Saçmalamak isteyenler için açılmış bir başlıktır. Saçmalıyorsam bağışlayınız.
Masa üstünde duran beş şey vardı. Onları kullanarak senaryo yazabilecek miydim? “Sen nesnelere gidemiyorsan, nesneler sana gelsin” derdi senaryo hocamız Akif Poroy. Var mıydı böyle biri gerçekten? Masamın üstündeki beş şeyden birinin Akif hocamın kellesi olmasını isterdim. Ben sıkıntıyla konu ararken, “Bak dediğim çıktı. Sen bana gelmeyince ben sana geldim” desin isterdim. İster miydim? Masamın üstünde gerçekten beş şey var mıydı? Kuruyemiş, kuru kahve, sigara, küllük ve elektrik faturası ve çakmak. Altı oldu. Elektrik faturasını çakmak ile yakıp ortadan kaldırıyorum, beş nesne dengesini korumak adına. Külleri havada uçuşuyor. Yazının başından beri beni kamera ile seyrettiğinizi hayal edin. İlk beş dakikadan yırttık demektir. Kalan beş şeyin dördünü öfkeyle fırlatıyorum bir köşeye. Sadece çakmak kalıyor. Sinirle balkona çıkıyorum. Dolunay, ılık rüzgâr, çekirge sesleri, kuş cıvıltıları. Evlerin sarı, sıcak ışıkları. Çatal bıçak sesleri, balkonda çay karıştıran göbekli, atletli adamlar. Yeni bir “beş şey” saymaya çalışıyorum. Göbekli adam, çay bardağı, atleti, çizgili pijaması. Dörtte kaldık. Kamera en başından beri kayıttaysa on dakikası bitti sayılır senaryolu filmin. Ama esas film şimdi başlıyor. Balkonumun kuytu köşesinde durmakta olan benzin bidonunu alıp masama dönüyorum. Masada şimdi çakmak ve benzin var. Sadece iki şey. Kimin umurunda! Üstüme boca ediyorum bütün benzini. Tuhaf bir serinlik ve coşku doluyor içime. Şimdi sadece çakmak var masa üstünde. Elimi uzatıp alıyorum. Başparmağım çocuğunun başını okşayan baba gibi okşuyor çakmağın basılan yerini. Son gülümsemem. Çılgın bir kahkaha atıyorum. Gerisi kimin umurunda!
(kendi kendine konuşmalar)
NOT: Yazı silinecektir. Akif Poroy yukarıdaki samimi itirafının uluorta ortalıkta gezdiğini görürse toplama kararı çıkartabilir. Bütün forum üyeleri bir gece yataklarından kaldırılarak, gözleri bağlanıp toplatılabilir.
http://www.akifporoy.com/ ziyaret ediniz, özellikle bayramlarda.
Kalem Oynatan İle Ayı Oynatanın Buluştuğu Yer
Akif Poroy
"ayrıca Uzak Doğu felsefelerinden Tantra gibi öğretileri orgazm tedavisi için öğretmektedir."
hegel! benim başlığımı açmışsın yine...yeter bıktım artık benim başlıklarımı açmandan...başkalarının başlıığını açmak yasak bilmiyor musun? ya forumun kurallarına uy ya da ayrı bir foruma çık...burada hepimiz sosayti bir topluluğuz...çıkış noktamızın menşeğisini bozmayalım...freudun varisleri olarak tüm haklarımı onlara devrediyorum. ama kendimi karanlık bir sinema salonunda sevişirken hayal etmekten kendimi alamıyorum. herkesin seni izlemesinden duyulan hazzın varlık sorununa ait olan exiztenz yaklaşımın ne olduğuyla ilgili hiç bir fikrin yokken bundan sonra kadir kıymet bil....
others...
şimdi daha çok seviyorum seni hayat, hadi...
Yalvarırım saçmalama 😆
Türkçe konuş anlamıyom, çok zoruma gidiyon – Ercan Saatchi
Özür diliyorum. Farkında değilim. Bilerek veya bilmeyerek kırdıysam. “Affet Ne Olur Beni, Söylediklerim Doğru Değildi” diyorum, Selçuk Ural’ın ağzından. Her ne kadar haklılığın tartışılır olsa da, bir tarla faresi kıvraklığıyla uzaklaşıyorum.
