Merhabalar arkadaşlar.
Hemen konuya gireyim.
Sinemada Etik anabaşlıklı bir konuda
"Yapımcının Filme müdahalesi" gibi altbaşlıklı bir konunun etik olup olmadığına dair bir ödev hazırlyacağım...
Yapımcının sinemadaki yeri, bunun sinema sanatı üzerindeki olumsuz etkileri...
Yapımcıların bir filme etkileri...
Böyle bir ortamda sinemanın nasıl gelişebileceği, yoksa gelişemeyip belli bir zümrenin tekelinde mi kalacağı...
Yanbaşlık olarak bu forumun da önemli bir temsilcisi olduğu "bağımsız düşük bütçe amatör filmmaking" in önemi...
Sizlerden ricam bana fikirsel anlamda destek vermeniz...
Nedir bu konuyla ilgili yorumlarınız, bilgileriniz...
Ve bana önerebileceğiniz kaynaklar, makaleler...
Google'da arama yapabilmek için (ingilizce, türkçe fark etmez) gerekli olabilecek keywordler...
Yani her türlü destek...
Sonuç olarak bana kkymn.com ilham verdi ne de olsa bu konuyu seçmek için...
[email protected]
Teşekkürler şimdiden...
bu ne ödevi? yani ders?
bide hangi şehirdesin ona göre yardım edebilirim
keywords olarak değilde tez leri dene derim
nette yayınlı olna tezler
makaleler
bu bir mushraPPa mesajıdır
Mehmet Oğuz Köroğlu
oowww cok okkalı ve derin bi konu hocam öncelikle kolay gelsin. Yapımcının filme etkisini tecrübe etmedim ama yazdıgımız dizilerde resmen kan kusturdular hatta gecen sene ramazana denk gelen bi bölümde olmadık sansürleri kanal degil yapımcı makasladı ama sinema sektöründede farklı olacağını sanmam. Genel olarak böyledir zannedersem ama belli ilişkilere görde değişebilir tabi.
bu konu hakkındaki yorumum çok uzun buraya sığmaz
Ankara'dayım...
Ders filmcilik kuramı...
Beetle direkt olarak ne tarz teklif ve engellemelerle karşılaştığını söyleyebilir misin?
Genel olarak tecrübe ve yorumlarınıza ihtiyacım var çünkü bu aynı zamanda "bizlerin" de olaya nasıl baktığıyla alakalı bir konu...
Ne de olsa etik bir sorun...
Bir yönetmenle röportaj ayarladım şimdilik... (Kendisi maddi yetersizliklerden dolayı uzun süre çekememişti filmini...)
Coyo-t yorumların benim için gerçekten çok değerli desem senin için bir şey değişir mi?
Hepinize çok teşekkür ederim...
Bulduğum makaleler:
8 bölüm yayınlanmış rahmetli bi dizimiz vardı. yazıyorduk. Ramazan ayına denk gelen bi rakı içme sahnesi vardı..ki cok komik bi sahneydi aslında...Sırf yapımcı ve duruşu sayesinde elde ettiği siyasi çerçeve ters düşmemek adına sahneyi komple kaldırttı. Bunun dışında bi sürü tüccar mantığıyla çalışıp her şeye burnunu sokan yapımcılarda gördük. Adamlar bu işin sanat boyutundan ziyade üretilmesini sagladıkları ürün olarak bakıyorlar. Yani sanki fabrika kurup birşey üretiyorlarda şurası şöyle olsun burası böyle olsun demekten sakınmıyorlar. Fakat parantez içinde " parasını ben verdim ulan " mesajını çok net aldığınız için atınızı koşturmanız zorlaşıyor. iki seçenek kalıyor ya oturup hakikaten idealist olacak ve ben kötü bi işe imza atacağıma patates yemeye devam ederim diyeceksiniz yada tıkır tıkır paramı alıyorum kardeşim ödün veririm yazdıklarımdan nolurki diyecek ve rosto yiyebileceksiniz.
Çok teşekkürler beetle...
Çok yardımcı oldun...
Böyle deneyimlere ihtiyacım var...
öncelikle senden özür diliyorum bukdar bu konuya geç cevap verebildiğim için. yazını daha önce yazdım fakat Bir gazete içinde bir yazı yazdım ikisinide editleyemedim bu editlenmemiş hali kusurumu maruz gör
bu olay aslında 89'a dayanır ne zaman özel kanallar lafı çıktı o zaman şapı yedik. bizim de bugünlerde Radyo ve Televizyon program-yayın yapımı dersinde konuştuğumuz konulardan biridir bu. Özel kanallar çıktıktan sonra engellenemez bir kültürel gerileme olayı yaşanmıştır ki zaten Türkiye'nin eğitimine ve kültürüne her 10 senede bir parmak sokulmuştur. Sonra 1993'te RTÜK'ü açmaya akıl ettilerse de onuda layıkiyle yapamadılar. Rtük toplumun her katmanından insanların olması gereken bir kurumdur, İKTİDARDAKİ PARTİNİN MİLLETVEKİLLERİ DEĞİL.... Bu yüzdendir ki Rtük kendi kafasına esince kanal kapatan saçma sapan kurallar üreten, çocuk programlarındaki küfürleri değilde başbakan ve cumhurbaşkanlarına yapılan anti-düşünceleri gördü.
Arkadaşlar Medyanın şu anda içinde bulunduğu durum içler acısıdır.
MEDYANIN İLK AMACI KAMOYUNU EĞİTMEK SONRA PARA KAZANMAKTIR ki işte burda devletimizde kopukluk çııkıyor ve medya rant'a bakıyor.
POSTA gibi içinde haberin H'sini bulamadığınız magazin haberleriyle düşük kültürlü bir gazetenin en çok satması medyanın ve devletin bir suçudur.
Medya şu anda bile özgür değildir ülkemizde, çünkü devlet hep baskı altına almıştır.
Basit mantık örnek SABAH gazetesi devlet tarafında Ciner'e satıldı. şimdi sormak isterim kendinizi Ciner'in yerine koyun devlet'e karşı alıcak, devleti yericek bir haber yaparmısınız??? Ciner'de sizin gibi düşünüyor ve yapmıyor.
Yapımcı filme müdahalesi nedir. Aslında bu bahsettiğim nedenler (-ki kısaltım) sinema için de geçerlidir.
Yapımcı parayı veren kişi yani düdüğü çalan kişi.
Toy yönetmenler (bizim gibi) yapımcı doğrultusunda çalışır sonra da para bulunca kendi şirketlerini açıp özgür olurlar.
Yani sonuçta sinema filmde yapımcı etkisi çok önemlidir sadece ticari amaç güden bir yapımcı sanat faktörünü pek düşünmez bu da sinema yani 7.sanatın kalitesini düşürür.
Yine şu faktörde vardır iyi yapımcı iyi yönetmen illa ki kaliteli iş değildir.
para=katiledir
Sonuç olarak yapımcı size güvenirse sizdede iş warsa babalar gibi film çekersiniz. Yapımcı size güvenmez yada az para verirse kendinizi tam ifade edemezsiniz.
Bakınız: Beetlejuice, KKYMN, Hassonya
Ya sana nasıl teşekkür etsem bilmiyoeum Coyo_T...
Çok yardımcı oldun sağol...
lafı bile olmaz
iyi geceler