Ben konuşmak için biraz erken diyorum. İzlemek lazım.
Çok kötü şeylerin göstergesi de olabilir.
Nereye gidecek bakalım mevzu.

Bundan 1500 sene önce Avrupa'yı Papalık ve onlara bağlı Lordlar cemiyeti yönetiyordu. Bundan 800 sene önce kadar kız alıp-verme durumuyla birlikte Avrupa'yı yöneten Lordlar kamarasının bir aile haline gelip Papalıktan daha kuvvetli hale gelmesiyle birlikte Avrupa'yı 500 sene boyunca tek bir aile yönetmeye başladı. Şimdi ise globalleşen dünyayı kapitalist sistem ile iyice kuvvetlenen zengin sınıfının çıkar ilişkileri içerisinde oluşturduğu bir cemiyet yönetiyor diye düşünüyorum. Sarkozy, Kaddafi, Berlusconi, Tayyip Erdoğan, Mübarek, Bin Ali ve daha birçokları bu siyasi kariyerlerinden daha önce birbirleriyle tanıştıkları bilinen şahıslar. Yani artık "The Network"u yaşadık artık geçiyoruz ve yeni bir sisteme doğru ilerliyoruz diyebilirim. Bu Libya'dır, Tunus'tur, carttır, curttur tamamen işte bu çıkar ilişkileri sırasında çıkan çatışmalar sonucu oluşan çatlaklar diyebiliriz. Buna komplodur diyenlere de diyecek tek bir lafım var bundan 1500 sene önce de Avrupa'da ki insanlar Kathedralleri, Papazları tanrının yer yüzündeki temsilcileri olduğuna inanıyorlardı, Papalık'a para ödeyip cennetten arazi satın alıyorlardı ve bu paranın yine Tanrı'ya gittiğine inanıyorlardı. Şimdi biz onlara ne gözle bakıyoruz? Ve bizden sonraki nesiller bu zamana bakınca bizi kim bilir nasıl görecekler?

Ben bu operasyonları batının ''aman sömürge düzenimiz bozulmasın'' politikasına baglıyorum.
Özgürlük halkı kurtarmak filan hikaye batılı ülkeler nereye girmişte özgürlük ve refah getirmiş?
Şimdilik birşey söylemek erken ama görünen köy kılavuz istemez.
Bkz.Irak
Bkz.Afganistan

Ben bu operasyondan öncesinin, bu halk hareketlerinin de bir planın parçası olduğunu düşünüyorum.

Bariz ve net bir şekilde, ortadoğu ve afrika coğrafyasında bir "ılımlı islam" projesi yeşertiliyor. Tabi bu ılımlı islam modeli ile kaynaklar küresel şirketlere geçirilecek, yeni tüketim coğrafyaları ve tüketim toplumları yaratılacak. Soros'un renkli devrimleri gibi.

Kuşkusuz diktatörlükler bu zamana yakışmayan bir yönetim sergilerler. Ancak bu zamana yakışmayan daha büyük bir şey var ki oda halen emperyalist politikaları devam ettirmektir. Kanımca özellikle Amerika'nın ekonomisi de zaten emperyalizme bağlıdır.

Oguzcicek'in dediği gibi görünen köy kılavuz istemez. Dünyada halen bir çok sıcak çatışma ve soykırım bölgesi var. Bunların çoğu batı medyasında yer almıyor bile. Bunu geçelim, Irak gibi Afganistan gibi milyonlarca sivilin öldüğü aktif işgaller mevcut.

Amerika zaten hümanizmi kendine ne hikmetse sıfat edinmiş bir ülke imajını çiziyor. İnsanların hakları diyerek insanları katlediyor. Tabi politika basit; emperyalizm.

Kısaca NATO küreselleşmenin önünde duran, bağımsızlık sahibi ve uluslararası pazara açılmakta zorluk çeken veya açılmayan ülkeleri zorlamakta.

Bu olaylarda yeni bir Afrika ve Orta Doğu yaratma operasyonundan başka bir şey değil. Tek kutuplu dünyada, tek kutup olanlar elbet babasının çiftliği gibi davranır.

shaolin (2011) filmini dün arkadaşlarla seyrettik. çin sinemasını çok cazip bulmam ama filmin anlatıığı temel konu sanki bugünleri anlatıyormuş gibi bana geldi.

eğer vatandaş vatandaşı kardeşi bilmiyor, görünürde bir saygı altında menfaat pazarına dönmüş bir memlekette yaşıyorsa, ecnebiler güya karlı ticari anlaşmalarla o ülkeye giriyorlar, taraflar birbiri ile mücadele ederken insani hırslarla iş çığrından çıkınca da güya o ticari menfaatlerini korumak adı altında her iki kardeşi ezip geçecek şekilde saldırıyorlar.

libya konusuna paralel geldi sanki... yani bir memleketin tüm fraksiyon, kesim ve azınlıkları ne olursa olsun bir şekilde sıkı durabiliyorsa o zaman fırsat vermemiş olurlar. birlik bozulursa dirlik de bozuluyor. bunun olmaması için ince bir denge var. yukarıdakiler her kimlerse kendilerinden aşağı ve azınlık olarak gördüklerine merhamet; aşağıdakiler her kimlerse, göreceli çoğunluğa hürmet göstermek zorundalar, henüz vakit varken... kendi aralarında sıkıntılarını ifade edip meselelerini sağduyu ile çözmeleri gerekiyor... yoksa ;

gelen geldiği, bombalar uçuştuğu, kan döküldüğü zaman bedelini tüm herkes öder ve geride sevinen de kalmaz...

Libya'da ne olursa olsun Nato'nun şerefsizleri koruma ordusu olarak düşünüyorum.

Şöyle de bir bilgi:

Nato'nun Libya'ya yaptığı operasyonlarda komuta merkezi olarak kullanılan savaş gemisinin adı: ANDREA DORİA. Barbaros Hayrettin Paşa'nın 1538'de Preveze'de bozguna uğrattığı HAÇLI ORDULARInın komutanı: Andrea Doria.

Yıl 2011; Türk savaş gemileri, kardeş Libya halkına bomba yağdıran Nato ordularına (haçlı ordularına) komuta eden Andre Doria gemisinden aldığı emirleri uyguluyor.