Saçmalamaya devam.. go on man..
Kalem Oynatan İle Ayı Oynatanın Buluştuğu Yer
tartışmaya yaklaştığın noktanın her hangi bir noktasına katılmıyorum...Amerikalılar buna, "have a point" derken. fizikçiler nötron parçacıkları derler. Çorumlularsa kendin pişir kendin ye derler. ama SEN adamım, bunların hiçbir tanesini ele almamışsın. Konudan uzaklaşmışsın. kendimi tuttum tuttum buraya kadar. nereye kadar yani. Altı üstü bir anlık yaşadığımız şu güzide ve bi o kadar boktan aynı zamanda da kifayetsiz ömrümüzün en dışsal varlıkları olarak, kendimi süperman'in varislerinden ona ihanet eden havarisi ilan ediyorum. bunu kabul etmek istemeyebilirsin ne de olsa yahudiliğie yatkınsın. Ama freud kadar aklın varsa hemen kaç burdan. Çünkü onun oğlu olan ve kendini hiçbir zaman onun oğlu olamayacağı kadar yalnız hisseden nietzche nin kalbini kırıyorsun. Onun tüm Sarte ile olan bağlantısını hiçe sayıyorsun. Utanmalısın kendinden. sorsam shopen ile schopenhauer arasındaki benzerlikleri bile sayamazken, bu kadar felsefeci olabileceğini tahmin etmemiştim. çok üzüldüm... bir daha dostum bir daha bunu yapma...
they...
şimdi daha çok seviyorum seni hayat, hadi...
shopen ile schopenhauer arasındaki benzerlikleri
Buna bittim 😀
İkisi de şopar mı yoksa 😛
- baço
Nasrettin hoca bir gün göle gitar çalıyormuş. Hiç döl maya tutar mı demişler. Hoca bu durur mu hiç, yapıştırmış sevabı "çalmaya çalmaya elim haya tutuyor da, dölmaya dölmaya şeyim niye şey yapmasın" demiş. Toplu halde gülüşmüşler, kakara kikiri falan, gençler eğlensin gülsün tabi. Severim ben gençleri. Böyle gülünce Nasrettin Hodja ile 300 filmindeki Fassbender hoca hoşlaşmışlar birbirlerinden. Onlar çıkmış kemoterapiye, biz çıkalım...
Hava çok sıcak.. Bugün kendimi ancak bu başlıkta ifade edebilirim.
Yapmayın. Aynı Big Bang'in çocuklarıyız hepimiz...
Selçuk Ural’ın ağzından.
selçuk ural dedin de aklıma yavla çural geldi. yavla çural bilindiği gibi ünlü bir seks teoloğu ve çinli bilmecebilimci. teocu seks üzerine yayınlanmış bilmeceleri var. aynı zamanda ura laltayların annesi ve selçu kuralın küçük kız kardeşi. hem anne hem de başarılı bir seks gurusu olmayı başarabilen ender insanlardan.
bir bilmecesinde aynen şöyle diyordu hatırlarım: en tatlı 10 nedir?
bu soruyu bana sorduğunda henüz 10 yaşındaydım.
tatlon dedim olmadı. pentatlon dedim yine olmadı.
geceleri uyuyamıyordum artık. okula geç kalıyordum sürekli. okul kariyerim bitmek üzereydi.
şekerli bir şeylerdi hissedebiliyordum. yoksa acı mıydı. acı da bir tat dı değil mi? acı on evet. işte bu. biber-on dedim. koşa koşa koştum yavlaçuralın manastırına. korumaları atlatıp huzuruna çıktım. "üstat" dedim, "bildim. biberon".
üstat yavla bi yarım saat falan konuşmadı. boş boş baktı öyle saatine. sonra ağzından belli belirsiz döküldü "bireron" diye. gülümsedi. daha çok güldü. daha çok. kahkahalar atmaya başladı sonra. "çok komik lan" dedi. "lan" dedi bana. benim gibi genç bir çuralist daha ne isterdi ki.
sonra uyandım öğretmenin bir metrelik metreyi sıramda şaklatmasıyla. "biberon" dedim. "dışarı çık" dedi. çıktım.
- zaman ne çabuk geçiyor.
- zaman duruyor da içinden biz geçiyoruz galiba.
Zügel zaymışsın, pezra..
Çegen nüg loyda digiyordum. Kabdım rakşıdan rib zık legiyor, sipiklete nibmiş. Kabbaldan kıçmışım, leimde muyurta. Raçpıştık bati. Edddim zıka, “Kab zıkım, rubalarda yöble zegme, ………..” Koç ğaladı, nianılmaz….
Kalem Oynatan İle Ayı Oynatanın Buluştuğu Yer
really listen to a wonderful story that became the heart dear Hegel branding. I expect more of your stories.
Yapmayın. Aynı Big Bang'in çocuklarıyız hepimiz...
Çegen nüg loyda digiyordum. Kabdım rakşıdan rib zık legiyor, sipiklete nibmiş. Kabbaldan kıçmışım, leimde muyurta. Raçpıştık bati. Edddim zıka, “Kab zıkım, rubalarda yöble zegme, ………..” Koç ğaladı, nianılmaz….
çalıntı bu. aynı hikayeyi kelimesi kelimesine bir yerlerde okumuştum.
saçmalamak çok güzellemek çok saçma.
- zaman ne çabuk geçiyor.
- zaman duruyor da içinden biz geçiyoruz galiba.
Bana bak zebra efendi! (Zebra değil zepra ulan gibi bir espri yapmaya kalkışma seni gidi esprini görürüm önceden) :dünyayı kurtarmaya çalışan zengin iş adamları gibi her gün uzay mekiklerinde gezen ben değilim. Kendini ve kedini buradan alarak git. Yoksa senin ve senin gibilerin hiç görmediği alemlerde yüce rabbimin de bana vermiş olduğu yetkiye dayanarak domatesli çorba sosu yaptığım günlerdeki kadar anlatım bozukluğu yapma hevesimin olduğunu tartışmıyorum ki ben! Kendini Hegel'in felsefi dengesinde domates salçası yaparken bir hayal etsene! hadi et! edemezsin. Şu anda duştayım. çıkınca tekrar konuşalım
şimdi daha çok seviyorum seni hayat, hadi...
Mordevrim. İngilizce bilmemenin bilmezliğinde yelken açarken farketmediğin bir olmadı iki yok lan bi sürü şey var. Birincisi sen bir ingiliz aksamını the dude şeklinde teleffuz edemezsin ingiliz aksamından yapılmış tünm lcd ekranların farkında mısın ki de böyle bir cümle kurma cürretinde bulunabiliyorsun? Cevap vermeden önce 18 kere aciip düşün. Düşünemezsen bir sen var senden içeri derim sana. Altından bile kalkamazsın. Var mı başka laf isteyen varsa özelden olmadı daha da özelden bana ulaşsın. Ulaşabiliyorsa. Ben burdayım. Duştan çıktım.
şimdi daha çok seviyorum seni hayat, hadi...
Mordevrim. I did not know English is not bilmezlik two in the no man sailing a while opening farketmediğin a lot of things. First, you the dude in the evening a British can not teleffuz made from British parts, are you aware of tünm lcd screen that has so cürretinde can establish a sentence? Think 18 times before responding aciip. You say you have a 't think of you. Gold can not even get up. Is there another laf if you want even more from private not you contact me in private. Can access it. I'm here. Came out of the shower
google translate'den ingilizce öğreniyorum 6.5 saattir. Çok geliştirdim kendimi.
Yapmayın. Aynı Big Bang'in çocuklarıyız hepimiz...
Altından bile kalkamazsın => Gold can not even get up.
Süper öğretiyor. 2 haftaya kalmaz Ali'ye çevirilerde yardım ederim.
Yapmayın. Aynı Big Bang'in çocuklarıyız hepimiz...