. Bir sonraki Mars harfleri ise yine Müminun suresinin 45.ayetinde yan yana gelmektedir. (Arapça'da Mim-Elif-Ra-Sin) Yani hemen 1 ayet sonra tekrar geçmektedir. Aynı şekilde Mars'ın kendi çevresindeki dolanım süresi de sadece 1 gün sürer. Mars 1 günden sonra dönüşünü tekrarlar aynen Kuran'da 1 ayet sonra tekrarlandığı gibi...

Kur'an'da toplam 13 defa "Kara (berr, yabas)" ifadesi geçmektedir. "Deniz (bahr)" kelimesi ise 32 defa
geçmektedir. Yani deniz oranı 32/45, kara oranı ise 13/45 olarak verilmektedir. Yüzdelere çevirdiğimizde deniz oranı yüzde 71, kara oranı ise yüzde 29 çıkmaktadır. Modern bilimin bulgularına göre de denizler Dünya'nın yüzde 71'ini, karalar ise yüzde 29'unu kaplamaktadır. Günümüzde bilimadamları bu tür ince hesaplamaları uydu fotoğrafları ve bilgisayarlar ile yapabilmektedir.

Kuran-ı Kerim'de yer alan element isimli "Hadid (Demir)" suresinde, Radon, Potasyum, Zirkonyum ve Titanyum gibi diğer elementlere de atom numaralarıyla ve ağırlıklarıyla birlikte işaret edilmektedir. Halbuki o yıllarda elementler ve atom numaraları henüz keşfedilmemişti. İşte bu yüzden Kuran çok büyük bir mucize daha sergilemektedir.

Örneğin element isimli bu suredeki Arapça harfleri saydığımızda ilk RN harflerine kadar 86 harf geçmektedir.Aynı şekilde bilimsel olarak "Rn(Radon)" elementinin atom numarasıda 86'dır.

Yoksa: "Onu kendisi uydurdu" mu diyorlar? De ki: "Haydi siz, yalan üzere uydurulmuş olarak onun benzeri on sure getirin ve eğer doğru sözlüyseniz, Allah'tan başka çağırabildiklerinizi çağırın." (Hud Suresi, 13)

* Bulunduğu ibarede "aşri" (on) kelimesine kadar kullanılan harf çeşidi 10.
* Ayette "aşri" (on) kelimesine gelinceye kadar olan noktalı harf adedi 10.
* Ayette "yalan üzere uydurulmuş olarak onun benzeri on sure" anlamına gelen "biaşri süverin mislihi müftereyatin" ifadesine gelinceye kadar olan hece adedi 10.
* "De ki: "Haydi siz, yalan üzere uydurulmuş olarak onun benzeri on sure getirin" anlamına gelen "kul fe'tu biaşri süverin mislihi müftereyatın" ifadesindeki noktalı harf adedi 10.
* "Onun benzeri 10 sure" anlamına gelen "aşri süverin mislihi" ifadesindeki harf adedi 10.
* "Aşri süverin mislihi" (onun benzeri on sure) ifadesinden sonra ayet sonuna kadar olan kelime adedi 10.
* "Onun benzeri on sure" anlamına gelen "biaşri süverin mislihi" ifadesinde kullanılan harf çeşidi 10.
* Ayette "aşri süverin" (on sure) ifadesine kadar, "aşri süverin" ifadesindeki harfler 10 defa geçmektedir.

- baço

 
Gönderildi : 11/02/2009 11:07 pm
Sayfa 6 / 19
Paylaş: